Yunanistan’ın, Ege ve Doğu Akdeniz’de öncelik verdiği enerji odaklı ve gerilimi yükselten siyasi ve askeri faaliyetleri, son kertede, hız kaybetmeden devam etmektedir. Yunanistan, şu sıralar Trakya ve Ege adalarında yine silahlanma faaliyetleri içerisindedir. Yunanistan’ın ABD ile giriştiği stratejik diyalog süreçleri, henüz kapsamlı bir ikili antlaşmaya yol açmamıştır. Deniz Kuvvetlerinin modernizasyonu ve yeni gemi tedarikine ilişkin, Yunanlıların ABD’den beklentisi de gerçekleşmemiştir. O halde Yunanistan nasıl bir silahlanma faaliyeti içindedir? ABD’de 2014 yılında hizmet dışına ayrılmış 70 adet OH-58D Kiowa Warrior silahlı keşif helikopterlerinin hibe olarak Yunanistan’a verildiği ve bu yılın ortalarında operasyonel hale getirileceği açık kaynaklarda belirtilmektedir. Bu kapsamda; mayıs ayı başında ABD’nin Virginia limanında gemilere yüklenen Kiowa’ların, 15-17 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan'ın Volos limanına ulaşması beklenmektedir. Yerli ve yabancı medyada bu kadar alay-ı vâlâ ile sunulan bu helikopterler gerçekten etkili mi?
Helikopterlerin ilk aşamada, Larissa ve Volos arasındaki Stefanovikeio'da bulunan Kara Kuvvetlerinin 1.Hava Tugayına bağlı Helikopter Taarruz Taburu'nda konuşlanacağı açık kaynaklarda yer almaktadır. Aynı kaynaklarda helikopterlerin 36 adedinin Trakya sınırında ve Doğu Ege adalarında konuşlandırılacağı ifade edilmektedir. Geri kalan 24'ünün eğitim alanlarında, diğer 10 adedinin ise yedek parça gereksinimini karşılamak amacıyla kullanılacağı belirtilmektedir. Operasyonel olarak kullanılacak 36 adetten kaç tanesinin Doğu Ege adalarında bulundurulacağı, tabi ki şimdilik belli değildir.
İki pilotlu OH-58D Kiowa’lar, 12,8 metre uzunluğunda ve tam yükte 2,5 ton ağırlığındadır. Azami hızı 150 knt olup, seyir siası 160 mildir. OH-58D serisi Kiowa’ların en büyük özelliği Mast Mounted Sight (MMS) isimli küre şeklindeki elektro optik sensöre sahip olmasıdır. MMS, ‘‘mast’’ın (motordan aldığı gücü pervaneye ileten bölüm, şaft) pervane üzerinde kalan bölümüne monte edilmiş olup, televizyon, termal görüntü ve lazer mesafe bulucunun bir arada bulunduğu bir sistemdir. Bu özellikleriyle saldırı helikopterlerinin yakın destekçisidirler. Karada sütre gerisinde gizlenerek hedefe sinsice yaklaşabilirler. Hafif helikopterler olup, 2 adedi bir C-130 uçağıyla uzak mesafelerdeki harekât alanlarına taşınabilmektedir.
Satha yakın çok alçaktan uçabilen bu helikopterlerin, 2 adet Hellfire (2 lançerli) ve 7 adet Hydra-70 (tek lançerli) roketleri ile donatıldığı bilinmektedir. İlave olarak 1 adet 12.7 mm otomatik top da yer almaktadır. Bir kısım uzmanlar tarafından bahse konu helikopterin, orta ve güney Ege’de birbirine yakın adalar arasında sürpriz etki yaratabileceği, kara ve deniz unsurlarına yakın hava desteği ile hedef bilgisi temin edebileceği ifade edilmektedir. Öncelik verdiği adalarda, beklediği olası bir amfibi harekata karşı bu helikopterleri kullanma niyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan bu helikopterlerin, ABD tarafından geçmişte Somali ve Irak’ta kullanıldığı bilinmektedir. Teyide muhtaç olmakla birlikte; ABD’nin Irak’ta 120 Kiowa’dan 29’unu kaybettiği bilgisi de açık kaynaklarda yer almaktadır. Geçmiş dönemde ABD bu helikopterlerden 16’sını Hırvatistan’a ve 24’ünü ise Tunus’a satmıştır.
Kiowa’ların ABD Kara Kuvvetlerinin uçar bir unsuru olarak uzun zaman görev yaptığı bilinmektedir. Ancak, ABD Deniz Kuvvetlerinde de kullanıldığı yönünde bilgiler mevcuttur. OH-58D Kiowa’ların İran-Irak savaşının sonlarında körfezde Amerikan petrol tankerlerinin korunması amacıyla bir kısım harp gemilerinde geçici şekilde konuşlanarak keşif görevleri icra etmişlerdir. Bu kapsamda; barç diye tanımladığımız (barge) seyyar bir deniz platformunda bulunan 6 adet Kiowa’nın, körfezde haftalık ve 15 günde bir periyotlarla USS Underwood (FFG-36) ve USS Conolly (DD-979) gemilerine geçici konuşlandıkları bilinmektedir. Ancak 18 Eylül 1989 tarihindeki bir gece eğitim atışı esnasında 1 adet Kiowa düşmüş ve geri kalanlar ise ABD’ye gönderilmiştir.
Kiowa’lar, deniz üzerinde gece-gündüz kullanılacak ise, diğer deniz helikopterlerinde mevcut bazı özelliklere de sahip olması beklenir. Bir kısım deniz görevleri üstlenen bir helikopterin çift motorlu olması tercih sebebidir. Ancak Kiowa’lar tek motorludur. Açık kaynaklarda yer alan bilgiler kapsamında havada kalış süresi 1-1,5 saat gözükmektedir. Diğer yandan acil suya inişlerde, rotor freni özelliği olup olmadığını da açık kaynaklardan anlamak pek mümkün değil. Bir diğer önemli husus da motor yıkama özelliğinin olup olmadığı konusudur. Deniz üzerinde her materyal korozyona tabidir. Ege Denizi’nin tuzlu suları, alçak uçuşlar sonrasında helikopterin gövde ve sistemlerinde korozyon oluşturmaktadır. Bu sorun, Yunan Apache’lerinde de çok sık görülmüştür. Tekaüt Kiowa’lar elbette beklenmedik şekilde can yakabilir. Ancak bir kısım kritik özellikleri yoksa, konuşlandığı ada çevresinden fazla uzaklaşmaları da pek mümkün olmayabilir. Aksi takdirde risk büyük olur. Silah menzili nedeniyle hedefe 5-6 mil kadar yaklaşması gerekmektedir. Birbirine çok yakın adalarda ise yaratacağı tehdit artabilir. Bütün bunlar tabi ki ilk akla gelen konular.
Bununla birlikte, Yunanistan ekonomisi için yeni uyarılarla dolu mart ayı IMF raporu, yeni bir silahlanma çılgınlığına kalkışmama konusunda önemli bir farkındalık yaratma boyutundadır. Bu konuda Yunan basınında haber ve yorumlar birbiri ardına çıkmaya başlamıştır. Olası bir ekonomik kriz, Yunanistan’ı askeri malzeme hurdalığına çevirebilir. Kiowa’ların hibe olarak verilmesinin yanında sadece 44 milyon dolar bir ödeme yapılmış olması, Yunanistan’a cazip gelmiş olabilir. Ancak sonrası daha fazla önem arz etmektedir. İhtiyacın sadece bu helikopterlerle kalmayacağı da dikkate alınmalıdır. Hibe edilen helikopterlere, daha bağlayıcı olunsun diye, değişik marka ve model, örneğin Griffin ya da Sea Griffin ve benzerleri gibi, güdümlü mermi seçeneklerinin sunulacağını şimdiden ön görebiliriz. 2018’deki 5.2 milyar dolar savunma harcamalarının Gayri Safi Yurt İçi Hasılalarının yüzde 2.4’üne tekabül ettiği bilinen bir gerçektir. Bu tarz harcamaların, diğer faktörlerle birlikte, geçmişte ülkelerini ne hale getirdiği ortadadır.
Sonuç olarak komşumuzun, ismini Oklahoma’nın yerlisi Kızılderililerden alan tekaüt Kiowa’ları taktik bir ihtiyaç olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Eski savaş baltası, dikkat edilmezse rakipler için tehlikeli olabilir, ancak idamesinde ve harekât koordinasyonunda sorunlar yaşanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. 2004’de Telafer’de düşürülen Kiowa’yı konu eden ‘‘Battlefield Diaries - Kiowa Down’’ isimli belgeselin seyredilmesini tavsiye ederim. Sorunların halledilebilmesi için, yakın komşusuyla iyi niyete dayanan diyalog süreçlerini geliştirmek ve dostane çabalara katkıda bulunmak olabileceğini artık görmeleri gerekmektedir. Bu her iki ülkenin de yararına olacaktır.
Makale: Alp Kırıkkanat
Kaynak: