Bilindiği üzere 1964 yılında Kıbrıs bunalımı, daha sonra da 1974 Kıbrıs müdahalesi sonrasında savunma sanayinde diğer ülkelere bağımlı olmanın ortaya koyduğu sakıncalar Türkiye’de modern bir savunma sanayii altyapısının oluşturulmasın zorunlu kılmıştır. 1974 sonrasında kurulan Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Güçlendirme Vakıfları’nın öncülüğünde; ASELSAN, HAVELSAN, ASPİLSAN gibi kuruluşlar kurulmuştur. 1985 yılında “Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı” (SaGeB) ve daha sonra da 1989 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı olarak yeniden yapılandırılması ile modern anlamda ilk savunma sanayinin temelleri atılmıştır. Ancak, başlangıçta Savunma Sanayii projelerinde hemen hemen sadece tek bir proje; Sedef Tersanesi tarafından gerçekleştirilen TCG KUDRET GÜNGÖR’ün inşası var iken, 1998 yılında Deniz Kuvvetleri Karargahı’nda kurulan Araştırma ve Proje Geliştirme Başkanlığı ve 2000 yılında Pendik’te kurulan ARMERKOM-Araştırma Merkezi Komutanlığı’nın kurulması ile deniz projeleri hız kazanmıştır. Deniz Kuvvetleri’nin savunma sanayi projelerine girmesi ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı nezdinde yürütülen projelerde de teknolojik quatum sıçraması oluşmuştur. Projeler bir anda savaş yönetim sistemleri, taktik bilgi sergileme sistemleri, keşif ve gözetleme sistemleri, veri füzyon sistemleri, taktik link sistemleri, benzetim sistemleri, muhabere sistemleri, aktif ve pasif elektronik harp sistemleri, güdümlü mermi sistemleri, radar sistemleri, pasif/aktif sonar sistemleri, sualtı silahları, suüstü/sualtı dinamik/statik akustik sistemler, kolay atılabilir/toplanabilir sualtı sinyal tespit sistemleri, üs ve liman savunma sistemleri, veri/sinyal analizi, modelleme, platform veri tabanı/sınıflandırma, akustik karşı tedbirler ve benzeri sistemler ile uğraşır hale gelmiştir. Öte yandan Savunma Sanayi Müsteşarlığı önderliğinde gerek su-üstü, gerekse su-altı dünyalarına yönelik bu kapsamlı atılımlar yeni bir yerel ve bunlara bağlı yan sanayinin oluşmasını sağlamıştır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı nezdinde yürütülen projelerin başında şüphesiz ki bir mihenk taşı olan Savaş Yönetim Sistemleri gelmektedir. Zira bir savaş gemisi, hangi tür olursa olsun, sensörlerinden gelen bilgileri işleyerek gemi harekat personeline sunması, komutanına vereceği karara destek sağlayarak doğru kararı vermesini sağlaması ve nihayet seçilen silaha gerekli atış bilgilerini yükleyebilmesini sağlayan bir savaş yönetim sistemine ihtiyaç duyar. Bu eskiden gelenksel yöntemler ile elle veya yarı otomatik yapılıyorken şimdilerin tehdit ortamına uygun değerlendirmeleri süratle yapabilen Savaş Yönetim Sistemleri ile yapılmaktadır. Bu bağlamda; ARMERKOM’da yürütülen çalışmalar meyvesini vermiş ve Havelsan Ana-Yükleniciliğinde DzKK hizmetindeki 8 adet Gabya (G) Sınıfı (eski FFG-7 OH Perry Sınıfı) firkateynde kullanılan eski nesil Savaş Yönetim Sistemi milli olarak üretilen yeni nesil Gemi Entegre Savaş İdare Sistemi -GENESİS ile değiştirilmiştir. Sistem mimarisi ARMERKOM tarafından milli olarak tasarlanmış ve uygulama yazılımları geliştirilmiştir. Yine bu kapsamda; MilSoft tarafından firkateynlere Link 11 ile Link 16 veri bağlantı sistemleri arasında veri aktarımı kabiliyeti kazandırmak maksadıyla Çoklu Veri Linkleri Sistemi -ÇAVLİS geliştirilmiştir. GENESİS ile donatılarak donanmaya katılan gemiler, iştirak ettikleri yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerde görevlerini başarıyla yerine getirmektedirler. GENESİS ile yeni sistemlerin (Multi Link Data Processor, SMART-S Mk2 Üç Boyutlu Hava Arama Radarı, Harpoon Güdümlü Mermisi Blok II, Mk-41 VLS Dikey Atış Sistemi ve ESSM Uzun Menzilli Sea Sparrow Güdümlü Mermisi) entegrasyonları da Havelsan tarafından gerçekleştirilmektedir. Diğer yandan Havelsan, dünya genelindeki FFG-7 Sınıfı firkateynler için GENESİS’in birlikte pazarlanmasına yönelik olarak Raytheon firması ile bir İşbirliği Anlaşması imzalamıştır. Öte yandan Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemileri için de yine tamamen milli bir Savaş Yönetim Sistemi -SYS MilSoft tarafından geliştirilmiştir. Son zamanlarda Doğu Akdeniz’de belirlenen doğalgaz ve petrol yataklarının üzerinde oynanan oyunlar, Ege’deki hak ve menfaatlerimizin korunması, uzak su yollarında seyreden gemilerimizin deniz haydutluğuna karşı korunması, deniz aşırı ülkelerde bulunan vatandaşlarımızın can güvenliğinin korunması gibi harekat ihtiyaçları modern ve kuvvetli bir deniz gücünün gerektirmiştir. Artık devletlerarası mücadeleye kıta sahanlığı ve 1982 yılından sonra da bunlara 200 mile kadar uzanan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) eklenmiştir. Bu hususun bilincinde olarak, 21.yüz yıldaki tehditlere cevap verecek bir donanmanın varlığı bizi hızlı bir modernizasyon ve gemi inşa programına itmiştir. Bu çerçevede şüphesiz ki ilk bahsedilmesi gereken MILGEM projesidir. MilGem (Milli Gemi) Projesi, Türk Deniz Kuvvetleri’nin keşif/gözetleme, karakol ve Denizaltı Savunma Harbi görevlerini icra edebilecek toplam 12 adet korvet sınıfı gemi ihtiyacının yurtiçinden karşılanması maksadıyla başlatılmıştır. MILGEM İstanbul Askeri Tersanesi’nde inşa edilen 2 prototip ve sivil tersanelerde inşa edilecek 10 gemiyi kapsamaktadır. Bu gemilerin 6 adetlik ilk partisi inşa etmek üzere RMK Tersanesi’ne verilmiştir. İlk iki Gemiye TCG HEYBELİADA(F-511) ve TCG BÜYÜKADA(F-512) adları verilmiştir. MILGEM ABD’nin Littoral Warfare Ship konsepti ile Locheed Martin tarafından yeni inşa edilen LCS-1 USS FREEDOM’a çok benzemektedir. Ancak, MILGEM vuruş gücü açısından LCS-1’den daha üstündür. Türk Deniz Kuvvetleri’nin en önemli özelliklerinden biri de güçlü ve köklü bir Denizaltı gücüne sahip olmasıdır. Envanterinde 6 adet Ay sınıfı (Tip 209/1200), 4 adet Preveze sınıfı (Tip 209/1400) ve 4 adet Gür sınıfı (Tip 209/1400Mod) olmak üzere toplam 14 adet dizel elektrik denizaltı bulunan Türk Deniz Kuvvetleri’nin bu alandaki caydırıcılığı yadsınamaz. Özellikle Ege’de olan karasuları anlaşmazlığında şu ana kadar Yunanistan tarafından bir adım atılamamışsa bunun da en büyük nedeni Türk Denizaltı gücüdür. Çünkü denizaltı keşfedilmesi zor son derece sinsi bir silahtır. Dizel elektrik denizaltılara, nükleer denizaltılar kadar su altında kalma imkânı sağlayan yeni AIP teknolojisi, pek çok ülkeye envanterindeki eski denizaltıları AIP tahrik sistemine sahip olanlarla değiştirmeye itmiştir. Bundan Türkiye’de nasibini almıştır. Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında HDW ve Marine Force International Ortak Girişimi ile imzalanan sözleşme kapsamında Havadan Bağımsız Tahrik (HBT/AIP) sistemli 6 adet Tip 214TN Sınıfı denizaltı Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nda inşa edilecektir. 12 yıl içinde tamamlanması planlanan bu projeyle, Türk deniz Kuvvetleri 1.800 tonluk modern bir denizaltı filosuna sahip olacaktır. Diğer önemli gemi inşa projeleri; Yeni Tip Denizaltı Type-214T, TF-2000 Hava Savunma Firkateyni, Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi, Denizaltı Kurtarma/Yedekleme Gemisi (MOSHIP/RATSHIP), Denizden İkmal ve Muharebe Destek Gemisi, Mayın Avlama Gemisi, Mayın Tarama Gemisi, Kıyı/Liman Römorkörü, Yelkenli Okul Gemisi, Havuzlu Çıkarma Gemisi (LPD), Amfibi Çıkarma Gemisi (LST), Tank Çıkarma Gemisi (LCT), Hava Yastıklı Çıkarma Aracı projeleridir. Gelecek sayılarda bunlardan bahsedeceğim. Atilla Özdöl ozdol@altay.com.tr