İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın Ağustos ayı Meclis Toplantısına katılan DTO Meclis Üyesi ve Yıldırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım, başarıları, tecrübeleri, ve Samsunspor ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

2004’te limancılık ile başlayan ve sıfırdan başlayarak 12 yılda dünyanın ilk 20’sine girmeyi başaran başarı öyküsünden ve tecrübelerinden bahsederek konuşmasına başlayan Yüksel Yıldırım, bir Türk firması olarak başarılı bir iş çıkarmanın haklı gururu ile Türkiye’yi dünyada temsil ettiğini söyledi.

Limancılık sektörüne başlarken hiçbir fikir sahibi olmadığını ve Türkiye’ye döndüğü 1993’te aklında denizci olmak düşüncesini taşımadığını belirten Yıldırım, “Makine mühendisiyim. Türkiye’ye döndüğümde ne yapacağımı bilmiyordum ama ne yapmayacağımı biliyordum. Makine mühendisliği yapmayacaktım. Onun için Rusya’ya dış ticarete başladım. Farklı bir vizyon ve verdiğim taahhütlerle, yine yarattığım güzel iş modelleri ile Türk bankalarından aldığım birer milyon dolarlık kredilerle başladım. Sonra kömür taşımacılığı gemi kiralama derken işler büyüdü. Navlunlar yukarı çıkıyor. Gemi aldım. Biraz para kazanmıştım. Türkiye yeni krizden çıkıyordu. Herkes elindeki paraya sıkı sıkıyı sarılmıştı. Bankalara güven yok. Ne yapılacağının bilinmediği dönem idi. Bende 93-2003 arası Rusya’da çok güzel bir filmi baştan sona görmüştüm. Oligarkların doğuşunu. Ve birçoğu da metal madencilik, doğal kaynaklar gibi alanlarda idi. Türkiye’nin kısıtlı imkanlarında bende gözüme Eti Krom’u kestirdim. Gemlik Gübreyi aldık. Zarar ediyordu hemen kara geçirdik” dedi.

Dünyanın ‘en kötü’ ve ‘en iyi’ yatırımcısı oldu

Herkesin kazancının yüksek olduğu 2007 ve 2008 yıllarında sermayesiyle yurt dışı serüvenini başlattığını ifade eden Yıldırım, 2009 yılında dünyadaki ilk meşhur yatırımını yaptığını kaydederek, “Benim yükselişim bu yatırımımla oldu. Bütün dünya pazarları beni öyle öğrendi. Ne kadar aptal bir adam olduğum söylendi. 6,5 milyar dolar borçlu bir firmaya 500 milyon dolar koyuyorsunuz. Direk bu para kaybolup gidecek dendi. Ama biz yapılan yapılandırma modelleri üzerinde çalıştık. 2 Ocak 2011’de 500 milyon doları koyduk, 250 milyon dolar da taahhüt verdik. O sene denizcilikte beni en kötü yatırımcı ilan ettiler.  1 yıl sonra değeri arttı. Sonra beni dünyanın en iyi denizcilik yatırımcısı dendi. Adım orada başladı. Bankalar etrafımda dolaşıyor. Benim denizcilik hikayem öyle başladı. Ondan önce denizciliğe katkı veren bir iş insanıydım. Ardından yurt dışındaki ilk liman yatırımım olan Malta Limanı’nın yüzde 50’sini aldık” şeklinde konuştu.

Medkon Lines sektördeki 15. yılını kutladı Medkon Lines sektördeki 15. yılını kutladı

‘Bu başarının arkasında inanılmaz bir azim ve çalışma var’

İlk liman yatırımından sonra denizcilik dünyasını limancılık sektörünü araştırdığını ve en büyük firmaları takip ettiğini dile getiren Yıldırım, “İlk 100’de kim var onlara baktım. Limancılıktaki top 20’ye baktım. Önüme hedef koydum. İnanılmaz bir çalışma ve hırs ile güzel bir ekip kurdum. Bu başarının arkasında asla ne şans var, ne tesadüf var. İnanılmaz bir azim ve çalışma var. Bugün Yılport’un son 4 CEO’su yabancı. Çalışanların yarısı yabancı. Bölgesel ofislerimiz var. Bir ekiple çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

Gübre ve madencilikte de dünya devleri arasında

Limancılık sektöründe yakaladığı başarıyı gübre ve madencilikte de yakalamaya çalıştığını vu bu alanlarla ilgili dev yatırımları yaptığını sözlerine ekleyen Yıldırım, şöyle devam etti: “Bu senenin başında Hollanda ve Belçika’da 1 milyon ton gübre üreten bir firmayı satın aldık. İki fabrika var. Bir de nisan ayında Hırvatistan’da 1.3 milyon ton gübre üreten Petro kimya firmasını aldık. Şimdi de yine Avrupa’da 1,5 milyon ton gübre üreten bir firmayla ilgileniyoruz. Olursa gübrede Avrupa’da ilk 5 oyuncu arasına gireceğiz. Madencilikte de yeni yatırımlar yaptım. Rus devinin kötü gidişatı ile Rusya ve Kazakistan’daki krom madenini aldım. Şu an kromda iflas etmiş firmadan başlayıp dünya üçüncülüğüne geldim. Bunları kimse getirip size vermiyor. Çalışıyorsunuz. Takip ediyorsunuz firmaları ve anını bekliyorsunuz. Şu an tek yaptığım bir iş var. Şirket avcılığı. En az 500’ün üzerinde proje geliyor. Şirket satın almayla ilgili ofisimde 150 kişi çalışıyor. Sonuçta biz her sene 3-4-5’e kadar satın almalar yapıyoruz. Şu an 56 ülkede iş yapıyoruz. 25 binin üzerinde çalışanımız var. Gittikçe büyüyoruz.”

Pandemide açık açık şike yapıldı

İflasa sürüklenirken tüm borçlarını devralarak büyük bir emekle Samsunspor’u ikinci ligden 2 senede birinci lige çıkaran Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım, futbol dünyasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Pandemide açık açık şikeler yapıldığını ve bunlarla ilgili çok çabaladığını belirten Yıldırım, “TFF’ye gidiyorum dinleyen yok. Sonra baktım ki Türkiye‘de ağlayarak bir yere gelemiyorsunuz. Hakkınızı arasanız da sonuç yok. İyi bir takım kurmak için yola çıktık ama olmadı. Geçen sene gözümü kararttım biraz daha fazla para harcadım iyi oyuncular ile arkama yaslanıp şampiyon olmak ve onu seyretmek istiyorum dedim. Biraz daha çaba ile Samsunspor beklenmedik bir şekilde Eyüpspor’un 10 puan gerisindeyken 16 puan önüne geçerek şampiyon oldu” dedi.

‘Futbol medyasında kalite çok düşük’

Dünya denizciliğinde Türk gemilerinin gri listeye alınmasının siciline işlemesi gibi futbolda da Türk takımlarının sicilinin bozuk olduğunu ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti: “Bu durumu düzeltebilmemizin de bir şansı yok. Futbola yeni girdim, öğreniyorum. O kadar kötü bir sektör ki, açık açık söylüyorum. Menajerler, medya, futbolcular, hocalar, hepsi ayrı olay. Kulüpler zaten, iddia bahisler falan derken işin içinde mafya da var. Şike falan oralara girmeyeceğim. Oyuncuyu getirirken büyük sıkıntılarla getiriyorsunuz. Sonra gönderdiğinde gitmiyor. Üstüne para verip gönderiyorsun. Herkesin egosu acayip yüksek. Futbol gerçekten dışarıdan göründüğü gibi değil. Çünkü Futbolcular eğitimsiz. Hocalar futboldan geliyor onlarda eğitimsiz. Her şeyi bildiğini sanıyor. Medyadaki kalite çok düşük. Konuşulanları millet okuyup inanıyor. Medya çok kötü. TFF’ye gidiyorsun hiçbir şey yok. Futbolu herkes biliyor ama zordaysanız yardım edecek adam yok. Onun için futbol dünyasında kara koyun olmaya karar verdim. Kendi bildiğim yolu, kendi sistemimi kuruyorum. Altyapımı yaptım. Şu an Türkiye’deki en iyi altyapı Samsunspor’da. 4 bin 500 metre kare kapalı alan yaptım. Sahalar yaptım. Futbolmatik makinesi aldım oyuncuları geliştirmek için. Tunus futbol takımıyla 3 yıllık anlaşma imzaladım. Bizim altyapı ve A takıma destek verecekler. Hedefim 5 yıl içinde Bamsunspor’u altyapıdan en az 4-5 tane oyuncusu, birkaç tane de gurbetçi geri kalan da az ama kaliteli yabancıyla hedef koydum kendime. Ama bu bir günde olacak şey değil. Futbolda yetiştiricilik yapmak kolay değil.”

7DENİZ – ÖZEL