Ekspoship Gemi Acenteliği, Türk denizciliğinin tanınmış olmakla birlikte yarım asırlık geçmişine güven ve itibarı çoktan dahil etmiş şirketlerinden biri. Firmanın Yönetim Kurulu Üyesi Ceyhun Yılmaz biraz Ekspoship’i biraz da sektörü masaya yatırdık. “Gemi sayılarında azalma çevre için olumlu bir adım ama biz gemi acentelerinin ticari alanının daralması da bir o kadar kaçınılmaz” diyen Yılmaz, geleceğe yönelik farklı stratejiler geliştirmenin önemli olduğunu belirtiyor.
Ceyhun Yılmaz, “Ben bu serüvene Kocaeli Üniversitesi Karamürsel Denizcilik MYO Deniz ve Liman İşletme Bölümü’nden mezun olmamın ardından 2005 yılı Kasım ayında katıldım ve 2017 yılı haziran ayında değerli yönetimimizin takdiri ile şirket ortağı olarak yönetime girdim. Ayrıca 2018 yılı Kasım ayında mesleğimizin İzmit Körfezi’ndeki ilk temsilcisi olan KOGAD-Kocaeli Gemi Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu üyeliğine seçildim. Şirketimiz çeyrek asırlık tarihinde çok kıymetli firmalara hizmet vermiş, ülkemize ve şehrimize katkı sunmuş ve bence en önemli konulardan biri, Karamürsel Denizcilik MYO başta olmak üzere tüm denizcilik okulları mezunlarına kapılarını hem stajyer hem çalışma arkadaşı olarak açmış, benim de dahil olduğum birçok yeni mezun genç insanı mesleğimize ve istihdama kazandırmış yeniliklere ve gençlere açık bir yapıya sahip” şeklinde konuştu.
Bizim için önemli olan sertifika sürecinde edindiğimiz deneyimler
Sahip oldukları yetki belgeleri ve sertifikalar hakkında bilgiler veren Yılmaz, “Şirketimiz ve çalışma arkadaşlarımız bağlı bulunduğumuz Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından belli yeterlilikler ölçüsünde verilen Gemi Acenteliği Yetki Belgelerine sahiptir. Tüm kanuni esaslarımız ve dayanağımız tabii ki bu belgedir. Ayrıca çalışma arkadaşlarımız hem işlem yaptığımız bakanlıkların hem de çalıştığımız tüm terminal ve rafinerilerin periyodik eğitim faaliyetlerine ve denetimlerine katılmaktadırlar. Sürekli olarak sertifikaları tam ve yeterlilikleri eksiksiz olarak görevlerini yapmaktadırlar. Biz şirket olarak bununla yetinmedik, ayrıca gerekli eğitim ve denetimlere tabii olarak ISO9001:2015 Kalite Yönetim Sistemleri sertifikasını edindik. Şüphesiz sektörde farkımızı göstermek ve şirket özgeçmişine bunu eklemek de bizim için çok önemli. Ancak bizim için en önemli tarafı, sertifika sürecinde edindiğimiz deneyim; kaliteli ve standardizasyonunu tamamlamış olarak hizmet vermemize yardımcı olmasıdır” dedi.
Birlik olmaktan başka çözüm yok
Bulundukları bölgede işlerini yaparken karşılaştıkları sorunlar ve bu sorunların çözümü için beklentileri ve önerilerini de dile getiren Yılmaz, “Mesleğimiz gereği birçok devlet kurumu ile irtibat ve mesai içindeyiz. Bence en büyük sorunumuz bürokrasi, her ne kadar merkezi yönetim Liman Tek Pencere gibi mesleğimize çağ atlatan yatırımlar yapsa da Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü gibi birçok devlet kurumu online hizmetlere yatırım yapsa da lokalde yine de senkronizasyon o kadar çabuk olmuyor. Bunların çözümü de bireysel ve firma düzeyinde imkansız görünüyor. Dolayısıyla birlik olmaktan ve STK’lar kurmaktan başka çözüm yok. KOGAD’ın (Kocaeli Gemi Acenteleri Derneği) İzmit Körfezi’nde edindiği kazanımlar çok fazla. Derneğimizin mazisini de çok yakından biliyorum. Büyüklerimiz öncelikle STK’mızı tanıtmakla ve kabul ettirmekle ilgili çok büyük mücadeleler verdiler. Biz onların sağladığı konfor ile kabul edilebilir, söz sahibi bir STK olarak ayrıca Deniz Ticaret Odası Kocaeli Şubesi’nin kuruluşu ve desteği ile daha da güçlenerek sorunların çözümünü ve taleplerimizin kabulünü daha rahat sağlıyoruz. Bu bağlamda tüm meslektaşlarımdan istirhamım mesleğimizle ilgili STK’lara desteklerini esirgememeleri, yönetimlere katılarak aktif görev almaları ve mesleğimizde bir iz bırakmalarıdır” ifadelerini kullandı.
Sektörde farklı disiplinlerle iş birliği içerisinde çalıştıklarını kaydeden Yılmaz, bu çalışmalarda gördükleri eksiklikler ve düzeltilmesi gereken konular hakkında şunları söyledi: “2005 yılında İzmit Körfezi’nde mesleğe başladığımda gemi acenteleri, limanlar, devlet kurumları sektörün tamamında bir rehabilitasyona ve modernizasyona ihtiyaç vardı. Çağın gereklerini yerine getirmek ve muasır medeniyetleri yakalamak adına bu şarttı. Gemi acenteleri denizcilik okullarından mezun, idealist genç arkadaşlarla senkronizasyonu iyi sağladı ve bunu büyük oranda başardı diyebilirim. Limanlar da Tüpraş ve Derince Limanı’nın özelleşmesi ile yapılan yatırımlar, DP ve NYK gibi küresel devlerin gelişi, Yıldırım Holding gibi İzmit’imizden yola çıkıp küresel bir dev olan kıymetli yatırımları ile inanılmaz mesafeler kat etti ve daha da kat edeceğini düşünüyorum. Devlet kurumları da Liman Tek Pencere Sistemi’nin devreye girmesi ile büyük bir sıçrama yaşadı ancak bazen kanuni altyapıların pratiğe, yeni uygulamalara ve ticari ihtiyaca cevap vermesi biraz zaman alıyor. STK’lar ve devlet kurumlarındaki yerel yöneticiler bunun için iyi niyetle çaba sarf ediyor.
Tüm dünya gibi bizimde öngörüde bulunmamız imkansız
Yılmaz, “Pandemiyle birlikte çalışma tarzımızın değiştiğini, daha çok online ve uzaktan çalışmaya adapte olduğumuzu söyleyebilirim. Ayrıca pandemi sürecinde virüsün her gün yeni bir özelliğinin keşfi ile birlikte kamunun aldığı önlemlere ve bireysel önlemlere çok hızlı adapte olduğumuzu, yenilikler ve kriz yönetimlerinde çok iyi pozisyonlar aldığımızı düşünüyorum. Tüm dünya gibi bazen bizim de ön görüde bulunmamız imkansız, görünmez bir tehdit var. Ancak sektörümüzün ve şirketimizin uzun vadede hızlı refleksleriyle pandemiyi de atlatacağına inancım tam” dedi.
Gemi acentelerinin ticari alanlarının daralması kaçınılmaz
Bu yılki hedefleri ve sektörde yaşanacaklar hakkında da konuşan Yılmaz, “Bu yıl pandemi nedeniyle öncelikli hedefimiz, ekonomik anlamda pozisyonumuzu ve çalışma arkadaşlarımızın standartlarını koruyabilmek. Pandeminin izlerinin yanı sıra, tüm dünyada karbon salınımı ve çevre konularında da hassasiyetin arttığı bir döneme giriliyor. Fosil yakıtların kısmi terki ve kısıtlanması, sülfür oranlarında revizyonlar ile birçok armatör filolarını yenilemek durumunda kalacak. Dolayısıyla, maliyetler artacak diye düşünüyorum. Tonajların büyümesi de kaçınılmaz olacak ve daha az gemi ile daha çok tonaj taşınacağını ön görüyorum. Gemi sayılarında azalma çevre için olumlu bir adım ama biz gemi acentelerinin ticari alanının daralması da bir o kadar kaçınılmaz. Tam bu noktada yıllar önce bir toplantıda o dönem Deniz Ticaret Odası Başkanı olan Sayın Metin Kalkavan Beyefendi’nin bizlere söylediği, sadece gemi acenteliği ile sınırlı kalmayın, mutlaka yanına bir şey ekleyin ve farklılık yaratın sözü aklıma geliyor. Bir gemiye sadece acentelik hizmeti değil, ihtiyaç duyulan birkaç kalem daha hizmet vermenin ya da gemilere başka alanlarda hizmet veren firmalar ile birleşmeler veya iş ortaklıkları kurmanın faydası olacağı kanaatindeyim” açıklamasını yaptı.
Deniz büyülü bir yer
Yılmaz, “Yıllar önce denizcilik mesleği ile alakası olmayan bir arkadaşımla konuşurken; çok zor, yorucu ve pek de saati olmayan bir iş yapmamı ve yaparken duyduğum hazzı anlayamadığını söyledi. Aslında ben de o zamanlar pek anlam veremiyordum. Denizciliğin her alanı böyle, herkes çok yoğun ve işini çok seviyor, deniz büyülü bir yer gibi bir şey demiştim. Geri dönüp 15 yıl meslek içinde geçirdikten sonra şunu anladım, sevmemin ilk nedeni mesleğimin saygınlığı idi. Denizcilik mesleğinin mutfağı olduğunu düşündüğüm gemi acenteliği, kamu ya da özel her birim ile irtibatı sağlayan, kilit bir pozisyonda. İkinci sebebi ise ülkeyi temsil etmek. Ülkeye gelen geminin kaptan ve personelinin ilk gördüğü kişi acente, etik ve ilkeli davranmak çok önemli. Her bir hareketinizle siz onlar için Türk insanının görünen yüzüsünüz ve sizden aldıkları her bir olumlu hareket onların bu ülkeye olan saygısını arttıracaktır. Kıymetli denizcilik camiasına en derin saygılarımı sunarım” dedi.
KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ