Röportaj

Hizmet ve kalite farkı tüm teknelerimizde sizinle

Abone Ol

Bizim amacımız her zaman vermiş olduğumuz hizmet ile dokunduğumuz insanları mutlu etmek olmuştur' diyor ve şunları ekliyor: '12 yıldan beri tekne konaklamasında belli bir hizmet anlayışını merkez yönetimimiz altında olan tüm teknelere uyguluyoruz. Teknelerimizin birbirleri arasında bazı yapısal farklılıklar olabilir ancak mürettebatın servis anlayışından, kabinlerin temizlik rutinlerine ve teknelerimizde hangi marka kahve makineleri kullanılacağı tarzındaki tüm detaylara dikkat ediyoruz' Öncelikle firmanız ve hizmetleriniz hakkında bilgi almak isteriz… Firmamız 2005 senesinde kuruldu. Birbirinden ayrı ancak birbirini bir yandan da destekleyen iki iş kolumuz var. Bunlardan birisi Mural Yatçılık San Tic. Ltd. Şti. ismimiz altında Tuzla Nuh Sanayi sitesindeki tersanemizde yürüttüğümüz özel tekne imalatıdır. Ahşap, saç ve alüminyum konstrüksiyon yeni tekne imalatı ve ikinci el tekne tadilatları gerçekleştiriyoruz. Tamamladığımız projelerimiz 9 metre ile 46 metre arasında teknelerden oluşuyor. Bu iş kolumuzdan babam ve kardeşim sorumlu. İkinci iş kolumuz ise Serenity Yachting adı altında yürüttüğümüz tekne bakım yönetimi, personel yönetimi, tekne alım/satım ve tekne kiralama hizmetlerimizdir. Bu hizmetlerden ben sorumluyum. Her iki iş kolunda da son 12 yıldan beri sunduğumuz hizmeti yüksek seviyede tutarak ve projelerimizi hem zamanında hem de baştan sunduğumuz bütçeye uygun şekilde tamamlayarak müşterilerimizi memnun ettik.

Yat kiralamada nasıl bir hizmet sunuyorsunuz?

Bu konuda en çok önem verdiğimiz ve bizi piyasadaki bir sürü firmadan ayıran konu personel eğitimi ve merkezi hizmet kontrolüdür. Tekne konaklaması hala otel konaklamasından çok farklı bir konumda. Dünyada bir sürü otel zinciri var ve dünyanın neresinde olursa olsun zincir otellerden birine giderseniz alacağınız hizmet kalitesini aşağı yukarı bilirsiniz. Bu durum, tekne konaklamasında sadece Türkiye'de değil dünyada henüz gerçekleşemedi. Hem sektörün dinamiklerini hem de teknelerin sabit olmadığını düşünürseniz zor bir hedef olduğu ortada. Biz, 12 yıldan beri tekne konaklamasında belli bir hizmet anlayışını merkez yönetimimiz altında olan tüm teknelere uyguluyoruz. Teknelerimizin birbirleri arasında bazı yapısal farklılıklar olabilir ancak mürettebatın servis anlayışından, kabinlerin temizlik rutinlerine, teknelerimizde hangi marka kahve makineleri kullanılacağı tarzındaki tüm detaylara dikkat ediyoruz. Böylece şundan emin olabiliyoruz ki misafirlerimiz teknelerimizden biriyle seyahat ettiklerinde seneye tekrar bizden tekne kiraladıkları zaman, bu tekne farklı bir tekne olsa bile alacakları hizmet kalitesi bir önceki hizmet kalitesi ile aynı veya daha yüksek olacak. Bence standart kalite tutturmak ve personel eğitiminin yüksekliği, Türkiye'de ve dünyada bu sektörün en çok üzerinde durması gereken konu.

Yat piyasası ve endüstrisine yönelik değerlendirmeleriniz ve öngörüleriniz ne olur?

Şu anda Türkiye'de yat piyasası gerektiğinden çok daha az değer gören bir konumda. Ancak inanılmaz potansiyeli olan bir sektör. İşin tekne tatili ve kiralama tarafını değerlendirdiğimizde her şeyden önce ülkemizin sahillerinin hem doğal güzelliği hem hava koşullarından doğal korunaklı olması hem de tekne sahiplerine ve mürettebatlarına sunduğu oldukça yüksek seviyedeki teknik destek imkanlarının hepsini bir arada değerlendirdiğimizde yatçılar için bir cennetiz. Bunu standart 'Dünyadaki en güzel ülke Türkiye' cevabı olarak algılamanızı istemem. Çünkü dünyanın bir sürü yerinde hakikaten cennet gibi sahiller ve kasabalar var. Ancak Türkiye, bütün belirtmiş olduğum imkanları sunan özel bir destinasyon. Maalesef yeterince dikkat etmediğimiz ve geliştirmediğimiz bir sürü önemli konu bulunuyor. Bunun gelişmesinin en önemli yolu da karar noktasında dünyayı gezmiş görmüş, Türkiye'nin bu güzelliğinin ne kadar nadir bulunan bir mücevher olduğunu anlayan ve anlatabilecek kişilere ihtiyacımız olmasıdır. Deniz turizmi ile kara turizmi aslında oldukça birbirine bağlıdır. Sahillerdeki kasabalarımız ve köylerimiz ne kadar güzel ve gezmeye değerli yerler olursa teknelerimiz ile misafirlerimizi götürebileceğimiz o kadar seçenek olur. Bunu destinasyon pazarlamamızda kullanabiliriz de. Doğal görüntüyü bozmayacak otel projelerine yönlenmesi gerekliyken tanık olduğum gerçek doğanın katledilmesi. Ayrıca koylardaki restoranlarımızın ciddi kalite artışı yapmaları gerekmekte. Yüksek fiyat/ufak porsiyon sebebiyle Türk turist bile Yunan adalarına kaçıyor. Bu Türkiye için çok büyük bir kayıp. Yol almamız gereken bir diğer husus da deniz ve denizci kültürü için çok genç yaşları gözetmemizin önemi. Ne yazık ki ekmeğini denizden çıkarmaya iten en büyük etken para. Oysa bu gençler sevdikleri için denizde çalışsalar hem daha başarılı olacaklar hem de tekne sahiplerine ve doğamıza karşı saygılı davranacaklar. Devletin ÖTV'siz mazot desteği veriyor olması çok önemli. Bir önemli destek daha verilebilir aslında. O da vergi oranlarının otellerdeki gibi 18'den 8'e çekilmesi. Diğer Akdeniz ülkeleri ile kıyasladığımızda deniz turizmindeki vergi oranımızın yüksek kalıyor ve iş kaybına yol açıyor. Kanun ve kuralların net bir şekilde belirlenmesi resmi işlerdeki yükümüzü hafifletecek. Bu da bizim esas işimiz olan destinasyon pazarlama ve ürün kalitesi arttırmaya konsantre olmamızı sağlayacak. Her sene evraklarımızı yenilerken yeni bir kural, yeni bir prosedür, yeni zorluklar ile karşılaşıyoruz. Konu gemi ve tekne imalatına gelirse, bu sektörde dünyadaki rekabet oldukça sıkı. Markalaşma ve yeni teknolojileri imalatta kullanma konusunda bizi geride bırakan ülkeler var. Bu konuda devlet desteğine ihtiyaç duyulabileceği kanaatindeyim.

Tersane ayağında gulet/tekne yapımıyla da varlık gösteriyorsunuz. Bu kapsamda bizlere Türkiye'deki yat üretiminin hangi boyutlarda olduğunu ve nasıl bir yöne evrildiğini anlatır mısınız?

Mutluyuz ki şimdiye kadar yapmış olduğumuz projeleri zamanında ve bütçesine uygun bir şekilde tamamladığımız için müşterilerimizi memnun etmiş ve karşılığında tersanemize yeni projeler çekebilmişizdir. Şu anda şimdiye kadar yapmış olduğumuz en büyük projemiz olan 46 metrelik bir deplasman teknesini denize indirmek üzereyiz. Ancak genel anlamda değerlendirme yaptığımızda imalat tarafında bir yavaşlama fark ediyoruz. Yine maalesef ülkemizin siyasi durumu ve olağanüstü halin devam etmesi diğer sektörlerde de olduğu gibi tekne imalatını çok olumsuz etkiliyor. Tekne imalatı dediğiniz zaman genelde alıcı tarafından en az birkaç milyon Euro yatırımdan bahsediyorsunuz ve çoğu alıcı kontrat üzerindeki mücbir sebeplerin her an devreye girebileceği bir ülkeye bu miktar para aktarmaktan çekiniyor.

Müşteri profilinizden bahseder misiniz?

Yat kiralamada hedef pazarlar nereler? Ülkemizde tekne kiralayan turistlerin çok büyük bir kısmı Avrupa ve ABD'den gelen turistlerdi. Ancak özellikle son iki senedir ülkemizin siyasi durumundan dolayı bu ülkelerden gelen turist sayısında çok büyük düşüş yaşadık. Bu Türkiye için manevi ve maddi anlamda büyük bir kayıp. Tabii bu zor şartlar altında birçok tur operatörümüz, yat firması ve seyahat acentemiz yeni pazarlara açıldı. Geçtiğimiz iki sene boyunca Güney Amerika ve Orta Doğu bölgelerinden teknelerimize gelen müşteri sayısı çoğaldı. Bu yeni pazarlara açılmış olmamız çok olumlu bir detay ancak tabii ümidimiz ülkemizin siyasi şartlarının düzelmesi ve turistleri Türkiye'ye getirebilmek. Buranın güvenli bir ülke olduğuna ikna etmek için bu kadar efor vermek yerine enerjimizi kendi ürünümüzü geliştirmek ve daha iyi pazarlamaya yönlendirmeyi isterdik.

Yat almak mı yoksa yatı kiralamak mı daha avantajlı?

Tekne aldığın ve tekne sattığın gün en mutlu günün derler. Diyebilirim ki yüzde 90 doğru. Sadece müşterilerimizden değil birçok dostumuzdan da bunu duymuşumdur. Sormuş olduğunuz sorunun tabii tam doğru bir cevabı yok ancak denizde yaşam hayatınızın büyük bir parçası olmayacak ise ve senede en az birkaç hafta veya birkaç ay teknenizde zaman geçiremeyecekseniz uzun vadede tekne kiralamak, tekne satın almaktan hem çok daha hesaplı hem de çok daha az dertli diyebilirim.

2018 yat piyasası ve endüstrisi açısından nasıl bir yıl olacak?

Kiralama tarafında olumlu bir yükseliş görüyoruz. 2017 ocak ile 2018 ocak aylarını karşılaştırdığımızda bu sene geçtiğimiz seneye nazaran daha fazla rezervasyon aldık. Tabi bu rezervasyonların devam etmesi çok önemli ve ülkemizin siyasi durumu turistin kararını çok etkiliyor. O yüzden henüz net bir şey demek için biraz erken gibi geliyor. Ancak şunu diyebilirim ki zor koşullar bazen insanları bir araya getirip işbirliği yapmalarında da motive edici olabiliyor. Sektörümüzde TYBA Derneğinin kurulması ve bu dernek altında sektörümüzün önde gelen firmalarının iş birliği yapıp yatçılık sektörünü daha kuvvetli bir şekilde pazarlıyor olmaları bunun güzel bir örneğidir.

7DENİZ/ÇİLEM KOCAMIŞ