Koronavirüs ve Global Ekonomiye Muhtemel Etkileri

Koronavirüs, maalesef dünya denizciliğinin başından beri bilgisi dahilinde ama çok da kontrolünde olmadan Avrupa ve Kuzey Amerika'ya yayıldı. Bu süreçte başta Avrupa ve Amerika yetersiz kalırken, çok az ülkenin mevcut sistemlerinin gücü sayesinde belirli bir takım kontrolleri ele geçirmeye çalıştıkları görülüyor.

 

Başlangıçta çok da önemsenmeyerek sadece Çin'de sınırlı kalacağı düşünülen bu hastalık, başından beri gevşek uygulanan seyahat politikaları nedeniyle süreci maalesef bugünlere getirmiş bulunmaktadır.

 

Bugün gelinen aşamada, hem bu Korona sürecinde hem de sonrasında dünyada ekonomik gelişmelerin neler olacağı hususunda maalesef net bir görüş bulunmamaktadır.

 

Esasen, diğer krizlerde de olduğu gibi, çok da matematiksel modellere ya da GSYİH gibi bir takım göstergelere göre yapılamayan gelecek tahminlerinin Korona gibi belki de dünyada ilk defa karşılaşılan çok ekstrem bir durum için cevap vermesi daha da zor görülmektedir

 

Gerçekte, tahminler ve endeksler bu sorulara cevap vermeyecektir. Ancak Covid-19'un dengeleri nasıl değiştirebileceğine bakmamızda fayda olacaktır.

 

Mikroekonomik dengeler: Günümüz koşullarında çoğumuzun "bu işi ya da görevi yapmak için banka, işyeri, devlet dairelerine gitmeye yasal gereksinimler dışında ne gerek var?" dediği işler ya da eğitimler büyük ölçüde online hale gelebilecek. Bu konuda başta Avrupa ve Amerika'da yasal düzenlemelerin oluşturularak, gerek fiziki gerekse sosyal gereksinimler dışındaki iş ve eğitimlerin yeniden şekilleneceğini söylemek zorundayız. Ayrıca Wuhan'da akıllı telefonlar marifetiyle oluşturulan sağlık uygulamaları gibi olgular daha da yaygınlaşabilir.

 

Makroekonomik Dengeler: Benzer şekilde belki de bu şahsi görüşüm olsa da gerek AB (AB ülkelerini kendi kaderleriyle başbaşa bırakması) gerekse ABD'nin ve Dünya Sağlık Örgütü'nün başarısız uygulamaları gözönüne alındığında gelecek dönemde ülkelerin kendi iç dinamiklerine daha ağırlık vereceği ve özelinde bireysel davranışların ağırlık kazanabileceği öngörülebilir. Bu tür bir durumun uluslararası ilişkileri gelecekte ne kadar zorlaştıracağı veya kilitleyeceği belli değildir. Ama sonuçlarının neler olacağı henüz belli olmasa da yeni bir dünya düzenine gidildiği açıktır. Dolayısıyla her birey ve şirket bu konuda gerekli önlemleri almalı ya da ileride almak zorunda kalacaktır.

 

Siyasi Dengeler: AB ülkeleri ve ABD başta olmak üzere yakın gelecekte dünya üzerinde politik dengelerin değişebileceği görülmektedir. Başarısız olan iktidarlar ve devlet organlarında gerek Yönetim gerekse Sistem değişiklikleri olacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla dünya üzerinde, muhalefet ve iktidar dengelerinin ve Ülke Yönetim sistemlerinin değişebileceği açıktır.

 

Şirketler yukarıdaki denge değişimlerine bağlı ekonomik riskler dahilinde neler yapabilir?

 

Öncelikle bu sorunun çözümünün şu anki belirsiz dönemde belirli doğrulara bağlanması zor gözükmekte ancak yapılabilecekler genel yorumlar ve çalışmalar dahilinde şunlardır;

 

•             Yaygın projeksiyonlara bağımlı hale gelmemelidir. Çok çeşitli senaryolar mümkün olduğunca araştırılmalı ve üzerine çalışılmalıdır.

•             Yönettiğimiz işletmeler gerek finansal piyasalardaki kötü niyetli grupların gerekse dışı parlak ama içi boş duran oluşumların eline bırakılmamalıdır,

•             Piyasadaki güven sinyallerine odaklanılmalı, kendi içgüdülerinize güvenilmeli ve elinizdeki tecrübelerin nasıl ve gerektiğinde başka alan ve sektörlerde nasıl kullanılacağı değerlendirilmelidir. Krizin etkileri sektörlere göre farklı olacak ve bu durum bazen çok hızlı bazen de daha yavaş ve ağır şekilde gerçekleşebilecektir.

•             En iyiyi planlarken, en kötü duruma da hazır olunmalıdır.

•             Bu krizin oluşturacağı tehlike ve fırsatlara odaklanılmadır.

•             Kriz sonrası neler yapabileceğinize, yeni teknoloji ve değişimlere nasıl adapte olabileceğinize karar verilmelidir. Bu konularda avantaj yakalanıp, yakalanamayacağına odaklanılmalıdır.

•             En önemli husus da şirketlerin ve yöneticilerin kriz dönemindeki davranışları, yaptıkları ve yapmadıklarıdır. Dolayısıyla bu dönemde çalışanlarına ve sektörüne sahip çıkan firmalar bu krizden daha başarılı ve itibarlı çıkarken, diğerlerinin krizi atlatsalar da çok da ayakta kalamadıkları bilinen bir gerçektir.

 

Unutulmaması gereken nokta; Başarılı şirketler, kolay ve fırsatçılıkla kazanılan işler olmadığı sürece, çalışanları, aileleri ve sektörlerinin hayır duaları ve destekleri sayesinde ayakta kalır.

 

Yukarıdaki yazımın devamı niteliğinde küresel gelişmelere göre yazacağımız yeni yazılarımızda buluşmak üzere sizlere ve çalışanlarınıza, ailelerinize, dostlarınıza, tüm ülkemiz ve dünyaya sağlıklı günler diler, en kısa sürede bu zorlu günlerin geride kalmasını temenni ederim.

 

Saygılarımla,

 

Osman Kaya TURAN