İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi Makineleri İşletme Bölümü mezunu Cenk Sözer, kendi alanında birçok farklı işte çalıştıktan sonra 2007 yılında MAN Diesel ve Turbo’da işe başladı. 2009 yılında ekonomik krizin etkisiyle Türkiye’den ayrılıp MAN Şangay ofisinde çalışmaya devam eden Sözer, “Orada yaklaşık sekiz yıl çalıştım. Ardından Hong Kong MAN ofisinde sorumlu olarak iki buçuk yıl çalıştıktan sonra 2019 yılında Türkiye’ye döndüm” dedi.
Sözer, Şangay’dan Türkiye’ye dönme sürecini ise şöyle anlatıyor; “Uzakdoğu'da yaklaşık 11 seneye yakın kaldım. Kurumsal firmalarda çalışan birçok insanın hayali bir gün kendi işini kurmaktır. O günün gelmiş olduğunu düşündüm. Yoğun bir 11 seneden sonra, Türkiye’ye olan özlemle birlikte, diğer ortak arkadaşlarımla da bir fikir birliğine vardık, sonra istifa edip böyle bir karar aldım ve döndüm”.
Sektöre makine, kazan ve yedek parça tedariki sunuyoruz
Türkiye’de Schore Makine ve Güç Sistemleri firmasını üç ortakla kurduklarını söyleyen Sözer, “Makine, kazan, yedek parça tedariki sağlıyoruz. Genellikle uluslararası çalışıyoruz. Merkezimiz Tuzla. Yalova’da bir ofisimiz var. Bunun yanında, yurt dışında Danimarka ve Şangay’da birer ofisimiz bulunuyor, an itibariyle de Rotterdam ofisimizi kurmaktayız. Tüm ofislerimizde yaklaşık 30 kişilik bir çalışma ekibimiz var” dedi.
Gemilerin planlı bakımları ve arızalarını çözüyoruz
Yaptıkları işin ağırlıklı olarak satış sonrası hizmet olduğunu söyleyen Sözer, “Bizimkisi daha çok servis işi. Genellikle gemilerin arızalarını çözmek üzerine çalışıyoruz veya planlı bakımlarını yapıyoruz. Üzerine yoğunlaştığımız bir diğer konu da ana makineler, yardımcı makineler ve kazanlar. Bu konuda gerçekten uzman bir ekibimiz var. Bütün ortaklarımız hem sahada çalışırlar hem de ofistedirler. Ekibimizin içerisinde çok yetenekli ve tecrübeli mühendislerimiz, teknisyenlerimiz bulunuyor. Bunun yanında, Yalova'da 800 metrekarelik atölyemiz var. Atölyede olması gereken bütün modern ekipmanlarımız mevcut. Yalova gemi inşa açısından önemli bir merkez. Oradaki tersanelere yakın olmak istiyoruz. O yüzden orada bir ayağımızın olması bize çok şey katıyor. Yalova’da bir akademimiz de bulunuyor. Orada kendi ekibimize verdiğimiz eğitim dışında, dışarıdan gelen gemi personellerine de eğitimler veriyoruz” ifadelerini kullandı.
2019’dan bu yana hızlı büyüdük
Benim için 2019’da dönüş kararı almak ve gelmek büyük bir şanstı diyen Sözer, “Eğer gelmeseydim muhtemelen hala oradaydım. Çünkü pandeminin yarattığı konjonktürde cesaret edilip şirket kurulamazdı. Kimse işini de bırakmazdı. Bizim için pandemiden önce dönmüş olmak büyük bir şans oldu. Pandemi sürecinde Uzak Doğu kapanınca, özellikle tersane tarafında Türkiye’ye iş akışı oldu. Hem tersanelere gelen gemilerin sayısı patladı hem de bu tersanelere yurt dışından gelen yabancı mühendislerin gelişi gidişi de engellenince Türkiye'de çok fazla uzman açığı oldu ve bizim şirkette tam o an kurulmuştu. Bu yüzden hızlı bir büyüme içine girdik. 2019’un sonunda beş kişiyle yola çıktık. 2020’nin sonlarında 20 kişi olmuştuk bile. Şu anda da 30 kişiyiz ama biraz frene bastık. Kontrollü büyümek istiyoruz. Bu yaklaşımla Rotterdam’da da bir ofis açıyoruz. Önümüzdeki yıl kadromuzu 50 kişiye çıkararak devam etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Bizim için gayet umutlu bir tablo var
Türkiye piyasası hakkında da görüşlerini açıklayan Sözer, “Türkiye piyasası beklentilerimiz karşıladı. Zaten burada uzman açığı vardı. Bizim uğraştığımız konularda hep yurt dışından insanlar gelip gidiyordu. Biz biraz da bunun önüne geçtik. Kendimiz eskiden tersanecilikten geldiğimiz için hem Yalova hem de Tuzla tarafında çok iyi ilişkilerimiz bulunuyordu. Öyle olunca Uzak Doğu ile olan networkümüzle hepsini bir araya koyduğumuzda bizim için gayet umutlu bir tablo ortaya çıkıyor” açıklamasında bulundu.
Kaliteli ürünü daha ucuza sunuyoruz
Ürün kalitesi ve kullandıkları malzemeler hakkında da bilgiler veren Sözer, “Artık Uzak Doğu'dan başka bir yerde üretilen bir şey yok. Sektördeki hemen hemen bütün firmalar malzemelerini bir yere yaptırıyorlar sonra kendi markalarıyla etiketleyip piyasaya sunuyorlar. Ben Uzak Doğu'da kaldığım ve üretimde çalıştığım için bizim çalıştığımız makinaların ve onların tedarikçilerinin hepsini biliyorum. Bu sebeple biz gerçekten direkt üretici nereden tedarik ediyorsa oradan tedarik ediyoruz. Böylece de kaliteli ürünü daha ucuza ve teknik desteğiyle beraber sunuyoruz. Gidip montajını da yapabiliyoruz. Bunu size sattık hadi buyurun kullanın demiyoruz. Biz ürünün ilk kurulumunu da yapıyoruz. Ondan sonra garantisiyle de takip ediyoruz ve maksimum faydayı sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
Dünya standartlarını Türkiye’de uyguluyoruz
Türkiye'de global ölçekli birkaç büyük firmayla çalıştıklarını söyleyen Sözer, “Biz onlarla beraber gerçekten kaliteli bir hizmetin sağlanması için çalışıyoruz. Kaliteden kastım, Türkiye'de eksik olan şeyler genelde kurumsallık tarafında yaptığınız uygulamalar oluyor. Türkiye'de kas gücü var, teknisyen var, mühendis de var fakat bir çevrim kurup bunları o çevrimde döndürmek zor. Her zaman bir yerde açık veriliyor. İşte biz bunun önüne geçmek istiyoruz. Mesela, birisi işi çok iyi yapar ama arkasını takip etmez, garantisini takip etmez. Müşteri daha sonra bir zora düştüğünde gemisi bir yerde kaldığında muhatap bulamaz. Bizde böyle bir durum asla olamaz. Geminiz neredeyse oraya gelir, sorununuzu bulur, çözer, müşterimizi yalnız bırakmayız. Ayrıca yaptığımız işin raporlanması kısmına çok dikkat ediyoruz. Biz, müşterimize bir iş yaptıysak aradan kaç sene geçerse geçsin yaptığımız işi tüm hatlarıyla görebilir. Bu konuda çok sistemliyiz. Bu süreç dünyada da böyle işliyor esasen. Biz sadece dünya standartlarını müşterilerimize uyguluyoruz” ifadelerini kullandı.
Geleceğimizin projesi EcoBarge
Sözer, üzerinde çalıştıkları EcoBarge projesini şöyle aktardı; “Güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren, deniz suyundan tatlı su üretimi yapan, atık suyu arıtabilen ve daha birçok özelliğin eklenebildiği tamamen çevreci bir platform olarak tanımlıyoruz EcoBarge’ı. O projenin üzerinde de yoğun çalışıyoruz. Çok büyük solar panellerin kurulduğu yüzer sistemler bunlar. Enerji depolamadan tutun da, tatlı su üretimi, soğuk hava depoları, balık işleme tesisi gibi özellikleri içinde barındırıyor. Özellikle Güneydoğu Asya ve Karayipler'deki ufak ada devletleri, soğutma imkanı olmayan ama balıktan geçinen ülkelere yönelik de bir çalışma. Yenilenebilir enerji kaynaklarından enerjisini eilde ediyor, gece kullanımı için akülerde enerji depolanıyor ve altyapıya ihtiyaç duymadan tüm saydığımız fonksiyonları gece ve gündüz yerine getirebiliyor. Elektrik proje müdürümüz geçen hafta Endonezya'da sunumlar yaptı.
Geleceğin yenilebilir enerji kaynakları ile şekilleneceğini düşünüyoruz, Dünyada kaliteli su ve elektriğe ulaşımın hala cok kısıtlı olduğunun farkındayız. Yenilenebilir enerji kaynakları ile insanlığın ihtiyacı olan elektrik ve su ihtiyacını karşılamanın insanlık için öneminin artacağına inanıyoruz.
Fosil yakıtlar ve emisyon gibi hassasiyetlerin arttığı bir dönemde rotamızı Ecobarge gibi çevreci projelere yönlendirmeyi hedefliyoruz.
Sıvılaştırılmış doğalgaz ve Amonia gibi alternatif yakıtların denizcilik piyasasında kullanımının arttığı şu dönemde biz de gelişen teknolojiye ayak uydurmak için ekibimizin eğitimlerini tamamlıyor ve alternatif yakıtlı gemilere servis hizmeti vermeye devam ediyoruz. Geçiş yakıtları ile Emisyon değerleri limitlenmeye çalışılsa da Ticari gemi filosunun 2050’ye kadar sıfır emisyon olması gerekiyor. Hatta 2030’da karbondioksit salınımında 40’lık bir azalma göstermesi lazım. Aslına bakarsanız mevcut gemilere verdiğimiz hizmet yakın gelecekte geçerliliğini yitirecek. Şirket olarak enerjimizi alternatif enerjilere doğru yönlendirip Çevreci teknolojilere yatırım yapıyoruz.
Mevcut denizcilik filosuna düzenli ve kaliteli servis hizmeti vererek eldeki makinelerin mümkün olan en verimli çalışmasına katkı sunuyor ve dolaylı olarak emisyon salınımının azalmasına katkı sağlıyoruz fakat yakın gelecekte daha çevreci çözümler üretmemiz gerektiğinin farkındayız.
Tam da bu ihtiyaca karşılık verecek EcoBarge projesinin geliştirilmesinde uzman kadromuz çalışmakta ve teknolojimizi Dünyanın birçok ülkesinde tanıtmaktadır.
Zanzibar’dan Endonezya’ya kadar geniş bir coğrafyada EcoBarge projemizin gördüğü ilgiden oldukça memnunuz.
Mercy Ships’te çalışmak isteyen arkadaşlar benimle iletişime geçebilir
Sözer, bizlere son olarak sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorluk yaşayan hatta hiç ulaşamayan ülkelerde ücretsiz sağlık hizmeti veren bir organizasyon olan Mercy Ships ile olan karşılaşmasını anlattı. “Ben Mercy Ships’i yaklaşık 10 sene önce MAN firmasında çalışırken duydum. MAN o gemilere bedava yedek parça ve servis hizmeti veriyordu. Yıllık periyodik bakımlarını da yapıyorduk. Bizim ofis yapmıyordu ama medyada gördükçe dikkatimi çekiyordu. Eski yolcu gemilerini hastaneye çevirip Afrika'nın limanlarında tedaviye ihtiyacı olan insanlara yardım ediyorlardı. Devletlerle organize olarak yapıyorlar. Tamamen gönüllülük üzerine kurulmuş bir sistem. Gemideki bütün doktorlar, bütün cerrahlar, hemşireler, mühendisler, mutfak personeli temizlik personeli hepsi gönüllü. Ben de gönüllü olarak üçüncü mühendislik yapmaya gittim. Gemiye Senegal’in Dakar limanında katıldım ve orada 1 ay gönüllü olarak çalıştım” diyen Sözer, 40 senelik geçmişi olan o gemilerde çalışan ilk Türk olduğunu söyledi. Bu organizasyonu sosyal medyadan paylaştıktan sonra birçok kişinin kendisiyle iletişime geçtiğini söyleyen Sözer, “Burada çok büyük manevi tatmin var. Gönüllü olmak isteyen arkadaşlara her zaman yardımcı olmak isterim. Fırsatım olduğu takdirde tekrar gitmeyi de çok isterim” dedi.
Gönüllülere çağrı
Ücretsiz sağlık hizmeti, toplum geliştirme projeleri, toplum sağlığı eğitimi, ruh sağlığı programları, tarım projeleri ve ölümcül hastalar için palyatif bakım gibi insani yardım sağlayan, dünyanın en büyük devlet dışı hastane gemilerini işleten uluslararası bir yardım kuruluşu olan Mercy Ships’te gemi mühendisi olarak görev alan Cenk Sözer, bu organizasyonda görev almak isteyen gönüllülere çağrıda bulundu.
7DENİZ / ÖZEL
