Röportaj

Gemi inşada 600 yıllık bir geçmişe sahibiz

Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Başkanı Murat Kıran, Türk gemi inşa sektörünün yenilikçi ve rekabetçi yapısının dünyada ses getirdiğini belirtiyor.

Abone Ol

Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Başkanı Murat Kıran, Türk gemi inşa sektörünün yenilikçi ve rekabetçi yapısının dünyada ses getirdiğini belirtiyor. Sektörün yeni gemi inşa alanında artan kabiliyetine dikkat çeken Kıran, “Değişen ve gelişen pazar şartları sebebiyle 2010’lardan itibaren inovatif ve katma değeri yüksek projelere yöneldik. Bu pazarda da günümüz itibariyle birçoğu dünyada sınıfının ilk örneği olarak hibrit, tamamen elektrik tahrikli ve çevreci projeleri başarıyla tamamlayıp teslim etmiş bulunuyoruz. Yat ve megayat inşasında dünyada 4. olduğumuzu ve geçmiş senelerde olduğu gibi ilk 5 arasında yer aldığımızı gururla söyleyebiliriz” diyor. Sektörün yarınlarından övünçle bahseden Kıran ile genel hatlarıyla sektörü ve Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı etkileri konuştuk. 

 

Türk gemi inşa sanayimizin hacmini, güçlü yönlerini ve sahip olduğumuz avantajları değerlendiren Murat Kıran, “Hiç şüphesiz Türk gemi inşa sanayimiz bölgemizde başta olmak üzere tüm dünyada adından söz ettiren bir konuma sahip. Nitekim ülkemizde bulunan 84 faal tersane ve bu tersanelerde bulunan 33 adet yüzer havuz, 11 adet kuru havuzla toplamda 44 adet havuzumuzun bulunması gücümüzün ciddi bir göstergesi. Bu havuzların toplam havuz boyunun 7 bin 993 metre olduğunu da belirtmek lazım.

 

Bakım-onarım ve askeri gemiler hariç 2021 yılında yeni gemi inşa rakamımızın 1 milyar 630 milyon doları aşmış olması bizim bu konudaki en büyük övünç kaynağımız. Güçlü yönlerimizi, avantajlarımızı iyi biliyoruz. Bunları değerlendirmeye çalışıyoruz. 600 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Türk gemi inşa sanayi, uzun yıllardan beri kazanılmış gemi inşa tecrübesi, küçük tonajlı gemilerde dünyaca tanınmışlık ve küçük kimyasal tankerler, römorkörler, balıkçı gemileri, mega yatlar konusundaki marka algısını da ekleyerek her geçen gün güçlenmektedir. Özellikle askeri gemi inşa kabiliyetini kazanmamız, detay dizayn aşamasında mesleki yeterlilik, gemi inşa endüstrisini destekleyen armatörlerin mevcudiyeti, malzeme kalitesi, gemi bakım-onarım konusunda Avrupa kıtasına yakınlık ve tanınmışlık, alt işveren uzmanlığı sisteminin gelişmişliği, geçmiş yıllar tecrübesi göz önüne alındığında ciddi miktarda istihdam yaratabilme kabiliyeti gibi yönleriyle dünyada tanınan ve başarılı faaliyetlerine devam eden, stratejik öneme sahip bir sanayi konumundayız” şeklinde konuştu.

“Adet bazında 7. sıradayız”

 

Sektörün dünya gemi inşa alanındaki konumunu, ürettiği gemi tiplerini ve tamir-bakım alanındaki kabiliyetlerini de anlatan Kıran, “Dünya yeni gemi inşa sipariş defteri sıralamasında Türkiye adet bazında 7. tonaj bazında ise 14. sırada. Bu rakamlar zaten ne kadar iyi bir konumda olduğumuzun bir göstergesi. Hedefimiz sektörümüzü daha iyi yerlere getirmek. Nitekim bu konuda çok tutarlı ve büyük adımlar atıyoruz. Dünyanın ilk bataryalı tam elektrikli römorkörü, dünyanın en büyük canlı balık taşıma gemisi, dünyanın uzaktan kontrollü ilk römorkörü, dünyanın LNG ile çalışan ilk römorkörü, dünyanın kendi sınıfında en büyük elektrikli feribotu, dünyanın ilk batarya ve LNG ile çalışan balıkçı gemisi, ilk enerji dönüşüm gemileri ve en büyük yelkenli yat gibi projelerle de ne kadar doğru yolda olduğumuzu ve ses getirdiğimizi görebilirsiniz.

 

“Bakım-onarım üssüyüz”

 

Zaten yıllık maksimum gemi bakım-onarım kapasitemiz olan 25 milyon DWT ile herkesin ortak görüşü olarak tamir bakım alanında Avrupa’nın bakım onarım üssü kabul ediliyoruz. Sektöre genel olarak baktığımızda, özellikle de COVID-19’un yarattığı olumsuz etkiyi göz önüne aldığımızda global pazarda güçlü bir konumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Gemi ve yat üretimindeki hacmimize ek olarak, bakım onarım faaliyetlerimiz ve askeri gemi projelerimizi de ekleyince, global pazarda kilit pozisyonumuz öne çıkmaktadır. Yaklaşık 10 yıllık bir süre içerisinde dünyanın en deneyimli küçük ölçekli kimyasal tanker üreticisi konumuna geldiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Değişen ve gelişen pazar şartları sebebiyle 2010’lardan itibaren inovatif ve katma değeri yüksek projelere yöneldik. Bu pazarda da günümüz itibariyle birçoğu dünyada sınıfının ilk örneği olarak hibrit, tamamen elektrik tahrikli ve çevreci projeleri başarıyla tamamlayıp teslim etmiş bulunuyoruz. Yat ve megayat inşasında dünyada 4. olduğumuzu ve geçmiş senelerde olduğu gibi ilk 5 arasında yer aldığımızı gururla söyleyebiliriz. Özel amaçlı projelerde, müşteri taleplerini karşılama kabiliyetimiz, termin sürelerimiz ve işçilik kalitemiz, tercih sebebi olmamızı sağlayıp konumumuzu güçlendirmektedir” ifadelerini kullandı.

 

Türk gemi inşa sanayisinin yıllık kapasitesi, istihdam oranı ve ülke içi ve dışı siparişlerdeki hacmini aktaran Kıran, “Tersanelerimiz ağırlıklı olarak ve ihracata dönük olmak üzere off-shore yardımcı gemileri, balık avlama/taşıma/fabrika gemileri, Ro-Ro gemileri, römorkör ve koster ile Deniz Kuvvetlerimiz için askeri gemi inşaatlarına devam etmektedir. Yıllık maksimum çelik işleme kapasitemiz 700.000 ton, yıllık maksimum yeni gemi inşa kapasitemiz ise 4.65 milyon DWT’dir. Öte yandan toplam çalışan sayışımız en az 50.000 kişi doğrudan olmak üzere en az 200.000 kişi diyebiliriz” dedi.

 

Yürütülen AB projeleri

 

GİSBİR-Avrupa Birliği iş birliği ile başlatılan "Teknoloji Tabanlı Eğitimlerle Emniyetli Tersaneler Projesi’ni" de değerlendiren Kıran, “Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) ve Avrupa Birliği (AB) işbirliği ile tersaneler için; sanal gerçeklik ve e-öğrenme gibi yenilikçi, teknoloji tabanlı öğrenme modeli geliştirilmesi amacıyla “Teknoloji Tabanlı Eğitimlerle Emniyetli Tersaneler Projesi“ kapsamında iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verileceği e-öğrenme platformu kuruldu. Dört adet tersanelere özgü eğitim modülü (yüksekte güvenli çalışma, elektrik güvenliği, çalışma izni (sıcak-soğuk çalışma), yük transferi ve tersane içinde güvenli dolaşım) geliştirilmekte bunlardan iki tanesi (yüksekte güvenli çalışma ve elektrik güvenliği) tamamlandı. Ayrıca tersanelere özgü iki adet sanal gerçeklik modülü geliştirildi bunlar kapalı mahalde çalışma ve yüksekte çalışma. Eğitim yönetim sisteminin ve sanal gerçeklik modüllerinin tanıtılması amacı ile 24 Mart 2022 tarihinde Piri Reis Üniversitesinde bilgilendirme semineri gerçekleştirildi. Seminere Piri Reis Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Pendik Barbaros Hayrettin Paşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Tuzla Mesleki Eğitim Merkezi ve Piri Reis Üniversitesi öğrencileri ve öğretmen kadrosunun yanı sıra tersanelerden de yoğun katılım gerçekleşti” ifadesinde bulundu. 

Gelecek ile ilgili planlar

Dünyada değişen ve gelişen gemi çeşitliliği düşünüldüğünde GİSBİR'in bu alanda orta ve uzun vadeli planlarını anlatan Kıran, “Değişen dünya düzeni ve şartları ile yeni denizcilik anlayışının da başladığını söyleyebiliriz. Ülkemizin de üyesi olduğu BM uluslararası denizcilik örgütü IMO’nun nihai hedefi bu yüzyılın sonuna kadar sera gazı emisyonunu sıfıra indirmektir. Bu hedef kademeli olarak şöyle ortaya konmuştur: Fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkarak havaya karışan ve kirletici olan karbon, kükürt ve azot gazlarının 2030 yılına kadar salınımını en az 40; 2050 yılına kadar en az 50 ve nihayet bu yüzyılın sonuna kadar sıfıra indirmek. AB ülkeleri ise sıfır hedefini 2050 yılına çekmişlerdir. Tüm bu hedeflere giden süreç içerisinde gemilerin tasarımından operasyonuna kademeli olarak uymaları gereken şartlar olmakla birlikte; nihai hedef için elbette entegre çözümler, alternatif yakıtlar ve/veya enerji kaynaklarının kullanıma sunulması gerekiyor. Bugün dünyada sıfır emisyonlu, bataryalı, hibrit, alternatif yakıtlı vb. çevreci teknolojiler üzerine odaklanılmıştır. Sürekli değişen ve gelişen kurallar yeni gemi inşada ciddi zorluklar ortaya çıkarıyor. Gerek armatörler gerekse de mühendisler yeni teknolojileri uygulama konusunda sıkıntılar yaşıyor. Bu da yeni gemi inşasında hem maliyetleri yükseltiyor hem de tasarımların karmaşıklaşması ve teslim sürelerini uzatıyor. Bir de ekonomik konjonktürün etkisini hesaba kattığımızda, Türkiye gemi inşa sanayimizin özellikle yeni gemi inşa alanında son dönemdeki artan ivmesinin, kabiliyetlerimizin ortaya konması bakımından daha da kıymetli olduğu aşikar.

 

Hedef hibrit gemiler

 

Sanayimizin ağırlıklı olarak AB ülkelerine yeşil mutabakat hedeflerini karşılayan bataryalı/hibrit, inovatif gemiler ihraç ettiğini belirtmek isterim. Dünyada gemi inşa sübvansiyonları yapan bazı ülkeler varken her sene ihracatı artırmak çok da kolay değil. Ancak biz yaptığımız yenilikçi projeler ve kaliteli işler nedeniyle rekabeti lehimize çevirebilecek güçteyiz. Yeşil mutabakat kapsamında özellikle armatörleri ilgilendiren çevreci teknolojilere yönelme ihtiyacı beraberinde finansal kaynakların artmasını gerektirdiği gibi, kaçınılmaz olarak maliyetleri artırıyor. Önümüzdeki yıllarda, kullanılabilir teknolojilere ve finansal kaynaklara erişimler sağlandığı sürece gemiler için gerekli olan yenilemeler ve dönüşümler hızla devam edecektir diye düşünüyoruz. Gelecek için çözüm gerektiren en temel sorunların başında finansmana erişimin geldiğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı. 

 

Savaş canımızı yakıyor

 

Rusya-Ukrayna savaşının Türk gemi inşa sektörüne yansımalarını değerlendiren Kıran, “Her şeyden önce bu savaş canımızı çok yakıyor. Ülkemize dost iki ülkenin yaşadığı bu savaşın bize getirdiği maddi sıkıntılardan ziyade manevi sıkıntıları bizi derinden yaralıyor. Tersanelerimizde kullandığımız saçların önemli bir bölümü Ukrayna’dan temin ediliyordu. Özellikle savaşın en sıcak çatışmalarının yaşandığı Donekts’te bulunan fabrikaların faaliyetlerinin durması ile birlikte ve da Mariupol limanın kapanmasıyla bu ülkeden saç alımımız imkansız hale geldi. Bu da ihtiyaç sahibi tersanelerimizi ister istemez başka pazarlara yöneltti. Başta Çin olmak üzere bu pazardaki fiyatlardaki belirsizlik ve tutarsızlık büyük sıkıntılara yol açıyor. Saç maliyetleri en az 20-30 artmış ve temin süreleri çok ciddi uzamış durumda. Öte yandan bu savaşın piyasamıza tek olumlu etkisi ise Odesa Bölgesi’nde bulunan tersanelerin hizmet vermemesi nedeniyle özellikle bakım onarım konusunda tersanelerimize bir talebin gelmesi olarak söylenebilir” dedi.

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ