İzmir Enternasyonel Fuarı ile eş zamanlı olarak Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Ege İhracatçı Birlikleri organizasyonuyla gerçekleştirilen “İzmir İş Günleri Programı”nda; Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında gerçekleşecek dekarbonizasyon süreci ele alındı. 

 

EİB’nin ana gündem maddesi Yeşil Mutabakat

 

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz, Avrupa Birliği ile Türkiye’nin 143 milyar dolar ticaret hacmi olduğunu hatırlatarak, Yeşil Mutabakatı ana gündem maddesi olarak benimseyen EİB’nin faaliyetleri ve projeleriyle ilgili bilgi verdi.

 

“AB ile ticaretimizde birçok sektörde önemli tedarikçi konumundayız. İhracatçı birliklerin sektörel aksiyon planları ile düşük karbonlu ekonomi sürecini hızlandırması en önemli adımlardan biri. Biz EİB olarak küresel iklim rejiminin çerçevesini netleştiren Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında, birçok proje gerçekleştiriyoruz. 2020’yi “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettik ve “Sürdürülebilirlik Manifestosu” hazırladık. Sürdürülebilirlik Çalışma Grubumuz her geçen gün ajandasına yeni projeler ekliyor. Birliğimiz kapsamında sıfır atık sıfır atık belgesi aldık. Birleşmiş Milletler inisiyatifi Global Compact’a Türkiye’den üye olan ilk İhracatçı Birliği olduk.”

 

Sanayi ve tarım sektörlerinde düşük karbonlu kalkınmaya geçiş

 

EİB Sürdürülebilirlik Günleri başlığı ile Yeşil Anlaşma hakkında firmaları bilgilendirdikleri bir dizi eğitim programı organize ettiklerini anlatan İşbırakmaz, “Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’i bölgemizden gerçekleştiriliyor. Organik sektörümüz Yeşil Mutabakat ve İklim Değişikliği konu başlıklarında iki projeye başvurdu. Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz Projemiz kapsamında da ürünlerimizin akredite olmuş laboratuvarlarda analizlerini yapıyoruz. Sanayi ve tarım sektörlerimizin çevreci ve düşük karbonlu kalkınmaya geçişini hızlandırmak için firmalarımıza Sürdürülebilir UR-GE projelerimizle destek veriyoruz.” dedi.

 

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın ve AB’ye ihracata ilave vergi getiren “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması”nın temel prensiplerine dair öne çıkan başlıklar;

 

-Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması; kademeli olarak devreye girecek. 2023’te geçiş aşaması başlayacak ve 2025’te sona erecek.

 

-Ülkelerin, Sınırda Karbon sertifikalarıyla emisyonları karşıladığını göstermeleri gerekecek. Çimento, alüminyum, demir çelik, gübre ve elektrik gibi en yüksek karbon emisyonu ve riski olan sektörlerde başlayacak.

 

-Şimdilik sadece bu ürünler etkilenecek. Her şirketin geleceğine, ülke ekonomilerine hayati bir yatırım. Böylelikle Türkiye ile AB arasında hem Gümrük Birliği içerisinde hem de uluslararası alanda iş birliği olacak.

 

Süveyş Kanalı'ndan geçişler 2024'ün en yüksek seviyesinde Süveyş Kanalı'ndan geçişler 2024'ün en yüksek seviyesinde

AYM, Gümrük Birliği ve DTÖ kurallarıyla uyumlu, şeffaf ve adil olmalı

 

-2021 yılı Haziran’da AB’nin hedeflerini taahhüt haline getiren hükme bağlayan iklim yasası yürürlüğe girdi. Temmuz’da ise 2030 için belirlenen yüzde 55 karbon nötr hedefine uyarlanmış mevzuat paketinin ortaya kondu.

 

-Türkiye, bu mekanizmanın Gümrük Birliği ve DTÖ kurallarıyla uyumlu olmasını, şeffaf ve adil olması gerektiğini, korumacı bir politika olarak uygulanmaması gerektiğini, çimento-demir çelik-alüminyum gibi sektörlerde büyük dönüşüm gerektiren alanlarda finansman kaynaklarına erişim anlamında AB ile iş birliği içinde olma taraftarı. 

 

-Önümüzdeki günlerde döngüsel ekonomiye dair motorlu taşıtlar, elektrik elektronik, tekstil, konfeksiyon ve kimyasallar gibi sektörlerin dahil olduğu kapsamlı AB sektör stratejisi açıklanacak. İhracatımızda motorlu taşıtlar yüzde 70, tekstil yüzde 50, elektronik eşyalar yüzde 40 orana sahip.

 

-Sanayi ürünlerinin Yeşil Mutabakat ile karşılaşabileceği önemli hususlar ve temel ihtiyaçlar; yeşil dönüşüm için uygun finansman kaynaklarının temini, Ar-Ge ve geri dönüşüm teknolojilerine erişim, temiz enerji ve yeşil temiz ulaşım imkanlarından yararlanılması.

 

-Pazara girişte karbon salınımın ölçülmesi, sertifikasyonu, yeniden üretime kazandırma, atık dönüşümü önemli unsurlar. Kimyasallarda ülkemizin AB ile mevzuat uyumlu politika ve uygulamalarını oluşturması, EKO etiketleme kriterlerinin karşılanması gerekecek.

 

Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin temelinde Yeşil Mutabakat var

 

-Sürdürülebilirlik kapsamında; AB’nin ortak tarım politikası; sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturacak şekle dönüştürülecek.

 

-Kimyasal pestisitler, gübreler ve antibiyotiklerin kullanımını ciddi oranda azaltacak. Organik tarımın artırılması ve üretimden tedariğe kadar çevresel ayak izi konusunda tüm taraflara bilgi sağlanması için dijital takip sistemi kurulacak.

 

-Enerji sektörünün yenilenebilir enerji üzerine kurulması, hidrojen kullanımının yaygınlaştırılması, inşaat sektöründe enerji verimliliğini artırmak için renovasyon/yenileme dalgası başlatılacağı da açıklandı.

 

-AB, Aralık 2020’de açıkladığı Sürdürülebilir ve Akıllı Ulaşım Stratejisi ile ulaşım kaynaklı emisyonları yüzde 90 oranında azaltmayı amaçlıyor. 2035’te fosil yakıtlı araçların üretiminin durdurulması hedefleniyor.

 

-Küresel iş birliği yönünde bir inisiyatif var. AB yeşil dönüşüm çerçevesinde tüm ticari anlaşmalarına hükümleri ekliyor. Japonya, Vietnam, İngiltere ile yapılan anlaşmalar buna örnek. Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği güncellemesinde de aynı düzenleme olabilir.

 

Birleşik Krallık’ın sürdürülebilirlik politikasına yönelik öne çıkan başlıklar şu şekilde;

 

-Birleşik Krallık’ın yenilikçi yeşil teknolojiler geliştirerek küresel yeşil dönüşümde öncü rol alabileceği, yeşil finans için de küresel bir hub haline gelerek yeşil teknoloji ve finansmanın merkezi haline geleceği yönünde görüşler hakim.

 

-Birleşik Krallık, yeşil dönüşüm için 12 milyar pound civarında yeni yatırım yapmayı planlıyor. Aynı zamanda yeşil ekonomiye uygun faaliyet gösterecek 250 bin istihdam sağlanacak. 2050 yılına kadar net sıfır emisyon taahhüdünü ortaya koyan ilk büyük ölçekli ekonomi.

 

-31 Ekim-12 Kasım’da Glasgow’da Birleşik Krallık ev sahipliğinde Taraflar İklim Değişikliği Konferansı "COP26" zirvesi düzenlenecek. Böylelikle gelişmeleri domine eden bir ülke haline gelmede önemli bir rol üstlenecek.

 

-Yeşil büyüme projelerine 2 milyar pound’luk bir finansman ayrılmış durumda. Birleşik Krallık; plastik sektöründe 2022 yılının Nisan ayından itibaren gerek içerde üretilecek gerek ithal edilecek plastik ürünlerde kullanılacak hammaddenin en az yüzde 30’luk kısmının geri dönüştürülen hammaddelerden elde edilen bir mal olmasını, ürün olmasını zorunlu kılıyor.

 

Avrupa Yeşil Mutabakatı Rusya’nın ihracatı ve üretimi için riskler taşıyor

 

Rusya’nın sürdürülebilirlik politikasına yönelik öne çıkan başlıklar şu şekilde;

 

-Rusya’nın ihracatının ve ithalatının yüzde 35’i AB ile. Rus ekonomisinin 2013’te ihracatının yüzde 71’i enerji kaynaklıyken 2020’de bu rakam yüzde 42, 2021’de yüzde 44’te seyrediyor. Ve bu enerji ihracatının 2013’te yüzde 50si, 2020’de yüzde 45’i AB’ye yönelik.

 

-Rusya’nın 2020’de 12 milyar dolar civarında kömür ihracatı var. Bu oranın da yüzde 20’si AB’ye yönelik. 2013-2021 yılları arasında maden kömürü üretimi yüzde 30 arttı. Dolayısıyla Rusya karbon ayak izi üretiminde büyüyor.

 

-Karbon kaçağı olma ihtimali olan ürünler; enerji yoğun sektörler; demir çelik, alüminyum, kauçuk, plastik ürünleri, gübre ve kağıt Rusya’nın ihracatında çok önemli paya sahip. Avrupa Yeşil Mutabakatı Rusya’nın ihracatı ve üretimi için riskler taşıyor. Paris Anlaşması ile tarafların 2030 yılında tüm yükümlülükleri getirmeleri halinde Rusya’nın enerji ihracatının yüzde 20 düşeceği öngörülüyor.

 

“Ticaretin Geleceği: Güncel Gelişmeler” webinarı; AB Türkiye Delegasyonu Ticaret ve İktisadi Bölüm Başkanı B.Przywara, AB Nezdinde Ticaret Başmüşaviri Canan Nilüfer Dora, Londra Ticaret Başmüşaviri Tarık Sönmez, Moskova Ticaret Başmüşaviri Feridun Başer’in katılımlarıyla Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşti.