Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili stratejik coğrafi konumu sayesinde deniz ticareti açısından büyük bir potansiyele sahiptir.
Asya ve Avrupa kıtaları arasında bir köprü görevi gören ülkemiz, Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz'e kıyısı bulunması nedeniyle uluslararası deniz ticaretinde önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili stratejik coğrafi konumu sayesinde deniz ticareti açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Asya ve Avrupa kıtaları arasında bir köprü görevi gören ülkemiz, Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz'e kıyısı bulunması nedeniyle uluslararası deniz ticaretinde önemli bir rol oynamaktadır. Ancak Türkiye aynı zamanda, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer almakta ve çeşitli doğal afetlere maruz kalmaktadır. Depremler, seller, tsunamiler ve yangınlar gibi afetler, ülkemizin liman altyapısını ve operasyonlarını tehdit etmekte, ekonomik kayıplara ve can kayıplarına neden olabilmektedir.
Türkiye'de halihazırda farklı büyüklük ve kapasitelerde 180'den fazla liman tesisi bulunmaktadır. Bu limanlar; kamu limanları, belediye limanları ve özel sektör limanları olmak üzere farklı yönetim modellerine sahiptir. Son yıllarda özelleştirme politikaları doğrultusunda birçok kamu limanı özel sektöre devredilmiştir. Türkiye limanları, ülke dış ticaretinin yaklaşık %85'ini karşılamakta ve ekonomik kalkınmada hayati bir rol oynamaktadır. TÜRKLİM 2024 Sektör Raporu'na göre, Türkiye limanlarında elleçlenen toplam yük miktarı yıllık olarak artış göstermektedir. Bölgesel olarak incelendiğinde, Türkiye limanları Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz Bölgesi olmak üzere dört ana bölgede yoğunlaşmıştır.
Marmara Bölgesi Limanları ve Afet Riskleri
Marmara Bölgesi, Türkiye'nin en yoğun liman trafiğine sahip bölgesidir. İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ ve Bursa illerinde bulunan limanlar, ülkenin dış ticaretinde kritik öneme sahiptir. Bölgedeki başlıca limanlar arasında Ambarlı Limanı, Haydarpaşa Limanı, İzmit Körfezi'ndeki limanlar ve Gemlik Limanı bulunmaktadır. Marmara Bölgesi limanları, Türkiye'nin sanayi merkezlerine yakınlığı nedeniyle özellikle konteyner taşımacılığında öne çıkmaktadır. Bölge, ülkenin toplam konteyner trafiğinin büyük bir kısmını karşılamaktadır.
Marmara Bölgesi, aynı zamanda Türkiye'nin en yüksek deprem riskine sahip bölgelerinden biridir. Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Marmara Denizi'nden geçmesi, bölgedeki limanları deprem ve tsunami riskine karşı savunmasız hale getirmektedir. "Denizcilik Sektörü Olası İstanbul Depremine Hazır mı?" başlıklı çalıştay raporuna göre, bölgedeki liman tesislerinin afet hazırlığının hala istenilen düzeyde olmadığı vurgulanmıştır.
İzmir Bölgesi Limanları ve Afet Riskleri
İzmir Bölgesi, Türkiye'nin Ege Denizi kıyısındaki en önemli liman bölgesidir. Bölgenin en büyük ve en önemli limanı olan İzmir Limanı, Türkiye'nin en eski limanlarından biri olup, ülkenin dış ticaretinde önemli bir rol oynamaktadır. İzmir Limanı'nın yanı sıra, Aliağa'daki TÜPRAŞ, PETKIM ve Nemrut Körfezi limanları da bölgenin önemli liman tesisleridir. İzmir Limanı, konteyner, genel kargo ve yolcu taşımacılığı hizmetleri sunmaktadır.
İzmir Bölgesi, deprem riski açısından Türkiye'nin aktif bölgelerinden biridir. Tarihsel süreçte bölgede birçok yıkıcı deprem meydana gelmiş, bu depremler zaman zaman tsunami olaylarına da neden olmuştur. İzmir AFAD tarafından hazırlanan İl Afet Müdahale Planı (IRAP), bölgedeki afet risklerini ve müdahale stratejilerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Özellikle 2020 yılında meydana gelen İzmir Depremi sonrasında, bölgedeki liman tesislerinin afet hazırlığı konusundaki çalışmalar hız kazanmıştır.
İskenderun Bölgesi Limanları ve Afet Riskleri
İskenderun Bölgesi, Türkiye'nin Doğu Akdeniz kıyısında yer alan önemli bir liman bölgesidir. Bölgenin en önemli limanı olan İskenderun Limanı, özellikle demir-çelik endüstrisine hizmet vermesiyle öne çıkmaktadır. Bölgede ayrıca BOTAŞ Terminali ve çeşitli özel sektör limanları da bulunmaktadır. İskenderun Limanı, dökme yük, genel kargo ve konteyner taşımacılığı hizmetleri sunmaktadır. Liman, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin dış ticaretinde önemli bir çıkış noktasıdır.
İskenderun Bölgesi, Doğu Anadolu Fay Hattı'nın güney ucunda yer alması nedeniyle yüksek deprem riski taşımaktadır. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler, bölgedeki liman tesislerini de etkilemiş ve önemli hasarlara yol açmıştır. Bu depremler sonrasında, bölgedeki liman tesislerinin afet direncinin artırılması konusu daha da önem kazanmıştır. 2023 depremlerinde kara yolu ve demiryolu altyapısının ciddi hasar görmesi, deniz yolu taşımacılığının ve limanların önemini bir kez daha ortaya koymuştur.
Mersin Bölgesi Limanları ve Afet Riskleri
Mersin Bölgesi, Türkiye'nin Akdeniz kıyısında yer alan en önemli liman bölgelerinden biridir. Bölgenin en büyük limanı olan Mersin Uluslararası Limanı (MIP), Türkiye'nin en büyük konteyner limanlarından biri olup, ülkenin dış ticaretinde kritik bir rol oynamaktadır. TÜRKLİM 2024 Sektör Raporu'na göre, MIP Mersin Uluslararası Limanı, Türkiye limanları arasında %14'lük pay ile ikinci sırada yer almaktadır.
Mersin Bölgesi, Doğu Akdeniz'in sismik aktivitesi nedeniyle deprem ve tsunami riski taşımaktadır. Bölgede ayrıca, iklim değişikliğine bağlı olarak sel ve fırtına gibi meteorolojik afetlerin sıklığı ve şiddeti de artmaktadır. Mersin AFAD tarafından hazırlanan İl Afet Müdahale Planı (IRAP), bölgedeki afet risklerini ve müdahale stratejilerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Mersin Limanı'nın modern altyapısı ve geniş hinterlandı, bölgesel afet yönetiminde önemli avantajlar sağlamaktadır.
Deprem ve Limanlara Etkileri
Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır. Ülke topraklarının %92'si deprem bölgesi içerisinde bulunmakta ve nüfusun %95'i deprem tehlikesi altında yaşamaktadır. AFAD verilerine göre, Türkiye'de ortalama olarak her beş yılda bir geniş çapta can ve mal kaybına yol açan bir deprem yaşanmaktadır.
Depremler, liman altyapılarını doğrudan etkileyebilmekte ve ciddi hasarlara yol açabilmektedir. Rıhtımlar, iskeleler, vinçler, depolama alanları ve diğer liman tesisleri, deprem sırasında oluşan sarsıntılardan ve zemin sıvılaşmasından zarar görebilmektedir. AFAD'ın 2020 yılı Doğa Kaynaklı Olay İstatistikleri raporuna göre, Türkiye'de 2020 yılında toplam 321 deprem meydana gelmiş ve bu sayı tüm doğal afetlerin %35,47'sini oluşturmuştur. 2022 yılında ise bu sayı dramatik bir şekilde artarak 21.054'e ulaşmıştır.
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler, İskenderun Limanı başta olmak üzere bölgedeki liman altyapılarına ciddi zararlar vermiştir. İskenderun Limanı'nda konteyner yangını çıkmış ve liman operasyonları uzun süre durmuştur. Bu durum, depremin liman operasyonları üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkilerini göstermesi açısından önemli bir örnektir.
Sel/Su Baskınları ve Limanlara Etkileri
Sel ve su baskınları, Türkiye'de sıklıkla görülen doğal afetlerden biridir. İklim değişikliğinin etkisiyle son yıllarda sel olaylarının sıklığı ve şiddeti artmaktadır. Seller, liman tesislerinde altyapı hasarlarına, operasyonel kesintilere ve ekonomik kayıplara neden olabilmektedir.
AFAD'ın 2020 yılı Doğa Kaynaklı Olay İstatistikleri raporuna göre, Türkiye'de 2020 yılında toplam 177 sel/su baskını olayı meydana gelmiş ve bu sayı tüm doğal afetlerin %19,56'sını oluşturmuştur. 2023 yılında ise sel olaylarının sayısı 2.028'e ulaşmış ve tüm doğal afetlerin %39'unu oluşturmuştur. Bu istatistikler, sel olaylarının Türkiye'de giderek artan bir tehdit haline geldiğini göstermektedir.
Tsunami Riski ve Limanlara Etkileri
Tsunami, deniz tabanında meydana gelen deprem, volkanik patlama veya heyelan gibi olaylar sonucunda oluşan ve kıyı bölgelerinde büyük yıkımlara neden olabilen deniz dalgalarıdır. Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olması ve aktif deprem kuşağında yer alması nedeniyle tsunami riski taşımaktadır.
Tarihsel kayıtlara göre, Türkiye kıyılarında birçok tsunami olayı meydana gelmiştir. Özellikle Ege Denizi, Marmara Denizi ve Doğu Akdeniz kıyıları, tsunami açısından riskli bölgelerdir. Tsunami dalgaları, liman tesislerine ciddi zararlar verebilmekte, gemileri karaya sürükleyebilmekte ve liman operasyonlarını uzun süre durdurmaya neden olabilmektedir.
AFAD istatistiklerine göre, Türkiye'de son yıllarda büyük çaplı bir tsunami olayı kaydedilmemiştir. Ancak, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir'de meydana gelen deprem sonrasında Seferihisar ilçesinde küçük çaplı bir tsunami oluşmuş ve kıyı bölgelerinde hasara neden olmuştur. Bu olay, Türkiye kıyılarında tsunami riskinin göz ardı edilmemesi gerektiğini göstermektedir.
Yangın Riski ve Limanlara Etkileri
Yangınlar, liman tesislerinde ciddi hasarlara ve can kayıplarına neden olabilecek afetlerden biridir. Limanlar, yanıcı ve patlayıcı maddelerin depolandığı ve taşındığı yerler olması nedeniyle yangın riski taşımaktadır. Özellikle petrol, kimyasal maddeler ve diğer tehlikeli yüklerin elleçlendiği limanlarda yangın riski daha yüksektir.
AFAD'ın 2023 yılı Doğa Kaynaklı Olay İstatistikleri raporuna göre, Türkiye'de 2023 yılında toplam 1.711 orman yangını meydana gelmiş ve bu sayı tüm doğal afetlerin %32'sini oluşturmuştur. Liman tesislerinde yangın riski, elektrik arızaları, tehlikeli maddelerin uygunsuz depolanması, yakıt sızıntıları, sıcak çalışmalar ve insan hataları gibi faktörlerden kaynaklanabilmektedir.
6 Şubat 2023 depremlerinden sonra İskenderun Limanı'nda çıkan konteyner yangını, afetlerin zincirleme etkilerini göstermesi açısından önemli bir örnektir. Deprem sonrasında hasar gören konteynerlerden sızan kimyasal maddeler, yangına neden olmuş ve liman operasyonlarını uzun süre etkilemiştir.
Afet İstatistiklerinin Değerlendirilmesi (2020-2023)
AFAD'ın 2020, 2022 ve 2023 yıllarına ait Doğa Kaynaklı Olay İstatistikleri raporları incelendiğinde, Türkiye'de meydana gelen afetlerin türleri ve sıklıkları konusunda önemli değişimler gözlenmektedir. 2020 yılında Türkiye'de toplam 905 doğal afet olayı kaydedilmiştir. Bu afetlerin %35,47'sini depremler, %19,56'sını sel/su baskınları, %11,82'sini heyelanlar oluşturmuştur.
2022 yılında ise toplam afet sayısı 22.981'e yükselmiş, bu afetlerin %91,61'ini depremler, %1,96'sını sel/su baskınları oluşturmuştur. 2023 yılında ise toplam 5.203 doğal afet olayı kaydedilmiş, bu afetlerin %39'unu sel/su baskınları, %32'sini orman yangınları, %16'sını depremler oluşturmuştur.
Sonuç ve Genel Değerlendirme
Türkiye, stratejik coğrafi konumu ve üç tarafının denizlerle çevrili olması nedeniyle deniz ticaretinde önemli bir role sahiptir. Ülkemizin limanları, dış ticaretin yaklaşık %85'ini karşılamakta ve ekonomik kalkınmada hayati bir rol oynamaktadır. Ancak, Türkiye aynı zamanda deprem, sel, tsunami ve yangın gibi çeşitli doğal afetlere maruz kalmaktadır.
AFAD'ın 2020, 2022 ve 2023 yıllarına ait Doğa Kaynaklı Olay İstatistikleri raporları incelendiğinde, Türkiye'de afet türlerinin ve sıklıklarının yıllara göre değişkenlik gösterdiği görülmektedir. 2022 yılında deprem olaylarının sayısındaki dramatik artış, 2023 yılında ise sel/su baskınları ve orman yangınlarının öne çıkması, ülkemizin çeşitli afet risklerine maruz kaldığını göstermektedir.
Sonuç olarak, Türkiye limanlarında etkin bir afet yönetimi sisteminin oluşturulması ve geliştirilmesi, ülkemizin ekonomik güvenliği ve sürdürülebilir kalkınması açısından büyük önem taşımaktadır. Limanlarımızın afetlere karşı direncinin artırılması, sadece afet zararlarının azaltılmasına değil, aynı zamanda afet sonrası müdahale ve iyileştirme çalışmalarının etkinliğinin artırılmasına da katkı sağlayacaktır.
Saygılarımla