İTÜ Denizcilik Fakültesi’nden 2001 yılında mezun olarak profesyonel denizcilik hayatına başlayan Seçkin Gül, daha sonra uluslararası sefer yapan çeşitli gemilerde zabit ve ardından gemi kaptanı olarak görev aldı. Deniz hayatının ardından çeşitli firmaların idari ofislerinde enspektör, filo müdürü olarak çalışan ve 2012 yılında Arkas Petrol Ürünleri ve Ticaret A.Ş’ye katılan Gül, 2019 yılından itibaren Genel Müdür olarak görev yapıyor.

 

Arkas Petrol’ün filo yapısını, ulusal ve uluslararası konumu ile verdiği hizmetlerden söz eden Seçkin Gül, “Güçlü gemi filosuna sahip Arkas markasının yansıttığı güven ve kaliteden ödün vermeyen iş anlayışımız, deneyimli çalışanlarımız ile Arkas Petrol olarak kendi mülkiyetimizde ve işletmesini de yine kendimizin yaptığı modern gemilerle sektöre hizmet veriyoruz. Filomuzda altı adet çift cidarlı tanker bulunuyor. Filomuzun tamamında Türk personel istihdam ediyoruz, bu bizim gurur duyduğumuz birçok konudan biri. Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de hem yakıt ikmali hem de taşımacılık yapıyoruz” şeklinde konuştu. Ayrıca Gül, dünyadaki diğer sektörler gibi denizcilik sektörünün de hızlı bir dijitalleşme süreci içerisine girdiğinin farkında olduklarını ve Arkas Petrol olarak gerek operasyonel gerek risk yönetimi olarak dijital alanda çalışmalarının devam ettiği ve bu sürece uyum sağladıklarını dile getirdi.

Bugüne kadar 23 binden fazla ikmal yaptık

 

Türkiye’deki ikmal noktaları ve yıllık ikmal miktarları hakkında da bilgi veren Gül, “Ağırlıklı olarak Marmara denizi limanlarında akaryakıt ikmallerini gerçekleştirsek de gelen taleplere göre Karadeniz ve Akdeniz limanlarında da hizmet veriyoruz. Arkas Petrol olarak bugüne kadar 23 binden fazla ikmal yaparak 7 milyon ton akaryakıt teslimi sorunsuz gerçekleştirdik” dedi.

 

Milli ülkümüz Türk denizciliğini en üst seviyelere çıkartmak Milli ülkümüz Türk denizciliğini en üst seviyelere çıkartmak

Kesintisiz çalışmaya devam ediyoruz

 

Arkas’ın, denizcilik ve lojistik sektöründe ismi kalite ve güvenle anılan uluslararası bir holding olduğunu söyleyen Gül, “Sektör paydaşlarımızla gerçekleştirdiğimiz toplantılarda Arkas markasının olumlu etkisine her zaman şahit oluyoruz. Müşterilere verilecek yüksek hizmet kalitesi ile fark yaratılabileceğinin bilincindeyiz. Bu sebeple, profesyonel ekibimiz ve tecrübemiz sayesinde Arkas markası altında hem armatör hem de yakıt ikmalcisi kimliğimiz ile müşterilerimizin çözüm ortağı olmaya devam edeceğiz. Akaryakıt sektöründe ilk bakılan fiyat seviyesi olmakla beraber geçmişte kalitenin önemini tecrübe eden müşterilerimiz için hizmet kalitesi önemini koruyor.  Bizim de çalışmaktan keyif aldığımız işte bu profesyonel bakış açısına sahip iş ortaklarımızdır” ifadelerini kullandı.

 

Gelecek için tahmin yapmak çok zor

 

Şubat ayında Rusya-Ukrayna arasında başlayan ve Arkas Petrol’ün faaliyet alanı içerisinde de yer alan Karadeniz’deki savaş hakkında konuşan Gül; “Pandeminin ortaya çıkışı sonrasında kısıtlama tedbirlerinin etkisiyle yüzde 4 civarında daralma yaşayan deniz taşımacılığı, salgının etkisinin azalmasına bağlı normalleşme sürecinin başlamasıyla yüksek navlun fiyatları, tedarik zinciri ve limanlarda yoğunluk sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. Henüz pandemi dönemi tam olarak atlatılamamışken, biri tahıl biri de petrol piyasasında dünyanın lider ihracatçılarından olan iki komşu ülkenin savaşı, Karadeniz’deki önemli limanların faaliyetlerinin durdurulması, yakıt maliyetlerinin artması ve gemi çalışanlarının güvenliği sorunlarını da beraberinde getirdi.

 

Savaşın muhtemel sonucu ve deniz ticaretine etkilerinden bahsedersek müzakerelerin başarısız kaldığı ve sonucunu halen öngöremediğimiz bu savaşın etkileri kuşkusuz Karadeniz ile sınırlı kalmayacak ve küresel deniz taşımacılığı büyüme rakamlarına aşağı yönlü etki yaratacaktır. Özellikle Ukrayna limanlarının ticari faaliyetlere kapatılmasının yanı sıra Avrupa ve Rusya arasında ithalat/ihracat kollarında karşılıklı yaptırımların ciddiyet kazanması ve giderek sertleşmesi, enerji krizine ve alternatif rota arayışlarına sebebiyet verecektir. Bu durumda halihazırda yaşanan küresel tedarik zincirinde aksamalar ve taşıma maliyetlerindeki artışlar yukarı yönlü hareketine devam edecektir. Ayrıca, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın başlaması ile Çin ve Tayvan arasındaki egemenlik konusunda suların tekrar ısındığını unutmamakta fayda var. Son günlerde ABD’nin Tayvan’ı gündeminde tutması ve diplomatik ilişkilerini güçlendirmeye çalışması, Çin’den gelebilecek olası bir saldırı halinde ağır ekonomik yaptırımlar şeklinde Çin’e karşılık verilebileceği iddiasını güçlendiriyor. Dünya ticaretinde Çin’in konumu göz önünde bulundurursak Çin’e karşı uygulanacak yaptırımlar ve Çin’den gelebilecek misillemelerin, salgın sonrası toparlanamayan ve resesyon tehlikesi yaşayan küresel ekonomisi için faturası tahmin edilemeyecek şekilde ağır olacaktır” dedi.        

 

Arkas Petrol’ün bu yılki hedeflerini de değerlendiren Gül, “Karadeniz’deki savaş bize gösterdi ki; 21. yüzyılda savaşlar sadece askeri güçle kazanılmıyor, küreselleşmeden kaynaklı ticaret ağları ile birbirlerine bağımlı hale gelen ülkeler yaptırım (sanction) aracılığı ile savaşın gidişatını ve karşı ülkenin ticari faaliyetlerini etkileyebiliyor. Bu demek oluyor ki, küresel entegrasyon sebebiyle yaşadığımız ülke ve kendi faaliyet bölgelerimizin dışında da tüm siyasi ve ticari gelişmeleri takip etmemiz, projeksiyonlarımızı güncel tutmamız ve her türlü olumsuz duruma karşı esneklik payımızın olması gerekmektedir. Devam eden savaş nedeniyle Karadeniz’de önemli liman ve rotasyonların faaliyetlerinin engellenmesi, Avrupa Birliği ve ABD tarafından şirket ve gemilere yaptırım uygulanması 2022 hedeflerimizi aşağı yönlü revize etmemize sebep oldu. Her gün başka bir haberle güne uyandığımız bu dönemde gelecek için tahmin yapabilmek çok zor ancak sektörümüz açısından iş hacminin geçen yıla kıyasla azalacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Örneğin, 2022 yılının ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla İstanbul Boğazı’ndan geçiş yapan gemi sayısında 10 düşüş olması bunun göstergesidir. Yine de tahminlerimizi aşağı yönlü revize etmemiz geleceğe iyimser bakmamıza engel değildir. Çünkü gerek pandemi gerekse Karadeniz’deki savaş, deniz taşımacılığının uluslararası ticaret ve küresel ekonominin bel kemiğini oluşturduğunu kanıtlamıştır. Pandemi döneminde boş konteyner temini ve son günlerde Ukrayna’dan tahıl sevkiyatında yaşanan sorunlar ilk akla gelebilecek örneklerdir” dedi.

Alternatif yakıt teknolojilerini yakinen takip ediyoruz

 

Önümüzdeki döneme yönelik yeni projeleri ve yatırımları hakkında bilgi veren Gül, “Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), gemilerden kaynaklanan salınımın önlenmesi amacıyla MARPOL Sözleşmesi’ne eklediği protokol ile 2005 yılında ilk adımı atarken asıl olarak 2018 yılında uluslararası denizciliği etkileyecek olan “IMO 2020” olarak adlandırılan düzenlemeyi açıkladı. Bu düzenleme kapsamında; 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sülfür emisyonu üst sınırı yüzde 3,5’ten yüzde 0,5’e düşürüldü. Ayrıca 2008 seviyelerine kıyasla gemilerden kaynaklanan sera gazı salınımlarının 2050 yılına kadar yüzde 50 düşürülmesi, karbon yoğunluğunun ise 2030 yılına kadar yüzde 40 ve 2050 yılına kadar yüzde 70 düşürülmesi hedeflendi.

 

İşte bu noktada LNG, methanol, amonyak, biyo yakıtlar, sıvı hidrojen ve bataryalar gibi alternatif yakıt teknolojileri sektör tarafından daha yüksek sesle konuşulmaya başladı. Arkas Petrol olarak biz tüm alternatif yakıt teknolojilerini yakinen takip ediyoruz ve armatörler ile bu noktada iş birliği içindeyiz.

 

Alternatif yakıtlar arasında bulunan sıvılaştırılmış Doğalgazın (LNG) gemilerden kaynaklı emisyonları azaltabilecek, kullanıma hazır olması sebebiyle de en güçlü aday olduğunu düşünüyoruz. Bu amaçla LNG’nin gemi yakıtı olarak Türkiye’de ikmali konusunda hazırlıklara başlamıştık. 2018 yılında Japonya merkezli Sumitomo, ardından 2021 yılında Botaş’ın çalışmalarımıza katılımı ile Türkiye’yi bölgemizde LNG yakıt ikmal merkezi yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ