Ege ve Akdeniz bölgelerinde tekne kiralama, charter ve donatım hizmetleri veren Ata Yat’ın Kurucusu Ali Burçin Eke, müşterilerinin ihtiyaçlarına göre tekne temin ettiklerini ve pandemiyle birlikte deniz üstünde yapılan turizmin her geçen yıl daha çok rağbet gördüğünü kaydetti. Eke, “Üç tane teknemiz var. Sadece mavi tur satmıyoruz aynı zamanda farklı hizmetlerimiz de mevcut. Deniz üstünde yapabilecekleri her türlü tatil seçeneğini de onlara sunuyoruz. Bunu hem kendi teknelerimizde yapıyoruz hem de bizde olamayan onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek tekneleri bularak hizmet sağlıyoruz. Yani hem brokerlik hem donatanlık hem de işletmecilik hizmeti veriyoruz” şeklinde konuştu.
Her bütçeye uygun teknemiz var
Sahip oldukları üç teknenin farklı kategorilerde hizmet verdiğini söyleyen Eke “En küçük teknemiz Göcek’te hizmet veriyor. 17 metrelik bir gulet, üç kamarası var. İki ya da üç kişilik, daha uygun bütçeli deniz tatili arayan misafirlerimize hizmet veren bir tekne. Onun bir büyüğü 24 metre boyunda sekiz metre eninde, 2017 yapımı, 2020’de renovasyon gördü. Gulet katamaran cinsinde çok yeni bir tekne. 40 metrelik bir teknenin enine sahip, çok geniş çok ferah. Her kamaranın büyük olduğu, misafirlerimizin çok rahat ettiği yüzen otel konseptinde. O da Türkiye kıyılarımızda Kaş’tan Bodrum’a kadar hizmet veriyor. Ayrıca yurt dışına çıkma seçeneğimiz bulunuyor. Eğer müşterimiz isterse Rodos, Simi, Samos, Kos gibi yakın adalara gidebiliyoruz. Bir de geçen sene filomuza kattığımız Queen of Datça amiral gemimiz var. Malta Commercial bayraklı 36 metrelik bir gulet. Süper lüks dediğimiz, deniz üstünde çok lüks hizmet veren kuğu gibi dizayn edilmiş 1000 metre kare yelken alanına sahip muhteşem bir tekne. Onunla Ege Denizi'nde Yunan adalarında Adriyatik Denizi’nde, Hırvatistan'da İtalya'da, İspanya'da tatil seçeneği sunabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Pandemi insanların mavi tur ile tanışmasına fırsat yarattı
Pandemideki tatil isteklerinin kendileri için avantaj olduğunu söyleyen Eke, “Pandemide insanlar daha izole, daha kapalı, daha kendilerini emniyette gördükleri tatil seçeneği aradılar. Bu tatil seçeneklerinin başında da deniz üstünde seyreden bu tür tekneler yer aldı. Türkiye'de veya yurt dışında, 2 aileden 6-7 aileye kadar hizmet veren tekneler mevcut. Pandemide belki müşterilerimizin yarısı hiç deniz kültürüyle tanışmamış, bu tür bir tatil, mavi tur yapmamış tatilcilerdi. Mavi tur ile tanışan her müşterimiz kesinlikle karada yaptığı tatilden çok daha kaliteli, çok daha özgün, çok daha mutlu tatil yaptıkları için daha sonraki tatillerinde ilk seçenek olarak tekrar mavi tur istediler. Bu bizim sektörümüze inanılmaz bir fırsat doğurdu. Çünkü insanlar deniz tatili ile tanıştı. Deniz tatili ile tanışınca ne kadar kaliteli ne kadar özgün ne kadar mutlu olduğunu gördü. Bundan dolayı daha sonraki tatillerini de buraya doğru yönlendirdiler. Bu durum bizim müşteri portföyümüzü de çok genişletti” şeklinde konuştu.
“Turist sayısında patlama bekliyorum”
Önümüzdeki tatil sezonu için de değerlendirmeler yapan Eke, “Deniz turizmi bütün ülke turizmden çok daha hızlı, çok daha fazla büyüyen bir sektör ve ben bunun yakın gelecekte çok daha hızlı büyümesini bekliyorum. Bazı siyasi konjonktürlerden Türkiye'ye gelen turist sayısındaki azalma veya yakın örneğimizdeki Ukrayna savaşı gibi yurt dışından gelen turist sayısındaki düşüşü aştıktan sonra ben 2023 sonrasında turist sayısında bir patlama bekliyorum. Türkiye 2006’dan 2010’a kadar yaşadığımız o büyük turizm patlamasını 2023’ten sonra da bekliyorum ve deniz turizminin de başta geleceğini düşünüyorum” dedi.
Arz talebi karşılayamıyor
Teknelerde diğer denizcilik alanlarında gördüğümüz bir arz sıkıntısı yaşandığını kaydeden Eke, “Tedarik zincirin kırılması, pandemin üretim merkezlerini yavaşlatması, talebin artmasına rağmen cevap verilememesi, ikinci el dediğimiz tekne fiyatlarında yüzde 30-40’lara varan artışlara neden oldu. Çünkü arz talebi halen karşılayamaz durumda. Bundan dolayı önümüzdeki 1-2 sene içinde halen fiyat artışının dünyadaki enflasyonu da göz önünde bulundurduğumuz zaman hem Amerika'da hem Avrupa'da devam etmesini bekliyorum. Deniz turizmindeki ikinci el satışlarında fiyatların artacağını öngörüyorum. Biz mavi yolculuk seçeneği dışında tekne satışlarında da yer alıyoruz. Son yer aldığımız Yunanistan fuarı, Göcek Charter Show ve Batı Akdeniz’deki Barcelona Charter Show’da hem iletişimi hem ağımızı genişlettik ve müşterilerimize çok daha geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz” ifadesinde bulundu.
“Teknedeki bir gün oteldeki 7 güne bedel”
Eke, “Bir ailenin bir hafta otelde kalmasında geçireceği denizdeki zamanın aynısını sadece bir günde bir tekne tatilinde geçirebiliyorlar. Bu da demektir ki, yedi gün teknede geçirmek demek 70 gün bir otelde aynı tatil yapıyormuş mutluluğu ve deniz buluşmasını sağlıyor. Teknenin bir başka avantajı da istediğin zaman istediğin yere gitme özgürlüğü tabii ki. Otellerde böyle bir özgürlük yok. Otellerde sadece aynı yerde aynı kumsalda, aynı sahilde denize girmek zorundasın ama teknede istediğin zaman kaptana ‘ben şuraya gitmek istiyorum’ diyorsun ve başka bir koyda uyanabiliyorsun ve denize girebiliyorsun. Teknede gündüz denize giriyorsun, sabah denize giriyorsun, yüzünü denizde yıkıyorsun. Gece uyumadan önce tekrar denize girip uyuyabiliyorsun” dedi.
Göcek, Marmaris Fethiye…
En çok tercih edilen rotaları da aktaran Eke, “Ülkemizde en çok talep gören yerler çoğunlukla; Göcek, Marmaris, Fethiye güzergahında yer alıyor. Hem suyun daha çabuk ısınması, Akdeniz’e ve Ege’ye yakın olması de hem temiz suyunun olması. Kadife dediğimiz suyun hissedilmesi ve koyların inanılmaz güzelliği gerçekten çok büyük bir avantaj. Bu koyların muhteşem havası müşterileri daha çok Marmaris, Göcek ve Fethiye’ye çekiyor. Bodrum da tercih edilen bir yerimizdir ama Bodrum'da yaz bile olsa poyraz esintisi, rüzgarın sert olması ve koyların daha az olması biraz daha az ilgi görüyor” ifadesinde bulundu.
En büyük tehdit deniz kirliliği
Mavi yolculuk için çok güzel imkanlara sahip olan ülkemizin bu imkanları kullanmasında karşılaşacağı engeller hakkında da görüşlerini aktaran Eke, “Mavi yolculuğun gelişimini önleyecek en büyük tehdit deniz kirliliğidir. Tekne sayısının artmasına rağmen otorite tarafından koylarımızın, denizlerimizin yeterince temiz tutulacak önlemlerin alınmaması ve bunu en son Göcek koylarının özelleştirilmesi, özel şirketlere verilerek biraz daha özel marinalar haline getirilmesi olarak gördük, ona da karşı çıktık. Burada sivil toplum, tecrübeli deniz turizmini temsil eden dernekler, mesela ben Türk Gulet ve Brokerler Donatanlar Derneği üyesiyim. Akdeniz Koruma Derneği üyesiyim. Bu gibi hem çevreci hem bu sektörün içinde yer alan bütün dernekler, STK'lar ve üniversitelerle birleşerek bir çatı altında belki sempozyumlar düzenlemeli, beyin fırtınaları yaratılarak o bölgeyi temiz tutacak ve gelecekte koruyacak önlemler bulunmak zorunda. Bunu da devletimiz yapacak. Devletimize de biz yardımcı olmaya her zaman hazırız” dedi.
KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ