Amerika Birleşik Devletleri’nde 2025 yılı başlarken görev başı yapan, bir dönem aradan sonra yeniden başkan seçilen Trump hakkındaki son yazımızı 2017 yılında ilk dönemi başlangıcında yazmıştık.
Amerika'da başkanlar genelde ikinci dönemlerinde kritik ve hassas konularda daha rahat ve cesur kararlar alırlar. Buna bir de Trump'ın agresif ticari kişiliği eklenince başkanlık koltuğuna oturur oturmaz hızla agresif ve sert kararlar almaya başladı. Önce yakın çevresi komsu ülkelerle ticarete yüksek vergiler getirdi. Kanada ve Meksika bu kararlara elbette hemen reaksiyon verdi. Aslında ömrü boyunca tüccarlık yapmış Trump için amaç bağcı dövmek değil üzüm yemek. Muhataplarına karşı aldığı sert kararlarda aslında keskin dönüşler yapıyor çünkü bu kararları zaten pazarlığa giriş amaçlı olarak sert tutuyor. Yani bir nevi ölümü gösterip sıtmaya razı etmek tabirini uyguluyor yönetiminde. Trump; siyasi, askeri ve ekonomik her ülke kararını aslında ticari bir zihniyetle pazarlık elini yüksekten tutarak istediklerini alma niyetiyle hareket ediyor. Meksika ve Kanada'ya yüksek vergiler koyduktan sonra bu ek vergi yükünün aslında Amerikan halkının bütçesine yansıyacağının farkında. Zaten komsuları da bu kararlara hemen reaksiyon vererek Trump’ın asil istediği sinir güvenliği ve bu masrafların paylaşımı konusunda masaya oturup ortak kararlar almaya razı oldular.
Greenland ve Panama Kanalı
Trump’ın Greenland ve Panama Kanalı’nın Amerika yönetimine geçeceği de yine bu bağlamda yükseğe koyulmuş bir pazarlık çıtası aslında. Amerika kendisine maliyet getirecek iki büyük toprak yönetiminin peşinde değil. Aslında istenen bu bölgelerdeki kıymetli madenlerin ve deniz yollarının işletme hakları ve öncelikleri. Bahse konu yaptığı toprakların yönetiminin Amerikan bütçesine ne kadar büyük yük getireceği biliniyor ve istenen bir şey değil. Bu yaratılan stresli ortam pazarlıkları sonunda Amerikan şirketlerinin bu topraklarda ticari ayrıcalıklar edineceğini göreceğiz.
Yine Amerikan tüketici marketinin en büyük tedarikçisi olan Çin devletine ek vergiler getirdi. Bununda lokal markette fiyatlara enflasyon olarak yansıyacağını biliyoruz. Bu uzun sure devam ettirilebilir bir süreç değil. Malum Çin'de üretilen malların market için zaruret olduğu ve alternatifinin kısa sürede bulunamayacağı biliniyor. Amerika’nın asil amacı da zaten pazarında satılan bu malların çoğunun yurt dışında ucuza üretilmesi ve Amerikan halkının tüketimine sunulmasıdır. Ayrıca ülke dışında üretildiği için gelecek zamanlarda bir çevre kirliliği sorunuyla uğraşmamak da avantaj olarak görülüyor.
Çin bugünleri önceden görmüş
Amerika'da tüketilen malların büyük kısmının ithal edileceği ve bu tedarikçilerden en büyüğünün yine Çinli şirketler olacağı bir gerçek. Su akar yolunu bulur ata sözümüz bunu en güzel açıklayan söz. Çinli şirketler bugünlerin geleceğini çok önceden sezmiş ve alternatif yatırımlarını Türkiye de dahil farklı ülkelere taşımışlardı ve hâlihazırda taşıyorlar. Şimdi Çin'e getirilen bu ek vergilerle yine Çinli paravan Şirketler tarafından üretilen malların birçok Asya, Afrika ülkesinden geldiğini göreceğiz. Çinli şirketler 50 yıllık kiralama anlaşmaları ve gittikleri ülkelerdeki vergi avantajları, ücretsiz üretim yeri, toprak vs. gibi imkânları kullanarak farklı etiketlerle pazara hiç vakit kaybetmeden girecekler. Vietnam'dan, Afrika'dan Amerika'ya belli başlı daha önce Çin’den gelen malların ithalatını görmeye başladık bile. Trump’ın dünya görüsü ekonomik akışın Amerika için devam etmesi ve avantajlı şekilde sürmesidir. Siyasi ve askeri başarılar elde etmek için ekonomik zararları uzun sure taşımayı seven birisi değil. Askeri yöntemler yerine ekonomiyi istediklerini elde edene kadar bir ceza yöntemi olarak kullanmayı tercih eden bir yönetim anlayışı var. Türkiye’nin de zaman zaman bu çıkarların ters düşmesi sebebiyle Trump tarafından ekonomik tehditlere maruz bırakılacağını yeniden göreceğiz.
Karadeniz’den yükleme yapılacak
Yeni başkanlık sistemiyle beraber Trump’ın Karadeniz deniz yolu ticaretini yeniden aktif hale getireceğini düşünüyorum. Bu Türkiye lehine gelişecek bir avantaj olacak. 2025 yılı başında Amerikan petrol şirketlerinden biri Kazakistan petrolünün Rusya’nın Novorossiysk Limanı’ndan yüklenme kapasitesinin eğer tam kapasiteye ulaşılabilirse günlük yaklaşık 260,000 varil arttırılacağını açıkladı. Bu yaklaşık yıllık 158 Aframax veya 105 Suezmax tankerin Karadeniz’den yükleme yapacağı anlamına geliyor. Bu gemilerin hemen hemen tamamı boğazlardan geçip boşaltma limanlarına yol alacaklar. Bir kısmı da yine Türk şirketlerine ait tankerler ile taşınacaktır. Dünya üzerinde siyasi ve askeri anlaşmazlıklar yaşayan ülkelerin, ayni anda konu ekonomik menfaatler olduğunda diğer anlaşmazlıklar devam ederken de bir araya gelip ortaklıklar yapabildiğini bu gibi örneklerden anlayabiliyoruz. Başkan Trump bunun gibi ekonomik fayda sağlayacak her projeye öncelik verip destekleyeceğini göreceğiz. Umarız bu dönem ekonomik olarak ülkemize de olumlu faydalar getirir.
Kapt. Kubilay Ulucan
Maritime Exchange USA – Yönetim Kurulu Üyesi