Güncel

Panelistler, ‘eğitim’ ve ‘kurumsallaşma’yı anlattı

TAB’ın gerçekleştirdiği panelde, Moderatörlüğünü Harun Şişmanyazıcı’nın yaptığı oturumda konuşmacılar ‘eğitim’ ve ‘kurumsallaşma’ konularını etraflıca anlattılar.

Abone Ol

Türk Armatörler Birliği’nin (TAB), Deniz Ticaret Odası desteği ile İstanbul Sheraton Grand Ataşehir Otel’de “21.Yüzyılda Değişen Gemi İşletmeciliği-Deep Dive” üst başlığıyla gerçekleştirdiği panelde ‘ŞİRKET EĞİTİMLERİ ve KURUMSALLAŞMA” adı altında bir seminer de gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Harun Şişmanyazıcı’nın yaptığı oturuma Er Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ergenç, Dokuz Eylül Üniv. Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Nas, ARKAS Deniz Ticaret Filosu Başkan Yardımcısı A. İbrahim Kontaytekin, İnce Denizcilik DPA ve Teknik Müdür Yaşar Canca, Klass NK Yeni İnşa ve İş Geliştirme Müdürü Serdar F. Atükeren ve The Maritime House Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Esinduy katıldılar. Moderatör Hatuz Şimnayazıcı, bilginin önemine işaret ederek, her kademede ileri gitmek gerektiğini vurguladı. Şişmanyazıcı, sürekli kendini yenilemenin de şart olduğunu sözlerine ekledi.

KONTAYTEKİN: SUÇLAMAK DEĞİL, EĞİTMEK GEREK!

 

Kurumsal bir şirketsiniz, siz; şirket içi eğitimler yapıyor musunuz sorusuna yönelik ARKAS Deniz Ticaret Filosu Başkan Yardımcısı A. İbrahim Kontaytekin, “Şu anda 60 gemi işletiyoruz.Senelik 20 bin giriş çıkışı yönetiyoruz. Bundan 9 sene önce bir gemimiz karaya oturdu. Biz, insanları suçlamak yerine, ne yapabilir sorusunu kendimize sorduk. 9 Eylül Üniversitesi’nden Selçuk Hoca’mız ile işe başladık. Bu çıtayı her anlamda yukarı taşıdık. Kaptanlara ve zabitlere eğitimler verdik. Bu eğitimler çok uçuk kaçık fiyatlar değil. Bir geminin karaya oturma maliyeti belli... Kişi başına 1.000 dolarlık eğitim maliyetlerinden bahsediyoruz. Boğazdan her gün 3-5 tane gemi geçiyor. Kaptanlara ve zabitlere bir meleke kazandırmak bizim işimiz. Bu 9 yıllık süre zarfında hiç kaza olmadı. 9 sene öncesine göre kaza rasyosunda Avrupa’nın sayılı şirketileri arasına girdik. Bunu 1.000 dolarlık eğitimle başardık. Eğitimin gücünü burada görüyoruz. Keşke ek eğitimler de olsa... Adam suçlamak değil adam eğitmek gerek” dedi. Siz, kurumsal mısınız, kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna ilişkin olarak ise ARKAS Deniz Ticaret Filosu Başkan Yardımcısı A. İbrahim Kontaytekin şöyle cavp verdi: “2001 yılında kurumsallaşma kararı aldık.  7 binden fazla çalışanımız var. Kurusal firmada şirketi profesyonller yönetir. 17 yılda çok önemli bir noktaya geldik. Patronların da bu kurumsallığa uyması lazım. Teknşk Müdür bir şey diyorsa, bunu kabul edip ona göre hareket edilmelidir. Kurumsallık sürecinin patron ve üst yönetim tarafından destekleniyor olması şart. Biz, uzun yıllardır SIFIR KAZA ile yol alıyoruz. Kurumsallaşmada çift başlı yöneetim olmaz. Armatörlerin de buna göre çalışması lazım.”

 

ESİNDUY: YETERLİ EĞİTİM SEVİYESİNE GELEMEDİK!

‘Dışarıdan baktığınızda şirketlerin eğitim durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz’ sorusuna ilişkin The Maritime House Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Esinduy, “Bu, çok ucu açık bir soru...Biz, her ay eğitim veriyoruz. Yurt dışında da eğitim veriyoruz. Türkiye’de maalef katılım yeterli değil. Eğitimin sonu yok. Şirketlere aldığımız elemanları konu minvalli eğitmek lazım. Tecrübe olayı maalesef akademik başarının arkasında kalıyor. Kendimizi özeleştiriden geçirmeliyiz. Her şirketin eğitim ihtiyacı frklıdır. Biz Alpha Marin oalrak isteyenlere çok farklı eğitimler veriyoruz. Sadecekuralları anlatmak değil, pratik yöntemleri de gösteriyoruz. Şirketlerin üst yönetimlerinin algı ve kafa yapısı olarak değişmesi lazım. Yeterli eğitim seviyesine gelemedik maaelsef” yorumunda bulundu.

 

ATÜKEREN:BİLGİYE ULAŞMAK ÇOK KOLAY AMA SONUÇ DEĞİŞMİYOR

‘Eğitimde ne gibi eksiklikler var’ sorusuna ilişkin Klass NK Yeni İnşa ve İş Geliştirme Müdürü Serdar F. Atükeren, “Klass kuruluşu çalışanı olarak şirketler kendilerini geliştirmeli, personeller eğitilmeli. Klass kuruluşları eğitimler düzenliyorlar. Günümüzde bilgiye ulaşma gibi bir sıkıntı yok. Bilgiyi edinme ve erişim artık çok kolay. Mail boxlarınızda e-mail yolu ile bilgi, ayağınıza kadar geliyor. Big data, artık her evin, her cep telefonun içinde... Bilgiye çok çabuk ulaşıyoruz ama sonuç değişmiyor. Çok ucuz kazanımlar yaşanıyor. Olması gereken gelişmeler çok yavaş seyrediyor. Çok yavaş ilerliyor. Bu, bir yönetim zaafiyetidir. Şirketlerdeki KALİTE kelimesini içselleştirmek gerek. Şirket eğitimlerinde EKSENi değiştirmek gerekiyor” dedi.

 

NAS: İŞLETMECİSİNİN KURUMSAL BİLGİYE SAHİP OLMASI LAZIM

Eğitimler konusunda; Dokuz Eylül Üniv. Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Nas şöyle konuştu: “ TAB ve DTO kurumlarımız sayesinde hep birlikte bir amaç birlikteliğine gidebiliriz. Arkas’ta kurum içinde çalışanlar tek taraflı eğitimler almadılar.  Dokuz Eylül Üniversitesi ile çok ciddi bir işbirliğimiz var. Yepyeni eğitim modelleri geliştiriliyor. Armatörün ya da gemi işletmecisinin kurumsal bilgiye sahip olması lazım. Türk armatörünün bilgi donanımı nedir? Armatörü yalnız bırakmamamız lazım. Türk armatörünü en kaba ifade ile ayıklatmamamız lazım.”

 

ERGENÇ: EN İYİ YATIRIM İNSAN YAPILAN YATIRIMDIR

 

Kaptan ve zabitler ilave olarak bir eğitime tabii tutulmak zorunda mı? Sorusuna yönelik olarak Er Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ergenç şunları söyledi: “Ofis içi eğitim sürekli gerekli. Türkiye’de DEEP DIVE olarak eğitime yeterli önemi vermiyoruz. Armatör olarak kendimizi yetiştirdik mi? İyi bir patron muyuz? Yetenekki miyiz? Biz, ailemize çok bağlıyız. Çok korumacıyız. Avrupalılar gibi değiliz... YAHUDİ USULÜ YETİŞTİRME denilen bir şey var. Ben üniversitedeyken milyoner olup Mc Donalds’ta yer silen arkadaşlarımı bilirim. Restoran sahibi olmak istiyorsanız mutfakta olacaksınız, paspas da yapacaksınız. Armatörlerimiz çekirdekten yetişmiyor. Biz, hatayı burada yapıyoruz. Yeterince tecrübe, bilgi, eğitim olmadan gemi yürümez. Karaya otoruruz. Er Denizcilik olarak eğitime çok önem veriyoruz. Çuvaldızı armatör olarak kendimize batırmamız lazım.  En iyi yatırım insan yapılan yatırımdır. Hepimiz insanız ve hata yapabiliriz. Ama hata 1 kere olur. Hatalardan dersler çıkarmamız gerek. Şirket içi performanslarımızı değerlendiriyor muyuz? Artı ve eksilerimiz nerede? İyi bir kriz işletmeciliği yapıyor muyuz? İyi bir profesyonel miyiz? Sürekli eğitim olmadan olmaz... Denizcilik sonu olmayan okyanusta bir kuyu...”

 

CANCA: BİR KİŞİ HER ŞEYİ BİLEMEZ, KURUMSALLAŞMAK ŞART

İnce Denizcilik DPA ve Teknik Müdür Yaşar Canca gerçekleştirdiği sunumda şu bilgileri verdi: “Hepimiz bir tavanın balıklarıyız artık” döneminden çıktık ve şimdilerde ‘Hepimiz artık denizlerin balığıyız’ olayına geçtik. Bir denizcilik şirketini ilgilendiren, diğer bir denizcilik şirketini de ilgilendiriyor. Rakip değiliz, aynı sorunlarla uğraşıyoruz. Okyanusu geçmekte olan bir gemide en çok gemi tasarımcısının kimliği sorulur. Ülkemizde şirketlerin sorunları var. İ.S.M. Code şirket yönetimlerini çok etkiledi.  Daha önce ISO 900 kalite sistemi vardı. İ.S.M. Code kurallarını ‘mış gibi’ yaptık. Denizcilik sektör yönetim kültürünün mutlaka olması ve uygulanması gerekiyor. Çalışanlarla şirketin amacının bir olması lazım. Birlikteliği kaybetmememiz lazım. Şirketlerin kuruluşlarından kaynaklı felsefe eksikliğinin yarattığı yapısal sorunların halledilmesi gerekiyor. Kurumsallaşmış şirket modellerinin ne kdara kurumsallşatığına bakmak lazım. Eskiden AHİLİK (Esnaf) kültürü vardı. Biz, kişilerin liderliği üzerinde en büyük hatayı yaptık. Sistem olmalı, kişi merkezli olmak bir şey kazandırmaz. Bir kişi her şeyi bilemez. Dönüşüm problemlerimiz var. Yazıhane mantığıyla çalışan şirketlerş nasıl dönüştüreceksiniz. Bu tür şirketler ayakta kalma savaşı veriyor. Aile şirketleri tam bir facia bu bağlamda. Aile bireylerinin yönetime hakim olduğu şirketlerde kurumsallaşma nasıl sağlanacak? Kervan yolda düzülür mantığından vazgeçmemiz lazım. Ofise ihtiyaç duyuldukça yönetici alınır mantığından da vazgeçmek gerek. Bizden daha iyi birini kendi altımızda bulundurmak istemiyoruz. Çünkü bizim yerimize geçecek diye korkuyoruz. Bilgi eksikliğinden kaynaklanan sorunlar varç Bilgi, para getiriyorsa önemseniyor. Şirketlerin etik değerleri yok.”

AHMET DOĞAN