Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Türk denizcilik sektöründe sigorta zorunluluklarını denetlemek amacıyla önemli bir düzenlemeye gitti.
Bakanlık, Türk bayrağı taşıyan gemilerin ve Türk deniz yetki alanına giren 300 GT ve üzeri gemilerin, deniz kazaları ve çevreye verebilecekleri zararlar için geçerli bir Koruma ve Tazmin (P&I) sigortasına sahip olmalarını zorunlu kıldı.
Ayrıca, Türk boğazlarından geçecek tehlikeli yük taşıyan gemiler de bu sigorta koşuluna tabi.
Kuzey Sigorta’nın kurucusu Emin Yaşacan, bakanlığın düzenlemesinden memnuniyet duyduğunu belirterek, "Denizcilik sektörünün düzenlenmesi, sadece limanlar ve transit gemilerle ilgili değil, aynı zamanda sigorta ve enkaz kaldırma gibi uluslararası sorumluluklarla da doğrudan ilişkilidir. Sigorta, yalnızca ticaretin değil, toplumun güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde işlemesi için en önemli araçlardan biridir" dedi.
Emin Yaşacan'ın konuya ilişkin Türk Deniz Medya'da yer alan yazısı şöyle:
"Son dönemde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeyi takdirle karşılıyorum. Özellikle, yalnızca limanlarımıza uğrak yapan gemiler için bu düzenlemenin getirilmesi doğru bir karar olmuştur.
Transit gemiler için de benzer bir düzenleme getirilseydi, süreç daha da uzayacak ve gemi trafiği üzerindeki baskı artacaktı. Bu sebeple, sadece limanlarımıza uğrayan gemiler için istenmesi, operasyonel açıdan daha verimli bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Ancak, ileriye dönük olarak transit gemiler için de benzer düzenlemelerin göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta, bu gemiler iç sularımızdan geçip gitmektedirler ve dünya genelinde bu tür bir uygulamanın örneği yoktur.
Sigortanın ticaret ve toplum düzeni üzerindeki rolü
Her zaman vurguladığım bir noktadır: Sigorta, yalnızca sermaye sahiplerine teminat sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ticaret hayatını ve toplu yaşamı düzenlemede kritik bir araçtır. Sigorta, toplumsal yaşamın her alanında önemli bir rol oynamaktadır. İşverenler ve idareler, tedarikçilerinden mesuliyet sigortası talep ederse, aldıkları hizmetin kalitesi de otomatik olarak artacaktır. Bu durum, sadece büyük ölçekli projelerde değil, günlük yaşamın her alanında geçerlidir. Örneğin, bir kaldırım taşı döşeyen işçiden, hastanedeki doktora kadar, her alanda sigorta gerekliliği sorgulanmalıdır.
Eğer bir işyeri veya hizmet sağlayıcı sigorta bulamıyorsa, bu durum, genellikle hatalı bir işlem yapıldığının göstergesidir. Sigorta, sadece zararlara karşı koruma sağlamaz, aynı zamanda işlerin düzgün ve güvenli bir şekilde yapılmasını garanti eder. Sigorta sistemine dahil olmak, hem hizmet kalitesini artırır hem de hizmet sağlayıcıların sorumluluk taşımasını sağlar.
Nairobi Konvansiyonu ve Türkiye’nin katılımı gerekliliği
Bir diğer önemli konu ise Nairobi Konvansiyonu ile ilgilidir. Türkiye’nin, bu konvansiyona derhal imza atması gerektiğini düşünüyorum. Nairobi Konvansiyonu, enkaz kaldırma konusunda bayrak devletlerinden ve sigortalardan talep hakkı sağlamaktadır. Ancak mevcut düzenlemeler bu konuda eksik kalmaktadır. Bu konvansiyona katılım, Türkiye’nin enkaz kaldırma taleplerini uluslararası düzeyde daha etkin bir şekilde yapabilmesini sağlayacaktır.
Bugün gelinen noktada, sigorta şirketlerinin enkaz kaldırma ile ilgili sorumluluk taşıması için bu talep hakkının hukuki bir dayanağa sahip olması gerekmektedir. Nairobi Konvansiyonu, enkaz kaldırma talebini otomatik hale getirecek ve bu alandaki boşlukları ortadan kaldıracaktır. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu konu denizcilik sektörü için hepsinden daha önemli bir mesele haline gelmiştir.
Denizcilik sektörünün düzenlenmesi, sadece limanlar ve transit gemilerle ilgili değil, aynı zamanda sigorta ve enkaz kaldırma gibi uluslararası sorumluluklarla da doğrudan ilişkilidir. Sigorta, yalnızca ticaretin değil, toplumun güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde işlemesi için en önemli araçlardan biridir. Bu bağlamda, Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün yeni uygulamalarını desteklerken uluslararası sözleşmelere Türkiye’nin katılımının hızlandırılmasının sektöre büyük katkı sağlayacağına inanıyorum."