Sivil toplum kuruluşları toplumsal ve ekonomik fonksiyonları nedeniyle her alanda olduğu gibi denizcilikte de daha etkin bir duruma gelmiştir. Kolektif ve faydacı bakış açısıyla sektöre hizmet etmeyi amaç edinmiş bir sivil toplum kuruluşu olan Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER), her yıl olduğu gibi 2019’da da stratejisini bu yönde belirlemiştir. KOSDER yıl süresince, ‘Problem çözme ve bilgi aktarımı’ konusunda sektörel birlikteliği sağlayarak maksimum düzeyde sonuç elde etmeyi hedeflemiş ve Türk denizcilerini bir araya getirmiştir. Derneğimiz; gerçekleştirdiği çalıştay, sempozyum ve seminerlerle sektörümüzde etkin bir aktör olma rolünü bu yıl da üstlenmiştir. Sektör bileşenlerinin KOSDER organizasyonlarına azami oranda katılımları bu durumun en açık göstergesi olmuştur.

Çin ilk yarıda 20,5 milyar dolar değerinde yeni inşa gemi ihraç etti Çin ilk yarıda 20,5 milyar dolar değerinde yeni inşa gemi ihraç etti

 

Deniz taşımacılığında görülen teknolojik ilerlemelere rağmen insan unsuru ve bununla birlikte mesleki uzmanlık büyük önem taşımaktadır. Derneğimiz, düzenlediği kariyer günleriyle de sektörümüzün gelecekteki rotasını çizecek olan denizci öğrencilerimize katma değer sağlamayı hedeflemiştir.

 

KOSDER’in kurulduğun günden bu yana hedeflerinin lokomotifi olan ‘Koster Yenileme Projesi’ geride bıraktığımız yılda olduğu gibi gelecekte de gayret sarf edeceğimiz konuların başında gelecektir. İdaremizin, uygulanması konusunda desteğini her platformda dile getirdiği ‘rüya proje’nin nihayete erdirilmesinde uzun vadeli finansal destek büyük önem taşımaktadır. Bu minvalde son dönemde Uzakdoğu’da gerçekleştirdiğimiz temaslar neticesinde aldığımız olumlu sonuçlar; yaşlı kosterlerimizin yenilenmesinin önü açacaktır.

Bilindiği üzere; koster armatörleri ve işletmecileri, Karadeniz/Akdeniz ve Avrupa’da bölge denizciliğinin lokomotifi olmuştur. Ülke ekonomisine önemli miktarda döviz girdisi sağlayan kosterler; armatör ve işletmecilerimizin dünya deniz taşımacılığında aşama kat etmesine büyük oranda katkı sunmuştur. Türkiye’nin bölgedeki en büyük koster filosuna sahip oluşu, koster armatör ve işletmecilerinin gerek ülke ekonomisi gerekse sektör açısından ne denli önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. KOSDER; bu sorumluluk ve bakış açısıyla üyelerinden aldığı destekle geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de çalışmalarını sürdürecektir.

 

Koster armatör ve işletmecileri entegrasyon sürecinde daha avantajlı

 

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) 1 Ocak 2020’de uygulamaya koyacağı sülfür limiti kuralının gereklilikleri ve beraberinde getireceği yaptırımlar hem idare hem de sektörel bazda gerçekleştirilen toplantılar ve yayınlar aracılığıyla denizcilik sektörüne aktarıldı, aktarılmaya da devam edilecektir. Bu çerçevede Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği de (KOSDER), konunun uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirdiği “2020 Sülfür Uygulamaları Semineri” ile yeni regülasyonun detaylarını sektör temsilcileriyle paylaşarak farklı çözüm önerilerini tartışmaya açmıştır.

 

IMO’nun geri adım atmayı ya da ertelemeyi düşünmediği küresel kükürt üst sınırı uygulamasının sadece Türk denizcilik sektörünün değil dünya denizciliğinin tamamında belirsiz bir hava oluşturduğu aşikar. Uygulama kosterler açısından incelendiğinde ise; büyük tonaj gemi sahiplerine nazaran koster armatör ve işletmecileri entegrasyon sürecinde daha avantajlı bir konumda yer almaktadır. Ancak kuralın uygulanmaya başlanmasıyla birlikte, artan talebin yakıt fiyatlarında yukarı yönlü harekete neden olacağı beklentiler dâhilindedir. Bu durumunun gemi sahiplerinin ve işletmecilerin finansal planlamalarına doğrudan etki edeceği düşünülse de deniz taşımacılığının potansiyeli dikkate alındığında uzun vadede istenilen ekonomik ivmenin yakalanacağı beklenmektedir.

 

Gelecek diğer yılların odak noktasına denizcilik sektörünün alınması hayati önem taşıyor


Rotasını denizlere çeviren medeniyetler sadece ekonomik alanda değil kültürel olarak da kazanımlarını artırmış denizciliği bir tutku haline getirmiştir. Ekonomik kalkınmanın en önemli unsuru olan denizcilik faaliyetleri, gelişmişlik düzeyinin belirleyici fonksiyonudur. Coğrafi konumu itibariyle ülkemiz, denizleriyle bütünleşen bir ulus olduğunu her dönemde ortaya koymuştur. Denizlerden elde ettiği kazanımlarla Türkiye; büyüme stratejilerini bu yönde belirlemiş ve bölgesinde belirleyici ülke konumuna geçmiştir. Ancak yıllar itibariyle sahip olduğumuz avantajlar çerçevesinde; deniz taşımacılığında istenilen ivme yakalanamamış ve hedeflenen ekonomik büyümenin altında kalınmıştır. Bununla birlikte dünya denizciliğin çatı kuruluşu olan Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) aldığı kararlar rekabet düzeyini artırmakla beraber, gemi işletmeciliğinin kalite standartlarını üst seviyeye çıkarmıştır.

 

Geride bıraktığımız 2019 yılında navlun piyasalarında bir bahar havası estiğini söylemek pek mümkün değildir. Dünya genelindeki yaşanan siyasi krizler ve üretim faaliyetlerinde görülen azalma eğilimi bu durumun başlıca nedenleri arasında yer almaktadır. Tüm bu gelişmelere rağmen, Türk denizcilik sektörü ve Türkiye ekonomisi ‘iyi geçmesini umut ettiği’ yeni bir yıla adım atacağı inancını taşımaktadır. Deniz taşımacılığının dış ticaretimizdeki hacmi göz önünde bulundurulduğunda sadece 2020 yılının değil akabinde gelecek diğer yılların odak noktasına denizcilik sektörünün alınması hayati önem taşımaktadır. Umut ediyoruz ki önümüzdeki dönemde Türkiye; gemi inşa sanayisi, limancılık faaliyetleri, maddi manevi tüm kazanımlarıyla istenilen ivmeyi yakalayacak ve ‘lider denizci ülkeler’ arasına girme yolunda büyük bir aşama kat edecektir.