Muğla ili Bodrum ilçesine bağlı Turgutreis Mahallesi Bahçelievler Mevkii’nde Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı yapılması planlanan Sahil Güvenlik Limanı inşaatına bölge halkı tepki gösterdi.

İlk olarak 5 yıl önce gündeme gelen ve halk plajı içerisinde yapılması öngörülen proje, bölge halkı ve çeşitli demokratik kitle örgütleri tarafından yargıya taşınmıştı. Danıştay’ın davayla ilgili kararını vermemiş olmasına karşın limanın ihalesi tamamlanarak ihaleyi kazanan firmanın sahilde inşaata başlamasının ardından bölgede geniş çaplı eylem düzenlendi.

Bodrum’daki MUÇEP (Muğla Çevre Platformu), Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, Bodrum Gönüllüleri Derneği, Bodrum Çevre Platformu, TMMOB ve Bodrum Kent Konseyi, inşaatın başladığı bölgede basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras da katıldı.

Aras: Posidonia çayırlarını, ekosistemi, biyoçeşitliliği tamamen yok edecek

Plana ilişkin belediyenin görüşü sorulduğunda iki alternatif yer önerdiklerini vurgulayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Aras, projenin bölgede geri dönülemez tahribat yaratacağını ifade ederek şunları söyledi:

“Şu an Danıştay’da temyiz aşamasında. Burada hukuki süreçler tamamlanmadan inşaata başlamak ne denli doğrudur? Bu işin yapılacağı yer burası değil. Israrla ‘Bir kere başladık, bu işi bitirelim’ anlayışı var anladığım kadarıyla. ÇED raporu yok burada. Ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek ÇED raporuna dahi ihtiyaç duyulmuyor. Ben buranın çocuğuyum. Burası çok sığ bir yerdir. 100 metre gitseniz bir geminin yanaşacağı derinliğe ulaşamazsınız. Burada ciddi bir deniz dolgusu yapılacak. Bu dolgu, Posidonia çayırlarını, ekosistemi, biyoçeşitliliği tamamen yok edecek. Bu kumsallar yok olacak. Doğanın dengesi tamamen bozulacak. Burası balık yumurtlama, ahtapot üreme, carette carettaların ve Akdeniz foklarının yaşama alanı. Bunların hiçbirini göz önüne almadan ister kamusal yatırım ister ulusal güvenlik ister özel bir yatırım olsun. Bunlar göz önüne alınmadan bu yatırımların yapılmaması gerekir.”

Yargıdan Datça Yat Limanı için yürütmeyi durdurma kararı Yargıdan Datça Yat Limanı için yürütmeyi durdurma kararı

"Turgutreis marinayı kamulaştırıp sahil güvenlik limanı yapsınlar"

"Cumhurbaşkanımız ‘dan bu projenin bir daha gözden geçirilmesini talep ediyoruz" diyen Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Ayrıca buradaki proje iptal edilsin gerekirse belediye olarak yapılacak yer gösterelim, ille de Turgutreis diyorlarsa o zaman yine bir kamu arazisi olan ve özelleştirilen Turgutreis marinayı kamulaştırıp hazır liman varken orayı sahil güvenlik limanı yapsınlar. Burası kesinlikle liman olamayacak bir yerdir, çevre felaketinden başka bir yararı olmayacak. Denizde karada tüm canlılar insanlar etkilenecek, bu yanlıştan dönülmesi için vatandaşlarla hukuk mücadelesi başlatacağız” dedi.

"Böyle bir askeri yapı tam bir tezat"

Muğla Baro Temsilcisi Onursal Özbek, 2016 darbe girişimi sonrası alınan kararları hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Deniz ekolojisini korumak gibi bir yükümlülüğümüz var. Bu yapı, sahil güvenlik limanı olarak adlandırılıyor. Sahil güvenlik komutanlığı, bir kolluk gücüdür. Donanma değildir, Genelkurmay'a da bağlı değildir. İçişleri Bakanlığı’na bağlıdır. Bu boyutta bir projenin sahil güvenliğe ne kadar ihtiyacı olduğu ayrı bir soru işareti. Şu anda eyleme geçilmiş bir inşaat var. Yasal olarak eylem başladığı için tekrar süreler başlıyor. Bundan etkilenecek her vatandaş dava açma hakkına sahip. 60 gün içerisinde dava açabilir ve yürütmenin durdurulmasını talep edebilir. Bu, şu anda yapılacak hukuki eylemdir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminden sonra ‘Bütün askeri tesisler güvenlik nedeniyle kentlerin dışına çıkarılacak’ demişti. Burada da aynı şeyi çelişki olarak görüyoruz. Madem cumhurbaşkanını böyle bir ilkesi var, kentin ortasına böyle bir askeri yapının yapılması tam bir tezattır. Hem tesisin hem de halkın güvenliğini açık hedef haline getirir.”

Erdoğan: “Belediye, olumsuz etkilenecek hususları bildirmiştir”

Kurum ve kuruluşlar adına ortak basın metnini TMMOB Bodrum Temsilcisi Mustafa Erdoğan ve Bodrum Kent Konseyi temsilcisi Gamze Türk okudu.

Erdoğan, projenin teknik özellikleri hakkında da bilgi vererek şunları söyledi:

"Planlama alanında projeye yönelik yaklaşık 141 dönüm alan içerisinde 740 metre ana mendirek, 330 metre tali mendirek ve kara yönünde geri saha dolgusu tasarlanmış; alanda emsali ve kat yüksekliği belirtilmemiştir. Turgutreis Mahallesi, Sahil Güvenlik Limanı Amaçlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanarak ihale süreci tamamlanmıştır. Plan onama işlemleri aşamasında; Bodrum Belediyesinin görüşü istenmiş, Bodrum Belediyesi, kurum görüşünde projenin yerinin yanlış olduğu; sahil yolunun ve konaklama tesislerinin bundan etkileneceği, bu projenin kent silüetini ve kamunun kıyı kullanımını olumsuz etkileyeceği hususlarını bildirmiştir. Bu tesisin yapılabilmesi için gösterilen ana gerekçe ülke güvenliği ve üstün kamu yararı olarak gösterilse de bazı hususlara dikkat çekmek elzemdir. Bu tesisin Turgutreis gibi yapılaşmanın, yoğunluğun ve nüfusun çok olduğu bir turizm merkezinde yapılması doğru mudur? Yapılmak istenen tesisin bulunduğu alanda kıyı yapılarının yoğunluğu göz önünde bulundurulmuş mudur? Alanda mevcut marina, balıkçı barınağı, halkın denize girme ve güneşlenme iskeleleri, kumsal alanlar ve yoğun deniz trafiği dikkate alınmış mıdır? Bunun yanı sıra karada yer alan konutlar, turizm tesisleri, yoğun bir yapılaşma ve yerleşik nüfus göz önüne alınmış mıdır?”

"Projenin yeri acilen değiştirilmeli"

Bodrum Kent Konseyi temsilcisi Gamze Türk, taleplerini sıralayarak şöyle konuştu:

“Turgutreis sahil güvenlik binasının önünde yapılması planlanan sahil güvenlik liman projesinin yerine karşıyız. Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı Proje alanı Turgutreis kent yaşamının merkezinde, en hareketli olan turistik bir bölgede planlanmıştır.  Bu konum hem kentlilerin hem de yapılması planlanan tesisin güvenliği açısından olası tehditleri içermektedir. Liman projesinin bulunduğu sığ deniz alanında dip tarama yapılarak deniz dibi derinleştirilecek ve bu uygulama deniz yaşamını telafisi imkansız bir şekilde yok edecektir. Akdeniz’e özgü Posidonia Çayırları ve Caretta Caretta olarak bilinen deniz kaplumbağaları ve yaşam alanları da yok olacaktır. Çevrede turizme yönelik birçok dükkan, otel, restoran, kafe, bar ve benzeri işletmelerin bu projeden olumsuz etkileneceği, süreç içerisinde kapanacağı ve istihdamın ve ekonominin olumsuz etkileneceği kaçınılmaz bir sonuç olarak görülmektedir. Turgutreis sahil bandı kesintiye uğrayacaktır.  Halkın nefes aldığı, denize girdiği halk plajı yok olacak, Bodrum yarımadasının en uzun yürüyüş ve bisiklet yolu kullanılamayacak hale gelecektir. Projenin inşaatı süresince asgari 100 bin adet kamyon seferi gerçekleşecek, taşıma ve yükleme esnasında çevre kirliliği oluşacak, meskun ve turistik mahalden geçen güzergahta altyapı ve üstyapı tahrip olacaktır. Bu projenin deniz ve kara ekolojisine yapacağı etkiler dikkate alınarak projenin yerinin acilen değiştirilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.”

Kaynak: Cumhuriyet/bodrumdabirgun.com