Gemilere yakıt ikmali yapma amacı ile kurulan ve bu alanda sektörün öncü bir kuruluşu olan Asmira Group, orta ve uzun vadede yönünü endüstriyel denizcilik, yatçılık ve lojistik alanlarına da çevirmiş durumda. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan, ana faaliyet alanları akaryakıt ikmali iken, bunun etrafında çeşitlenen denizcilik faaliyetlerine de giriş yaptıklarını aynı zamanda Ege’deki marinaların yanı sıra Avrupa’da da faaliyetlere başladıklarını söyledi.
Türkiye’de gerek yat kiralama gerekse yakıt ikmali konusunda gösterdikleri üstün performans neticesinde, yurtdışından teklifler aldıklarını ifade eden Aslan, “2018 yılında Karadağ'da Portonovi Marina ile sözleşme imzaladık, oranın yakıt terminalini biz işletiyoruz.
Geçen ay da Hırvatistan D-Marine ile el sıkıştık. Adriyatik Denizi’nin en büyük marinası olan, bin 500 tekne kapasiteli Zadar Marina’nın akaryakıt operasyonlarını üstlendik. Bu sezon akaryakıt faaliyetlerimiz başlayacak olup, seneye tekne kiralama faaliyetleri de devreye girecektir.
Hırvatistan’da takriben 1 milyon euroluk yatırım yaptık. Hırvatistan tekne kiralama işinde en büyük merkezlerden biri, içine girdiğimiz marinada bin 500 teknenin 500’ü kiralık. Ülke sularında binlerce tekne var. Sektörün bu kadar gelişmiş olması yatçılığı ve ilgili olduğu tüm yan alanları burada daha önemli bir konuma getirdi. Yatçılığın devlet politikası içinde önemli bir yeri var. Yatçılık orada bizden daha ileride” dedi.
Vizyon, Avrupa kıyılarında yerel marka olmak
“Tüm Avrupa Kıyılarında Yerel Bir Marka Olmak” vizyonu ile hareket ettiklerini bu kapsamda İtalya, İspanya, Fransa marinalarına da girmeyi planladıklarını söyleyen Aslan, “2017 yılında yeni bir yapılanmaya girdiğimizde üst yönetim olarak oturduk ve vizyonumuzu oluşturduk.
Hızlıca hedefimize doğru koşmaya başladık ve Adriyatik’teki marinalarda başlattığımız operasyonlar vizyonumuzun ilk meyveleridir. Bunlar yatçılık tarafından filiz veren yatırımlar oldu.
Ana hedefimiz Avrupa kıyı şeridinde olmak. Avrupa’nın entelektüel sermayesine önem veriyoruz. Yüzümüzün Avrupa’ya dönük olmasının kıymetli olduğunu düşünüyoruz. AB ülkelerini kendimize referans alıyoruz. İşletmemizi, batının dinamiklerini kendi öz değerlerimizle ve köklerimizle harmanlayarak geliştirmeye çalışıyoruz” dedi.
“Fosil yakıtlar yerini temiz enerjiye bırakacak’’
Denizcilik ve yatçılık sektörünün önü açık bir sektör olduğunun altını çizen Aslan, sektörün pek çok fırsatı içinde barındırdığını vurgulayarak, “Türkiye’de 22 liman ve marinasında hizmet veriyoruz.
Sektörde farklı alanlarda iş geliştirmek adına oldukça hevesliyiz. O yüzden akaryakıt ikmalinin yanında diğer denizcilik faaliyetlerinde büyümek konusunda iddialıyız. Sürdürülebilirlik olmazsa olmazımız, bu nedenle gerek alt yapımız gerekse insan kaynakları açısından çağa ayak uyduruyoruz, teknolojiye önem veriyoruz. Yakıt ikmali konusunda rüştünü ispat etmiş bir firmayız. Ancak fosil yakıtlar gelecekte yerini temiz enerji kaynaklarına bırakacak. Bu nedenle yakıt dışı işleri geliştirmeye çalışıyoruz.
Karada elektrikli araçlar hızla yayılıyorken yatlarda da bu trend gelişiyor. Gemi tarafında biraz daha zaman bu var alanlarda gelişime. Teknoloji geliştikçe ve ileri teknolojilerin kullanımı yayıldıkça elbette o günler de gelecek. Ama yat sahipleri çevreci teknelere daha yatkın ve yatlarda temiz enerjiye hızlı bir geçiş bekliyoruz. Yat sahipleri bu konuda oldukça duyarlı ve hevesli davranıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Pandemi yatçılığı sanıldığı gibi etkilemedi”
Asmira Group olarak 2017 yılındaki cirolarını vizyonel yatırımlara yönelme neticesinde 2022 yılı sonu itibari ile döviz bazında 14 kat artırdıklarını söyleyen Aslan, 2021 yılında 25 milyon dolar, 2022 yılında ise 80 milyon dolar ciro elde ettiklerini söyledi.
Pandemi döneminde petrol fiyatlarındaki ciddi artışın 2022 cirosu üzerinde etkisi olduğunu söyleyen Aslan öte yandan miktarsal olarak da artış yaşadıklarını, geçen sene 70 milyon litre olan satışlarının 2023 yılında 90 milyon litreyi bulacağını belirtti. Cironun yüzde 90’ının akaryakıt faaliyetlerinden geldiğini, 2023 yılında 100 milyon doları geçmeyi hedeflediklerini ifade eden Aslan “Pandemide yatçılık tarafında zannedildiği gibi talep yüksek olmadı. Pahalı bir zevk, o hevesin talebe dönüşmediğini söyleyebiliriz.
Diğer taraftan Yunanistan ile Türkiye arasındaki sınır kapılarının 2 sene kapalı kalması yatlar tarafındaki bütün deniz trafiğini olumsuz etkiledi. Rusya Ukrayna Savaşı ise tam tersi bir etki yarattı. Türk turizmi Rusya için çok kıymetli bir pazar. İlk savaş başladığında beklenti çok olumsuzdu turizme yönelik. Ama beklenmeyen bir ilgi oluştu savaşla birlikte. Bu da bizleri olumlu yönde etkiledi” dedi.
“Gıda lojistiğine adım atıyoruz”
Kendi akaryakıtlarını taşımak için kurdukları lojistik yapılanmasını bir adım daha ilerleterek akaryakıt taşımacılığı dışına da çıkmaya hazırlandıklarını belirten Aslan, “Akaryakıt taşımacılığında genç bir filomuz var. Tacklog adında yeni bir lojistik markası oluşturduk. Yakıt dışı lojistik faaliyetleri geliştireceğimiz yeni bir alan oluşturuyoruz. Gıda lojistiği öncelikli hedefimiz, içinde bulunduğumuz Ege Bölgesi tarımsal alanda zengin bir kaynak. Bu bizim hayallerimizden biri idi” dedi.
7DENİZ