Denizcilikle ilgisi olmayan memur bir ailenin çocuğu olarak Bingöl’de dünyaya gelen M.Engin Özturan, 2008 yılında krizin ortasında işinden ayrılarak sıfır sermaye ile kurduğu Cunda Denizcilik’i, bugün sektörün önemli oyuncularından biri haline getirdi. Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Liman İşletmeciliği Bölümü 2003 mezunu olan Özturan, okulu bitirdikten bir yıl sonra sektöre atılıyor. “İlk işimde RMIT Denizcilik’te Atilla Vodina’nın yanında başladım. Sağ olsun bana katkısı, desteği çok fazlaydı. Sektörü ondan öğrendim diyebilirim. 2008 yılında broker ve acentelik olarak kendi şirketimi kurdum. Cunda Denizcilik’in yolculuğu da böylece başladı. Bir sene sonra üç bin tonluk gemiye yüzde 10 ortak oldum. İşler biraz daha gelişince farklı gemilerden küçük hissedarlıklar alarak devam ettim. Sonra Türk bir armatörün üç gemisini işletmeye aldım. Şu anda toplam 300 bin DWT’lik 34 gemilerinin olduğunu söyleyen Özturan, “Geçen ay filomuza bir adet supramax, iki tane de panamax gemisi kattık. Diğer gemilerimiz 3-5 bin ton aralığında nehir tipi gemiler. Seneye nehir gemilerini biraz daha azaltıp büyük tonajlı gemilere çıkma hedefimiz var. Önce dürüst olduk, sonrasında da doğru yatırımlar ve doğru insanlarla çalışarak buralara geldik” şeklinde konuştu.
Dürüstlük her şeyin başı
Başarısının sırrının dürüstlük olduğunu söyleyen Özturan, “Bence dürüstlük her şeyin başı. Dürüst, düzgün olunca ve doğru insanlarla doğru zamanda doğru yerde buluşup bir de bilgi ve tecrübenizle emek verdiğiniz zaman başarı geliyor. Başarı durup dururken ya da kendiliğinden gelen bir şey değil. Tabi ki kovalamak, koşturmak, pes etmemek, araştırmak ve yeniliklere açık olmak lazım. Bunu her yerde anlatırım; ben ofisimi ilk kurduğum zaman maddi gücüm yoktu. Çalıştığım işten ayrılmıştım. Çok az bir tazminat almıştım. Ofis mobilyalarını kendi kredi kartımla aldım. Yanımda Erşan Mehmetoğlu vardı. Bu yola beraber başladık. Benim için kardeş gibidir, her zaman yan yana olacağız. Annem, babam emekli öğretmenler. Ne denizcilik geçmişleri var ne de maddi güçleri. Sağ olsunlar bana kazandırdıkları, eğitim, dürüstlük ve tabiri caizse adamlık ile bugünlere geldik” ifadesinde bulundu.
Nerede Türk varsa orada huzur var
Türkiye’de İstanbul ve Samsun'da ofisleri olduğunu aktaran Özturan, “Rusya’nın Rostov ve Azov bölgesinde de birer ofisimiz var. Bir de Kerç Boğazında. Burada devam eden problemler, geçişlerindeki beklemeler, oradaki sorunlardan dolayı bu ofise ihtiyaç duyduk. Ayrıca 30 civarında nehir gemimiz olduğu için orada bir ofis ihtiyacı hissediyorduk. İstanbul Boğazı gibi orada bir acente tarafından SP raporlarıyla boğaz geçişleri sağlanıyor. Bunu nasıl hızlandırabiliriz dedik. Bir de hem Türk hem de yabancı armatöre nasıl daha iyi hizmet verebiliriz diye düşündük ve madem bu kadar yoğun çalışıyoruz kendi ofisimizi kuralım dedik. Kendi gemimizi kendimiz geçirelim. Ayrıca arkadaşımızın, dostumuzun, Türk armatörünün bir ihtiyacı, sıkıntısı olduğunda en azından orada bir Türk firmasının olduğunu bilsinler istedik. Tabii böyle bir talep istek olursa elimizden gelen bütün yardımı sağlarız. Türk denizcilerin her yerde olması gerekir. Her nerede bir Türk denizci varsa orada bereket ve huzur vardır. Umarım hedeflerimiz doğrultusunda hem kendimize hem de diğer Türk armatörlerine iyi hizmet sunabiliriz. Açıkçası orada birçok problem çıkıyor. Beklemeler, askeri kontroller, ödemeler vs. bunlar büyük sıkıntılar yaratıyor. Hem bunları gideriyoruz hem de Rusya’da bir Türk yatırımcı olarak yer alıyoruz. Şu an için farklı bir ofis açma gibi bir planımız yok. Yoğun olarak Rusya’da çalışıyoruz ve buralarda var olan ofislerimiz ihtiyaçlarımızı karşılar durumda” dedi.
Savaşın denizciliğe getirdiği olumlu parametreler çok
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sektöre yansımalarını da değerlendiren Özturan, “Savaşa karşıyız ama savaşın denizcilik sektörüne getirmiş olduğu olumlu parametreler de çok. Evet, savaş kötü, insanların ölmesi çok acı bir durum. Bir an önce savaşın bitmesini arzu ediyoruz. Diğer taraftan baktığımızda savaşın Karadeniz piyasasına, Azov Bölgesi’ne, yani koster ticaretine olumlu yönde etkisi çok fazla oldu. Bunu da şu an herkes hissediyor zaten” ifadelerini kullandı.
Navlunlarda yıl sonu düşüşler beklenen bir durum
Navlunlara bölgesel olarak bakmak lazım diyen Özturan, “Karadeniz bölgesinde savaş sürdüğü sürece navlunların çok fazla düşeceğini düşünmüyorum. Büyük tonajlı gemi bazında ise biraz düşüşler var. O da her yıl sonunda olan şey. Şubattan sonra tekrar toplamaya başlar. Konteynerde hızlı bir düşüş söz konusu ama onlar da belli bir seviyeden sonra tekrar toparlanacaktır. Tankerlerde bu aralar duyduğum kadarıyla çok bilgim yok ama artışlar mevcut. Yıl sonu düşüşler beklenen bir durumdur. Kontratların bitmesi, kontratların yenilenmemesi gibi büyük etkenler söz konusu. Büyük tonajın ocak ayının ortasından sonra tekrar yavaş yavaş artıya geçeceğini umut ediyoruz. Ben koster piyasasının Azov bölgesinde düşeceğini pek sanmıyorum. Zaten yakında buz sezonu başlayacak. Buz başladığı zaman ister istemez navlunlar yukarı çıkacak. Rusya, beklenmedik bir karar alır, ekstrem bir şey olur onu bilemem. Çünkü öyle bir bölgede yaşıyoruz ki her an her şey değişebilir. Şu an için görünen bu” şeklinde konuştu.
Kendi gemilerimizin bakımlarını yapıyoruz
Gemi tamir konusunda da görüşlerini aktaran Özturan, “Ülke olarak tersanecilikte, gemi tamir ve bakımda dünyada ilk ikiye girecek konumdayız. Gemi inşa ve tamir bakım sektörü Türkiye'de son yıllarda inanılmaz derecede gelişti. Yalova ve Tuzla bölgesi şu an tersanecilikte çok ileri seviyede. Bu ivme artarak devam edecektir. Gelen armatör de memnun diye düşünüyorum. Hem hız açısından hem maddi açıdan hem de buradaki işçilik ve kalite açısından memnunlar. Firma olarak diğer işlerimize yoğunlaştığımız için bu hizmeti çok fazla vermiyoruz. Kendi gemilerimizin bakımlarını yapıyoruz. O konuda yoğunuz. Zaten sektördeki diğer tersanelerden dolayı bu hizmeti verecek birçok firma mevcut ve bize pek fazla ihtiyaç kalmıyor. Tersaneciler gerçekten bu işleri çok iyi yapıyorlar” dedi.
Büyük tonaja geçme hedefimizi gerçekleştirdik
Yıla başlarken altı gemi satma planları olduğunu söyleyen Özturan, “Beş tanesini sattık, bir tanesi henüz satılmadı. Gemi alımında ise büyük tonaja geçme hedefimiz vardı ve gerçekleştirdik. Filomuza 30 ve 50 bin ton kapasitelerinde dört tane gemi kattık. Rusya-Ukrayna Savaşı herkes gibi bize de sürpriz oldu. Genel olarak hedeflerimize ulaştığımızı düşünüyorum. Savaşın etkisiyle navlunların da bu derece yükselmesi tabii ki hedeflerimizi gerçekleştirmemize yardımcı oldu. Savaş çıktığında ilk başlarda taraf oluruz veya en çok zararı biz görürüz diye çok korkmuştum. Ancak gerçekten hükümetimizi ve Dış İşleri Bakanlığı’mızı bu konuda tebrik etmek lazım. Çok doğru bir politika izlediler. Sadece denizcilik sektörüne değil, inşaat, turizm ve diğer sektörler açısından bu yaklaşımın olumlu etkileri oldu” açıklamasında bulundu.
Umarım 2008 gibi dengeler bozulmaz
Sektör dışı gemi alımları konusunda da düşüncelerini aktaran Özturan, “2008 yılında da bu durumlar olmuştu. Ben iş yerimi o dönem yeni açmıştım. Benim en korktuğum şey sektör dışı oyuncuların sektöre girip sektörün dinamiğini bozmaları çünkü bilmedikleri bir iş. Hem navlunları hem piyasadaki başka dinamikleri etkiliyor. O yüzden dışarıdan çok yatırımcının girmesi açıkçası beni tedirgin ediyor. Umarım 2008 gibi olmaz, dengeler bozulmaz. Kalıcı olmaları için de bu işi profesyonellere teslim etmeleri lazım. Ben gideyim, armatör olayım, kendim alayım, ben işleteyim, tekniğini ben yapayım, personeli ben yapayım, gemiye çıkan kaptana ben talimat vereyim derlerse başarılı olamazlar. O yüzden profesyonel firmalara gemilerini teslim edip yatırımcı olarak arka planda olmaları onlar için koruyucu bir güç olacaktır” dedi.
Yeni yıl için de duygu ve düşüncelerini dile getiren Özturan, “Denizcilik sektörü olarak bu sene iyi bir sene geçirdik. Herkese kazasız belasız problemsiz bol kazançlı iyi bir yıl diliyorum. Önümüzdeki yıl çok ümitliyim, sektör bu hızlı büyümeye devam edecek. İnşallah herkes mutlu olur, huzurlu olur, herkesin yüzü güler, gülmeye devam eder” dedi.
KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ