Yemen'deki çatışmayla ilgili uzun soluklu bir araştırma projesinde, uzmanlardan oluşan bir heyet, BM Güvenlik Konseyi için Husilerin kabiliyetleri, finansmanı ve ittifakları hakkında 500 sayfadan fazla bir rapor hazırladı. Bulgular, hem ülke içinde hem de yakın çevresinde hızla büyüyen bir örgütü tasvir ediyor. Husi milisleri nakliye, kara para aklama, kaçakçılık, adam toplama ve korsanlık için sofistike bir uluslararası ağ geliştirdi ve bu yol boyunca birçok temas noktasında gelir elde etti.
En son gelir fırsatı, grubun Kızıldeniz'deki deniz taşımacılığına yönelik siyasi amaçlı ablukasıyla bağlantılı ve bu abluka füze ve insansız hava aracı saldırıları yoluyla uygulanıyor. Uzman heyetinin değerlendirmesine göre Husiler geçtiğimiz kasım ayından temmuz sonuna kadar ticari gemilere 130'dan fazla saldırı düzenledi. Heyet, raporunda “Grubun denizdeki eylemlere yönelmesi bölgedeki nüfuzlarını artırdı. Sivil gemilere yönelik silah sistemlerinin kullanıldığı bu çapta bir saldırı İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana hiç gerçekleşmemişti" diye yazdı.
Husi liderler balistik füze ve insansız hava aracı saldırılarının İsrail ve müttefikleriyle bağlantılı gemileri hedef aldığını iddia ediyor. Pratikte ise grup, İsrail ya da Batı ile açık bir bağlantısı olmayan çok çeşitli gemilere defalarca saldırdı. Hatta hedef alınan gemilerden bazıları, grubun ana sponsoru İran da dâhil olmak üzere Husileri destekleyen ülkelere yük taşıyordu.
Pek çok analist dağınık saldırı modelini hatalı hedeflemeye bağlasa da BM heyetinin yerel gemi simsarlarıyla yaptığı görüşmeler Husi güçlerinin hedef seçiminde finansal bir yönteme de sahip olduğunu gösteriyor. Armatörler güvenli bir transit geçiş için gruba sessizce bir ücret ödeyebilir, bu da ödeme yapmayan armatörlerin güvenli olmayan bir transit geçiş yapabileceği anlamına gelir.
“Kaynaklar Husilerin bu yasadışı güvenli geçiş ücretlerinden elde ettiği kazancın ayda yaklaşık 180 milyon dolar olduğunu tahmin ediyor” diyen heyet, bu bilgiyi bağımsız olarak doğrulayamadığını belirtti.
Eğer rapor doğruysa, Husiler en büyük gelir kaynaklarından biri olan petrol ithalatını vergilendirerek elde ettikleri gelirden daha fazlasını güvenli geçiş ücretlerinden elde ediyor olabilirler. Eğer Husi liderler Kızıldeniz gemilerine yönelik saldırıları durdurmayı kabul ederlerse, grup yılda 2 milyar dolardan fazla gelirden ve önemli bir bölgesel etki ve güç kaynağından vazgeçmiş olacak.
Raporda ayrıca Husilerin El-Kaide, El-Şebab ve Hizbullah ve Somali'deki korsan eylem gruplarıyla olan bağlarının yanı sıra İran askeri aygıtı ve “Direniş Ekseni” ile bilinen bağlantıları hakkında da kapsamlı ayrıntılar yer alıyor.
Heyet, 'Husilere dış kaynaklardan sağlanan, mali destek ve savaşçılarının eğitimi de dâhil olmak üzere, çeşitli askeri malzeme ve teknoloji transferlerinin ölçeği, niteliği ve kapsamının daha önce görülmemiş düzeyde' olduğu sonucuna vardı.
Kaynak: maritime-executive.com