Türkiye'nin enerji bağımsızlığına büyük katkı sağlayacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali, taze yakıt çubuklarının yüklenmesiyle 'nükleer tesis' statüsüne kavuştu. Törene video konferans yöntemiyle katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Nükleer yakıtların santralimize teslimi ile birlikte artık Akkuyu, bir nükleer tesis hüviyetini kazanmıştır. Böylece ülkemiz 60 senelik bir gecikmenin ardından da olsa, dünyada nükleer güç sahibi ülkeler ligine yükselmiştir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından 3 Nisan 2018'de temeli atılan Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin ilk ünitesinde sona gelindi. 4 üniteden oluşan ve Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olma özelliği taşıyan Akkuyu NGS'de, birinci üniteye taze yakıt yüklemesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in video konferans yöntemiyle katıldığı törenle yapıldı. Böylelikle santral, 'nükleer tesis' statüsü kazanmış oldu. Yakıtın tesliminden sonra yapılacak ön testlerin ve hazırlıkların ardından ilk ünitenin devreye alınması planlanıyor.
"Ülkemiz, 60 senelik bir gecikmenin ardından da olsa, dünyada nükleer güç sahibi ülkeler ligine yükselmiştir"
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye'yi dünyanın nükleer güç sahibi ülkeleri arasına sokacak büyük bir hamlenin sevincini yaşadıklarını söyledi. Bu törenle aynı zamanda Türk milletine verdikleri bir sözü daha gerçekleştirmiş olduklarını kaydeden Erdoğan, "Akkuyu NGS'nin üretime geçmesinden bir önceki aşaması olan nükleer yakıtların santral sahasına getirilmesine şahitlik ediyoruz. Hava ve deniz yoluyla gelen nükleer yakıtların santralimize teslimi ile birlikte artık Akkuyu, bir nükleer tesis hüviyetini kazanmıştır. Böylece ülkemiz 60 senelik bir gecikmenin ardından da olsa, dünyada nükleer güç sahibi ülkeler ligine yükselmiştir" diye konuştu.
Dünyada 422 nükleer reaktörün faal halde, 57'sinin de halen yapım aşamasında olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa Birliği, elektriğinin yüzde 25'ni nükleerden elde ediyor. Geçtiğimiz yıl Avrupa Komisyonu, nükleer enerjiyi yeşil enerji kabul ederek, bu konudaki tereddütleri gidermiştir. Biz de Akkuyu ile ülkemizi bu gelişmelerin bir parçası haline getirdik. Projemize en başından beri destek veren Putin başta olmak üzere, tüm Rusya Federasyonu makamlarına, şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Santralimizin inşasında ve üretime geçme sürecinde görev alan Türk ve Rus tüm personeli tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.
"Akkuyu, Rusya ile aramızdaki en büyük ortak yatırımdır"
Akkuyu'da her biri 1200 megavat güce sahip 4 reaktörlü bir nükleer güç santrali inşa edildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin pek çok önemli projesi gibi Akkuyu'da, milli bütçemize yük getirmeyen bir finansman modeli ile hayata geçirilmiştir. Akkuyu, Rusya ile aramızdaki en büyük ortak yatırımdır. Yatırım bedeli 20 milyar dolar olan bu proje, Rusya'nın ilgili kuruluşu Rosatom tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Projenin inşaatı ile birlikte bakım, işletme ve nükleer santraller için büyük önem taşıyan işletmeden çıkarma süreçlerinin sorumluluğu da yükleniciye aittir. Santralin tüm üniteleri peyderpey 2028'e kadar hizmete girecektir. Ülkemizin elektrik tüketiminin yüzde 10'u tek başına bu santral tarafından sağlanacaktır. Tam kapasite devreye girdiğinde, burada yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretilecek. Hiç şüphesiz sadece bu özelliği ile bile santralimiz, ülkemizin enerji arz güvenliğine yaptığı eşsiz katkı ile stratejik yatırım unvanını hak ediyor. Doğal gaz ithalatımızın düşmesine yıllık 1.5 milyar dolar katkısı olacak bu proje, milli gelirimizin artışına da olumlu yönde etki yapacaktır. Buradaki birikim ve tecrübe bizi, ileride nükleer alanında daha farklı yerlere de taşıyacaktır."
"İkinci ve üçüncü nükleer santrallerimiz için de inşallah en kısa sürede harekete geçeceğiz"
Proje çerçevesinde Rusya'da eğitim görerek Akkuyu'da görev yapacak mühendis ve teknisyenlerin, ülkenin nükleer güç alanındaki insan gücünü zenginleştireceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "300'ü aşkın mühendisimiz Rusya'daki okullarda yetişti. Akkuyu'da inşa ettiğimiz bu santralleri planlarken ve hayata geçirirken, önceliklerimizin başında güvenlik gelmiştir. Santralimizin, 6 Şubat depremlerinden etkilenmemesi, mühendislerimizin ve işçilerimizin, işlerini ne kadar titizlikle icra ettiklerini gösteriyor. Santralimiz, ülkemizin bu alandaki mevzuatı ile beraber, Uluslararası Atom Ajansı'nın, Uluslararası Nükleer Güvenlik Danışma Grubu'nun ve de Avrupa Birliği'nin şartlarını da karşılıyor. Bu projedeki tecrübemiz ışığında farklı bölgelerimizde inşa etmeyi planladığımız, ikinci ve üçüncü nükleer santrallerimiz için de inşallah en kısa sürede harekete geçeceğiz" şeklinde konuştu.
Akkuyu projesini yürüten ve burada yüklenici olarak görev yapan firmaların, 6 Şubat felaketinin ardından depremzedelere sahip çıkarak gösterdikleri dayanışmayı da daima şükranla hatırlayacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu özellikle ifade etmek isterim ki, Rusya'nın Hatay'da kurduğu sahra hastanesi için özellikle milletim adına teşekkür ediyorum. Akkuyu projemizin üretim öncesi hazırlıklarının son safhası olan nükleer yakıt çubuklarının nükleer santral sahasına tesliminin hayırlı olmasını diyorum. Santralimizin üretime başlaması sevincinde bu sefer yüz yüze buluşmak üzere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum" dedi.
Putin: “Ekonomi ve ticaret alanındaki ilişkimizi daha da geliştirmeye karar verdik”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise video konferans yoluyla yaptığı konuşmada, bugün Akkuyu Nükleer Güç Santraline nükleer yakıt yükleyeceklerini belirterek, Türk-Rus tarihçesinde en büyük ortak projelerinden biri olan Akkuyu Nükleer Güç Santralinin inşasında bu denli önemli bir aşamaya gelinmesi vesilesiyle tebriklerini iletti. Bunun pilot bir proje olduğunu kaydeden Putin, “Hem karşılıklı yarara dayalı ve ekonomik çıkar teşkil eden bir projedir ve aynı zamanda iki ülke arasındaki çok yönlü partnerliğimizi de pekiştiriyor. Partnerliğimizin temelinde ise iyi komşuluk, karşılıklı saygı ve karşılıklı yarar gibi ilkeler bulunuyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bugün gerçekleştirdikleri telefon görüşmesine de değinen Putin, “Tabii ki barışçıl nükleer enerji alanındaki işbirliğimizin dışında ikili ilişkilerimizi tüm yönleriyle tüm kilit konularıyla ele almış bulunuyoruz. Sonuç olarak bir takım kritik önem taşıyan anlaşma sağlandı. Detayına çok fazla inmeyeceğim fakat en önemlisi ekonomi ve ticaret alanındaki ilişkilerimizi daha da geliştirmeye karar verdik. İkili ticaret hacmimizi artıracağız. 2022’de 62 milyar doların üzerine çıktı. Ayrıca karşılıklı yatırımlarımızı artıracağız ve iki ülkenin iş çevrelerini de iki ülkenin pazarlarında daha faal olmaya teşvik edeceğiz” diye konuştu.
"Nükleer enerji, dünyanın en ucuz enerjilerinden bir tanesidir"
Rusya’nın, Türkiye’nin enerji kaynaklarına olan ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğini ifade eden Putin, “Özellikle doğalgaz konusunda teşviklerini esirgemeyecek. Ama tabii ki doğalgaz bugün çok pahalı bir ürün. Türkiye fiyatı da artacak muhakkak, yani pazar fiyatı artacak. Ama Türkiye artık nükleer enerjiye sahip bir ülke olacak. Nükleer enerji, dünyanın en ucuz enerjilerinden bir tanesidir. Türkiye’ye böyle bir avantaj sağlıyoruz. Ayrıca gazımızın üçüncü ülkelere sevk edilmesi konusunda işbirliğimizi güçlendirmeye karar verdik. Türkiye’de bir gaz merkezi kurulacak biliyorsunuz. Ve talebi olan yabancı tüketicilerimize doğalgazımızı bu merkezden piyasa fiyatlarından satacağız. Sayın Cumhurbaşkanı ile ayrıca tarım alanındaki işbirliğimizi pekiştirmek, tarım ürünlerimizin ihracatını karşılıklı olarak artırmak, uluslararası gıda güvenliği konusundaki koordinasyonumuzu artırmaya karar verdik. Erdoğan’ın fakir ülkelere un sevk etmek gibi bir teklifi var. Bu un, Rus tarafınca ihraç edilen tahıllar da Türk un fabrikaları tarafından üretilecek. Her iki taraf, ileride turistik alışverişlerinin artırılması gerektiğinden yana olduğunu kaydetti. Türk tatil beldeleri vatandaşlarımız arasında büyük rağbet görüyor. Geçen sene Türkiye’ye 5 milyonun üzerinde Rus vatandaşı geldi. Elbette bunun için olumlu zemin oluşturmak adına biz ikili uçak seferlerimizin sayısının artırılmasına karar verdik” şeklinde konuştu.
Şubat ayında meydana gelen depreme de dikkat çeken Putin, "Türk partnerimize gerekli desteği sağlamaya hazırız. Örneğin en kısa zamanda Türkiye’ye Rus altyapı malzemelerini sevk etmeye hazırız. Tabii ki inşaat sektörü Türkiye’de gelişmiş bir sektör. Altyapı sektörü de gelişmiş durumda ama çok sıra dışı bir durumla karşı karşıyayız. Rusya, Türkiye’ye yardım ekipleri ve tıbbi personel gönderen neredeyse ilk ülke oldu. Bir de en çok hasar gören bölgelerde biz sahra hastanesi kurduk. Orada 13 binden fazla Türk vatandaşı tedavi gördü. Bütün bu yardımlarımızı gönülden yapıyoruz. Biz, Türk partnerimize her zaman yardım eli uzatmaya hazırız; dostununuz” ifadelerini kullandı.
“Akkuyu’da barışçıl nükleer enerji bayrağı dalgalanacak”
Bugün Akkuyu Nükleer Güç Santralinin birinci ünitesine nükleer yakıt yükleneceğini ve Türk mevkidaşlarına ilgili sertifikayı vereceklerinin altını çizen Putin, “Böylelikle Türkiye’deki ilk nükleer güç santrali resmi olarak ‘nükleer tesis’ statüsünü alacak ve Akkuyu’da barışçıl nükleer enerji bayrağı dalgalanacak. Türkiye, artık sanayi ve teknolojik açıdan gelişmiş olan ülkeler kulübüne giriyor. Kendi yerli ve milli nükleer sektörü olacak. Ve bunu 2023 senesinde başardınız. Cumhurbaşkanı'nın teklifi üzerine Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümünü kutladığı senede bunu yapalım dedi. Bunu el ele başardık. Rosatom, Mersin’de Akdeniz kıyılarında bu santralin inşaatına 5 sene önce başladı. 2018’in nisan ayında. Biz de birebir takip ediyoruz bu projenin gerçekleştirilmesini. Tabii ki zaten Cumhurbaşkanımızın kişisel çabaları olmadan bu başarı mümkün olamazdı. Bu tarz büyük projelerde daima bazı bürokratik pürüzler çıkabiliyor, çeşitli prosedürlere ihtiyacımız oluyor. Bütün bunları ortak çabalarla bütün bu problemlerin üstesinden gelebildik. Ayrıca, Rus ve Türk enerji uzmanları, mühendisler gerçekten büyük bir azimle ve ahenkle çalışıyorlar. Bu sayede NGS’mizin kuruluşu planlı bir şekilde devam ediyor. Daha önce söylendiği gibi ünitelerin 4’ünü de aynı anda kuruyoruz. 3+ nesil reaktörlerle donatılıyor ve her birinin kapasitesi 4 bin 800 megawattır. Bu dünyanın en büyük nükleer güç santrali. Dünyanın en büyük nükleer santralini kurmaktayız. Şantiyede çalışan personel sayısı 30 bine yaklaşıyor. Bir de üçte ikisinin Türk vatandaşı olduğunu kaydetmek istiyorum. Ve bu Akkuyu projesi çerçevesinde sağlanan iş yerlerinin sadece bir kısmı. Bu da maaşlar demek, ailelere destek demek. Somut bir çalışmadır bu. Bu faaliyetlere Türk müteahhitleri de ciddi anlamda katkı sağlıyor. Onlar hem şantiyede çalışıyorlar hem de malzemeleri tedarik ediyorlar, ulaşım hizmetlerini sunuyorlar” dedi.
"Bu çevre dostu bir proje olacak, atmosfere karbondioksit salmayacak”
Harcanan rakamlara ilişkin de bilgi veren Putin, şunları söyledi:
“Bu yerli ve milli üreticiler tarafından karşılanan iç siparişlerin toplam tutarı 4,2 milyar dolardır. Yerli şirketler tarafından üretilecek ürünlerin toplam tutarı ise tahminen 6,5 milyar dolardır. Rosatom bu santrali kurarken son teknolojilerden istifade ediyor. Fiziki güvenlik, hıfzıssıhha ve çevre koruma standartlarımız en yüksek seviyededir. Bu arada santralimiz kurarken Uluslararası Atom Enerjisi Acentesinin kurallarına da sıkı bir şekilde bağlı olmaya devam ediyoruz. Çok seviyeli bir güvenlik sistemimiz var. Dünyanın en modern ve en güvenilir güvenlik sistemlerinden bir tanesidir NGS’deki sistem. Tamamlandıktan sonra Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak. Her şeyden önemli olan da şu husustur; bu çevre dostu bir proje olacak, atmosfere karbondioksit salmayacak.”
Rusya üniversitelerin yaklaşık 300 Türk öğrenciyi uzman olarak yetiştirdiklerine işaret eden Putin, “Biz sadece bir santral kurmuyoruz; Türkiye’de yeni, yüksek teknolojilerle donanmış, yerli ve milli nükleer sektör oluşuyor. Yeni bir ekonomi alanı açılıyor. Son olarak sıfırdan yeni bir sektör kurmak ve nükleer güç santralinin inşası şunu gösteriyor; Erdoğan ve Türkiye hükümeti, ülke ekonomisinin gelişimi için ne kadar büyük hizmetlere imza attığını gösteriyor. Açıkça, önünüze büyük hedefler koymayı diliyorsunuz ve bu hedeflere doğru emin adımlarla ilerliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti ve şahsen Türkiye Cumhurbaşkanı ayrıca Rus-Türk ilişkilerinin tüm yönleriyle gelişimine ne derecede büyük önem atfettiğini gösteriyor, bugünkü toplantı. Biz de bu yaklaşımınızı destekliyoruz. Rusya ve Türkiye arasındaki işbirliği karşılıklı yarar ilkesine dayanıyor. İki ülke halkının köklü çıkarlarına uygundur ve bölgedeki barış ve istikrarın tesisine katkı sağlıyor. Sizleri tebrik ediyorum” diye konuştu.
Törende, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Rafael Mariano Grossi ve Rosatom Başkanı Alexey Likhachev'de birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Rosatom Genel Müdürü Likhachev, Akkuyu NGS sahasına yakıt teslimatı sertifikasını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez teslim etti. Ardından 'Barış için atom' bayrağı direğe çekildi.
Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'nunu karşılayacak
Her biri 1200 megavatlık VVER-1200 tipi 'III+' nesil reaktörlü 4 üniteden oluşan ve toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak santralden ilk elektrik, 2024 yılı ortalarında elde edilecek. Diğer 3 ünitenin de birer yıl arayla faaliyete geçmesi hedefleniyor. Tam kapasite devreye girdiğinde yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek santralin, tek başına Türkiye'nin elektrik talebinin yüzde 10'unu karşılaması öngörülüyor.
7DENİZ