Eğitim ve iş hayatından bahseden MOS Marine Otomasyon Sistemleri Pazarlama Müdürü ve ORKİ Teknoloji A.Ş. Genel Müdürü Kaptan Dilan Akbaba Oruç, lise eğitimini 2004’te birincilikle kabul gördüğü Pendik Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi’nde tamamladığını, ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Meslek Yüksek okulu Güverte Bölümünü bitirdiğini, sonrasında da Piri Reis Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği Bölümü’ne girdiğini anlatıyor. 2021 yılında ise Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Lisansını tamamlıyor. Okumaya her daim zaman ayırmaya çalıştığını ifade eden Oruç, “Çünkü işin işletme tarafındayım. Kendimi her daim geliştirmeye çaba gösteriyorum. İş yaşamına henüz okurken başladım. Bizde stajlar lisede başlıyor. Benim de ilk stajım İDO’daydı. Orası ilk para kazandığım yerdir. Üniversite stajını ise UN Ro-Ro’da yaptım. Ehliyet stajlarını da orada tamamladım. Piri Reis’i bitiremedim, umarım bitirmek kısmet olur. Profesyonel iş hayatına girişim de öğrencilik döneminde oldu. Yarı zamanlı olarak freight forwarding olarak yarı zamanlı başladım. Denizyolu ağırlıklıydı. Zamanla işin tekniğini iyice öğrendim. Bir dönem Safety ve Tedarik üzerine bir firmada görev aldım. Sektöre dair edindiğim tecrübenin büyük kısmı da orada oldu. İş alanım 10 yıldır Tuzla ve çevresi. Bir süre Alman bir firmanın şanzıman üzerine yedek parça ve lojistik koordinatörlüğünü yürüttüm. Bu işlerin hepsinde yurt dışı pazarlama tarafındaydım. En sonunda MOS Marine Otomasyon ile yollarımız kesişti. Birlikte güzel bir yolda da ilerliyoruz” şeklinde konuştu.

 

Türkiye’nin ilk led seyir fenerini ürettik

 

“MOS 14’üncü yılına giren bir firma. Kurucu Ortağı Suat Yiğit. Kendisi Genel Müdürümüz olarak da devam ediyor. Kurulduğu günden bugüne epey yol kat eden ve etmeye de devam eden bir firma MOS. Esasen butik bir firma ancak alanında lider dünya devleri ile global servis anlaşması olan, OEM yedek parça satışında bulunan bir şirkette aynı zamanda. MOS’u bir gemiye çıktığında arıza raporu veren bir şirket olarak görmeyin. MOS, tamir yeteneği olan bir firma. MOS, arızayı gemi üzerinde tespit edip, çözüm üreten yeteneğe sahip. Gemiye yedek parçalarımızla birlikte bilgimiz ve tecrübemiz ile çıkar ve çözüm üretiriz. Sağladığımız hizmeti dünyanın her yerinde sunabildiğimiz için de birikimimize ve iş şeklimize kıymet verildiğini söyleyebilirim” diyen Oruç, çok donanımlı bir ekibe sahip olduklarını ve ekibe yeni dahil olanları yetiştirmeye ve tecrübe kazanmalarına imkan vermeye özen gösterdiklerini belirtiyor. TÜBİTAK destekli bir proje ile Türkiye’nin ilk led seyir fenerini ürettiklerini vurgulayan Oruç, hedeflerinin SOLAS Wheel Mark almak olduğunu, süreci başlattıklarını vurguluyor. Ardından dünyada bir ilki gerçekleştirip led seyir fenerini Türk firması olarak dünyaya sunacaklarını söyleyen Oruç, “Yine TUBİTAK projemizdi, İnert gaz basıncı sensörleri üretiyoruz. Teknolojileri ve üretimleri bize ait. Bunlarda ülkeye büyük marka değeri katıyor” dedi. 

Her şey para değil!

 

Oruç, “Biz hep şunu söylüyoruz, artık malzeme vs. değil bilgi satıyoruz. Gemiye çıktığımız sayı kadar çıkmadığımız da var. Yani telefonda gemi personeline aktif olarak sürekli yardımcı oluyoruz. Her yerde her dakika, hele ki pandemi döneminde servis veremiyorsunuz ama her şey para değil. O geminin operasyonu devam etmeli, biz de bu konuda destek verebiliyorsak ne mutlu. Şu an beş firma ile aktif distribütör olarak çalışıyoruz. En az bu kadar da distribütörü olmadığımız, yetkili değil, yetkin olduğumuz firmalar var. Bunu da zaten armatörlerimiz de bilir. Biz OEM yedek parçalarıyla ve servis tecrübemizle bu işlere hakimiz” şeklinde konuştu.  

 

Belli başlı firmaların tam lojistik yönetimini ORKI olarak yapıyoruz

 

ORKI’nin kuruluş öyküsünden bahseden Oruç, “Çok tez canlı biri olmama rağmen ORKI Teknoloji A.Ş. tarafını olgunlaştırmak için üç sene devirdim. Esasen büyük bir tesadüf belki de şans vesilesiyle doğdu. Yurt dışında katıldığım bir fuarda yabancı bir müşterimle konuşuyoruz. Avrupa müşterisi ile çalışırken gümrük prosedürlerimizi anlatmakta çok zorlanıyoruz. AB üyesi ülkeler arasındaki ticaret kadar kolay ve sistem odaklı değil maalesef. Onlar bizim yaşadığımız sıkıntılardan haberdar değiller ve biz onlara beyannameyi, mesaiyi anlatmakta çok zorlanıyoruz. Ben müşterimize bunları anlatmak için çırpınırken tesadüfen bu konuşmaya şahit olan bir beyefendi, konuşmamın ardından bana bu işi mi yaptığımı sordu. Bende ona esasen yedek parça sattığımızı ama müşterilerimizin teslimatlarına yardımcı olmak adına bu konularda da bilgi sahibi olduğumuzu anlattım. Türkiye’de iş yapmaya çalıştıklarını ancak çok zorlandıklarını, geçmişte Türkiye’ye geldiklerini ama yanlış yönlendirmeler sebebiyle maddi kayıplar yaşayıp vazgeçtiklerini aktaran beyefendi ile kart alışverişi yaptık. Ben Türkiye’ye döndükten sonra bu beyefendiyle telefon trafiğimiz oldu. Türkiye’ye gelen İtalyan firmaların lojistiklerinin tam yönetimini yapan bir firmaymışlar. Çalıştıkları firmalar, Grimaldi, Naviga Zone, d'Amico gibi büyük devler… Biz bu beyefendiyle çalışmaya başladık. Bir süre sonra onu başka bir arkadaşımın firmasına yönlendirdim. Onlar beraber çalıştılar. Sonra bu beyefendi yine aradı ve ortak bir iş yapmak istediklerini ifade etti. Bizde MOS olarak onların branch ofisi olarak çalışamayacağımızı, ama farklı bir firma kurarak partnerlik yapabileceğimizi açıkladık. MOS’un marka değeri çok farklı bir yerde çünkü, iş alanı çok başka. Bunu da kabul ettiler. Böylece ORKI Teknoloji ve Gemi Acenteliği kuruldu. Bu yolda yanımızda, partnerimiz Advance Management Solution firması var. Benim tanıştığım beyefendi de hem sahibi hem genel müdürüymüş. O bize güvendi. Biz iki yılda ona güvendik, birbirimizi tanıdık ve öğrendik. Şimdi bu bahsettiğim gemilerin birçoğunun nakliyelerini biz organize ediyoruz. Nakliye ile konsalidasyon birlikte, biz bu malzemelerin depolamasında asıl çok önemli bir oyuncuyuz. Bunun yanında artık son 6 ayda çalışma tarzını Türkiye'ye getirdik. Türkiye’de de tam lojistik yönetimi yapıyoruz. Free of charge depolama hizmeti veriyoruz. Avrupa'da, Amerika'da, Çin'de, Kore'de, Londra'da, Cenova'da, Monako'da, Kıbrıs'ta dünyanın neredeyse her yerinde, zaten aktif ofisler var. Operasyonları da ofisler üretiyor, yönetiyor, saat farkına göre bölüyoruz. Şu anda Türkiye'de çok kaliteli, belli başlı firmaların tam lojistik yönetimine başladık” ifadelerini kullandı.

İhtiyaç durumunda dünyanın her yerine malzeme tedarik edebiliriz

 

Lojistiğin MOS’un hizmet alanının dışında olduğunu kaydeden Oruç, “Tabii ORKI’de özellikle lokalde bu nakliyesini organize ettiğimiz firmaların aynı zamanda yedek parça ve tedarikçiliğini de yapıyoruz. Yer yer bizden istedikleri oluyor. Bizim buradaki potansiyelimizi biliyorlar. İhtiyaç durumunda dünyanın her yerinde malzeme tedariki yapabiliriz. Çünkü elimizin altında çok ciddi bir veri var. Hangi markalar nereden alınır biliyoruz ama ağırlığımız tam lojistik yönetimi” ifadesinde bulundu. 

 

İşime aşığım

 

Bu kadar yoğun çalışma arasında ailesine de yeterli zamanı ayırdığını söyleyen Oruç, “Aslında eşime sormak daha doğrusu, hadi çok mütevazı olmayayım; iyi bir zaman yöneticisiyimdir. Obsesyon derecesinde planlama yaparım. O nedenle kendime de aileme de zaman ayırdığımı düşünüyorum. En azından eşimden bir sitem henüz duymadım. Bunda da aynı sektörde olmamızın da etkisi vardır. Burak’t sektörde önemli bir pozisyonda, bir tanker firmasında güverte enspektörü. Benim üniversiteden de sıra arkadaşım. O benim iş aşkımı, iş hırsımı, motivasyonumu çok iyi bildiği için her anlamda çok da destek oluyor. Cumartesi çalışmamak için iş kurdum artık pazar da çalışıyorum diye bir söz var ya benimki biraz öyle ama ben böyle mutluyum ve bunu seviyorum” dedi. 

 

Sektörde kadın olmayı erkeklere soralım

 

“Bu sektörde hala var olan veya var olması için sanki çaba harcanıyormuş gibi görünen cinsiyetçi yaklaşıma çok kızıyorum. Bence sektörde kadın olmayı erkeklere soralım. Mesela sektördeki kadın meslektaş eksikliğinin onlara nasıl yansıdığını merak ediyorum. Daha çok kadın olsaydı ne yaparlardı? Bizimkilerin vizyonuna bakarsanız hala ortamda kadın olunca daha az küfür oluyor, daha fazla üst başlarına dikkat ediliyor gibi. Hiç mi öz saygınız yok diye soruyorum bu yorumları duyduğumda. Bir kadın sadece bunlar için mi gerekli. Artık atomu parçalıyoruz, uzaya gidiyoruz, bunun kadını erkeği mi kalmış” diyerek sözlerine devam eden Oruç, şu vurguyu yapıyor: Esas sorun ne biliyor musunuz? Bize yüzlerce mail geliyor. Yüzlerce çocuk staj yapmak istiyor. Denizci Öğrenciler Derneğinin hem kurucularındanım hem de hala çok sıkı takip ediyorum. Bu öğrencilerin derdini gelin konuşalım. Çocukların yurdu yok. Geçim sıkıntısı çekiyorlar. Gelin bunlara burs verelim. Ya da ofislerimizdeki çalışanlarımıza eğitim verelim, daha profesyonel ekiplere sahip olalım. Hala büyük bir dert olarak karşımızda duran İngilizce’yi masaya yatıralım. Çoğu üniversite mezunu arkadaşımız adını söylemekten öteye gidemiyor. Sorun bunlar ama görmek istemiyoruz.

Saplanmış kalmışız

 

Sadece yazılım firması değiliz Sadece yazılım firması değiliz

“Ben Sinem Dedetaş Hanımı hiç tanımadım ama onunla gurur duyuyorum. Nazlı Selek Hanım Wista’da ülkemizi temsil ediyor ve Şadan Kaptanoğlu’nun BIMCO temsilciliği, çok gurur duyuyorum ve seviniyorum. Çok yeni Sevgili Figen Ayan’ı dinledim. Galataport gibi müthiş bir projenin başında bir kadın! Saplanmış kalmışız “Kadın denizci” mevzusuna bir türlü de oradan çıkamıyoruz. Açık açık konuşalım; bizim işimiz astronot olup uzaya çıkmaktan veya bir cerrahtan çok mu zor? Kesinlikle değil. Bir doktorun veya bir astronotun kadın olması mevzu olmazken neden bir denizcinin kadın olması sorun ki.”

 

Pandemi döneminde iş yapış şekillerini de değerlendiren Oruç, “Yolumuz yöntemimiz biraz değişti ancak negatif anlamda bizi etkilemedi. İç pazara daha fazla yöneldik ancak yabancı armatörlerin Türkiye’deki gemilerine de servis verdik. Keza bu dönemde yeni şirketimiz ORKI’yi kurduk. Ortalama 10 büyüdük. Yatırımlarımıza devam ettik. Yeni markaları bünyemize kazandırdık. Açıkçası Tuzla’da pandemiden olumsuz etkilenen bir şirket olduğunu da düşünmüyorum” dedi.

 

2022’den çok heyecanlı olduklarını sözlerine ekleyen Oruç, “Temelini attığımız ORKI Teknoloji’nin gördüğü ilgi ve alakadan çok memnunuz. Bunu da gururla ifade etmekten çok mutluyum. Yüzde 100 Türk sermayeli bir firmayız ve herhangi bir firmanın alt markası değil, başlı başına bir marka olmanın da haklı gururunu yaşıyoruz. Katıldığımız paneller ve fuarlardan gördüğümüz ilgiden hayli memnunuz. Bizimle çalışmak isteyen birçok firmayla tanıştık ve hala daha irtibat halindeyiz. Önümüzdeki süreçte çok farklı dünya markalarını sektöre sunabilir veya farklı bir yüzle bambaşka bir atılım da yapabiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.

7DENİZ DERGİSİ