Öncelikle Aqua Tanker Ortağı denizci bir iş kadını olan Ayşegül Görür’ü kendisinden dinlemek isteriz.
Denizcilik kariyerime İstanbul Üniversitesi Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği Bölümüne girişle başladım. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisansım tez aşamasında devam ediyor. Memur bir aileden geliyorum. Üniversitedeki dönem arkadaşlarım benim bir armatör çocuğu olduğumu düşünmüşler. Halbuki okula başladığımda ailemde başka denizci yoktu. Okulu bitirmeden farklı alanlarda deneyimler elde ettim. İlk tecrübem acentelik oldu. Antalya'da bir limana gittim. “Ben bu mesleği öğrenmek istiyorum” dedim. Beni limandan bir acenteye yönlendirdiler. Orada sıfırdan başladım. Hem okuldan aldığım eğitimle hem de işi yerinde öğrendim. Dört yıllık okul sürecinde üniversitenin denizcilik kulübünde çalıştım. Okurken deniz lojistiği yapan 6-7 firmada kısa kısa tecrübelerim oldu. Son yılımda Petrol Ofisi’nde staja davet edildim. Eş zamanlı stajımı yaparken ilk defa tankerle tanıştım. Oradaki kısa tecrübem beni tankerden koparmadı. Buradaki yöneticilerimin yönlendirmesiyle bir süre bir forwarder firmasında deneyim kazandım. Ardından Danimarka’nın ticari temsilciliğini yapan bir firmada operatör olarak çalıştım. Sonrasında 3 sene Aziz Yıldırım ile çalışma fırsatım oldu. İnanılmaz bir tecrübe elde ettim. Bana çok şey kazandırdı. Ardından daha önce çalıştığım Danimarka firması el değiştirince şu an adı Uni Tanker olan firmaya tekrar davet edildim. Uni Tanker firmasının kurulum aşamasına şahit olmam, bir firma yapısının nasıl oluşturulacağını tecrübe etmeme vesile oldu. Esasen bir kadın olarak zor çünkü çalıştığım hiçbir yerde kadın yoktu. Ancak ne kadar zor ve bir kadın olarak tek olsam da hiçbir zaman “Hayır, ben bu işi yapamayacağım” demedim.
Tankerciliğe devam ederken sizi motive eden şey neydi?
Denizciliğin hangi alanında olursanız olun ticari kısmı sadece bir meslek değil bir yaşam şeklidir. Çünkü hiçbir zaman işten kopmuyorsunuz. 7/24 çalışmanın altında yatan bir rakam ya da sembolik bir durum değil. Tamamen sizin hayatınızdaki öncelikler oluyor. O ticaret 24 saat devam ediyorsa sizin de o zamanla paralel olarak uyum içinde olmanız gerekiyor. Bu da çalıştığınız paydaşlarla ve diğer insanlarla yakın ilişkiler içinde olmanızı beraberinde getiriyor. Bunu aynı zamanda mesafelerle yapmanız da lazım. Ben tankercilikteki bu soğuk savaşları kendi kişiliğimle birleştirdim ve orada çok istekli çalıştım.
Bu işin bir teknik kısmı, bir de ticari kısmı var. Ticari kısımla teknik kısım aslında tankercilik için birbiriyle bağlantılı. Çünkü iyi donanımlı bir gemi, iyi ticari olasılıkları da getirir. Büyüyen, ilerleyen firmalarla iş birlikleri yapmak, bu teknolojileri de işlerin içine almaktır. Benim de çalışmış olduğum pozisyonlar bu imkanları zaten kendi iş birlikleriyle getirdi. Karadeniz Holding’te daha önce hiç tanışmadığım yeni bir alan olan gaz işine girdiğimde oradaki en büyük firmayla iş birliği yapmak, teknolojiyi yakından takip eden, o alanda liderlik eden firmalarla aynı paydada olabilmek için işi içinden takip ettim. Sektördeki gelişmeleri ve gelişen teknolojileri kullanınca eş zamanlı olarak öğrenmiş de oldum. Bunun yanında işin diğer alanlarıyla da iş birlikleri devam etti hep. Ayrıca bu işle alakalı olan bütün dernek ve STK’larla iletişimi koparmadım. WISTA’da 9’uncu yılım olacak, 3 dönemdir de yönetim kurulundayım.
Müşterilerle ve sektör paydaşlarıyla kurulan ilişkilerin hayli önemli olduğu bir sektör denizcilik. Başarıyı da beraberinde getiren önemli bir faktör. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nasıl?
Benim için başarı sadece hedefler ve bu hedeflerin gerçekleşmesi değil. Bir işin başlaması ve tamamlanması için kuralların uygulanması zaruridir. Ben bu mecburiyete kendimden muhakkak bir şeyler eklerim. Eğer böyle yapmazsam o işin olacağına da inanmıyorum. İnsanlarla kurulan ilişkilere sadece profesyonel bir şekilde yaklaşmamak gerektiği kanaatindeyim. Her ne kadar ticaret yapıyor olsak da o ticareti yapan kişilerin, kendi kararları ve stratejileri olduğu gerçeğini arka plana atmamak gerek. Sadece kural ve kaidelerle sağlam ilişkiler, uzun vadeli iş arkadaşlıkları veya dostluklar kurmak bence mümkün değil.
Gelelim risk sözcüğüne… Bu kelime sizin için ne ifade ediyor?
Öncelikle riskin ne olduğunu öngörebilmek lazım. Daha önce çalıştığım işlerin dışında aslında ben broker olarak 3 yıldır çalışıyorum. Bu firmada departmanın kurucusuyum. Kurarken de ortağımla konuştuğumda, tankerden gelen tecrübemi buraya aktarmak üzerineydi. İlk 2 yılım tamamen brokerliği öğrendiğim bir dönem oldu. Bu işin okulları da var. Bu alanda yıllara dayanan tecrübeye sahip insanlar da söz konusu. Ben de aslında bu işin diğer kısmında, servis alan tarafında görev yaptım. Bu benim bu işle alakalı muhakeme yeteneğimi de geliştirdi. Öncelikle bu işin risklerini doğru görebilmek gerekir. Riskleri yönetirken de aslında o risklerin kimlerden ne şekilde geleceğini görebilmek ve altındaki paydaşları doğru yönetmek oldukça önemli. Buradaki işte aslında bir mal yok, bir hizmet var. Riskler de ekipten ya da işlerin prosedürlerinden doğabilir. Diğer taraftan Türkiye konumu itibarıyla rahat bir coğrafyada da bulunmuyor. Bölgesel sıkıntılar var. Zaten şirketi kurduğumuz dönem de zor bir dönemdi. Rusya-Ukrayna anlaşmazlığı çıktı. Yeni kurulmuş bir departmanın anlaşmazlıklar dolayısıyla çıkacak işleri yapması büyük bir risk. Yeni bir bayrakla çıkıyorsunuz, biriktirilmiş krediler burada kullanılabilir. Ben 15 yıldır biriktirdiğim kredileri, öncelikle doğru yapıyı kurmak ve risklere hazır olmak için kullandım. Risk yönetimi firmaların kendi stratejileriyle de çok alakalı. Önce riski tespit edersiniz. Ancak çok önemli olan bir diğer husus daha var. O da riskleri yönetirken beraber yürüyeceğiniz insanları doğru belirlemek. Bu konuda kurduğum ilişkilere açıkçası güveniyorum.
İş yapış şeklinizi ve bu konudaki stratejinizi biraz konuşmak isteriz. Bu alanda ilk sorumuz, belirli bir ticaret rotası için bir geminin uygunluğunu nasıl değerlendirdiğiniz olsun.
Aqua Tanker şirketimiz içerisinde kurulan yeni bir departman. Yakında üç yılı dolduracağız. İlk yıl keşfetme, ikinci yıl göğüsleme ve üçüncü yıl denge yılı olur. O yüzden bir şirket bir alana odaklandığında öncelikle bakması gereken kriter hakimiyettir. Nereye ne kadar hakimseniz, gücünüzü o kadar gösterirsiniz. Gücünüzü doğru yönetirseniz de o sizin temeliniz olur. O temeli doğru oturttuğunuz zaman ise sarsılması zordur. O rotanın belirlenmesi, stratejinizi iyi belirlemeniz gerekir. Gemiler nasıl tonajlarıyla büyüyorsa brokerlik firmaları, broker sayıları ve ofis sayılarıyla büyür. Bu büyümeyi de kimlerle yaptığı önemli. Aqua Tanker ilk LPG bağlantısını kendi alanında dünyanın en büyük firması olan Exmar ile yaptı. Bu bir başarıdır. Kimyasal ve üretim tanker projeleri çalışıyoruz ama LPG alanına da çok önem veriyoruz. Bu işte firmaların güvenini kazanmak gerekir. Ben Aqua Tanker’in benim tek başıma olduğum bir departman olarak algılanmasını istemem. Benimle birlikte olan, işi öğrettiğimiz, yetiştirdiğimiz çalışma arkadaşlarımızla bir ekip olarak hareket ettiğimizin bilinmesini isterim. Bunun böyle olması için de çalışmalarımız devam ediyor.
Peki, müşterilerle ve paydaşlarla sözleşmeleri ve oranları nasıl müzakere ederseniz?
Departmanın kurucusu olarak konuşursam, insan ilk önce dönüp kendi etrafına bakıyor. Biz bu işe sıfırdan başladık. Aysu Hanım bana işi teklif ettiğinde, edindiğim tecrübe ve bilgi birikimiyle yola koyuldum. Tabii ki işe koyulurken ilk dönüp baktığınız nokta kendi bağlantılarınız oluyor. Kimlerle iş geliştirebilirim, bu işi kimlere servis edebilirim diye düşünüyorsunuz. Uyum sağlamanız gerekiyor çünkü bu uyum müşterilerinize iyi servisi de beraberinde getiriyor. Bunun için adanmışlık şart. Brokerlik firmaları, kendi kurucuları ve ekibin ruhunu yansıtıyor. Ben bunu görüyor ve anlıyorum.
Pazar eğilimleri ve tahminleri konusunda nasıl analizler yürütüyorsunuz?
Öncelikle müşterimizin portföyüne farklı bakış açıları yaratabiliyor muyuz diye gözden geçiriyoruz. Belirli sebeplerden dolayı ticaret yapacağı bölgeler kısıtlı olabilir. İlk baktığımız şey, kendi bağlantılarımızla bölge çeşitliliği sağlayıp sağlayamadığımız. Tabii ki filo çeşitliliğinden bir çözüm sunabiliyor muyuz diye de bir değerlendirme yapıyoruz. Eğer bir firma yeni bir alana yatırım yapacaksa, o projenin başından itibaren orada olmak, onu doğru paydaşlarla tanıştırmak, doğru insanlarla, firmalarla ilişkiler kurmak en iyi geliştirme modelidir benim için. Firmalara gittiğimde onlara mevcudun dışında farklı ne sunabilirim diye hep düşünürüm. Filli Boya’nın stratejisini çok seviyorum. Üst düzey yöneticilerini 5 yılda bir değiştiriyorlar. Bu, yeni yönetici, yeni bakış açısı, yeni portföy demek. Firmaların yapılarına çok dikkat ediyoruz. Nereden gelmiş, nereye gitmek istiyor, yöneticinin vizyonunun yönünü çok iyi analiz ediyoruz.
Aynı anda birden fazla projeyi ve son teslim tarihini nasıl yönetiyorsunuz?
Denizcilik tamamen çoklu görev işi. Yaptığımız iş 24 saat yaşayan bir sektöre hizmet vermek üzerine kurulu. Amerika yeni güne başlarken Asya’da gün bitiyor. Her telefon konuşmasında o kişiye günaydın mı iyi akşamlar mı diyeceğinizi hesaplıyorsunuz. Bu işin çok temelinde olan bir durum. Sıfırdan bu işe girdiğinizde, bir armatör firmasında çalıştığınızda önünüzde bir resim oluşur. Gemiler nerde diye bakarsınız. O resim yıllar içinde aklınıza kazınır. Uzun proje çalışırken gün içerisindeki önceliklerini çok iyi belirlemeniz lazım. En önemli şey operasyondur. Tankerde bağladığın süreçtir. Gemi yerine gider ve rahat bir operasyon süreci tamamlamış olursunuz.
Birazda Aqua Tanker’in sektördeki konumundan ve hedeflerinden bahsedelim.
Aqua Tanker olarak zor bir dönemde işe başladık. 1 Şubat 2022’de kurulduk, 24 şubatta Rusya-Ukrayna anlaşmazlığı çıktı. Rusya bizim tek alanımız değildi. Benim farklı alanlarda ağım bulunuyordu. Bu anlaşmazlığın gölgesi bize yansımadı çünkü ben sürdürülebilirlikten yanayım. Kısa dönemli işler yerine uzun dönemli işler yapmak isterim. Geçmişimde tanker alanında yapmadığım iş kalmadı ama bu tamamen odaklanma alanını geliştirmiyor. Şirketi yöneten kurucusu olarak benim hangi alanda daha görünür olduğumu görebilmek de bir keşifti. İlk yıllarda ben bu tohumumu tankerin her alanına ektim. Maalesef ki son dönemde sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da tek kişiyle brokerlik işi yapan çok firma oldu. Bizden sonra da kurulan firmalar oldu. Benim hedefim sürdürülebilir, daha uzun işlerin olabileceği projelerdir. İlk yıl kendini tanıtırsın. Bu mesai işidir. Oradaki markette kim olduğumuzu, doğru yerde, doğru zamanda, doğru insanlara anlatmak gerekir. Bunu tankerin her alnında yaptık. Sonra nasip, başarı, nasıl tanımlarsak tanımlayalım geri dönüşlerini hızlı alabildiğimiz gelişmeler oldu. İlk ekmeğimizi olduğumuz bölgeden yedik. Kesinlikle 5 yıl tamamlanmadan kendimi daha iyi ifade edebileceğim gaz alanı veya başka alanlar olsun market payımızı almaya devam edeceğimize inanıyorum.
Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ