Kaçak akan musluğun suyu kesilince feryat figan ediliyor
Kimse gocunmasın, ortada bileğinin hakkıyla kazanılmış bir izin var! Boşu boşuna öküz altında buzağı aramayın!
Sektör bir süredir eksik ya da yanlış bilgiden kaynaklı dönüp dolaşan bir dedikoduyla boğuşuyor. Esasen her şey ortada ama ne yazık ki birileri gerçeği kabul etmemekte direniyor ya da kolaya kaçıyor ve bir “günah keçisi” seçip veriyor veriştiriyor.
Gelelim mevzuya;
Malum 31.12.2018 tarihinde Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği yayımlandı. Yönetmeliği eksik bulanlar da yanlış bulanlar da oldu. Bu apayrı bir konu olarak şöyle bir kenarda kalsın.
Değişen yönetmelikle birlikte sektördeki bazı dengeler de değişti kuşkusuz ama değişmeyen bazı gerçekler de var.
Şimdi başlayalım o gerçekleri anlatmaya;
Mevzuda adı geçen Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş’nin kuruluş tarihi 1998. Yani yeni Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği’nin yayımlanmasından 21 sene kadar önce kurulmuş.
Birilerini suçlamak, zan altında bırakmak bu kadar kolay olmamalı
Şirket kurulduğu günden bugüne çoklu ortaklık yapısını korumuş. Öyle 5-10 ortaktan da bahsetmiyorum. Bugün 63 ortaklı bir şirket Marin Römorkörcülük. En büyük hissedarı da ne Recep Düzgit ne de Tamer Kıran. Şirketin yüzde 27,95 hissesi Arkas Holding’e ait. Arkas’tan sonraki en büyük hissedar yüzde 7,30 ile Diler Denizcilik. Gelelim Kıran Holding’e; onunda hissesi yüzde 6,34. Peşi sıra yüzde 6,18’le Turkon geliyor. Merak edenler için sıralama şöyle devam ediyor: yüzde 5,90 Avna Denizcilik, yüzde 4,86 Kaptanoğlu ailesi, yüzde 4,76 ile Donatan Liman, yüzde 4,37 Deval ailesi, yüzde 3,34’le Kalkavanlar Deniz Nakliyat, yüzde 3,16 ile Nativrans Acentelik, yüzde 3,09’la Aydın Alaftan ve yüzde 3,03’le Recep Düzgit… Geriye kalan hissedarların payı yüzde 2’den düşerek azalıyor. Bu tablo çok net şu gerçeği gözler önüne seriyor: Öyle dedikodusu yapılan kişilerin ahım şahım bir hissesi yok! Dolayısıyla bu çok ortaklı yapısı itibarıyla da hiç bir kişinin, ailenin kontrolünde değil.
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Ürkmez, İcra Kurulu Başkanı da Hukuk Yüksek Lisans bitirme tezini bile bu konuda yapmış olan Recep Düzgit. Bu isimler kendilerine ait ciddi işleri güçleri olan kişiler... Geleceklerini 63 hissedarı bulunan Marin Römorkörcülük’ten düşecek kar payına bağlamış kişiler olduklarını da hiç sanmam.
Gelelim Kıran’lara:
1.2 milyon DWT’lik gemi filosuna sahip Kıran Holding ki bu iş kollarından yalnızca biri, Marin Römorkörcülük’teki yüzde 6,34 hissesine mi bel bağlıyor? Buna gerçekten gülümsemekten öte kahkaha atabilirim. Bu durum Savunma Sanayinin önde gelen ADİK Tersanesi Başkanı Faruk Ürkmez için de geçerli. Keza Recep Düzgit için de… Herkesin kendi işi gücü var beyler!
Çok güzel bir atasözümüz var bizim: “Öküz altında buzağı aramak” diye.
Olmayacak bahaneler uydurup birilerini suçlamak, zan altında bırakmak bu kadar kolay olmamalı.
Med Marine’in muamma yükselişi
Çok uzatmayacağım ama bir noktayı da yazmadan geçmek istemem...
Sadece bir kişi tarafından idare edilen ve sahip olunan Med Marine, 1996 senesinde yayımlanan bir yönetmelik değişikliği ile Türkiye Deniz İşletmeleri’nin rakibi olarak DEKAŞ ile konsorsiyum olarak sektöre giriyor. 1997 yılında çok enteresan bir şekilde TDİ AŞ’nin, İzmit ve İskenderun Körfezi’nde hizmetten çekilmesiyle tek kalıyor ve 1998’de yayımlanan yönetmelikle de tekel oluyor. Her ne kadar Kılavuzluk ve Römorkörcülük Teşkilat Hizmetleri Yönetmeliği 2004 yılında Danıştay tarafından iptal edilmiş olsa da, dayanağı, yani esasen geçerliliği bulunmayan İzin Belgeleri’nin süresi 2016 yılında dolmuş bulunsa da, 31.12.2018 tarihinde yeni yönetmelik yayımlanana kadar bu tuhaf düzen devam ediyor.
23 yıl boyunca Med Marine, İzmit Körfezi ve İskenderun Körfezi’nde gerçekleşen tüm römorkörcülük gelirlerini tahsil ettiği gibi ayrıca bugün 300’ün üzerinde emekçinin ortak olduğu DEKAŞ’ın aynı bölgelerdeki kılavuzluk gelirlerinin yani hasılatının yüzde 50’sini hiçbir giderini mahsup etmeden kendine almıştır. Bu oran tabii ki bugün mevzusu yapılan ANKAŞ’daki kar payı dağıtımının kat be kat üzerindedir.
Gelelim Ambarlı’ya;
Bilindiği üzere Ambarlı’da kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerini ARPAŞ yapıyordu. Yalnız yeni yönetmelik aynı hizmet sahasında hem kılavuzluk hem römorkörcülük hizmetinin aynı firma tarafından yapılmasını yasakladı. Sektörde Med Marine tarafından kurulduğu bilinen Avrupa Kılavuzluk A.Ş, ARPAŞ’ın tecrübeli 12 kılavuz kaptanının 8 tanesini transfer ederek, şirketin tüm dengelerini bozdu.
Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş. ise yaklaşık 110 ehliyetli kılavuz kaptan ile sektörde en fazla kılavuz kaptanı bünyesinde bulunduran ANKAŞ ile işbirliğine giderek, izin başvurusunda hem mali gücü hem kılavuz kaptan kadrosu ile çok güçlü bir pozisyon aldı. Yani iş bilenin kılıç kuşananın … Buna karşılık ARPAŞ ise sahip olduğu beş adet modern römorkörü, hazır tecrübeli kadrosu ve hatta hiçbir teşkilatta bulunmayan römorkörleri ve botları için mendireği bulunan bağlama limanı olmasına rağmen Ambarlı Bölgesi için Römorkörcülük İzni başvurusunda hiç bulunmadı. Dolayısıyla İdare de bu bölgede başvurusu bulunan Uzmar firmasına römorkörcülük iznini vermek durumunda kaldı.
Konuşulması gereken bir nokta daha var tabii...
Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş’nin 31 Aralık 2018 itibarıyla yaklaşık 140 milyon TL değerinde 9 römorköre sahipken, yönetmelik gereği çok kısa bir sürede 200 milyon TL’lik ilave yatırımla 8 römorkör daha temin ederek, 200’ün üzerinde gemi adamı istihdam ediyor olmasını konuşabiliriz mesela...
Burada tabiri caizse bileğinin hakkıyla kazanılmış bir izin var. Bence başka da konuşulacak tek bir mevzu yok ama takdir sektörün en nihayetinde…
Yeni yılda her şey gönlünüzce olsun.
Kalın sağlıcakla…
İbrahim KOCAMIŞ
7DENİZ - ÖZEL