Kaynayan kazan kapak tutmaz
Ne güzel demiş atalarımız… Boşa değil bu atasözleri. Her biri zamanın izlerini bizlere taşımakla kalmıyor, hayat içinde değişmez bazı kaideleri de gözler önüne seriyor…
Hepimizin dilinde; bir araya gelmek, işbirliği yapmak, birbirine destek olmak, omuz omuza durmak gibi gibi… Hepsi çok güzel duygular ama ne yazık ki hepsi sözde! Oysa yüreği denizde olan her denizci, yosunlu derinlikleri, sazlıkları, mavi düşler atlasını ve ufkun ötesini bilir… En azından kendimizi tarif ederken böylesi tanımları kullanmaktan geri kalmıyoruz.
Ancak, her ne hikmetse durgun sularda seyretmesini beklediğimiz sektörümüzde kazan kaynıyor. Kaynadıkça da kapak tutmuyor. İçinde ne var ne yoksa taşıp duruyor. Böyle olunca da ne birlikten eser kalıyor ne de işbirliği yapmaktan… Tabii Başkanın tavrını ve kucaklayıcı söylem ve davranışlarını bir kenarda tutuyorum. Tamer Kıran, sektörü bir çatı altında tutmanın gayretinde. Eski defterleri kapamış ve açılan yeni sayfalara yaptığı ve yapacaklarını yazmaya çalışıyor. Tüm bunlar şüphesiz birilerini de rahatsız ediyor.
Temmuz ayı meclis toplantısına tatilde olduğumdan dolayı katılamadım ama kayıt cihazını dinledim ve fark ettim ki gergin bir toplantı daha geride kalmış. Buraya değinmeden evvel bir öncesini konuşmakta yarar var. Hani şu Mustafa Muhtaroğlu meselesini. Şimdi hepimizin bildiği bu olayda usul tartışması ve bazı yanlışların olduğu aşikar. Madem ortada bir disiplin dosyası var. O zaman nasıl davranılması gerekli idiyse öyle olmalıydı. Gerçi burada delil yetersizliği ve belge bulunamadığı iddiası vardı. Bir de tabii Muhtaroğlu’nun kıvrak zekasını kullanıp özür dilemesi de gidişatı çok etkiledi. Velhasılı kelam Muhtaroğlu kınama cezası almadı, mevzu Meclise sunuldu ve oy birliğiyle olay kapatıldı. Ama meclis üyeleri kısık sesle de olsa usulün yanlış olduğu dile getirildi.
Gelelim Ali Deniz Eraydın meselesine…
Verilen kınama cezası Temmuz toplantısında meclisi hayli germiş. Komisyon Başkanının rapor metnini uzun uzadıya okuması kimilerinde kafa karışıklığı yaratmış. Bence bu kadar uzun bir metne hiç gerek yoktu. Eraydın’ın WhatsApp grubundaki hakaret mesajının okunması yeterde artardı!
Ama bir de tabii işin ilginç tarafları var.
Onlar da şöyle;
Eraydın, üyesi olduğu Oda’da hakkında disiplin dosyası olduğu hafta Meclise gelmiyor. Neden? İnsanın aklına “Acaba o meclisi dikkate almıyor mu” diye geliyor.
Disiplin komisyon başkanının gemisini bir hafta önce borcundan dolayı Mersin’de tutuklatması “Acaba olayı şahsileştirmeye mi çalıştı” diye düşündürtüyor.
Öyle ya madem gemiyi borcundan dolayı tutuklattın peki neden avukatlarını gönderip 10 günlük zararı karşıladın? Şayet hayırseverliğin üzerinde değilse!
Eminim hepsine vardır bir cevabı…
Biz ülke olarak seçim kavramını anlayamadık. Neticede ortada bir kazanan bir de kaybeden taraf var. Ama bu demek değil ki kaybeden kazanana, kazanan da kaybedene saygı duymayacak ve düşman olacak. Bu sadece bir seçimdi. Bir başkan ve yeni bir yönetim dümene geçti. Ancak hepimiz yine denizden ekmeğimizi kazanmaya devam ediyoruz. Seçim geride kaldı diyoruz, bence geride kalmadı. Halen ‘bir’ olamadık. Biz, siz diye ayrıldığımız sürece seçim geride kalmış olsa da atmosferinin hala sürdüğü aşikar.
Son olarak seçimi kaybeden “Beyaz Grup” sık sık bir araya geliyor, birlikte hareket ediyor, düzenli toplantılar ve aktiviteler yapıyorlar. Yakın geçmişte Çamlıca Musiki Derneğiyle işbirliği yaparak güzel bir konsere imza attılar. Davet edilmesek de sosyal medyadan izlediğim kadarıyla çok güzel bir hava yakalamışlar. Keza medeni cesaretleri de takdire şayan. Kendi meslektaşlarıyla haftalarca prova yapıp birlikte eğlenebilmeleri, iş dışında da bir arada olmaları gerçekten çok hoş. Gönül ister ki bu ortamda “Mavi Grup ”tan da birileri olsaydı. Hep birlikte eğlenilse, bir olunsaydı. Ama daha bugünlere var sanırım…
Unutmadan; PRÜ Mütevelli Heyet Başkanlığına seçilen İMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran ile birlikte Recep Düzgit, Ahmet Can Bozkurt, Kerim Kalafatoğlu, Dr. Özkan Poyraz, Cihan Ergenç, Yunus Can, Ümit Sandıkçı ve Ali Gürün’e yeni görevlerinde başarılar diliyorum.
Kalın sağlıcakla…