Malum ülkemiz, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. Binlerce canımızı kaybettiğimiz bu felaketlerde binlerce insanımız da mağdur oldu.
Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır…
Malum ülkemiz, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. Binlerce canımızı kaybettiğimiz bu felaketlerde binlerce insanımız da mağdur oldu. Her şeyden evvel hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, hepimize geçmiş olsun diyorum.
İnanıyorum ki ülkece hepimizin psikolojisi alt üst olmuş durumda. Kimse tam anlamıyla ne mutlu ne de huzurlu. Sevdiklerini kaybeden insanların haykırışları kolay kolay gözlerimizin önünden gidecek gibi değil. Bölgede hala daha mağduriyetin devam ediyor olması da canımızı acıtan bir diğer mevzu. Devletimizin ve milletimizin var gücüyle yaraları sarmaya çalıştığı aşikar. Ancak depremin büyük bir coğrafyayı etkilemiş olması şüphesiz ki bu toparlanma sürecinin istenilen hızda gerçekleşmemesine neden oluyor. Dileriz bu süreci çok daha hızlı atlatırız.
Tüm bunları önden yazdım çünkü insanların hayatlarının kabusa döndüğü ve acılarının tarif edilemez derecede yakıcı olduğu bu ortamda insanlığa yakışmayacak durumlar yaşandı ve ne yazık ki de yaşanmaya devam ediyor. Tüm bunların yanında insanların yaralarını sarmak için var gücüyle çalışan insanlar, desteklerini esirgemeyen kurumlar ve şirketler de var. İyi ki de varlar…
“İyi ki de varlar” dediğimiz firmalar arasında kruvaziyer turizm şirketleri de bulunuyor. Bunlardan bazıları şunlar:
· Lifeship Süheyla Sultan gemisi, İskenderun balıkçı barınağındaki depremzedelere 1500 depremzedeye barınma imkanı sağlayacak yüzer yaşam kenti Lifeship Süheyla Sultan Gemisi.
· Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Zonguldak Filyos Limanı’nda kendi personeline hizmet veren ‘Gemini’ isimli kruvaziyer gemisini depremden sonra Hatay’daki İskenderun Limanı’na gönderdi. Taşıdığı insani yardım malzemelerini indiren Gemi daha sonra İskenderun’daki Tosyalı Limanı’na demirleyerek depremzedelerin yeni evi oldu. Çoğu çocuk ve dezavantajlı (bakıma muhtaç yaşlılar, engeliler) kişilerden oluşan 1056 depremzede gemiye yerleştirildi. Kaldıkları yerlerden otobüslerle alınan depremzedeler, kayıtları yapılarak ‘yüzen otel’deki evleri olan odalarında yaşamaya başladı.
· MSC Grubu’da Medlog ve Asyaport’un destekleri ile MSC’nin Aurelia gemisi iki aylığına İskenderun Limanına geldi. MSC Vakfı ve Rava Vakfı tarafından toplanan tıbbi malzeme, pediatrik ilaç ve gıda takviyeleri, hijyenik malzemeler, oyuncaklar, boya kalemleri, uzun ömürlü yiyecek, içecek, giysi ve battaniyelerin bulunduğu gemi depremzedelerin kullanımına da açılacak.
Aklımdaki tek soru işareti: Ay Cruise
Gelelim aklımdaki tek soru işaretine. Depremin ardından Ay Cruise Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Ay’ın yapmış olduğu bir açıklama bulunuyor. Kendisinin sosyal medyası üzerinden yaptığı açıklaması şöyle: Çetin Ay, Depremde evsiz kalan insanlarımızın yaz sezonuna kadar ücretsiz olarak kullanabilmeleri için, 8000 kişi kapasiteli yolcu gemisini izinlerin tamamlanmasına müteakip, İskenderun Limanına gönderiyor (aycruisegroup), şeklinde. Açık konuşayım ben bu haberi okur okumaz acayip heyecanlandım. Öyle ya 8 bin kişi diyor. Azımsanamayacak bir rakam. Heyecanlanan sadece ben değilim demek ki birçok televizyon kanalı, haber siteleri, sosyal medya bangır bangır bu açıklamayı yayınladı.
Dayanamadım Ankara’daki ofisi ile iletişime geçmeye çalıştım. Birden fazla mail gönderdim, bir tanesine bile cevap alamadım. Baktım böyle olmayacak Çetin Ay’ı haberin doğruluğunu teyit etmek için aradım. Nihayetinde de ulaştım. Kendisiyle yaptığım görüşmede bana Hollanda’dan bir gemi aldıklarını, geminin tüm mürettebatının hazır ve nazır olduğunu, bakanlıkla iletişim halinde olduğunu, sigorta işlemlerinin bitmesini beklediklerini aktardı. Sigorta sürecinin biter bitmez de yola çıkacağı bilgisini verdi. Peki, ne oldu: Aradan bir aydan fazla süre geçti. Ne firmadan ne de Çetin Ay’dan tek bir kelam daha gelmedi.
Bedeli milyonlarca liraya erişen bir reklam çalışması mıydı?
Bizler basın mensubuyuz, haberi sorgulamak, doğruluğunu teyit etmek, ardını arkasını unutmamak ve tabii ki takibini yapmak işimizin doğasında var. İşimizin gereği kendisine soruyoruz; 8 bin kişilik bu geminin bir adı muhakkak vardır ve merak ediyoruz nedir? Gemi şu an nerededir? Ne zaman gelecektir? İnsanların kafasında oluşan soru işaretlerini gidermek için bir açıklama yapmayı planlamaktalar mı?
Çetin Ay, şayet bu şekilde suskunluğunuzu sürdürürseniz bende dahil olmak üzere birçok insanın kafasında belirecek soru işaretleri şunlar olacaktır: Gerçekte böyle bir gemi yok mu? Varsa bile depremzedelerin kullanımına verilmek istenmiyor mu? Size milyonlara mal olacak reklamı, insanların acısı üzerinden bedavaya mı getirmeye çalıştınız? Suni bir algı yaratıp marka imajınızı kuvvetlendirmek için mi bu açıklama yapıldı?
Son olarak belirtmek isterim Çetin Ay’a bu soruları direkt sormak istedim lakin ulaşamadım. Ardından sektördeki diğer firmalarla iletişime geçtim ve kendilerinin bu konuyla ilgili fikirlerinin olup olmadığını sordum. Ancak tek bir bilgi dahi edinemedim. Bakanlıkları aradım, Aycruise’nin bir başvurusu olup olmadığını öğrenmek istedim. Ne yazık ki oralardan da hiçbir sonuç alamadım. Lütfen hangi bakanlığın birimine başvurduysanız açıklayınız!
Nedir bu gemi “ghost ship” mi? Sizden başka kimsenin haberi dahi olmadığı bu geminize dair Türk milletine bir açıklama borçlusunuz Sayın Ay!