Halkla İlişkiler, Uluslararası Ticaret ve Lojistik bölümü mezunu olan MCE Yachts Kurucu Ortağı Ceyda Hilal Eğerci, halihazırda lojistik ve tedarik zinciri üzerine yüksek lisans yapıyor. Bu sektördeki kariyerine 4 yıl önce MCE KARGO firmasında başlayan ve bu süre zarfında lojistik sektöründe değerli deneyimler kazandığını söyleyen Eğerci, son 1 yıldır da kurucu ortağı olduğu MCE YACHTS firmasında kariyerine devam ediyor.
İş hayatında, yenilikçi ve çözüm odaklı bir yaklaşımı benimseyen biri olduğunu söyleyen Eğerci, “Her zaman müşterilerimize en iyi hizmeti sunmayı ve lojistik süreçlerini en verimli şekilde yönetmeyi hedefledim. MCE YACHTS ile deniz turizmi alanında da aynı kalite ve müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışını sürdürmekteyiz. Hem lojistik sektöründeki tecrübelerim hem de yeni iş alanındaki girişimlerimle, iş dünyasında fark yaratmayı amaçlıyorum” şeklinde konuştu. 
Yat sektörü gelişme gösterdi
Ülkemizde yat kiralama ve yat yönetimi sektörünün son yıllarda büyük bir gelişme gösterdiğini söyleyen Eğerci, “Özellikle Akdeniz ve Ege kıyıları, yat turizmi için cazip destinasyonlar haline gelmiştir. Bodrum, Marmaris, Göcek ve Fethiye gibi bölgeler, yat turizminin merkezlerinden bazılarıdır. Ancak, sektörün daha da gelişmesi ve uluslararası standartlara ulaşması için bazı alanlarda eksiklikler ve iyileştirme fırsatları bulunmaktadır. Türkiye’deki marina sayısı ve kapasitesi son yıllarda artmış olsa da, özellikle popüler destinasyonlarda yaz aylarında talebi karşılamakta zorlanabiliyor. Yeni marinaların inşası ve mevcut marinaların kapasitelerinin artırılması gerekmektedir. Türkiye’nin yat turizmi potansiyelinin uluslararası alanda daha iyi tanıtılması gerekmektedir. Uluslararası fuarlara katılım, dijital pazarlama stratejileri ve iş birlikleri ile ülkenin cazibesi artırılabilir. Yat inşaatı ve bakımı için özel teşvikler ve destekler sağlanabilir. Böylece yerli üretim teşvik edilerek sektör büyütülebilir. Yat turizmi yalnızca yaz sezonuyla sınırlı kalmamalı, kış turizmi, kültürel turlar ve özel etkinlikler gibi farklı turizm çeşitleriyle desteklenmelidir. Sonuç olarak, Türkiye’nin yat kiralama ve yönetimi konusunda büyük bir potansiyele sahip olduğu açık. Ancak, bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilebilmesi için sektörün çeşitli alanlarda geliştirilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
MCE Yachts’ın başarı hikayesi
MCE Yachts’ın dünden bugüne uzanan hikayesini anlatan Eğerci, “MCE Kargo olarak denizcilik alanında faaliyetlerimizi zaten sürdürüyorduk aslında. İşimizin yıllar içinde bize kazandırdığı bu tecrübeyi, yatçılık sektörüne de taşımaya karar verip butik bir şirket diyebileceğimiz MCE Yachts’ı kurduk. Son zamanlarda gördüğümüz ilgi ve gelen talepler doğrultusunda bu konuda ne kadar doğru bir karar verdiğimizi her geçen gün biraz daha iyi anlıyoruz” dedi. 
Klasik yatlar
MCE Yachts’ın klasik yat alanındaki başarısından da söz eden Eğerci, “Her şey, klasik yatlara olan tutkumuzla başladı. Dünyaca ünlü Türk tasarımcıların ve büyük ustaların ellerinden çıkan tekneler, odak noktamızdı. İlk teknemiz Shiraz’ı aldıktan sonra klasik yatın verdiği duygu, mevcut tutkumuzu daha da perçinledi. Ama bizim için asıl dönüm noktası Larimar oldu sanırım. Larimar gibi ikonik bir teknenin hayatımıza dahil olması, yürümek istediğimiz yolu netleştirdi diyebiliriz” ifadelerini kulandı.
Genel ağırlığımız klasik motor yat
MCE Yachts’ın filosunda da söz eden Eğerci, “MCE Yachts olarak klasik yat alım ve satım, yeni inşa, refit, kiralama ve tekne danışmanlığı hizmeti veriyoruz. Aynı zamanda ikonik teknemiz olan Larimar ile konuklarımızın butik etkinlik ve event’lerine de ev sahipliği yapıyoruz. Genel ağırlığımız klasik motor yat. Bunun yanında bir Bodrum mirası olan Tırhandil tarzı Knidos isimli yelkenli teknemiz de filomuza kısa bir süre önce dahil oldu” dedi. 
Yenilediğimiz yatlar yıldız gibi parlıyor
Refit işlemi yani bakım ve yenileme işlemi ile klasik tekneleri sadece denizlere kazandırmıyor diyen Eğerci, “Aynı zamanda tekneyi eski ışıltılı günlerine de kavuşturup Türkiye’nin eşsiz denizlerinde bir yıldız gibi parlamalarını sağlıyoruz. İşimizin gerekliliği olarak bu sürece şahit olmak ve birebir yaşamak bizim için çok değerli. Klasik tutkumuzdan da anlaşılabileceği gibi ofislerimizde eski ve eşi benzeri az bulunur nadir aksesuarlar kullanmak bizim için kaçınılmazdı. Her bir parçayı tek tek, zamana yayarak, özenle geri dönüştürülen gemilerden topladık. Bu yüzden İstanbul ve Bodrum ofislerimizin sadece birer ofis değil, kendinizi denizdeymiş gibi hissetmeye devam edeceğiniz özel alanlar olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Klasikler zamansız teknelerdir
Klasik tasarım yatlara olan ilginin günümüzdeki artışını da değerlendiren Eğerci, “Klasikler zamansız teknelerdir. İyi bir tasarımcının elinden çıkmış iyi bir klasik tekneyi uzun yıllar güvenle ve keyifle kullanabilmek, sürdürülebilirlik adına da çok önemli bence. Hatta gerçek sürdürülebilirliğin tam karşılığı diyebiliriz. Teknelerimizden bahsederken sık sık söylediğimiz “Klasik ama dinamik” vurgusuyla, klasik teknenin keyfini ve modern teknenin konforunu aynı anda yaşayabileceklerini anlatmak istiyoruz deniz tutkunlarına. Zamanla klasiklere olan ilginin daha da artacağını düşünüyoruz. En sevdiğimiz rotaların başında İstanbul Boğazı, Haliç ve Adalar geliyor bizim için. Tabii ki yaz sezonu için de Bodrum koyları vazgeçilmezimiz” yorumunda bulundu.
Deniz severlere tavsiyeler
Deniz tutkunlarına tavsiyelerde bulunan Eğerci, “Türkiye’nin eşsiz denizlerinde, estetik görüntüsünün altında derin bir ruh taşıyan ve zamana meydan okuyan klasik çizgideki teknelerimizi daha çok görmek istiyoruz. Dünyaca ünlü tasarımcımız Tanju Kalaycıoğlu’nun da dediği gibi “Klasik tekneler milli değerlerimizdir” ve onlara daha çok sahip çıkmalıyız. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirmeyi düşündüğümüz, bizi heyecanlandıran çok sayıda projemiz var. Zaman içinde hepsini sosyal medya hesaplarımızdan duyuruyor olacağız” dedi.
Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ
