Liman işletmecilerinin sektörel sorunlarına ortak bir platformda çözüm aramak ve dayanışmayı sağlamak amacıyla hizmet veren Türkiye Liman İşletmecileri Derneği’nin (TÜRKLİM) 27. Olağan Genel Kurulu 8 Mart Cuma günü Marriott Hotel İstanbul Asia’da gerçekleştirildi.
78 üyesi ile sektörü tek çatı altında buluşturan derneğin yeni yönetiminin belirlendiği Genel Kurula, Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salih Tan, İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Başaran Bayrak, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu ve Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Soner Esmer ile üye şirket yöneticileri, denizcilik sektörünün önde gelen isimleri ve kadın liman işçileri de katıldı.
Aydın Erdemir
Aydın Erdemir: Sektörümüzün bayrağını yukarıda tutmaya çalıştık
Genel Kurulda ilk olarak Başkan Aydın Erdemir söz aldı.
Erdemir, konuşmasına "Bu yıl geçmişten farklı olarak genel kurulumuz 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde toplandı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün vurguladığı eşitlik kavramının, ekonomik, siyasal ve toplumsal yaşamın her alanında ve kalıcı biçimde yerleşmesi hem ülkemiz ve hem de denizcilik sektörümüz açısından büyük önem taşıyor.Eğitime erişim, işgücüne katılım, yöneticilik, bakım sorumluluklarının paylaşımı, şiddetle mücadele, afet ve kriz yönetimi başta olmak üzere tüm alanlarda kadın-erkek eşitliğini güvenceye alacak politikaların kararlılıkla hayata geçirilmesi konusunda TÜRKLİM olarak da tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz" diyerek başladı.
"Yapılan çalışmalara göre bu konuda kararlı adım atılmadığı durumda toplumsal cinsiyet eşitliğini tüm dünyada sağlamak için 131 yıla ihtiyaç olduğunu da dikkate alarak, ülkemizde bu tabloyu hızla iyileştirmek için kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademinin işbirliğini etkin şekilde sağlamalıyız" diyen Erdemir sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokratik gelişmişlik, kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ancak bu şekilde ulaşabiliriz. Kadın ve erkeğin eşit temsili hem kurumların etkin yönetimi hem de toplumun adil işleyişinin temel unsurlarından biridir. Bu anlayışla, 8 Mart’ta gerçekleştirdiğimiz bu genel kurulumuz bir anlamda “Dünya Kadınlar Günü” ile başka bir değer kazanmıştır. Bu vesileyle hedeflerimiz ve misyonumuz içinde de açıkladığımız gibi Limancılık sektöründe de hem yönetimlerde ve hem de sahada kadın-erkek eşitliğini odağımıza alıyoruz.Demokratik, gelişmiş, saygın, adil bir gelecek için kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı kapsayıcı bir anlayışı hızla hayata geçiren limanlarımızı ve denizcilik dünyasını tüm gücümüzle destekliyoruz.
"1,5 milyona yakın denizcinin sadece yüzde 2'si kadın"
Bugün baktığımızda denizcilik sektöründe çalışmak isteyen kadınların sayısının arttığını ve denizcilik eğitiminde kız öğrenci oranının yüzde 15'lere ulaştığını söyleyebiliriz. Denizcilik sektöründe dünyadaki 1,5 milyona yakın denizcinin sadece %2'sini kadınlar temsil ediyor. Türkiye'de bu oran maalesef %1,3 civarında ve bunun da büyük bölümünü beyaz yakalı kadınlar oluşturuyor. Bu rakamları artırmak için devleti, özel sektör, meslek odaları, birlik ve sivil toplum kuruluşları olarak el ele vermek ve birlikte çalışmak zorundayız. Bugün burada limanlarımızda çalışan mavi yakalı kadın arkadaşlarımızı da ağırlıyoruz. Bu kadın arkadaşlarımız varlıklarıyla, emekleriyle ve özverileriyle sektörümüze değer katıyorlar. Yönetim kurulumuz adına genel kurulumuza katılan değerli emekçi kadın çalışma arkadaşlarımızın, ayrıca farklı üye limanlarımızdan gelen kadın yönetici arkadaşlarımızın, TÜRKLİM’de çalışan fedakâr kadın arkadaşlarımızın, yine genel kurulumuza gelen kadın basın emekçilerinin, burada bulunamayan ama sektörümüze emek veren tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü yürekten kutluyorum."
2024 yılıyla beraber Cumhuriyetin ikinci yüzyılının da başladığını belirten Erdemir, "Türkiye hem bir cumhuriyet hem de bir demokrasi olarak uzun bir tecrübeye sahiptir. Ülkemiz yüzyıllarca süren bir imparatorluk geçmişinden sonra yüz yıl önce emperyalizme ve işgale karşı yapılan yüce bir kurtuluş savaşı sonucunda bir Cumhuriyet olarak kuruldu. Cumhuriyet özgür yurttaşlardan oluşan ulusun egemenliğini, hukuk önünde ayrıcalıksız ve olabildiğince eşit bir toplum olmayı, yaygın ve erişilebilir çağdaş eğitim ve kalkınmayla vatandaşların kendilerini gerçekleştirebilmelerini, dayanışmayı ve ortak ülküyü ve bu ülküye doğru değişim iradesini ve cesaretini işaret ediyordu. Bu yüzyılın başında Mustafa Kemal Atatürk gibi büyük bir lidere, kurtarıcıya, büyük bir devlet adamına ve kurucuya sahip olduğumuz için çok şanslıyız" dedi.
Erdemir konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Cumhuriyet kendisinden önceki anayasal hareketler, demokratik deneyimler üzerinde inşa edildi ve onlardan yararlandı. Cumhuriyet’in kurucu kadroları, başta kurucu liderimiz ve tartışmasız baş mimarımız Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere hem bu yerel hem de evrensel deneyimlerin bilincindeydi. O’nun ayakları yere basan stratejik gerçekçilikle geleceğe bakan cesur bir idealizmi harmanlayan liderliğinde kurulan Cumhuriyet yüzyıl sonra bile Türkiye’de ve dünyada geniş halk kesimleri nezdinde önemini yitirmedi ve ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Cumhuriyet bir toplumun kendini değiştirme iradesi, devrimci bir kopuş, iddialı ve radikal bir gelecek hayali ve atılımını temsil etti.
Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte denizcilik sektörü açısından en önemli gelişme kapitülasyonların kaldırılmasına müteakip başta “Kabotaj Kanunu” olmak üzere denizcilikte yapılan millileşme atılımlarıdır. 1 Kasım 1937 günü TBMM'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk'ün “Denizciliği Türk'ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız” sözleriyle denizciliği ve denizcilikte ülkemizin vizyonunu bir kez daha gözler önüne sermiş, böylelikle tüm denizcilik kuruluşlarımıza olduğu gibi limancılık sektörüne de asli görevlerimizi vermiştir. 2023 yılı sonu itibarıyla baktığımızda 220’ye yakın kıyı ya da liman tesisiyle, 521 milyona yakın yükün elleçlendiği, 1,5 milyon yolcuya hizmet eden kruvaziyer limanlarımızın varlığıyla yaklaşık %75’inin bütünüyle özel sektöre girişimiyle inşa edilerek işletildiği geniş bir sektöre sahibiz. Yine bugüne kadar özelleştirilen kamu limanlarının da varlığıyla birlikte %98’sine yakınının özel kuruluşlarca işletildiği bir liman altyapısına, ayrıca da küresel ölçekte son 10 yıllık büyüme hızı ortalamasından daha büyük hızla büyüyen limanlarımıza...
Bu yıl, Cumhuriyetin yüz yıllık kazanımlarının haklı gururunu yaşıyoruz. Diğer yandan adım attığımız ikinci yüzyılımızda dünyamızı ve ülkemizi bekleyen ağır sorunların da farkındayız. Bu sorunlarla yüzleşmek ve başa çıkmak durumundayız. TÜRKLİM olarak biz, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında müreffeh, toplumsal refahın adil biçimde dağıldığı, fırsat eşitliğini ve insani kalkınmasını sağlamış, hukukun üstün olduğu, insan haklarına eksiksiz biçimde, amasız-fakatsız riayet eden, kadın-erkek eşitliğini her alanda hayata geçirmiş, demokrasiyi bir yaşam tarzı haline getirmiş, katılımcılığı ve çoğulculuğu özümsemiş, üretim ve tüketim standartlarıyla doğaya zarar vermeyen, çevreyle uyumlu, dijital ve yeşil dönüşümü başarmış, bilimsel bilgi üretiminde evrensel standartları yakalamış, gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye’yi ve küresel ölçekte rekabet gücü kazanmış ileri seviyede bir limancılık sektörü hayal ediyoruz.
"Yeni rotalar ülkemizi bypass ederek olmaz"
Biz aslında çok şanslı bir ülkeyiz. Çünkü Göbeklitepe’den başlayan 12.000 yıllık bir medeniyetler tarihine tanıklık etmiş bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafya bir yandan uygarlıkların, dinlerin, geleneklerin harmanlandığı bir mekân, diğer yandan Doğu ile Batı arasında hem ticaretin hem insan göçlerinin de geçiş yoluydu. Bugün de enerji kaynaklarının, ticaretin ve maalesef yurtlarından sürülen insanların geçiş yolu. Binlerce yıl önce bu kadim Anadolu toprakları İpek Yolu ve Baharat Yolu ile nasıl bir rol oynadıysa bugün de Doğu ile Batı arasında köprü olma potansiyeline sahiptir. Yeniden küresel veya bölgesel çatışmaların yoğunlaştığı, küreselleşmenin yerini korumacılığın veya bölgesel işbirliklerin aldığı, gelecek açısından daha gerilimli bir döneme giriyoruz.
Bir yanda Karadeniz’deki çatışma, diğer yanda İsrail-Hamas çatışmasının yarattığı genişleme ile bugün Kızıldeniz’e yansıyan, fakat genişleme riski de olan bir coğrafyanın ortasındayız. Bugün Doğu ile Batı arasında köprü olma görevinin daha fazla ihtiyacının ortaya çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Etrafımızda farklı ülkeleri geçerek çizilen ya da planlanan yeni ulaşım koridorlarına veya rotalara baktığımızda bunların ülkemizi bypass ederek rasyonel olamayacağının da farkındayız. Bu açıdan Türkiye’nin bu ikinci yüzyılda barışın tesis edilmesinde, Doğu ile Batı arasında bir barış ve ticaret köprü olması için önümüzde büyük görevler var. Bunun için de başta kamu ve sektörel kuruluşlar arasında çok daha kalıcı ve etkin işbirliklerine ihtiyacımız var. TÜRKLİM olarak bu konularda da göreve hazırız.
Biz çok şanslı bir ülkeyiz çünkü topraklarımızın yer üstü, insanı, tarihinden gelen birikimi, kültürel zenginliği ve doğasıyla yer altından çok daha zengin ve bu zenginlik birçok ülkeye göre çok daha sürdürülebilir nitelikte. Ülkemiz bugün mirasına sahip çıktığımız medeniyetleriyle, bugün üzerinde yaşayan insanlarıyla, doğasıyla, tarihiyle eşsiz ve zengin bir kültürel çeşitliliğe sahip. Dolayısıyla toplumsal diyalog ve uzlaşmalarla, birlikte çalışma ve dayanışma ile yazacağımız yeni hikayemizin ve yeni yüzyılımızın da dayanağı, işte bugün de sarıldığımız insanımızın gayreti, umudu, gençliği ve enerjisidir.
Dünyadaki başarılı ülke örnekleri gösteriyor ki kalkınmanın gerçekleşmesinde her aşamada birlikteliğin ve dayanışmanın büyük önemi var. İş dünyası ile üniversiteler, iş dünyası ile kamu kurumları, iş dünyasının kendi içerisinde tedarik zincirleri ve kümelenmeler birlikteliğin önde gelen örnekleri. Teknolojiyi geliştirmek de insan yetkinliklerini yükseltmek de kurum ve kuralları çağın gerektirdiği biçimde dönüştürmek de ancak dayanışmayı geliştirmek, bilim özgürlüğü ortamını sağlamak ve her türlü ayrımcılığı gidermek sayesinde gerçekleşiyor.
TÜRKLİM, Limancılık sektörümü temsil eden özel şirketlerimiz tarafından 1996 yılında Marmara Liman İşletmecileri Derneği (MARLİM) olarak kurulmuş, 2002 yılında faaliyet alanını Türkiye bütününe yaymış, 07.02.2006 yılında T.C. İçişleri Bakanlığı’nın onayı ile unvanını Türkiye Liman İşletmecileri Derneği ‘TÜRKLİM’ olarak değiştirmiştir. TÜRKLİM; anayasamızın ve Dernekler Kanunu’nun ilgili hükümlerine uygun olarak kurulmuş, kamu yararına çalışan bir dernek olup gönüllü bir sivil toplum örgütüdür.
"TÜRKLİM, kamu yararına çalışır"
TÜRKLİM, insan hakları evrensel ilkelerinin, düşünce, inanç ve girişim özgürlüklerinin, laik ve sosyal hukuk devletinin, katılımcı demokrasi anlayışının, rekabetçi piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarının ve sürdürülebilir çevre dengesinin benimsendiği bir toplumsal düzenin oluşmasına ve gelişmesine katkı sağlamayı amaçlar.
TÜRKLİM, kamu yararına çalışan Türk limancılık sektörünün temsil örgütü olarak, girişimcilerin evrensel iş ahlakı ilkelerine uygun faaliyet göstermesi yönünde çaba sarf eder, küreselleşme sürecinde Türk limanlarının rekabet gücünün ve toplumsal refahın, istihdamın, verimliliğin, yenilikçilik kapasitesinin ve eğitimin kapsam ve kalitesinin sürekli artırılması yoluyla yükseltilmesini esas alır. Toplumsal barış ve uzlaşmanın sürdürüldüğü bir ortamda, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasında limanlarımızın bölgesel ve sektörel potansiyelleri en iyi şekilde değerlendirerek başta ulaştırma ve lojistik politikalar olmak üzere ulusal ekonomik politikaların oluşturulmasına katkıda bulunur. Türkiye’nin küresel rekabet düzeyinde tanıtımına katkıda bulunur.
TÜRKLİM, ulusal ve uluslararası entegrasyonu ve etkileşimi, bölgesel ve yerel gelişmeyi hızlandırmak için limancılık sektörüyle ilgili araştırmalar yapar, görüş ve öneriler oluşturur, projeler geliştirir ve bu kapsamda etkinlikler düzenler. Türkiye’nin limancılık sektörü adına oluşturulan görüş ve önerilerini başta ilgili bakanlıklarımız olmak üzere hükümete, paydaş kuruluşlarımıza, uluslararası kuruluşlara ve kamuoyuna doğrudan ya da dolaylı olarak basın ve diğer araçlar aracılığı ile ileterek yukarıdaki amaçlar doğrultusunda düşünce ve hareket birliği oluşturmayı hedefler. TÜRKLİM, bu misyonu doğrultusunda ve faaliyetleri çerçevesinde limancılık sektörünün gündeminde bulunan konularla ilgili görüşlerini bilimsel çalışmalarla destekleyerek kamuoyuna duyurur ve bu görüşlerden hareketle kamuoyunda tartışma platformlarının oluşmasını sağlar.
TÜRKLİM’i kuran ve bugün aramızda olmayan bütün arkadaşlara minnettarız. 26. dönem kapanıyor. 26. dönemi oluşturan yönetim kurulu üyeleriyle çok çalışmalar yapmaya, sektörümüzün bayrağını yukarıda tutmaya çalıştık. 26’ya yakın toplantı ve etkinlik yaptığımızı, 27’ye yakın liman gezisi yaptığımızı, 16 kez bakanlıklara gittiğimizi, 12’ye yakın önemli heyeti Türkiye’de ağırladığımızı, 10’dan fazla TV’de basın organlarında yer aldığımızı, 18’e yakın oda, dernek ziyaret ettiğimizi söyleyebiliriz. 2021’de 69 olan üye sayımız 77 olmuştur. Hedef 90’lara çıkmaktır.
TÜRKLİM olarak bu yıl dördüncüsünü organize ettiğimiz, 'Bir rota, üç durak' mottosuyla yola çıkan, sağlık, emniyet ve çevre konularını gündeme alan 'İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Çalıştayı', TURMEPA ve WISTA Türkiye (Uluslararası Deniz Ticareti ile İştigal Eden Kadınlar Derneği) ile yürütülen 'Mavi İklim Elçileri' projemiz ve en son 'Gençlerimizi Limancılık Sektörüne Kazandırıyoruz' başlıklı TÜRKLİM olarak, Kariyer.net ilebaşlattığımız istihdam piyasasını canlandırmak, adayların sektörümüze ilgilerini artırmak ve yönlendirmek amacıyla başlattığımız projelerimizsektörümüze değer katmıştır. Başta yıllık olarak yayınladığımız sektör raporumuz, gelecek hedeflerini ortaya koyduğumuz Vizyon raporlarımız, buyıl ikinci yılına giren E-dergimizle beraber TÜRKLİM’in kendi alanında rapor ve araştırmanlar yapan, vizyon belgeleri ortaya koyan, sorunları ve çözüm önerileriyle kamu-özel sektör işbirliğini gerçekleştiren bir kurum olarak çok aktif bir şekilde göreceksiniz.
"Bundan sonraki görevimiz gerekli olan her anda destek vermektir"
Yaklaşık 23 yıldır TÜRKLİM’de her seviyede görev yaptığımı. 4 dönem yönetim kurullarında yer aldıktan sonra 8 Kasım 2021 tarihinde yapılan 26. Olağan Genel Kurulu sonucunda çok değerli arkadaşlarımın da görevlendirmesiyle yönetim kurulu başkanlığını üstlendiğimi belirtmek isterim. Bu dönem boyunca yönetim kurulunda yer alan arkadaşlarımla elimizden geldiğince katkı vererek görevimizi yaptığımıza inanıyorum. Dönemimizde çok güzel gelişmelere, işbirliklerine ve dostluklara tanıklık ettik ama geçtiğimiz yıl şubat ayında yaşanan, İskenderun Körfezi’ni de etkileyen çok büyük bir deprem felaketi de yaşadık. Çok sayıda liman çalışanı arkadaşımızı da kaybettik. Körfezdeki limanların yaşanan afete karşın en kısa sürede kendi yaralarını sararak hem bölgeye yardım faaliyetlerinde yer almış, hem de faaliyetlerine başlamışlardır.
Geçmiş genel kurulda yönetim kurulu başkanlığını sektörde örnek aldığım, geçmiş yönetim kurullarında birlikte çalışma imkânı da bulduğum değerli abim Sayın Hakan Genç’ten devir almıştım. Bugün TÜRKLİM’in geldiği atılımı ve vizyonun başlatan Hakan Genç’ten çok şey öğrendim. Her zaman birikimiyle TÜRKLİM’in değişmez bir danışmanı olarak bize destek verdi ve vermeye de devam edecektir.
TÜRKLİM’in bugün geldiği yer ve etkinliği sektörümüz için son derece kıymetli bir kuruluş olduğunu göstermiştir. Bunun için de TÜRKLİM’in yönetim kurulu başkanlığını yapmak ve yönetim kurullarında yer almak artık bir bayrak yarışı olduğu gibi başta ailemizden, yaşamımızdan, işyerindeki sorumluluklarımızdan büyük fedakarlıklar da gerektirmektedir.
Ben de bu Genel Kurulda çok değerli arkadaşlarıma, çok güvendiğim, bu çizgiyi çok daha yukarıya taşıyacak arkadaşlarıma görevi teslim ettiğim için gururluyum. Bugüne kadar bana verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim
26. dönemde görev yaptığım, her biri kendi alanında son derece yetkin ve tecrübeli yönetim kurulu üyelerimizin büyük bir bölümünün de yeniden görev yapacağı, yeni desteklerle TÜRKLİM’in çok daha etkin olacağı bir döneme gireceğimizden dolayı son derece mutluyum. TÜRKLİM’de başkanlık dahil her kademede görev yapan bir arkadaşınız, ağabeyiniz veya kardeşiniz olarak kuruluşumuza gerekli olan her anda destek vermek bundan sonraki görevimiz olacaktır.
Bugüne kadar verdiğiniz destek için önce aileme, işyerinde yokluğuma karşın bu görevi yapmama çok büyük destek veren şirketim TEKFEN grubunun tüm yöneticilerine, çalışma arkadaşlarıma, 26. Dönem YK üyesi arkadaşlarıma, TÜRKLİM’in başta Genel Sekreteri İrfan ağabeyime, çalışma arkadaşlarıma, bana destek veren tüm paydaşlarımıza ve denizcilik kuruşlarımıza ve yöneticilerine, sektör olarak büyük bir işbirliği örneği gösteren, destekleyen ve kamu-özel sektör işbirliğinin gelişmesinin zeminini yaratan sayın idaremizin tüm yöneticilerine teşekkür ederim."
Erdemir’in ardından Genel Kurulda TÜRKLİM Genel Sekreteri İrfan Bilgin yönetim kurulu faaliyet raporu, gelir-gider tablosunun ve denetçi raporunun okudu. Yönetim ve Denetim Kurulunun ibrası oylandı.
Yeni dönem Yönetim Kurulu asil ve yedek üyelerinin ile Denetleme Kurulu asil ve yedek üyelerinin seçimi gerçekleşti.
Yapılan oylamada Hamdi Erçelik ve yeni yönetim oybirliği ile seçildi.
Hamdi Erçelik
Hamdi Erçelik: Limancılık sektörü stratejik bir öneme sahip
Oylamanın ardından yeni Başkan Erçelik kürsüye çıktı.
Erçelik, “Yeni dönem başlangıcımız bu sene önemli bir güne tesadüf ettiği için mutluyum. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kapsamında ‘kadına güç iş yok’ diyerek liman sahasında çalışan arkadaşlarımızın burada olması beni gururlandırıyor. Umarım erkek egemen olan iş kolumuzda çalışan kadının sayısı artar. Yakın dönemde yönetim kurulumuzda daha çok kadın temsiliyeti göreceğiz” dedi.
Aydın Erdemir’e ve yönetim kurulu üyelerine özverili çalışmaları için müteşekkir olduğunu belirten Erçelik, “Çıtayı yükseğe koyarak yapılan bu görev devri yeni yönetim kuruluna önemli bir sorumluluk yüklüyor. Bu sorumluluğu yeni yönetim kurulu arkadaşlarımla bir önceki dönem başlatılan faaliyetlerin devamlılığı ve sizlerden alacağımız geri bildirimlerle oluşturacağımız gündemle en iyi şekilde yerine getirmeye çalışacağız” dedi.
“TÜRKLİM 28 yıldır sektörümüzü kuvvetli ve yaygın üye profilinin getirdiği güç ile temsil ediyor” diyen yeni başkan şöyle konuştu:
“Sektörümüzün, sürdürülebilir gelişimini, kamu menfaatlerini birinci seviyede dikkate alarak destekleyen, kamu ve idare nezdinde yüksek itibarlı bir konuma sahip. Türklim bu konumunu; ezber söylemlerden uzak, yapıcı, eyleme yönelik fikir üretme, doğru veriye dayanan analizlerle stratejiler üretme, diğer sektörel dernekler ve sivil toplum kuruluşlarıyla hedefe yönelik iş birliktelikleri kurma gibi temel değerlerinden alıyor.
Temsil ettiğimiz limancılık sektörü hem ülkemizde hem de dünyada küresel ticaretin ana kapısı olma haliyle son derece stratejik bir öneme sahip. Limanlarımız küresel ve bölgesel ölçekte politik ve ekonomik gelişmelerin yanı sıra teknolojik değişimin de baş döndürücü hız kazandığı belirsizliğin belki de tek belirgin unsur olduğu bu dönemde faaliyetlerini sürdürüyor. Ülkemizde var olan limanlar ve yeni liman yapılma fırsatı olan kıyı alanlarımız sınırlı. Türklim olarak bu sınırlı kaynağın en doğru şekilde ülke ekonomisini destekleyecek, dar boğaz yaratmayacak ve hatta ekonomik aktivite için ön açacak şekilde kullanımı/geliştirilmesi ana ve belki de tek konumuzu oluşturuyor.
Artan küresel talep gemi büyüklüklerini artırıyor. Örneğin 2000’li yılların başında ortalama konteyner gemisi büyüklüğü 4 bin TEU iken 2023 yılında 15 bin TEU olarak yer alıyor istatistiklerde. Diğer yük tiplerinde de benzeri gelişmeler var. Gemi büyümeleri hem rıhtım yapısında hem de rıhtım su derinliklerinde güncelleme ihtiyaçlarına yani yatırım ihtiyaçlarına işaret ediyor.”
“Deprem, limanların afet lojistiğindeki önemini ortaya koydu”
Erçelik, konuşmasında küresel iklim krizi ve bunun çözümü için imza edilen Paris anlaşması ile başlayan, Avrupa yeşil anlaşması ile hızlanan inisiyatiflerin yeşil dönüşüm yolunda denizcilik sektörünün geneline olduğu gibi limanlara da sorumluluklar yüklediğini belirtti.
Yeni Başkan Erçelik, “Bu sorumlulukları yerine getirerek yeşil liman olabilmek için yenilenebilir enerji üretimi, liman ekipmanlarında elektrifikasyona geçiş, emisyonsuz operasyon ve ekosistem için enerji merkezi olma örneğin gemilere sahilden elektrik verme gibi ciddi yatırımlar gerektiren ihtiyaçlar var” ifadelerini kullandı.
“Ülkemizin deprem kuşağında yer aldığı gerçeği ile geçen sene 6 Şubat günü bir kere daha yüzleştik diyen Erçelik, “Bu üzücü tecrübe, deniz yolu ve limanların afet lojistiğindeki önemini ortaya koyması açısından da önemliydi. Liman yapıları oldukça güçlü yapılar olmasına rağmen hasarlanan ve güçlendirme ihtiyacı olan limanlarımız oldu. Buradan aldığımız dersle yeni depremi beklemeden liman yapılarımızda güçlendirme ihtiyaçları var. Bu da yine yüksek bedelli yatırımları gerektiriyor” diye konuştu.
Erçelik sözlerini şöyle sürdürdü:
“Artan gemi büyüklükleri, yeşil dönüşüm ve deprem başlıkları altında verdiğim konuların ortak özelliği yüksek yatırım gerektirmeleri. Bu yatırımlara yönelik fon bulmak içinde bulunduğumuz ekonomik konjonktürde önemli ve başlı başına zor bir konu. Ancak ana konu ve ana belirsizlik bu yatırımları yapmayı planlayan ve diyelim ki kaynağını da bulan yatırımcıların önündeki kullanım süresi kısıtlarıdır. 49 yıllık kullanım süreleri ile yap-işlet-devret modeliyle çalışan özel sektör limanlarının, önemli bölümünün kullanım süresi 2 sene içerisinde 15 yılın altına inecektir. Uzun izin süreçleri ve yüksek yatırım maliyetleri, kalan15 yıllık süre için yatırım kararı almakta zorluk hatta imkânsızlık yaratmaktadır. Özelleşen limanların işletme sözleşme süreleri de benzer şekilde yatırımı desteklememektedir.
Yatırım ihtiyaçları için kamu menfaati gözeterek, konuya bütüncül bir çözüm bulma girişimlerinde bulunmak, geçen dönem olduğu gibi bu dönem de TÜRKLİM Yönetim Kurulu’nun ana gündem konusudur. Burada her geçen gün sorunun ağırlığı artmakta, konunun aciliyeti derinleşmektedir.
Bu ana konu yanında, stratejik öneme sahip olduğunu söylediğim liman yatırımlarının idare tarafından stratejik yatırım olarak kabulü ve buna göre teşvik programına alınması, liman hizmetlerinin döviz kazandırıcı hizmet sınıfından, hizmet ihracatı kapsamına alınması, yeşil liman kriterlerinin uygulanabilirlik ve fayda yaratımı kapsamında yeniden değerlendirilmesi, liman arka sahaları, limanların tren ve karayolu bağlantılarının dar boğaz analizleriyle ekonomiye değer, hız kazandıracak şekilde planlanması, limancılık mevzuatının sadeleştirilmesi ve kolaylaştırılması, liman yönetim modeli için yasal çerçeve oluşturulması takip ettiğimiz diğer önemli gündem maddeleri olmaya devam edecektir.”
Önceki yönetime teşekkür
Genel kurul üyeleri ve paydaşların geri bildirimleri ile faaliyet gündemlerini şekillendireceklerini dile getiren Erçelik sözlerini şöyle tamamladı:
“Geçen dönem birlikte çalışma fırsatı bulup çok şey öğrendiğim Aydın başkanıma ve Turgay başkanıma, bir önceki dönem başkanımız ve danışmanımız Hakan başkanıma teşekkür ediyorum. TÜRKLİM camiasına değerli katkılarda bulunmaya devam edeceklerine inanıyorum. Derneğimize uzun senelerdir hizmet eden, ismi TÜRKLİM ile bütünleşmiş genel sekreterimiz İrfan Bey, yeni dönemde derneğimize danışman olarak katkı vermeye devam ediyor olacak. TÜRKLİM marka değerimizi oluşturmada büyük katkısı olan İrfan ağabeye çok teşekkür ediyorum. Genel sekreterlik görevine yeni dönem itibarıyla başlayacak Faruk Doğan beye de sektörümüz adına hoş geldiniz demek istiyorum.
Son olarak işin mutfağında günlük işleyişte, üye iletişiminde, çalışma gruplarında, sektörel yayınların hazırlığında, Kariyerport faaliyetlerimizde yoğun çalışmalarla derneğimize değer katan tüm dernek personelimize ve birbirinden kıymetli danışman hocalarımıza teşekkür ediyorum.”
Şadan Kaptanoğlu
Şadan Kaptanoğlu: Limanlarda 224 kadın var
Hamdi Erçelik’in ardından DenizTemiz Derneği/ TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu söz aldı.
Kaptanoğlu, “İklim değişikliği, sürdürülebilirlik en önemli konumuz. Bütün regülasyonlar yapılır her zaman denizciler bunlara uyar ama farkındalık çok önemli” dedi. Kaptanoğlu, “Bu farkındalığı da limanlarda hem kadın çalışanları hem iklim değişikliğini bir araya getirerek yaptık. Bin 200 kişiye farkındalık eğitimleri vermişiz. Biz başlarken limanlarda 204 tane kadın çalışan varmış. 224 olmuş. Bu tür çalışmaları yapmak zorundayız ki çevreye olan çabamız artsın. En büyük dileğim kadınlar günü olmayan bir gün. Erkekler günü yok, çünkü ihtiyacınız yok. Ekonomik krizler var inanılmaz savaşlar var ve yine en çok acı çeken kadınlar ve çocuklar oluyor. Daha iyi bir gelecek için umarım hiçbir kutlamaya ihtiyacımız olmayan, daha huzurlu, eşit, adil günler olsun” diye konuştu.
Durmuş Ünüvar
Durmuş Ünüvar: Limanlarımızın güçlenmesini amaçlıyoruz
TÜRKLİM Genel Kurulu’na katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar da konuşmasında, “Bakanlığımızın en önemli faaliyet alanlarından birisi geniş alanı kapsayan, birçok disiplini içeren ve ülke ekonomisi için de önemli bir paya sahip olan denizcilikle ilgili yaptığımız düzenlemeler verdiğimiz destekle çevre hassasiyetlerini de gözeterek sürdürülebilirliği sağlıyoruz” dedi.
“Her geçen gün yüksek standartta hizmet vermek için çalışıyoruz” ifadelerini kullanan Ünüvar, şunları kaydetti:
“Türkiye özellikle lojistik sektöründe sahip olduğu jeostratejik konumu nedeniyle çok önemli bir avantaja sahip. Son günlerde gündeme gelen Basra Körfezi’nden Bağdat’tan geçen Fav Limanı’nda ülkemiz sınırına bağlanacak Kalkınma Yolu Projesi ile de Türkiye, Irak ve bu koridoru kullanacak Körfez ülkeleriyle ilgili önümüzdeki günlerde çok önemli gelişmeler yaşanacak. Bu konu ile ilgili Irak ile somut adımlar atmaya başladık.
Ülkemiz denizcilik, lojistik, limancılık gibi denizciliğin tüm alanlarında yetişmiş iş gücü ve iş yapma kabiliyeti ve kalitesiyle de öne çıkıyor. Dış ticaretin yüzde 88’inin yürütüldüğü limanlarımız ekonomi açısından da büyük öneme haiz. 2023’te 207’ye ulaşan liman tesislerimizde 521 milyon ton yük elleçlendi. Tekirdağ, Ambarlı, Kocaeli ve Mersin konteyner limanlarımız dünyanın en iyi 100 limanı arasına girdi. Yeni liman yatırımları yapılması gerektiğini de biliyoruz. Bununla birlikte mevcut limanlarımızın geliştirilmesi, günümüz gerekliklerine uygun liman altyapıları oluşturulması da temel önceliklerimiz arasında yer alıyor. Limancılık sektörümüzün gelişimi için yapılacak yatırımın dijitalleşme ve yeşil dönüşüme yönelik olacağını bizler de öngörmekteyiz. Limancılıkta dijitalleşme başladı. 2014’te yeşil liman projesini geliştirdik. Buna ilişkin yönetmelik Kasım 2023’te yayımlandı. Bu mevzuata göre limancılık kaynaklı emisyon salınımını azaltacak, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artıracak, çevreci enerji tasarrufu sağlayan binaların, limanda iş güvenliği, enerji verimliği uygulamalarının artırılmasını, limanlarımızın güçlenmesini ve uluslararası rekabet gücünün artırılmasını amaçlıyoruz.”
Ali Avcı: Yeşil enerjiye ulaşma konusunda altyapımızı hazırladık
Mersin Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı da Türklim Genel Kurulu’nda söz aldı.
Avcı 14 yaşında çırak olarak sektörde işe başladığını söyleyerek limancılık sektöründeki gelişmeleri kendi deneyimleriyle aktardı.
“Limanlarda çok ciddi yatırımlar yapıldı” diyen Avcı, “İstihdamda artış oldu. Başlangıçta karşı çıkan gruplar özelleştirmenin çok kötü bir şey olmadığını, ticaret hacmini artırdığını gördüler. Bizim kamudan aldığımız limanların tamamı şehir merkezinde olan limanlar. Düzenlemeler yaptık. Emisyon konusunda da dikkat etmemiz gerekiyor. Makine ekipmanlarımızın tamamını elektrikliye döndürdük. 15 yıl önce başladık bunu yapmaya. Çatılarımıza güneş enerjisi kurduk. Yeşil enerjiye ulaşma konusunda altyapımızı hazırlamış olduk” şeklinde konuştu.
Senem Nart
Kadın zabitler taciz, tahammülsüzlük, şiddetle karşı karşıya
Genel Kurul toplantısında son olarak Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Senem Nart kürsüye çıktı.
Doç. Dr. Nart, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında ele aldığı konuşmasında “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kapatacak çalışmalar yeterli düzeyde değil. 2023’te bu ilerlemenin binde 3 kadar artış gösterdiği görülmüş. Son 10 yılda değerlendirecek olursak yüzde 4,1. Yine de yapılacak çok şey var. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak adına bazı kritik sektörüler var Limancılık bunlardan birisi. Ciddi istihdam yaratıyor. Birçok STK ciddi çalışmalar yürütüyor” dedi.
Tarih boyunca kadının denizle özdeşleştiğine vurgu yapan Nart şunları söyledi: “Tüm inanışlarda deniz doğumu, varoluşu ve kadını temsil ediyor. Öte yandan erkekle özdeşleşen bir çalışma alanına dönüştü. 21. yüzyılda hala erkek egemen bir sektör. Kadın çalışan sayısı yüzde 2. En fazla liman operasyonlarında Avrupa’da kadın istihdamı var. IMO raporlarına göre sektörde kadınların yüzde 80’i idari ve destek görevlerinde çalışmakta. Bu sektörlerde kadının görev tanımı genişlemeli, oranı da artmalı.”
Farklı disiplinlerde uzmanlıkları olan bir grup akademisyenle ‘denizcilik sektöründe kadını güçlendirmek adına ne yapabiliriz’ düşüncesiyle bir proje oluşturduklarını belirten Senem Nart, “Önce kadın zabitlerle yola çıktık. 1 senedir bu proje üzerinde çalışıyoruz, henüz sonlanmadı. Kadın zabitlerle derinlemesine konuşuyoruz” dedi.
Kadın zabitlerin çalışırken yaşadıkları sorunları sıralayan Nart, kadınların yaptığı işi kanıtlama zorunluluğu, ön yargı, tahammülsüzlük, taciz, sözel ve fiziksel şiddetle karşı karşıya olduğunu örnekleriyle anlattı.
TÜRKLİM Genel Kurulu, mavi yaka kadın davetlilere sertifika ve çiçek verilmesi ile sona erdi.,
Özlem Çoban/7DENİZ