Coronavirüs ve Sektörel Tehditler
Dünya üzerindeki nüfus planlamasının henüz tedavisi bulunamaması nedeniyle daraltmasından korkulan bir virüs çeşidi olarak dünya genelini tehdit altına alan bir virüs bu.
Bulaştığı her on kişiden birini öldüren sars virüsünün kuzeni olarak tanımlanıyor bilim insanlarınca.
Bilinen türleri arasında Mers-cow, Sars-cow ve 2019-Ncow sayılabilir.
Tesbit edilebilen en büyük rna gnomuna sahip virüslerdir.
30 kilobaz’dan fazla uzunluğun yanı sıra, 125 nanometrelik de bir büyüklüğe sahiptirler.
En belirgin özellikleri ise, çevresindeki diken şeklindeki uzantılarıdır.
Bu özelliği ile güneşin taç küresini (Corona) andırdıklarından Corana virüs olarak isim almışlardır.
Halen koruma sağlayan veya tedavi edebilen onaylanmış aşısı ya da antiviral ilacı bulunamamıştır.
Virüsün tetikleyicisii soğuk.
Bu nedenle cold coheces isminini aldı.
Konuya paralel olarak Endemik bölgesinden bahsetmek istiyorum.
Çin topraklarının ve dünyanın en soğuk yerlerinden biri olarak bilinir.
Bu nedenle özellikle geceleri ortaya çıkan ayaz sebebiyle oradaki toplumların gözleri soğuktan refleks geliştirmek suretiyle kısık kalmış ve bu durum zaman içinde ırsi olarak yerleşmiştir.
Yeryüzünü çevrelemeye başlayan Corona virüs dalgası Çin’den sonra İtalya, Almanya, Fransa, İran, Gürcistan, Yunanistan ve daha bir çok ülke de tespit edildi.
Kuru öksürük, Nefes darlığı, Yüksek ateş gibi şikayetlerle Wuhan hastanelerine başvuranların sayısında artış olunca ve doktorların da bu yabancı virüsü tespit edememeleri sonucu bu gizemli hastalık efsanesi start aldı.
Kominist Partisi, henüz Wuhan halkının ve dünyanın bu salgından hiç haberinin olmadığı Aralık 2019 itibariyle hasta sayısının 29’u bulmasıyla hastaları, özel hazırlanmış bir hastanede sessizce karantina altına almayı Çin’in prestiji açısından daha doğru buldu!
Kominist rejimin kent yönetimi bütün otoriter rejimlerin karakteristik yansıması olarak bu gelişmeyi kamuoyundan gizledi.
Çin’de bu hastalığın evveliyatına bakacak olursak; bundan 18 yıl önce Pekin Başkent yereli sars virüsü salgınını da kamuoyundan aylarca gizlemişti.
Hastanelerdeki Sars virüsü hastalarından Dünya Sağlık Örgütü’nün haberi olmaması için bu hastaları, kendileri için özel olarak hazırlanmış gizli karantina odalarında sakladılar.
Ta ki, bir doktorun vatan haini yaftası yeme pahasına gizli gerçeği medyaya sızdırmasına kadar.
2019 Aralık sonunda yereldeki idarecilerin yine son yaşananları gizleme eğilimleri geçmişe bakarak bir endişe oluştursa da bu sefer aynı hataya düşülmedi ve durum rejime rağmen insanlığın tehdit altında olduğu bilgisi dünya ile paylaşılarak panzehir geliştirme çalışmalarına başlandı.
Tedavi araştırma çalışmaları devam etse de hastalığın sebep olduğu salgın Çin sınırlarını aştı ve yaklaşık 40 ülkeye ulaştı bile.
Çin’den sonra İran ve İtalya gibi ülkelerde de ölümler oldu.
Öncelikle Çin ekonomisini etkileyeceği ve Çin’in büyüme hızına sekte vurup yavaşlatacağı düşünülen salgın; diğer ülkelere de yayılınca, küresel ekonomi ciddi manada etkilendi.
Dünya genelinde küresel ekonominin bir resesyona gidip gitmediği tartışılırken şimdilerde bu resesyon sürecinin Kovid-19 salgını tarafından tetikleneceği haber bültenlerinin de tartışılır oldu.
Avrupa’da ise; Corona virüs nedeniyle ölü sayısının dün itibarıyla çift haneli rakamlara ulaşması, virüs bulaşan kişi sayısının yükselmesi, borsaları karıştırdı.
Özellikle içinde olduğum Denizcilik ve Lojistik sektörü bu konu da açık bir şekilde tehdit altında. Sınır kapılarında gerekli önlemler alınsa da, limanların da böyle bir hassasiyete şiddet ve ivedilikle ihtiyacı var.
Her gün dünyanın uzak ucundan gelip yanaşan ve yük tahliye eden ticari gemiler de bir salgın taşıyıcısı pekala olabilirler.
Bu paralel de, Gemilerde her milletten çalışan Gemi adamları var.
Ve bu insanların sağlık taramaları birkaç yılda bir yapılıp liman cüzdanlarına işletilmek suretiyle onaylanmış oluyor. Oysa Crona virüsün geçmişi daha çok yeni. Yük gemilerinin ve limanların yeni bir yasa tasarısıyla denetlenmelerinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Çünkü aksi takdir de gelebilecek tehlikenin farkına bile varılamayabilir. Liman bölgesine demir atan her gemi için özel ekipler tetikte olmalılar. Gemiyi ve mürettebatı özenle denetlemeliler. Biliyoruz ki yurt dışında bir Cruise yolcu gemisi halen karantina altında. Bu aslın da bize en büyük tedbir amaçlı örnektir.
Ülkemizi de derinden etkileyen ve halen de aşılamayan 2008 krizinden bu yana 12 yıl geçti ama, biliyorsunuz kapitalist sistemde krizler döngüseldir ve yeni bir kriz döngüsü eşiğimizde olabilir.
Salgın Türkiye’yi şimdilik teğet geçse de, Türk ekonomisi kendi iç koşulları ve yapısal sorunları gereği ciddi bir ekonomik daralma yaşıyorken, bir de dışarıdan gelecek yeni bir kriz dalgası, ekonomimizin tüm aktörlerini son derecede olumsuz bir şekilde etkiler.
Küresel büyümenin ivme kaybedeceği, ekonomilerin yavaşlayacağı öngörüleri petrol fiyatlarını az da olsa aşağı çekebilir.
Bu, enerjide dışa bağımlı olan petrol ve türevleri ithalatçısı ülkelerin biraz da olsa nefes almasını sağlayabilir.
Öbür taraftan ise, olası bir küresel çıkmazın Türkiye’nin ihracatını yavaşlatacağı ve salgının yayılması halinde turizm hareketlerinin de düşme olasılığı, Türk ekonomisini de maalesef olumsuz etkileyecektir.