Bir ülkenin tüm orduları (sanayi, ticaret, sağlık, tarım, silahlı kuvvetler vb.) lojistik ağları ve güvenilirlikleri kadar güçlüdürler.
Bu yazıyı okurken aşağıdaki sorulara cevap bulmak beklenebilir.
1- Lojistik ağları güvenilir kılmanın bir parametresi de liman ekipmanları mıdır?
2- 2050 maratonunda yol almak bağlamında, Türkiye liman ekipmanları konusunda dışa bağımlılığı kırmalı mı?
3- Pandemiler, depremler vb. durumlar acaba ekipmanların yerli üretimleri için bize bir uyarı mı veriyor?
4- Örneğin Çandarlı Limanının bir kısmı SSG, RTG, RMG, Mobil Liman Kreni-Vinci, Endüstriyel Elleçleme Ekipmanları vb. gibi ekipmanların üretimi için kullanılabilir mi?
Bir ülkenin tüm orduları (sanayi, ticaret, sağlık, tarım, silahlı kuvvetler vb.) lojistik ağları ve güvenilirlikleri kadar güçlüdürler. Pandemiler, karantinalar, yaptırımlar, doğal afetler, savaşlar vb. istenmeyen durumlar lojistik ağların önemini geçmişte defalarca teyit etmiş ve günümüzde de etmeye devam etmektedir. Bu kapsamda, tüm orduları tam anlamı ile faal ve güvenilir kılabilmek, diğer kulvarlarda olduğu gibi lojistik ağlardan ticaretin büyük bir kısmının yapıldığı deniz yolu tarafını da güçlü tutmaktan geçmektedir. Bu bağlamda, liman tesislerinin ve de ekipmanlarının her daim emre amade olmaları, liman tesislerinin belirli-güvenli mesafelerde kurgulanarak yeter kapasitede aktif ve yedek kapasitelerle hazır olması, aynı zamanda, ihtiyaç halinde hızlı bir şekilde taleplere cevap verebilecek çeviklikte olması, ülkeleri istenmeyen durumlarda güçlü ve bir adım önde kılacaktır. İskele-rıhtım ve ekipmanlar limanların kaleleridir. İskele-rıhtımların ve ekipmanların sorunsuz çalışması ile de lojistik ağlar güvenle akışa girer ve tedarik zincirlerini güvenilir kılarlar.
Özellikle liman sahalarının geleceğe hazır edilmesi ile beraber limanlardaki ekipmanların tedarik süreçleri ile ekipman yerliliği ayrı bir önem arz eder. Genel çerçeve ile bakılacak olursa, Türkiye limanlarında bulunan ekipmanların neredeyse tamamı ithal ekipman gamına sahiptir. Geçmişte üretimlerde bulunan Türk şirketleri olsa da bazıları zamanla kaybolmuş, günümüzde ise kısmi olarak bazı şirketlerin küçük çaplı üretimler yaptığı bilinmektedir. Güncel şartlarda neredeyse tamamen dışa bağımlı olan bu ekipman durumu, Türkiye limanlarının gelecek ihtiyaçlarını karşılamak ve istenmeyen durumlarda ülkemiz lojistik ağları ile tesisleri ayakta ve de güvenilir kılmak için önemli bir uyarı vermektedir.
Bu kapsamda, geçmişte yaşanmış bir çok vaka haricinde en son yaşanan Covid-19 pandemi sürecinde ve İskenderun Bölgesi limanlarında yaşanan depremler silsilesinde, gerekli durumlarda ilave ekipmanlara veya yedek parçalara ulaşmanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Diğer taraftan, Türklim tarafından hazırlanan “2050 Vizyon” çalışması kapsamında yapılan öngörülere göre, sadece konteyner tarafında yaklaşık 41,5 milyon TEU’luk bir ticaret hacmi öngörülmekte ve bu kapsamda 50-60 milyon TEU’luk bir liman altyapı kapasitesine ihtiyaç olacağı ifade edilmektedir. Bu da, mevcut durumda kurulu liman kapasitelerinin ve aynı zamanda, kabaca ekipman sayılarında iki katı bir gereksinime ihtiyaç olduğu anlamına gelmektedir. Gelecekte hurdaya ayrılacak ekipmanların değişimi için gerekecek yeni ekipman sayıları ile yenileme-retrofit yapılması kapsamında yapılacaklar, bu gereksinimlere ilave olacaktır. Bunun yanı sıra, diğer yük tipleri içinde gerekecek ekipman sayılarının da önemli miktarlarda olacağı açıktır.
Ayrıca, Covid-19 pandemisi ile başlayan hemen hemen tüm ürünlerdeki tedarik sorunları liman ekipmanları tarafında da baş göstermiş ve devam etmektedir. Aynı zamanda, ürün fiyatlarında beklenenlerin çok üzerindeki artışlar maliyetleri de tetiklemiştir. Bu dalgalanmaların gelecekte de olması muhtemeldir. Ancak, en önemli sorunlar gerekli ekipmana zamanında ulaşamamak olmasının yanı sıra yedek parça teminlerindeki sorunlar ile gerektiği durumlarda teknik servislerden hizmet alamama durumlarıdır. Bunun sonucunda, tesislerde iş durması, iş kaybı, itibar kaybı, ilave stok maliyetleri gibi vb. durumların yaşanması olasıdır. Diğer taraftan, özellikle insan sağlığının önem arz ettiği ve zamanla yarışılan durumlarda (pandemiler, depremler, savaş vb.) ekipmanların faal tutulamaması nedeni ile oluşabilecek daha büyük problemlerle ve geri dönülemez sonuçları ile yüzleşmek her zaman muhtemel olacaktır.
Türkiye limanları yeterli bakım-onarım tecrübesine ve bilgi birikimine sahiptir. Yalnızca, yazılımlara müdahale kısıtlamaları nedeni ile zaman zaman problemlerin yaşandığı bilinmektedir. Yurt içi ve dışında montajlarda, test ve devreye almalarda bulunan oldukça yetkin ekiplerde bulunmaktadır. Zaman zaman hatta başka ülkelere teslim edilen vinçler Türkiye limanlarında montaj edilerek gönderilmektedir. Yani, Türkiye yeterli insan gücü ve bilgi birikimine sahiptir.
Bu çerçevede, SSG, RTG, RMG, Mobil Liman Krenleri, Endüstriyel Elleçleme Ekipmanları vb. tip ekipmanların Türkiye şartlarında üretilmesinde esasta herhangi bir engel görülmemektedir. Çelik tedarikleri de ülkemizde kolaylıkla çözülebilecektir. Ekipman tasarımı süreçleri ise, iyi kurulmuş tasarım ekipleri ile ve gerekiyorsa dışarıdan alınacak know-how desteği ile hızlıca atlatılabilecektir. Daha sonrasında eldeki tecrübelerle liman ekipmanlarına ait ürün gruplarının da üretimlerinde kümelenmeye gidilmesi ile hem iş gücü istihdamı hem de teknolojik gelişmeler hızlanabilecektir. Bu kapsamda, hem üretim sektörünün liman ekipmanları tarafından güçlenmesi hem de dış pazarlara açılma konusunda önemli bir avantaj elde edilmesi olası olacaktır.
Bu bağlamda, gereken teşviklerin güçlü bir şekilde verilerek ekipman üretimlerine yönelimin sağlanması hem yeni bir iş gücü istihdamına, hem dış ticaret açığının azalmasına, hem lojistikte güçlü teknik alt yapıların oluşmasına, hem de pandemiler vb. istenmeyen durumlarda yeni ekipmanlara ve de komponentlerine hızlı ve doğrudan bir erişimle Türkiye lojistik ağlarının güvenilir kılınmasına yardımcı olacaktır.
Ayrıca, İzmir Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan “İzmir Rüzgar Sanayii Lojistik İhtiyaç Analizi” isimli çalışma da verilen, Çandarlı Limanı Avan Proje Tasarımları incelendiğinde sanki SSG, RTG, RMG, Mobil Liman Krenleri, Endüstriyel Elleçleme Ekipmanları vb. gibi liman ekipmanların üretilebileceği bir alanın burada ayrılabileceği de gözükmektedir. Bu kapsamda, Çandarlı limanının liman ekipmanlarının üretilmesi yönünde irdelenmesi ya da başka bir bölge-yer olasılıkların irdelenmesi yerinde olacaktır.
Yukarıda verilen bilgiler ışığında, özellikle 2050 maratonunda yol almak bağlamında, ülkemiz kaynaklarının optimum bir şekilde kullanılabilmesi, Türkiye limanlarının tercih edilir konumlara getirilebilmesi, dışa bağımlılığın azaltılması, istenmeyen durumlarda (pandemineler, karantinalar, yaptırımlar, doğal afetler, savaşlar vb.) lojistik ağların güvenilir kılınması ve güçlü alt yapıların elde edilebilmesi için geç kalmadan gerekli adımların atılması yerinde olacaktır.
Zor zamanda ve gerektiğinde zamanında temin edilemeyen herhangi bir şeyin bedeli hiçbir şeyle mukayese edilemez, tartışılamaz.
Kaynaklar:
1- TÜRKLİM (2022). Türkiye Limancılık Sektörü 2022 Raporu: Vizyon 2050.
2- İzmir Kalkınma Ajansı (2023). İzmir Rüzgar Sanayii Lojistik İhtiyaç Analizi.