AVS’nin dünya markası olma gibi bir hedefi var diyen AVS Global Yönetim Kurulu Başkanı Abdülvahit Şimşek, yurtdışında şubeleşme konusunda çalışmalarını hızlandırdıklarını kaydetti. Şimşek, “AVS olarak dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Biz stratejik olarak öncelikle yerel tedarikçilerle başlıyoruz, daha sonra bu tedarikçiler üzerinden kritik noktalarda, özellikle pazarlama ve satış önceliğiyle, şubeleşerek müşterilerimize daha yakın hizmet vermeye başlıyoruz. Bunu da ülkemizin devletimizin oluşturmuş olduğu yerel milli markalar oluşturma projesi Turquality anlayışı kapsamında yapıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir vizyon veriyor aslında. Diyor ki, küreselleşmeyi, markalaşmayı destekliyorum. Herhangi bir konuda, kim nerede ne yapıyorsa küresel bir oyuncu olması için bize düşen bir şey varsa biz yapalım. Biz de bu desteği boşa çıkarmamak için çalışmalarımızı yürütüyoruz” şeklinde konuştu.

 

Dünyadaki bütün limanlarda hizmet verebiliriz

 

Küresel bir hizmet sunduklarını kaydeden Şimşek, “Dünyadaki bütün limanlarda hizmet verecek bir potansiyele sahibiz. Müşterilerimiz de dünyada nereye giderlerse gitsinler bizim hizmet verdiğimiz alana giriyor. Dünyadaki bütün limanlardaki tedarikçiler bizim depomuz, dünyadaki bütün armatörler de bizim potansiyel müşterimiz konumunda. İş konseptimiz bununla alakalı. Bunu daha iyi yönetebilmek için stratejik noktalarda yapılanmaya gidiyoruz. Biz bunu yaparken de bir Türk markası olduğumuz için devletin belirlediği stratejiyle burada yol alıyoruz. Yunanistan ve Hollanda bunların birer adımı. Önümüzdeki birkaç yıl içinde de en az 10 noktada AVS’nin yerleşmiş ve oralarda sıcak satış ve pazarlama yapan yerlerini duyacaksınız. Bizim önümüzdeki 5 yıllık stratejik planlamamızın içerisinde 10 bölge var. Bu birliktelikleri, bizimle stratejik işbirliği sağlayacak firmalarla yapıyoruz. Yakın gelecekte farklı sürprizlerimiz olacak” ifadelerini kullandı. 

 

Yunanistan’da şube

 

Daha önce Hollanda’da şube açtıklarını belirten Şimşek, “Oradaki müşterilerimizle yakın ilişki içinde olan bir ekibimiz var. Dünya denizciliği denince ilk akla gelen ülke Yunanistan oluyor. Çünkü dünyanın en büyük filosuna sahip Yunan armatördür. Biz de onlara daha yakın olabilmek için böyle bir hamle yaptık. Biz en zorunu başardık. Ne olursa olsun ülkeler arası politikalar özel sektöre de yansıyor. Bu yüzden bunun dezavantajını çok yaşadık. Ben Türk firmasıyla çalışmam diyen insanlar da var. Yine de orada da çok iyi gidiyoruz” ifadelerini kullandı. 

Kendi kendimizin rakibiyiz

 

Sektörde kendileriyle aynı işi yapan birçok firma olduğunu söyleyen Şimşek, onları rakip olarak değil iş birliği yaptıkları sektör paydaşları olarak gördüklerini söyledi. Şimşek, “Bizim rakibimiz yok. Kimseye de rakip değiliz. Biz kendi kendimizin rakibiyiz. Rakipler birbiriyle pek çalışmazlar veya birbirinin önünü kesecek hamleler yaparlar. Biz sektörde bizimle aynı işin yapan firmaları dostlarımız olarak görüyoruz. Onlardan da alışveriş yapıyoruz. Ben Türkiye’de birçok tedarikçiden hizmet alıyorum. Bu tedarikçilerin aslında potansiyel müşterisiyim. Türkiye’deki tedarikçiler benim rakibim değil. Dünyada da biz kimseyi rakip olarak görmüyoruz. Biz iletişim ve ilişki içerisinde iş yapan bir firmayız. Biz tedarikçiyiz ama dünyanın 1500 noktasındaki tedarikçiyle çalışıyoruz. Sürekli kendi vizyonunu yenileyen, sektörün ihtiyaçlarını okumaya çalışan ve bu ihtiyaçları elindeki imkanlarla en hızlı şekilde hayata geçirmeyi amaçlayan bir firmayız. Türkiye’deki sektör küçük bir sektör ve bu yaklaşım takdir görüyor. Dünyada da bu yaklaşım kabul görüyor” dedi.

 

Potansiyel kullanılamıyor

 

Sektörün sahip olduğu potansiyel kesinlikle kullanılamıyor diyen Şimşek, “Denizcilik sektöründe tedarikçiler zurnanın son deliği olarak görülüyor. Bunu özellikle söyleyeceğim. Zurnanın son deliği aslında yanlış biliniyor çünkü zurnanın son deliği olmaza ses çıkmıyor. Stratejik bir deliktir. Türkiye’deki denizcilik sektöründe kumanyacılar bir kere kıymet görmüyor. Ancak şunu da söyleyeyim Tamer Kıran başkanla birlikte gerçekten kumanyacılar el aldı. Tamer Başkan bizim elimizden tutup çalınması gereken bütün kapıları çalmak için Ankara’ya götürdü. Yine de uygulamalar hala olması gerektiği noktada değil. Ben 20 sene önce demiştim Türkiye’de 500 milyon dolarlık bir pazar var. Bugün bu rakam 1 buçuk milyar dolara ulaştı. Kumanyacılar olarak bu pazarın içinde 150 milyonu bulamazsınız, 10 bile değil. Bu pazardan daha fazla pay almak için kumanyacıların önünün açılması lazım. Kumanyacılar limanlara istediği gibi giremezler. Limanlara her girişlerinde para ödemek zorunda kalırlar. Kumanyacılar üzerinden para kazanmaya çalışılıyor. Kumanyacılar onların işlerinin sağlıklı olarak yürüyebilmesi için önemli bir görevi yerine getiriyor” ifadelerini kullandı. 

Kumanyacının sorunu varsa armatörün de var

 

Sektördeki potansiyelin başka alanlarda da kullanılmadığı ifade eden Şimşek, “Ben sektörün en küçük halkalarından biri olarak şunu söyleyebilirim ki, kumanyacının böyle bir sorunu varsa, armatörün de gemi adamının da böyle bir sorunu var. Biz neden bu potansiyeli kullanamıyoruz? Benim sektörümde potansiyel 1,5 milyar dolarlık bir pazar varsa ve bunun 10’unu gerçekleştirebiliyorsam aynı soruyu gemi adamları noktasında da soralım. 80 milyonluk bir ülke olarak 150 bin gemi adamı var. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ve kökeninde denizciliğe liderlik yapmış bir kültürün mirasçıları olarak bizim denizcilik sektöründe çalışan 150 bin adamımızın olması doğru mu? Bu rakamın yüzde birini bile yurtdışına gönderemiyoruz. Filipinliler ülkelerinde yurtdışına giden gemi adamlarından kaynaklı yılda 8-9 miyar dolarlık girdi elde ediyor. Hem işsizliğin önüne geçiyor hem de yılda 8-9 milyar dolarlık girdi sağlıyor ve hiçbir yatırım yapmadan hizmet karşılığı bu geliri elde ediyor. Biz ülke olarak bunlardan hiçbirini yapamıyoruz. Buna yönelik vizyoner bir planlamamız olmamış. Biz kendi elimizdeki imkanları kabullenmişiz. Büyük ülkeyiz, büyük devletiz ama büyük olmak için her alanda kısa, orta ve uzun vadede planlamaların olması gerekir. Gemi adamları da bunlardan birisi. Ben armatörlerin dertlerini söylemeyeceğim. Mesele kaos yaratmak değil. Mesele geleceğin dünyasından biz neden yararlanamıyoruz? Bunu açmak lazım. Bizim kafalarımızın değişmesi gerekli. Biz Türkiye’de bu işleri başlatan firmalar olabiliriz ama Türkiye ile sınırlı kalamayız. Türkiye AVS’ye yetmiyor. Onun için biz yurtdışındaki pazarlardan daha fazla pay almak istiyoruz. 30 yıl önce buradaki gemilere yurtdışından tırlarla kumanya gelirdi ve biz onları gemilere verirdik. Diyorduk biz bu ürünleri niye veremiyoruz da yurtdışından geliyor? Adam geliyordu bizim pazarımızı alıyordu. Şimdi biz onların ülkesinde bu işi yapıyoruz. Denizcilik sektörünün vizyonunu yenilemesi gerekiyor ama mevzuatında bu vizyonu desteklemesi lazım. Bir kumanyacıya potansiyel kaçakçı olarak bakılırsa bu iş bitmiştir” şeklinde konuştu.

 

Denizcilik Bakanlığı olmalı

 

Gelişmiş coğrafyalarda her şey bizdeki gibi bürokrasinin öncülüğünde ilerlemiyor diyen Şimşek, “Gelişmiş ülkelerde işler beyan üzerinden gider ve kimse o firmanın yaptığı işten nemalanmaya çalışmaz. Önünü açarlar. Bu çok önemli bir yaklaşım. Bir kumanyacının bin bir zorlukla satmaya çalıştığı bir kamyon kumanyadan 150-200 dolar para alarak geçinen bir zihniyet yok oralarda. Bu ve buna benzer uygulamalar ve sıkıntılar var. Gümrük mevzuatları çok zorlayıcı, basitleştirmek lazım. Bundan 15 sene öncesiyle kıyasladığımızda hayal edemeyeceğimiz kadar yol aldık ama bunun daha da iyi olması lazım. 150 milyon değil de 1 milyar dolar daha alalım diye söylüyorum, şikayet etmek için değil. Bu ülkenin bu sıkıntılarını görüp bire bir bunlarla ilgilenmesi lgerekli. Belki de bu sorun denizcilik sektörünün bu noktada kamuda sahipsizliğinden kaynaklanıyor olabilir. Bizim bir Denizcilik Bakanlığı’mızın olması gerekiyor. Bu konuları bire bir irdeleyecek, takip edecek ve bunlara orta ve uzun vadede stratejiler belirleyip buna göre altyapı çalışmaları yapacak devlette bir kuruma ihtiyaç var” ifadelerini kullandı. 

Asla ama asla hayal satmayız Asla ama asla hayal satmayız

 

Offshore gemilerine catering hizmeti

 

Onshore ve offshore alanında hizmet verdikleri gemi sayısının 230 olduğunu söyleyen Şimşek, “Bu rakam yakın zamanda önemli sayıda gemiye sahip bir filonun katılımıyla ciddi şekilde artacak. Onshore bize offshore’un kapısını açtı. Biz ticari gemilerle başlayıp daha sonra Türkiye’nin yapmış olduğu offshore yatırımlarıyla o pazarı keşfettik. Türkiye’nin üç petrol platformu vardı. Bunlardan iki tanesi teslim alındığında AVS ekibi de o gemiye katıldı. TPAO’nun stratejisini herkes bu pazarda iş yapsın olarak belirledi. Tekelleşme olmasın. Herkes bir gemiye hizmet versin düşüncesiyle gemileri ihalelere açtı. Üç tanesini diğer arkadaşlarımız yapmaya başladı, biz de Kanuni gemisini yapıyoruz. Özellikle Marmara’da olan platformlar var. Onların çoğunu biz yapıyoruz. Karadeniz enerji firması bizde. Biz orada güzel bir istihdam yarattık. 200’e yakın aşçı ve kamarotumuz var. Artık ticari gemilere de kendi elemanlarımızı vererek armatörün bu alandaki yükünü almayı planlıyoruz. Şu anda bu sisteme Akar Denizcilik’te başladık. Firma yetkilileri bizim bu uygulamamızı çok beğendiklerini söylediler ve bizi çağırdılar, biz de anlattık. Dediler ki bu yerli firmamızın bu çıkışını çok beğendik, biz nasıl katkı yapabiliriz? Dedim bana iki gemini ver, aşçımızı kamarotumuzu verelim. Geminin üzerindeki yemeği de biz pişirelim ve böyle bir konsept oluşturalım. Tamam dediler öyle başladık. Bu yeni sistemde armatör artık kumanyayla ilgilenmiyor. Sadece armatör kaptana gemideki ‘yemeklerden memnun musunuz’ diye soruyor. Tek uğraştığı konu bu. Gerisini biz hallediyoruz. Gemide yemek yiyen personel bizim yemeklerimiz hakkında dijital anketlere katılıyor. Anket 80’in üzerinde bir puan alıyorsa işimizi doğru yapıyoruz demektir. Bu anket sonuçları müşterimize haftalık gidiyor. Biz şu anda 150 aşçı, 50 kamarot istihdam ediyoruz” açıklamasında bulundu.

 

İşsiz kalan yöne destek olduk

 

AVS’nin yaptığı çok güzel bir uygulama olduğunu hatırlatan Şimşek, “AVS kendi insanını yetiştiriyor ve Türkiye’de offshore işi yapan firmalara yetişmiş kalifiye elemanlarını veriyor. Pandemi döneminde kruvaziyer gemilerinin yiyecek ve içecek yöneticilerinin birçoğu işsiz kaldı. Onları biz işe aldık. Şimdi sektör işe açıldı ve onlar tekrar eski pozisyonlarına dönmeye başladılar. Kendi işlerine döndüklerinde çok büyük artıyla dönüyorlar. Bu adamlar gelişmiş kalifiye elemanlar. Bu iş yokluğunda biz onları misafir olarak ağırladık ama bize de bir standart getirdiler, bize çok iyi katkıları oldu. Bu arkadaşlarımız gemilerine döndüler. Bu gemilerin bazıları yıllık 100 milyon dolarlık alımlar yapıyor. Bunlar nerede olursa olsun, bir Türk’ün orada olmasını, sektöründen kopmamasını, bu işi yapıyor olmasını sağlayan bir platform olduk” dedi. 

 

Ukrayna-Rusya savaşı bizi çok etkilemedi

 

Şimşek, “Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta ortaya çıkan sonuçlardan dolayı ikmal sıkıntıları yaşıyoruz elbette ama bu bizim tüm operasyonumuzu çok da etkilemiyor. Çünkü tüm dünya bizim pazarımız. Biz şirket olarak konseptimizi buna göre belirledik. Biz Ukrayna’ya veya Rusya’ya gelecek gemilere hizmet veremezsek ne olur diye kaygılanmıyoruz. Projeniz global olunca bölgesel yaşanan bir sorun sizi fazla etkilemez. Elbette o bölgede sıkıntı var. Zaten gemiler oraya gitmiyor. Savaş başlamadan önce oraya giden gemilerimize bir önceki limanda tedbir amaçlı ikmal yapmıştık. Şu anda o bölgede bizim hizmet verdiğimiz gemilerin çoğu oradan çıktı zaten. Bu süreçte biz de üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Biz AVS olarak Ukrayna’daki müşterilerimize ofisimizi açtık. Ev sahipliği yapıyoruz. Oradaki müşterilerimizin ofislerini bizim binamıza taşıdık. Savaş bitinceye kadar burada misafirimiz olarak kalacaklar” şeklinde konuştu.

 

AVS Greece Global Supply Yunanistan Temsilciliği Ülke Müdürü Olşen Gözübüyük: 

 

Yunanistan’daki iş hacmimizi her ay artırıyoruz

 

“Biz 2018 yılında AVS Greece Global Supply olarak Yunanistan’da faaliyete başladık. Pandemi dönemi özellikle bizim gibi yeni şirketler için daha da zor oldu. Ancak merkezin desteğinin yanı sıra attığımız doğru adımlarla buradaki zorlu rekabet ortamında firmaların dikkatini çektik ve her geçen ay buradaki iş hacmimizi arttırmaya devam ediyoruz. 

 

“Burada rekabet çok fazla yaşanıyor. Firmaların birbirleriyle olan iş birlikleri uzun yıllara dayanıyor. Buradaki iyi ilişkilerimizle faaliyetlerimiz devam ederken Avrupa’daki diğer noktalara da iş yapmaya başladık. Avrupa’daki faaliyetlerimizi Yunanistan’dan yürütüyoruz. Geniş bir ürün yelpazemiz ve esnek manevra kabiliyetimizle müşterilerimizi bu zorlu süreçte memnun ederek bizimle çalışmalarına devam etmelerini sağladık. Biz burada 7/24 hizmet kapasitesiyle kaliteli ve müşteri odaklı bir hizmet sunuyoruz. Bir Türk firması olarak bazı önyargılarla karşılaşıyoruz ama genel anlamda iki ülke halkının birbirine sevgiyle yaklaştığına da birçok kez şahit olduk. Verdiğimiz hizmet kalitesi ve sorunların çözümüne yönelik yaklaşımlarımızla önyargıları kırarak, bu yüksek hacimli markette, kısa zaman içerisinde rekabet eder hale geldik”. 

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ