TÜRKLİM’in Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen Aydın Erdemir’i taşıdık satırlarımıza. Kendisiyle yaptığımız söyleşide elbette ki ana konumuzu, limanlarımızın bugünü ve geleceği oluşturdu. Mevcut kapasite sorununa ilaveten elleçlenen yük miktarındaki artış, teknolojinin hızlı yükselişi ve limancılığa yansıması, çevre konularındaki hassasiyet ve Yeşil dönüşüm sohbetimizin bir bölümünü oluşturdu. Tabii ki limancıların beklentileri de bir diğer bölüm oldu. Gördük ki gelecek için olmazsa olmaz yatırım, yatırım ve yine yatırım. Bir de limancıların ellerini taşın altına koymak için bekledikleri mevzu var. O da limanların kullanım sözleşmelerindeki sürelerin uzatılması…
Limancılar kullanım sözleşmelerinin uzatılmasını bekliyor
TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erdemir, günümüzde limanları bekleyen en önemli konuların başında dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve kapasite yatırımlarını sıralayarak “Bu alanlar çok yüksek tutarlarda maddi yatırımları gerektiriyor. Limancılar bu yatırımlar için finansal desteklere ihtiyaç duyuyor. Ayrıca yatırım süreçlerinde bürokrasinin azaltılmasını istiyor. Limanlara özel teşvikler, yeşil dönüşüm fonu oluşturulması bekleniyor. Ancak finansal zorlukların yanı sıra limancıları bu yatırımları yapmaktan alı koyan önemli bir neden de özel limanların kullanım sürelerinin dolacak olması. Kullanım süresi 5-7 yıla düşen özel limanlar da var. Sektör yetkilileri uzun süredir bu konudaki taleplerini yüksek sesle söylüyor. Ancak sektörün bu talebi henüz karşılık bulmuş değil” dedi. 22 Kasım 2016 tarihli, 29896 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren, 4706 sayılı “Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”una eklenen Geçici 20. Madde ile tersanelerimizin kalan kira sürelerinin bitmesine 18 yıl kala kullanım sözleşmeleri 49 yıla çıkarıldığını hatırlatan Erdemir, özel limanların kullanım sözleşmeleriyle özelleştirilmiş kamu limanlarının işletme sürelerinin uzatılması konusunun ayrı ayrı ele alınması gereğini vurgulayarak “Liman altyapımızı geliştirmek, büyütmek, ekipman olarak yenilemek tüm limanlarımız için hayatidir” vurgusu yaptı. Geçtiğimiz günlerde TBMM’de konuyla ilgili görüşmeler yaptığını, devamında da hem Milli Emlak ve hem de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda ilgili genel müdürlerle de konuyu görüştüğü ve TÜRKLİM’in beklentilerini ortaya koyduğunu belirten Erdemir, “özel limanların kullanım sözleşmelerinin uzatılması konusunda ortak bir görüşün ve niyetin artık ortaya çıktığını, bu konuda bakanlığımızın gereken girişimleri başlatacağını beklediğini” belirtti. Bu açıdan ziyaretlere devam edeceğini vurguladı.
Sözlerine “Bugün mega gemilerin devreye girmesi, yeşil dönüşüm ve deniz taşımacılığındaki büyüme beklentileri limanlar üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Çünkü bu alanda yatırımların maliyeti çok yüksek. Sadece bir vinç yatırımı bile 10 milyon doları aşıyor. Bu yatırımları yapabilmemiz için önümüzü görmemiz lazım. Ayrıca limanlarda demiryolu bağlantılarının tamamlanması, gümrük süreçlerinin sadeleştirilmesi, yeşil dönüşüm fonu”nun oluşturulması ve sektöre yönelik finansman desteklerin de artırılması limancıların öncelikli beklentileri arasındadır” diyerek devam eden Erdemir, teknoloji ve çevre konularının yarınlar için önemini şu şekilde ifade etti;
Kalitenin önünü kesemezsiniz
“Bildiğiniz gibi 2009 yılında dünya ağır bir ekonomik kriz geçirdi. Bu krizin küresel ölçekte kalıcı etkileri oldu. Böyle olduğunu nerden anlıyoruz? Çünkü kriz öncesindeki dünya ticareti ve hasılasındaki rakamlara bir daha ulaşılamadı. Bu durum neredeyse tüm sektörlerde ciroların ve dolayısıyla karların düşmesine ve maliyetlerin sorgulanmasına neden oldu. Almanya Endüstri 4.0 kavramını ilk kez bir fuarda ortaya attığında yıl 2011 idi. Daha sonra bu kavram dijital dönüşüm olarak yaygınlaştı. Dijital dönüşüm; önerdiği büyük veri, nesnelerin interneti, ileri düzey otomasyon gibi teknolojiler ile aranan kan oldu. Bu dönüşüm artık başladı, durdurulması da mümkün değil, çünkü dönüşümün önünü kesemezsiniz, buna uyum göstermek zorundasınız. Nitekim limanlarımıza baktığımızda bu değişime uyum gösteren değil, dijital dönüşümün öncülerinden olmuştur. Bugün dünyada 100’e yakın terminal tam ya da yarı otomasyon ile yönetiliyor. Ülkemizde ofis ortamında rıhtım operasyonlarını yürüten limanımız var. Neredeyse tüm limanlarımızda kullanılan Terminal Operasyon Sistemleri sürece hızla adapte oluyor. Özellikle konteyner terminallerinde bu dönüşüm oldukça hızlı ilerliyor. Elbette planlama çok önemli, bu planlamanın değişimin getirdiği riskleri de dikkate alması gerekiyor. Nitekim siber güvenlik riski dijital dönüşümün bir sonucu ve TÜRKLİM’in de çalışma gruplarından birisi bu konuya eğilmektedir. Bu değişim limanların örgüt yapısını da etkiliyor. Artık limanlarımız, bilişim ve siber güvenlik uzmanlarının örgüt içinde çok kritik roller üstlendiği bir örgütsel değişimin içindedir.
Yeşil Mutabakat’ta stratejik adımlar belirleyeceğiz
Diğer yandan Yeşil Mutabakat konusu en başından bu yana gündemimizde ve takibimizdeydi. Üretim sektörünü bu kadar ilgilendiren bir konunun tedarik zincirine bir etkisinin olmaması mümkün değil. Bildiğiniz gibi limanlar tedarik zincirlerinin en önemli altyapısıdır. TÜRKLİM olarak bu konuda kurduğumuz bir çalışma grubuna ilave olarak konusunda uzman değerli bir danışman hocamıza da görev verdik. Danışmanımızın değerli yönlendirmeleri ve bilgi birikimi ile konuyu yakından takip ediyoruz. Bu sayede çevre ve iklim değişikliklerinin limanlara etkilerini ve Yeşil Mutabakat kapsamında atılması gereken stratejik adımları ve yatırımları belirlemeyi, önlemler almayı hedefliyoruz.”
Limanlar kapasite darboğazı ile karşı karşıya
Türk limanlarının kapasite sorunu ve elleçlenen yük miktarının artmasıyla ilgili görüşlerini aktaran Erdemir, “Türkiye kısa ve orta vadede liman kapasitesi konusunda darboğazlar yaşama riskiyle karşı karşıyadır. Özellikle artan ihracat paralelinde Türkiye’nin limanlarında kapasite ihtiyacı artış gösteriyor. Türk limanları 2020 yılını yaklaşık 497 milyon ton elleçleme ile kapatmıştı. Bu yıl yaklaşık yüzde 5,5-6,0 büyüme ile toplam elleçleme rakamımızın 520-525 milyon tona ulaşması öngörülüyor. Konteynerde ise 2020 yılında elleçlenen 11,6 milyon TEU’nun 12,5 milyon TEU’ya ulaşması bekleniyor. 2050 yılı hedeflerine baktığımızda ise 2020 yılında 497 milyon ton olan toplam yükün toplamda asgari olarak 1-1,2 milyar tona, 12 milyon TEU olan konteyner sayısının ise 35 milyon TEU’ya çıkması öngörülüyor. Bu hedeflerin gerçekleşmesi için mevcut durumda Türkiye’de kurulu olan liman kapasitenin 2-3 katına çıkması gerekecek. Bu durum mevcut liman işleticilerimiz dışında ülke içinden ve/veya dışından çok büyük ölçekte yatırım yapabilecek yeni liman yatırımcılarının sektöre girmesi ile mümkün olacaktır” dedi.
Limancılık sektörünün sesiyiz
Türkiye Liman İşletmecileri Derneği'nin yeni Başkanı olarak hizmet vereceği süre içerisinde yapmak istedikleri ve izleyeceği yolları anlatan Erdemir, “TÜRKLİM, kurulduğu 1996 yılından bu yana Türkiye’de limancılık sektörünün sesi olmuş, limanların ekonomik ve sosyal değer yaratma yeteneklerini güçlendiren politikaları geliştirmiş ve savunmuştur. TÜRKLİM, bu doğrultuda ülkemizde limancılık sektörünün güçlü ve tek sivil toplum örgütü olarak sektöre ilişkin ortak sorunları çözmeye, sürdürülebilir uygulamaları geliştirmeye ve limanların denizcilik sektörlerine ve ülkemize verdiği hizmetleri sürekli iyileştirmeye odaklanmıştır. Kamu kuruluşları ve üye limanları ile ilişkileri oldukça güçlü olan TÜRKLİM, bu yeteneği ile sektöre ilişkin doğru bilginin üretilmesine ve bu değerli bilginin kamuoyu ile paylaşımına önem vermektedir. TÜRKLİM, dış ticaretimizin ve Türkiye limancılık sektörünün gelişimi için çalışmakta, toplumun yararına daha temiz, daha güvenli ve çevresel açıdan sürdürülebilir yarınları hedeflemektedir” açıklamasında bulundu.
TÜRKLİM’in öncelikli vizyonu
Sözlerine “Bahsettiğim bu vizyon, yönetim kurulunda yer alan birbirinden değerli arkadaşlarımız ile birlikte hizmet vereceğimiz süre içinde yapmak istediklerimizin ana çerçevesini oluşturuyor. Elbette somut adımlar atmak lazım, bu adımları gerek hazırladığımız raporlar gerekse etkinlik ve faaliyetlerimizle birer birer atacağız. Şimdiden yoğun bir gündemimiz var, önceki sorularda bahsettiğim Küresel Terminal Operatörlerine ilişkin raporumuz ilk önemli somut adımımız olacaktır. Hemen akabinde sektör raporumuzu, biraz daha erken bir takvimde yayınlamayı planlıyoruz. Zaman; 2050 yılını şimdiden tahlil etme zamanıdır. Bu amaçla danışmanlarımızla birlikte Vizyon 2050 raporlarımızı hazırlamayı ve sektörümüzle buluşturmayı hedefliyoruz” şeklinde devam eden Erdemir, TÜRKLİM’in öncelikli vizyonunu şöyle ifade etti;
“Ana hatları ile belirtecek olursak 2050 yılında karbon-nötr olma hedefine yönelik yeşil ekonomi yol haritasının gerekliliklerini tüm paydaşlarının katılımıyla hazırlayan, kararlı uygulamaları sinerji içinde gerçekleştirecek kurumsal yapıları oluşturan, ekosistemin dengesini gözeten, gelecek kuşaklara yeşil ekonomik dönüşümü içselleştirmiş bir liman yönetim modeli sunan ve her şeyden öte limancılık iş kolumuzda toplumsal cinsiyet eşitliğini vazgeçilmez bir iş modeli haline getirmiş bir limancılık sektörünün temellerini ve paradigmasını oluşturma görevi şüphesiz ki TÜRKLİM’in en öncelikli vizyonudur.”
Yine 2022 yılında “Türkiye Limanları Kapasite Analizi ve Durum Raporu”nu da yayınlayacaklarını belirten Erdemir, özellikle bu konuda sayın bakanlığımızla beraber çalışarak kapasite hesaplaması konusunda referans alınacak bir kaynak ortaya çıkaracaklarına işaret etti.
Yeşil dönüşüm öncelikli konularımız arasında
“Bugün iklim değişikliği ile mücadele, uluslararası ekonomi ve ticaret politikalarının merkezine taşınmış bir konudur. Ülkemizin uluslararası pazarlarda varlığını sürdürmesi Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB politikalarında öngörülen kapsamlı değişikliklerin yanı sıra, uluslararası ekonomi ve ticarette meydana gelen dönüşüme uyum ile mümkündür. Bu alanda atılacak adımlar aynı zamanda ülkemizin küresel tedarik ve değer zincirlerine entegrasyonu için de önem teşkil ediyor. Limanlarımızın bu değişimin dışında kalması mümkün değildir” diyerek Yeşil Liman hususuna da değinen Erdemir, “Türkiye’de hali hazırda T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mızın öncülüğünde Yeşil Liman uygulaması başlatılmıştı. Hatta pek çok üyemiz Yeşil Liman sertifikasına sahiptir. Geçtiğimiz Eylül ayında gerçekleştirilen 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurasında Denizcilik Genel Müdürü Sayın Ünal BAYLAN, Yeşil Liman ile ilgili mevzuatta bir değişikliğe gidileceğini açıklamıştı ve hemen devamında da bununla ilgili bir taslak yönetmelik hazırlandı. Kendisi de bizler gibi konuya oldukça önem verdiğini her platformda ifade ediyor. Bu yönetmeliğe ilişkin sektörümüzün görüşlerini halihazırda bakanlığımıza ilettik. Şimdi üzerinde ortak çalışmalar başlatacağız. Yeşil dönüşüm birçok farklı kamu kurumu ile bir araya gelinerek ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gereken bir konu. Çok sayıda yeni düzenlemenin de yapılması gerekiyor. TÜRKLİM olarak yeşil dönüşüm konusuna çok özel ve öncelik verdiğimizi belirtmek isterim. Limanlarımız pek çok alanda olduğu gibi yeşil dönüşüm konusunda da öncü sektörlerden olacaktır” dedi.
Kapımız tüm liman işletmelerine açık
TÜRKLİM’in Aralık 2021 itibarıyla 71 üyesi olduğunu, Türkiye’de çeşitli boyutlarda, şamandıralar da dahil yaklaşık 200 kıyı tesisi olduğu dikkate alınırsa bu rakamı belki ilk bakışta düşük olarak algılanabileceğini ancak üyelerinin ülkemizin yük elleçlemesi içindeki paylarının oldukça yüksek olduğunu ifade eden Erdemir, “2020 yılı verilerine göre konteyner hareketinin 96’sını, genel kargo/kuru dökme yük hareketinin 68’ini, sıvı kimyasal yük hareketinin yüzde 100’ünü ve kurvaziyer turizminin yüzde 95’ini TÜRKLİM üyesi limanlar elleçliyor. Bizler Türkiye limancılığının gelişmesi için çalışıyoruz ve elde ettiğimiz kazanımlar üyemiz olsun olmasın tüm liman işletmelerinin faydasınadır. Elbette hedefimiz ülkemizdeki tüm limanların üyemiz olmasıdır. Biz hiçbir ayrım gözetmeksizin görüşmelerimizi, davetlerimizi ve ziyaretlerimizi yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Temaslarımızda TÜRKLİM’in vizyon ve misyonunu, bugüne kadar sektöre olan kazanımlarını aktarıyoruz. Ancak neticede bu bir tercih meselesidir ve bizim kapımız tüm liman işletmelerine açıktır. Yakın zamanda üye sayımızda artış bekliyoruz. Ben de sık sık liman bölgelerimizi ve tek tek limanlarımızı gezeceğim. Sorunları yerinde konuşmak, limanlarımıza dokunmak bu dönem izleyeceğimiz esas iletişim stratejimizdir” açıklamasında bulundu.
Erdemir sözlerini şu şekilde tamamladı;” TÜRKLİM, kuruluş amacı doğrultusunda ülkemizdeki limancılık sektörünün gelişimi için çalışmaya devam edecektir. Doğal olarak uluslararası bağlantıları, küresel ortaklık ve paydaşlık nitelikleri çok yüksek seviyede olan limancılık sektörünün bu paradigma ve iş modeli etrafında yükselmesinin ve büyümesinin önünü açmak, başta yeşil dönüşüm olmak üzere küresel uygulamalarla uyumlu bir şekilde limancılık sektörümüzü çok daha yüksek bir seviyeye taşımak amacıyla yol haritalarını, ihtiyaç ve etki analizlerini, kapasite ihtiyaçlarını ve mevzuat gereksinimlerini belirleyecek çalışmalarını başta kamu idaremiz olmak üzere tüm paydaşlarımızla birlikte yapmak TÜRKLİM’in temel görevleri arasında olacaktır.”
7DENİZ DERGİSİ / ÖZEL