Ukraynalı ve Rus denizcilerin savaşa dahil olmaları kaçınılmaz
Yaklaşık bir ay önce ortaya çıkan işgalin taraflarının sadece hükümetler ve askerler ile sınırlı kalmadığının farkına varıyoruz. Savaşın süresi uzadıkça sivillerde savaşa karşı bireysel tepkilerini göstermeye başladı. Bir taraf işgalin haklılığını savunurken diğer taraf uğradığı haksızlığı anlatmaya çalışıyor. Bu ifade biçimi sözlü olduğu gibi taraflar arasında şiddete dayalıda yapılmaya başlandı.
Ukrayna ve Rusya deniz ticaretinde hatırı sayılır bir ölçeğe sahip iki devlet. Bu ölçek içeresinde Ukraynalı ve Rus denizciler Dünyadaki 1,8 milyon denizcinin 14,5'ini oluşturmaktadır. Denizcilik iş gücünün 10,5’ini 198.123 personel ile Ruslar, 4’ünü 76.442 personel ile Ukraynalılar oluşturuyor.
Barış döneminde iki ulusun personelleri aynı gemide görev yapabiliyorken bu dönemde aynı gemide çalışmak istememekte, farklı gemilerde olsalar bile birbirlerine olan tahammülsüzlükleri görülmektedir.
Ukraynalı denizciler öfkeli
Ukraynalı denizciler; savaşın beraberinde getirdiği yıkımlara, kayıplara ve tüm olumsuzluklara kayıtsız kalamamaktadırlar. İşgal altında olan ülkelerindeki sevdiklerinden bihaber olmalarının yanı sıra gemide kaldıkları süre boyunca işgalin yarattığı olumsuzluklarla mücadele etmeleri üzerlerindeki stresi arttırıyor. Ukrayna kıyılarında meydana gelen saldırılarda en az beş ticari geminin hasar görmesi, Ukrayna gemilerinin taciz edilmesi, Rus işgalinin başlamasından bu yana yüzlerce gemicinin gemilerde mahsur kalması ve Ukrayna ticaretinin Rusya tarafından engellenmesi Ukraynalı denizcileri öfkelendiriyor ve taraflar arasındaki tansiyonu yükseltiyor.
Bu dönemde aynı gemide çalışan iki ülke personelleri dayanışmayı, empatiyi ve saygıyı yaymak için paylaşımlar yapsalar da genel görüşü yansıtmadığı için cılız bir eylem olarak kaldı.
Aynı limana uğrak yapan Rus ve Ukraynalı gemilerdeki personellerin davranışları
Türkiye limanlarına uğrak yapan Rus ve Ukraynalı gemi personelleri birbirlerine düşmanca davranışlar sergiledikleri ve sergileyeceklerini unutmamak gerekiyor. Liman yetkilileri; limanlarında yaşanılması muhtemel olumsuzlukları öngörmeleri ve bünyelerinde oluşabilecek sorunlara karşı reaksiyon göstermeleri önemlidir.
Limanlar; uluslararası niteliğe sahip ve uluslararası ticarete konu olan gemilerin uğrak yaptığı yerleridir. Bu durumdan yola çıkarak Rus ve Ukraynalı personele sahip gemilerin aynı zamanda limanlarımıza yanaşması muhtemel bir durum olduğunu unutmamalıyız. Otoritelerin, resmi kurum ve kuruluşların bu dönemde sağduyulu, koruyucu ve tarafsız olması daha da önem kazanıyor. Gemi personellerinin limanlarımızda gerçekleştireceği eylem veya eylemlerin doğuracağı sonuçları tahmin etmek zor. Topraklarımızda gerçekleşebilecek eylemler bizler için ağır sonuçları doğurabilir.
Denizcilerin güvenliği mutlak önceliğimiz olmalıdır
Savaşlar başlar ve nihayetinde sonlanır. Bu süre zarfında limanlarımız ve otoriteler süreci iyi yönetmeleri gerekir. Sıcak bir gündeme sahip olan denizcilerin fevri hareketleri sadece karşı tarafa değil üçüncü taraflara da zarar verebilir. Bu konu düşünülmek bile istenilmese de gerçekleşemeyeceği anlamına gelmiyor.
Denizciler her zaman salgınlar, krizler ve savaşlara rağmen ticaretin ön saflarında yer aldılar. Henüz COVID 19 salgının yaraları geçmemişken yeni bir krize mahal vermemek, düşman tarafları kontrol edebilmek deniz ticaretinin sürdürülebilirliği ve insanlık için yararlı bir hamle olacaktır.