Sektörde 35 yıllık deneyime sahip olan Liva Marine Genel Müdürü Cihat Yavuz Güler; 1987 yılında İstanbul Denizcilik ve Su Ürünleri Meslek Lisesi güverte bölümünden mezun olan Güler, mezuniyetinden itibaren kamu ve özel sektörde uzun yıllar çalıştıktan sonra 2014’te kendi firmasını kuruyor. “Bizim ana amacımız sektörümüzde armatörümüze doğru bilgi ve doğru hizmeti vermek. Zaman kavramı düşünmeden 7/24 hizmet anlayışıyla hareket ediyoruz. Günün hangi saati olursa olsun armatörümüzün telefonunu açarız. Hatta müşterimiz olmasa dahi arayan herkesle bilgi paylaşımı yapmaktayız çünkü bilgi saklamak için değil paylaşmak içindir” diyen Güler, pandemiyle birlikte teknolojinin iş yapış biçimlerine hızla yansımasının birçok avantajı beraberinde getirdiğini belirtiyor. 

 

2014 yılında firması Liva Marine’i kuran Cihat Yavuz Güler, iki kişiyle başladığı işini büyüterek sekiz ayda 10 kişilik bir ekibe dönüştürdü. Liva Marine’in; danışmanlık, eksperlik, gemi alım satım surveyi gibi faaliyetleri olduğunu belirten Güler, “Bu işe, bayrak temsilcisi, klas temsilcisi olarak küçük küçük başladım. Liva Marine’i kurmadan önece 6 yıl PHRS klas kuruluşunun dünya genelinde sörveyorluğunu yaptım. Bu itibarla 2016’nın Nisan ayında Phoenix Register of Shipping klas kuruluşun merkez ofisi benim Türkiye'deki irtibat bürosunu devrini almamı istedi. O firmayı da devralarak büyümeye devam ettik” şeklinde konuştu.

 

Palau ve Comoros’ta Türkiye’de biz varız

 

Liva Marine olarak; danışmanlık, eksperlik ve bayrak temsilciliği ve acenteliği yapılmakta olup ağırlıklı olarak Panama bayrak acenteliğini yaptıklarını anlatan Güler, “Palau ve Comoros’un ilk sicil kaydını Türkiye’de sadece biz yapıyoruz. Ayrıca, yat danışmanlığı, proje danışmanlığı, gemi alım satım sörveyi gibi işler ile ilgili servis vermekteyiz.

 

Sahsım olarak Türkiye irtibat bürosu PhRS Klas kuruluşu, Yunan merkezli olup, yaklaşık 24 bayraktan yetkili bir klas kuruluşudur. Söz konusu klas kuruluşu olarak yetkili olduğu bayraklar adına teknik sertifikaları verme yetkisine sahibiz. Bir geminin cins, kullanım amacı ve çalışacağı sularda bütün uluslararası konvansiyonlara göre belgelendirilmesi için gerekli sertifikalara sahip olması lazım. Bunu da genelde bayraklar kendisi vermediğinden dolayı yetkilendirdiği klas kuruluşlarına yetki vermektedir. Genel olarak 2 grup klas kuruluşu var. IACS ve NON IACS olarak, PhRS klası NON IACS grubunda.

 

Biraz PHRS den bahsedersek Kiracılar ve sigorta kuruluşlarının itibar aldığı Paris MOU nezdinde Phoenix Register of Shipping, son 3 yıl yüksek performans & düşük risk (high performans&low risk) klas kuruluşları içinde yer almaktadır. Bu itibarla Şubat 2022 itibarı ile dünya genelinde çok geçerli olan Liberya bayrağı PhRS’i klas ve yetkilendirilmiş kuruluş(RO) olarak yetkilendirilmiştir. Bunun yanında beyaz liste de olan Panama;Gri listede Palau, Saint Kitts Nevis, Cook Islands, Sierra Leone(bu yıl gri’de olacak), Belize, Tanzanya ( bu yıl gri de olacak); Kara listede Comoros ve Togo bayraklarında  yetkilidir. PhRS, Türk bayrağının kabul edilmiş klas kuruluşları listesinde 2016’dan beri bulunmakta olup Türk idaresinin son yapmış olduğu düzenleme ile IACS klas kuruluşları, Türk Loydu ve Paris MOU’da bu yüksek performans listesinde olan NON IACS kuruluşunu kabul edileceği ve PhRS halen o listenin içindir” ifadelerini kullandı.

Armatörümüzün 7/24 yanındayız

 

Firma olarak sektöre bakış açılarını da değerlendiren Güler, “Bizim ana amacımız sektörümüzde armatörümüze doğru bilgi ve doğru hizmeti vermek. Zaman kavramı düşünmeden 7/24 hizmet anlayışıyla hareket ediyoruz. Günün hangi saati olursa olsun armatörümüzün telefonunu açarız. Hatta müşterimiz olmasa dahi arayan herkesle bilgi paylaşımı yaparız. Çünkü bilgi saklamak için değil paylaşmak içindir. Hizmet verdiğimiz gemi sayısını belirtmek doğru değil, bizim kategorideki firmalar arasında bir numarayız demiyorum ama ilk üçe gireriz. Zaten sektör mensupları bunu biliyordur. Hizmet içi eğitimlere çok önem veriyoruz. Hizmet alanımızı genişletmek için de personel sayımızı düzenli bir şekilde artırıyoruz. Kendi personelimizi devamlı geliştiriyoruz. Temsilcisi olduğumuz firmalardan eğitmenler gelip ve ilgili arkadaşları oraya gönderip arkadaşlarımıza gerekli eğitimleri aldırıyoruz.” dedi.

 

Sadece yazılım firması değiliz Sadece yazılım firması değiliz

Masanın her tarafında bulundum

 

Kamuda çalıştığı dönemde devlet kültürünü de alarak 35 yıldır bu mesleğin içinde olduğunu ve en alt kadrodan üst kadroya kadar çalıştığını belirten Güler, “Neredeyse masanın bütün taraflarında yer aldım. 2005-2008 yılları arasında sektör altın bir çağ yaşadı ve çok büyüdü ama birdenbire bir kriz geldi. O dönemde işler bir anda tersine döndü. Sektör çok zarar gördü. Şimdi insanlar daha bilinçli ve o dönemi yaşadıkları için daha temkinli hareket ediyorlar. Sektöre yeni giren yatırımcılar görüyoruz. Bunların dikkatli olması lazım” şeklinde konuştu.

 

Sektöre yeni girenler uzmanlarla çalışmalı

 

Güler, şöyle devam etti; “Navlun fiyatlarının yüksek olduğu dönemde yapılan bu yatırımları çok yadırgamıyorum. Yatırımcılar doğru kişilerle ve doğru yatırımı yapmadığı zaman zarar görmeleri kaçınılmazdır. O yüzden böyle uluslararası bir sektörün dinamiklerini anlayan ve manevra yapma kabiliyeti olan uzmanlarla çalışmaları gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Gemide şartlar şimdi daha iyi

 

Sektörün insan kaynağı ve personel kalitesinden de söz eden Güler, “Bizim çalıştığımız dönemlerdeki kaliteyi göremiyoruz maalesef. Aslında her sektörde bu durum var. Diğer sektörlerde olduğu gibi bizde de çok fazla okul var. Bizim zamanımızda bu kadar çok okul yoktu. 3-4 tane okul vardı. Yani genelde pratikten, meslek liselerinden, bahriyeden ve tek nadide üniversitemizden denizcilik kadrolarımız oluşmaktaydı. Denizcilik filomuz 1990’dan sonra hızlı bir şekilde gelişmeye başlaması itibarı ile ehliyetli gemi personel ihtiyacı doğdu ve eskiler hatırlar 1995 ten sonra gemilerimizde devletin aldığı karala Türk bayraklı gemileri zabitan sınıfının yüzde 40 yapancı personel çalışma izni çıktı. Hatta bende zabitlik dönemimde Türk Bayraklı bir gemide Filipinli zabitlerle ilk çalışan kişilerdenim. Bu donemde bu zabitan açığını kapatmak için Armatörlerimiz öncülüğünde TÜDEV kurulmuştur ve şahsım olarak alın çok doğru bir eylem olmuştur. Sizde bilirsiniz zaman içinde Denizcilik meslek liseleri Denizcilik Yüksek okulları ve Denizcilik üniversiteleri kurulmuştur.

 

Yeni jenerasyonla birlikte aile yapılarının değişmesi, yeni teknolojilerle birlikte şartların iyileşmesi denize ve sektöre bakış açısını değiştirdi. Gemide çalışma şartları bizim zamana göre çok daha iyi olduğu halde bu gemilerde çalışacak, sebat edecek, kendini geliştirecek kadrolar yok. Ve işsizlikten bahsediyoruz. Bu kadar çok okulumuz var fakat nedense halen özellikle koster armatörlerimiz yurt dışından personel tedarik etmek zorunda kalıyor. BU talebin nedeni maddi olmadığını düşünüyorum. Armatörün piyasaların iyi olduğu bu dönemle gemisini yürütmek istemektedir. Bizim zamanımıza göre çok daha iyi ücretler var. Benim kaptanlığım zamanında bir kaptan 3000 dolar maksimum alırken, şu anda o derecedeki kaptanların aldığı ücretler 7 bin dolardan başlıyor, 15 bin dolara kadar gidebiliyor. Böyle olduğu halde yine de gelişen sektöre bence tam cevap verilmemektedir. Bunun için bence herkesin taşın altına elini koyması lazım. Staj sorunu ayrı bir dert. Türkiye'de herkes konuşuyor ama icraata gelince iş değişiyor. Okulların kalitesine de bakmalıyız. Evet bence altyapı ekipman şu anda bizim zamanımızdan çok daha iyi ama çocuklara bu ruhu verecek ortam yok” ifadelerini kullandı.

 

Pandemide teknoloji ön plana çıktı

 

Pandemi döneminde teknolojiyi de kullandıkları ifade eden Güler, “Bu dönem online eğitimler yaptık. Dokümantasyon ve Sertifikasyonlar artık e-sertifikaya döndü. Bunun yanında gemilerin sayısı da çoğaldı. Sektör çok hızlı geliştiğinden iş yoğunluğu görüşmelerin, toplantıların çoğalması ile artık her anlamda hızlı hareket etmek gerekiyor. Bu Pandemi döneminde firmalar görüşmeler ve toplantılarını online görüşme yapabildi ve işlerini yürüttü. Bizim remote survey dediğimiz durumlar ortaya çıktı, ihtiyaç duyuldu. Mesela gemi limandan çıkıyor. Denizin ortasında bir kaza geçiriyor, bu otomatikman klastan düşüyor. Bunun yanında sigorta şartları var. Bunların devam edebilmesi için klas tarafından bir sörveyin olması lazım. Klas kuruluşları bu prosedürlerini geliştirdi. Bayrak ve IMO’ya bunu kabul ettirdi. Bu avantaji var. Dünyanın bir ucuna gerçekten sörveyör gönderemiyorsan bunu bu şekilde çözebiliyorsun. Bu armatörün de avantajına oldu. Bunu çok iyi kullanan klas kuruluşları ve bayraklar var. Bu ayrı bir avantaj. Elektronik sertifikalandırma mevcut. Bazı ülkeler artık aplikasyonlar ile sertifika üretmeye başladı. Evraklarını internet olan her yerden alabiliyor ki çoğu gemide artık internet var” ifadesinde bulundu. 

Artık yeni yerimizdeyiz

 

Yeni binalarına taşındıklarını da aktaran Güler, “Normalde ticaret yapan biri olarak parayı sabit bir yere bağlamak istemem ama yerimizi değiştirmek zorunda kaldık. Malumunuz geçen sene özellikle kiraların artmasıyla böyle bir karar aldım. Bir önceki yerimde yedi yıldır kiradaydım. Daha da uzun kalabilirdim. İyi bir kiracıyım aslında. Mal sahibi bu fiyatlar artınca benim çıkmam için ticari ahlaka uymana eylemler yapmaya başladı. Böyle olunca tabii bizde biraz gurur meselesi de yaptık. Geçen sene Haziran itibarıyla artık dedik ki bir yer alalım kendimize. 01.04.2022 itibarı ile artık yeni yerimizdeyiz” şeklinde konuştu. 

 

 

DTO’da çalışmalar devam ediyor

 

İMEAK DTO’daki faaliyetlerinden de söz eden Güler, “Aslında 2018-2019 güzel geçti. Proje çalışmaları yapılıyordu. Mecliste çok güzel toplantılar vardı. Ben 35 No'lu komiteden girdim, aynı zamanda da 44 No'lu komitenin eğitim komisyonundaydım. Bütün toplantılar dolu dolu geçiyordu. Pandemi başlayınca önce insanlar ürktü, zaten faaliyet durdu. Sadece online toplantılar olmaya başladı. 2020-2021 hemen hemen öyle geçti. 2022 Mayıs ayı itibarıyla artık insanlar biraz toplanmaya başladı aslında. DTO’nun bu yönetimi için şanssızlık mı diyeyim, ama inanıyorum, ben kendimden de biliyorum arkadaşlara verilen her görevde herkes elinden geldiği kadar bu çerçevede çalıştı” dedi. 

KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ