Denizcilik faaliyetlerine dair köşe taşı niteliğinde değişiklikler genellikle makro çevre faktörleriyle birlikte açıklanır...
Denizcilik faaliyetlerine dair köşe taşı niteliğinde değişiklikler genellikle makro çevre faktörleriyle birlikte açıklanır. 2. Dünya savaşı sonrası 1960’larda yaşanan ticaret patlaması ve teknolojiyle birlikte gelen konteynerizasyon süreci, 1970’ler petrol krizi, 2000’ler ekonomik krizleri, pandemi ve son olarak da Süveyş krizi ilk akla gelen önemli başlıklar. Denizcilik ve lojistik tarihine baktığımızda politik faktörlerden bağımsız değerlendirmek neredeyse olanaksız.
Kızıldeniz Krizinin İlk Etkileri
2023 Kasım sonu- Aralık başı itibariyle konteyner hatlarının ve birçok armatörün Kızıldeniz’deki faaliyetlerini durdurması/askıya almasının üzerinden aşağı yukarı bir yıl geçti. Pandemi ve hemen ardı gelen konteyner krizinden sonra tüm Tedarik Zinciri bileşenleri için yeniden ezber bozan bir süreç başladı. Bu süreç lojistik faaliyetlere ve tedarik zincirine bakışımızı değiştirdiği gibi sosyo-ekonomi ve politik süreçlere daha fazla gözümüzü daha fazla çevirmemize sebep oldu. Deniz taşımacılığı ve lojistik faaliyetlerde politik etkenlerin ne derece önemli bir faktör olduğunu bu bir kez daha ortaya çıktı.
İsrail-Filistin savaşı ve bunun coğrafyada yaratmış olduğu gerginlik sonrası 31 Ekim 2023 tarihinde Yemen’de konuşlu bulunan Husiler adlı örgütün İsrail bağlantılı tüm gemileri hedef alacağını açıkladığı tarihten bu yana konteyner hatlarının neredeyse tamamı bu bölgedeki tüm faaliyetlerini durdurarak alternatif ve çok daha uzun bir yol olan Ümit Burnu’nu dolaşmaya başladı. Saldırıların başlangıcından bu yana 202 gemi hedef alındı, çok daha fazla saldırı düzenlendi.
Yaşanan bu durumun etkileri tedarik zinciri bileşenlerini aşan çok yönlü uluslararası bir boyut kazandı ve ana akım medya dahil olmak üzere pek çok kesim tarafından detaylı incelendi. 18 Aralık 2023’te ABD öncülüğünde bir grup ülkenin katılımıyla Husi güçlerine karşı “Refah Muhafızı” adı altında bir güvenlik koridoru oluşturulmaya çalışıldı. Bugün gelinen noktada Aden körfezi ticari gemiler için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor.
Tedarik Zinciri Üzerindeki Etkileri
Maersk’ün 5 Eylül 2024 tarihli açıklamasında Süveyş kanalı üzerinden geçen trafiğin %66 oranında azaldığını(2023 yılında Süveyş kanalından geçen gemi sayısı 26500 civarında tespit edildi) ve bu durumun hizmet kalitesinde birçok değişikliğe, liman sıkışıklıklarına, ekipman problemlerine sebebiyet verdiği belirtildi.* Aradan geçen bir yıl içinde Süveyş kanalının yarattığı tahribat devam ettiği gibi ne zaman normale dönüleceği ya da bundan sonra “normal süreç” dediğimiz şeyin ne olacağı belirsiz kalmaya devam ediyor. Zira Süveyş krizi sonrası gelen Q3 raporlarına göre armatörlerin pandemi sonrası en çok kar ettiği bir yıl yaşanıyor. Eşzamanlı olarak konteyner hattında armatörlerin güvenilirlik ve performans endekslerinde karlılıkla tamamen ters orantılı olacak şekilde düşüş mevcut.
Bir sene içerisinde yaklaşık 17500 geminin alternatif rotalara ve yönelmesiyle birlikte Dünya genelinde birbirini tetikleyen birçok sonuç görüldü. Deneyimlediğimiz bu bir yıllık sürecin sonuçlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkün.
-Liman yoğunlukları artışı;
Son 12 ayda Avrupa limanlarında gemilerinde demirleme süresi bir önceki yıla kıyasla %62, Asya limanlarındaysa %45’lik bir artış göstermiştir. **
-Güven endeksi düşüşü;
Bir önceki yıla kıyasla konteynerler hatlarının vermiş olduğu hizmete güven oranı bir yılda %10 düştü. Konteyner hatları arasında en güvenilir oranı alan Maersk hattı %54.7 iken buna en yakın oran %54.3 ile Hapag oldu. Kalan diğer konteyner hatlarının oranı %50’nin altında kaldı***
-Konteyner hatlarının net geliri
Blue Alpha Capital tarafından derlenen üçüncü çeyrek verilere göre, konteyner taşımacılığı sektörü 2024'ün üçüncü çeyreğinde toplam 26,8 milyar dolar net gelir elde etti. Bu, ikinci çeyrekte kaydedilen 10,2 milyar dolarlık kâra kıyasla %164’lük keskin bir artış anlamına geliyor. Geçen yılın üçüncü çeyreğine kıyasla, bu yılın aynı dönemindeki net gelir, 2,8 milyar dolarlık karın 24 milyar dolar üzerinde, yani %856’lık bir artışı temsil ediyor.****
-Navlun seviyelerindeki dalgalanma
Asya’dan ABD ve Avrupa’ya giden rotalardaki navlun seviyeleri, yoğunluk ve daha uzun nakliye süreleri nedeniyle arttı. Örneğin, önemli rotalardaki navlun oranları, 2024 sonlarında dalgalanma görülmesine rağmen kriz öncesi seviyelere göre %185'e kadar daha yüksek kaldı. Artan sigorta ve diğer masraflarının getirdiği durum, bu yüksek oranlara katkıda bulundu.*****
En kaba haliyle değinilen bu başlıklar esas itibariyle şunu göstermektedir ki konteyner hatları özelinde verilen hizmet kalitesinin düşüşü ve elde edilen gelir arasında bir ters orantı çalışmaktadır. Pandemi dönemimde Tedarik zincirini oluşturan diğer tüm ögeler pandemide yaşanan konteyner kriziyle birlikte kötü bir hizmet alırken armatörler aynı dönemde en yüksek karlılıklarını açıklamışlardı.
Politik Faktörlerin Etkisi: Süveyş Krizi Perspektifi
Tüm bu gelişmeler göstermektedir ki politik faktörlerin Dünya’yı ve çevreyi nasıl şekillendirdiğini doğru analiz edip buna göre konum almak hayatta kalabilmenin en önemli koşullarından biridir. Yukarıdaki dört başlığa bakıldığında konteyner hatları için bu analizi ve konumlanmayı çok doğru yaptıkları söylenebilir. Öbür türlü karlılık oranları bize başka bir şey anlatırdı.
İster küçük bir işletme olsun isterse global dev bir işletme kendisi dışında olan biteni doğru analiz edip doğru konumlanmak en elzem hususlardan biri olmaktadır. Süveyş krizi örneği de bunun tüm tedarik zinciri bileşenleri için bir zorunluluk olduğunu göstermiştir.
Sonuç olarak, Süveyş Krizi'nin etkileri, sadece denizcilik sektörünü değil, küresel ticaretin dinamiklerini de derinden sarsmıştır. Konteyner taşımacılığı ve lojistik sektörü, bu krizin ardından yeniden şekillenirken, kar-zarar dengesi, hizmet kalitesindeki düşüş ve artan navlun oranları gibi faktörler, politik değişimlerin ekonomik sonuçlarını göstermiştir. Krizin gösterdiği bir diğer önemli ders ise, uluslararası ticaretin siyasi ve ekonomik etkileşimlerin bir yansıması olarak, tüm sektör oyuncularının çevresel faktörlere duyarlı ve esnek bir strateji geliştirmelerinin ne denli kritik olduğudur. Süveyş Krizi, bu tür olayların sadece sektörel değişimlere yol açmakla kalmayıp, küresel tedarik zincirinin yapısal dönüşümüne de zemin hazırladığını bizlere bir kez daha hatırlatmıştır.
Yazar notu: Bu makalede anlatım bozukluklarını gidermek ve anlamı güçlendirmek için yapay zekadan destek alınmıştır.
*https://www.fdd.org/analysis/2024/09/06/maersk-reports-houthi-attacks-cause-66-percent-drop-in-suez-canal-traffic/
**https://www.beacon.com/resources/red-sea-crisis-impact-port-congestion
*** https://www.sea-intelligence.com/press-room/288-global-schedule-reliability-remains-stable-at-50-55-in-2024
**** https://www.sea-intelligence.com/press-room/298-2024-q3-major-carrier-ebit-up-600-y-
***** https://www.bertling.com/news-pool/blog/what-s-driving-the-2024-increase-in-shipping-costs/