Sefine Tersanesi yakın zaman önce inşa ettiği gemilerde yüksek nitelikli ürünler yaratmak ve bunu sürdürülebilir hale getirmek için Ar-Ge çalışması başlattı. Hedef ise Türk gemi inşa sektörünün asıl pazarı olan Avrupa’nın birinci gemi yapım yeri olmasını sağlamak ve üretimin yanında Ar-Ge çalışması yapabilmek yer alıyor. Dünyada tercih edilen marka olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Sefine Tersanesi, ülkemizin dış ticaret açığının kapanmasına da önemli katkılar sağlıyor. Bu konuda atılan adımları, hayata geçen projeleri, denizciliğe ve ülkemize sunduğu katkıları, Ar-Ge çalışmalarını ve halihazırdaki know-how’ını bir araya geldiğimiz Sefine Tersanesi Gemi İnşa Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Akhisar’dan dinledik.

 

Öncelikle güçlü teknolojik altyapısıyla sektörün gelişimine yön veren Sefine Tersanesi’nin, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca tescil edilen AR-GE merkeziyle sektör içinde gerçekleştireceği yenilikçi çalışmalar neler olacak? Bahseder misiniz?

 

İnşa ettiğimiz gemilerde yüksek nitelikli ürünler yaratmak ve bunu sürdürülebilir hale getirmek için tersane bünyesinde bulunan know-how’ı da kullanmak üzere Ar-Ge çalışması başlattık. Türk gemi inşa sektörünün asıl pazarı olan Avrupa’nın birinci gemi yapım yeri olmasını sağlamak için üretimin yanında Ar-Ge çalışması yapmanın gerekliliğini öngörüyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızın temelinde öncelikle üretim verimini arttırıcı ekipmanlar geliştirmek, sonrasında sürdürülebilir kalite için tüm inşa sürecinin izlenmesi ve öncül düzeltici önleyici tedbirlerin alınmasına yönelik geliştirmeler, buna ilaveten çevreye duyarlılık adına gürültü, çevre kirliliği, kaynakların kullanımı ve daha birçok kirliliğin önüne geçmeye yönelik araştırmalar, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sektörel riskleri düşürmeye yönelik özel çözümler oluşturmak adına biz Ar-Ge çalışmasını başlatmış bulunuyoruz.

Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezimizin çalışmalarına yüksek lisans, doktoralı mühendisler ve yanında tekniker arkadaşlar olmak üzere yaklaşık 23 kişiyle başladık. Bu sayıyı ihtiyaç dahilinde artırmayı planlıyoruz. Ar-Ge merkezimizde, tersanemizde bu yıl çalışmaya başlattığımız yüzer havuzun operasyonunu daha sağlıklı hale getirmek için bir dalış programı yaptık. Onu aktif olarak kullanıyoruz. İlk iş olarak bunu hayata geçirdik.  Bunun yanı sıra yeni projelerimiz de başladı. Yeni inşa olarak yaptığımız tüm gemiler de müşteriye özel yapıldığı için proje aşamasında sürekli bir geliştirme içinde bulundurmak zorundayız. Bu nokta da Ar-Ge departmanından faydalanmayı düşünüyoruz.  

 

Sektör sıkıntılarından biri olan çevrenin korunmasına ilişkin yapacağınız düzenlemeler hakkında bilgi verir misiniz?

 

Asla ama asla hayal satmayız Asla ama asla hayal satmayız

Ağır sanayi kollarından biri olan gemi inşa sektörünün çevreyle olan etkileşimi hepimizin malumu. Biz öncelikle çalışma ortamımızı kirletmeden çevreye duyarlı, doğal dokuya en az zararla faaliyetlerimizi sürdürmek için Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Aslında Ar-Ge departmanının oluşmasında temel neden çevreye verdiğimiz zararı minimize etmek için onlara yönelik önlemleri hayata geçirmekti. Bu düşüncenin temelinde ‘temiz çevre’ oluşturma hedefi vardı. Onun akabinde ilk çalışmalarımızdan biri de yeni inşa ve özellikle tamir edilen gemilerde boya uygulaması prosesinde oluşan kirliliğin önüne geçmek için proje çalışması başladı. Önümüzdeki günlerde bu çalışmaya yönelik  prototip imalatı da başlayacak.

 

Özellikle Norveç ve diğer Avrupa ülkelerine yaptığı başarılı yeni inşa teslimatlarıyla adından sıkça söz ettiren ve sektör liderliğine odaklanan Sefine Tersanesi’nin halihazırdaki inşa projelerinden, kapasitesinden ve know-how’ından bahseder misiniz?

 

Tersanemiz 140 bin metrekare alana kurulu. Birer kuru havuz ve yüzer havuzumuz mevcut. Kapalı saha olarak 60x60 metrelik bir kızağımız var. Üzerinde şu anda iki tane balıkçı gemisi kurulmuş vaziyette. Atölyemizde de yeni feribot gemilerimizin çalışmalarına başlandı. Onları da 1-2 ay içerisinde  kızağa kaldıracağız. Aynı anda kızakta dört gemimiz olacak. 240x42 metrelik kuru havuzumuz, 282x49 metrelik yüzer havuzumuz, 200 metrelik de iskelemiz mevcut. Şu an için 11 bin metre kapalı atölyemiz var. Yaklaşık 10 bin metrekarelik kapalı alanı da yeni yıl itibariyle ilave edeceğiz. Tersanemizin yıllık 40 bin ton saç işleme kapasitesi mevcut. Ve aynı anda 15 tamir gemisine hizmet edecek kapasiteye sahibiz. Kadromuz 380 kişilik, taşeronlarla beraber yaklaşık bin 700 kişilik bir çalışan sayımız var. Bunu yıl sonunda 2 bin, gelecek yıl da 3 bin kişiye çıkarmayı hedefliyoruz.

Özellikle Türk tersaneleri son dönemde feribot imalatıyla ön plana çıktı. Tersanelerimizin yaptığı ciddi projeler mevcut. Yakın zamanda yolcu gemisi yapmaya da başlayacağımızı düşünüyorum. Bu konuda alt yapımız yeterli. Şu anda Türk tersanelerinde Ropax dediğimiz projelerde inşa edilmeye başlandı.  Bizim de Sefine olarak üzerinde ciddi olarak durduğumuz büyük projeler var. Yakın dönemde sonuçlandırmayı planlıyoruz. Aldığımız siparişler genellikle İskandinav ülkelerinden, o bölgeye projeler yapılıyor yoğunlukla. Ancak bunun dışında Avrupa’nın birçok ülkesine de projelerimiz olmakta. Örneğin yakın zamanda İtalya’ya 290 araç kapasiteli bir feribot teslim edeceğiz.  

 

Sefine Tersanesi, denizciliğe ve ülkemize sunduğu katkıları ekonomik perspektiften değerlendirebilir misiniz?

 

Çalışmalarımızın neredeyse tamamı yurtdışına yapılıyor. Tamirde de yaklaşık yüzde 90 oranında yurdışına çalışıyoruz. Dolayısıyla yüzde 95’e yakın bir oranda ihracata yönelik çalışmamız var. Gelecek yıla ait kapasitemizi de ciddi oranda arttırdık. Bu yıl bir gemi, gelecek yıl beş gemi projesi teslim edeceğiz. Sonraki yıllarda da bu sayıyı kademeli olarak arttırmayı planlıyoruz. Dolayısıyla ihracat kapasitemizi de yıldan yıla arttıracağız. Bu da istihdamın da artacağı anlamına gelir ve istihdam açısından da Türk ekonomisine ciddi bir katkı sağlamış olacağız.

 

Yeni inşada Türkiye ve global pazar ne yönde seyrediyor? Görüşlerinizi almak isteriz.

 

Son dönemde tersanelerimizde askeri projeler de inşa ediliyor. Bizim de aldığımız tamamen yerli dizayn Dimdek Projesi var. İmzaları atıldı ve proje başladı. Önümüzdeki yıl saç kesimine başlanacak.  Ciddi büyüklükte ve katma değeri yüksek bir proje. Bildiğiniz gibi bu tarz askeri projelerde yüzde 70 yerli tedarikçi olmak zorunda. Dolayısıyla gemi yan sanayine de ciddi katkısı olan projelerdir. Bildiğiniz gibi bu tip projeler hem prestijli, hem de yüksek getirisi olan spesifik projeler. Bizlerde üyesi olduğumuz  TAİS ile yurtdışındaki projelere hazırlanıyoruz ve teklif veriyoruz.

 

Türk tersanelerinde şu anda özellikle Avrupa’ya feribot, platform supply ve canlı balık taşıma gemisi gibi spesifik gemiler inşa ediliyor.  Bunun bir adım ötesi de Ropax dediğimiz hem araç hem yolcu taşıyan gemilerin inşası oldu. Burada herhangi bir tersane bir projeyi teslim ettiğinde bir adım ötesine gidebiliyor. Sefine de Türkiye’de anahtar teslim feribotu yapan ilk tersanedir. Bizden sonra diğer tersanelerde böyle projeler aldı. Dolayısıyla tersaneler olarak aldığımız projelerle Türk gemi inşanın önünü açıyor ve hep bir adım öne geçmesine olanak tanıyoruz.

 

Özellikle cruise gemilerinin yolcu sayılarında ciddi artışlar olduğu bunun yansıması olarak da cruise gemilerine olan talebin arttığını görüyoruz. 2025’e kadarki süreçte cruise gemilerine ciddi bir talep oluşacak. Bu da gemi ihtiyacını doğuruyor. Avrupa tersanelerinin dolmasından dolayı talebe cevap verememe gibi bir durum ortaya çıkacağını düşünüyoruz.  Kalitesi kabul gören ve mesafe olarak da Avrupa’ya en yakın olan Türkiye var. Müşteriye özel de çalışabildiğimiz için tercih ediliyoruz. Çok büyük olmasa da orta ölçekli yolcu gemilerinin inşasında Türkiye’yi tercih edeceklerini düşünüyorum. Artık Türk tersanelerinin de cruise gemisi yapabilecek donanım ve kapasitede olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bu yapmış olduğumuz feribotlarda iyi dönüşler aldık. Özellikle geçen yıl teslim ettiğimiz gemilerin yolcu mahallinde çok güzel dönüşler aldık.

 

Yakın zaman önce Koster Yenileme Projesiyle ilgili olarak devlet sektörle masaya oturdu ve imzalar atıldı. Sizce Koster Yenileme Projesi yeni marketler oluşturacak mı?

 

Elbette, yeni marketler oluşturacağını düşünüyorum ben de. Verimli bir proje olursa eğer yurtdışına da satılır. Aslında çok uzun bir dönemdir beklenen bir projeydi. Tersaneciliğin yeniden bir dinamizm kazanması lazım. Yani birkaç büyük tersanenin değil de tüm tersanelerin tekrardan o üretime katılması lazım. Bir an önce sektörün canlanması lazım. Sefine olarak biz de ciddi bir şekilde bu projeye hazırlanıyoruz. Tersanemizin alt yapısını da ona hazırlıyoruz.

 

Gemi inşanın geleceğine olumlu bakıyor musunuz?

 

Evet, bir umudum var. Yalnız dünya ticaretiyle çok bağlantılı bizim sektör. Dünya ticareti rayına oturdu mu derseniz, yapılan son açıklamalara bakarsak çok da güven veren bir atmosfer yok. Navlunların artış trendine girmesi, yeni iş kollarından dolayı yeni gemi ihtiyaçlarının doğuyor olması, filoların yaşlanıyor olmasından dolayı sıkıntılı dönemleri aştığımızı düşünüyorum. Gemi inşada gelecek günler daha da iyi olacaktır.

 

Röportaj: Çilem Kocamış/ 7Deniz Dergisi