Türk P&I Sigorta yönetimi 2024 yılının değerlendirildiği bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker, Genel Müdür Yardımcıları Enis Güngör ve Kaptan Değer Pamuk önemli bilgiler verdi.
Toplantıda ilk olarak Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker söz aldı. Teker, “Türk P&I Sigorta deniz sigortacılığı alanında 10 yıllık başarı dolu bir süreci geride bırakmış durumdadır. Bu süreçteki stratejik kararlar ve gerçekleştirilen yatırımlar sayesinde, uluslararası deniz sigortacılığı pazarında kabul edilen, kurumsallığını tamamlamış bir kurumu ülkemize kazandırmış olmak bizler için büyük bir övünç kaynağı” dedi.
“Türk P&I 1 milyar dolara kadar teminat sağlayabiliyor”
10 yıllık bir şirket olarak, 200 yıllık geçmişi olan deniz sigortaları sektöründe uzun yıllardır var olan 12 P&I Kulübü ile aynı ligde yer aldıklarını vurgulayan Türk P&I Sigorta Genel Müdürü, “Hizmet kalitemizi her gün daha da iyileştirerek, sigortalılarımızın yanında olduğumuzu hissederek uluslararası arenada Türk P&I markasını yukarı taşımak için büyük bir motivasyonla çalışıyoruz” diye konuştu.
Teker, Türk P&I’ın 1 milyar dolara kadar teminat sağlayabildiğini, 20’ye yakın ülkede, 10 bine yakın su aracını sigortaladıklarını, 145 ülkede 370 temsilci ile hızlı hareket kabiliyetiyle her zaman sigortalılarının yanında yer aldıklarını belirtti.
Ufuk Teker, bakım tutum hasarları nedeniyle 2024 yılında 31 milyon dolar ödeme yaptıklarını, bu tutarın 2023’te 23 milyon dolar olduğunu söyledi.
Türk P&I’ın 2024 yenilemelerini başarıyla ve zamanında tamamladığını, 2024 yılında yaşanan süreci de dikkate alarak 2025 yılı yenileme çalışmalarına çok daha erken başladıklarını belirten Ufuk Teker, mevcut reasürans şirketleriyle yakın temas halinde olduklarını ve büyüme stratejilerini de destekleyecek şekilde alternatif risk transfer çözümlerini de araştırdıklarını kaydetti.
“Türk P&I, gelirlerinin yüzde 60’ını uluslararası pazarlardan gerçekleştiriyor”
Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker, Türk P&I’ı ulusal deniz sigortacılığında lider konuma getiren, faaliyetlerini önemli şekilde etkileyen unsurlardan birinin uluslararası deniz sigortacılığındaki gelişmeleri takip etmesi olduğunu ifade etti. Türk P&I’ın kuruluşundan itibaren sigortalılar tarafından geçmişte yurt dışına ödenen ve ülkeye döviz kaybına neden olan poliçe tutarlarının ülke sınırlarında kalmasını sağladıklarını söyleyen Teker, Türk P&I’ın uluslararası pazardan pay alma stratejileri sayesinde şirket gelirlerinin yüzde 60’a yakın kısmını uluslararası pazardan elde ettiklerini ve döviz kaybını önlemelerinin yanında ülkeye ilave döviz girdisi de sağladıklarını belirterek, sorumluluk sigortaları ve gövde sigortaları başlıkları altında 10’dan fazla farklı sigortayla hizmet veren Türk P&I’ın, önümüzdeki yıl FD&D sigortasını da portföylerine eklemeyi planladığını açıkladı.
2024 yılında 200 milyon TL’lik sermaye artışı
Türk P&I’ın kamu ve özel sektör ortaklığı ile kurulmuş bir kurum olduğunu belirten Ufuk Teker, şirketlerinin büyüyen operasyonlarını desteklemek ve özkaynak yapısını güçlendirmek amacıyla 2024 yılında 200 milyon TL tutarında nakdi sermaye artışı gerçekleştirdiğini, sermaye artış kararının ise kurulduğu günden itibaren şirket hissedarları arasında devam eden güçlü uyumu ve hissedarların Türk P&I’ın iş modeline duydukları güveni gösterdiğini, sermaye artışından elde edilen fonların büyüme ve stratejik yatırımlarda değerlendirileceğini dile getirdi.
Kredi derecelendirme notu arttı
Türk P&I Genel Müdürü, Türk P&I’ın Ulusal Sigortacı Finansal Gücüne ilişkin notun Fitch Ratings tarafından eylül ayında AA- olarak açıklandığını ve bu notun finansal sürdürülebilirliğe verdikleri önemin, güçlü kurumsal yapılarının somut bir göstergesi olduğunu belirtti.
Ufuk Teker şirketlerinin 2020 yılında Business Intelligence raporlama programı ile başladığı teknoloji yatırımlarına devam ettiğini söyledi. 2024 yılı içinde ekspertiz raporlamalarında kullandıkları Risk Değerlendirme Yazılımını devreye aldıklarını ve bu yazılım sayesinde surveyörlerin ekspertiz çalışmalarını dünyanın herhangi bir yerinden anlık olarak raporlayabildiklerini ifade eden Ufuk Teker, sigortalı portföyleri ve taşıdıkları riskler anlamında daha hızlı ve etkin istatistikler elde edebildiklerini belirtti. Bununla birlikte 2025 yılında ise Üretim Departmanı bünyesinde kullanılacak Fiyatlandırma Yazılımının ise planlandığını, buna benzer teknoloji yatırımlarıyla şirketlerinin süreçlerini dijitalleştirmede kararlı olduklarını ve bu sayede operasyonel verimliliklerini artırma hedefi ile hareket edeceklerini aktardı.
Geçen yıl yıl hayata geçirdikleri “Yeni Mezun” projesinden de söz eden Türk P&I Genel Müdürü, denizcilik ve sigorta bölümlerinden mezun olan gençleri ekiplerine dâhil ettiklerini, ekip arkadaşlarının gelişiminin en önemli önceliklerinden biri olduğunu söyledi. Ufuk Teker, uluslararası eğitim programlarına katılımı teşvik edeceklerini, bu sayede şirket bünyesinde uzmanlıkları ve yetkinliklerini artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Uluslararası Deniz Sigortaları Birliği’ne Türk P&I’dan temsilci
Ufuk Teker, bu yıl 150 yıllık Uluslararası Deniz Sigortaları Birliği (IUMI) hukuk komitesine TSB'yi temsil etmek üzere Türk P&I Sigorta’dan bir temsilcinin seçildiğini duyurdu.
Sadece bir sigorta şirketi olmadıklarını, Türk denizcilik sektörüne de katkı sağlayan bir şirket konumunda olduklarını her zaman dile getiren Teker, Türk P&I Sigorta olarak, deniz sigortacılığı alanındaki liderliğini sürdürerek, hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada daha büyük başarılara imza atmayı hedeflediklerini belirterek, bu yolda yanlarında olan ve şirketlerini destekleyen tüm hissedarlarına, ekip arkadaşlarına ve sigortalılarına teşekkür etti.
Değer Pamuk
Kaptan Değer Pamuk: 2024 reasürans piyasası için zorlayıcı bir yıl oldu
Toplantıda Ufuk Teker’in ardından Türk P&I Sigorta Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaptan Değer Pamuk söz aldı.
2024 yılının dünya denizciliği için coğrafi, politik ve ekonomik alandaki olumsuz gelişmelerin ağırlıkta olduğunu belirten Pamuk, zorlukların devam ettiğini kaydetti.
Kaptan Değer Pamuk sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her ne kadar yıl içinde Panama Kanalı’ndaki gemi derinlik kısıtlamalarının biraz daha hafifletilmesi bu kanalı kullanan gemilerin ve işletmelerin maliyetlerini azaltıyor gibi görünse de kanalı kullanabilecek gemilerin sayısının artmasıyla kanal geçişi için bekleme süreleri de paralel olarak artmaya başladı. Bu coğrafi gelişmelerin üzerine geçtiğimiz haftalarda ABD Atlantik kıyılarında üst üste gelen katastrofik Helene ve Milton kasırgaları, mart ayında yine Amerika’daki Baltimore Köprüsü yıkılması sonucu kapalı kalan limanların, bölgesel ve global ürün tedariki üzerindeki etkileri beklenilenin çok üzerinde gerçekleşti. Bu ekonomik ve coğrafi gelişmelerin yanında, 2021 yılında yaklaşık 3,5 ay boyunca Süveyş Kanalı’nın kapalı kalmasına sebebiyet veren Ever Given gemisinin kanal içinde sıkışması hadisesiyle oluşan global krizin etkileri henüz geçmemişken, Yemen’deki Husilerin ticaret gemilerine 2023 sonundan itibaren gerçekleştirmeye başladıkları saldırılar sonucunda hem maddi hem de Mart 2024 itibarıyla insani kayıplar verilmeye başlandı. Bu durum büyük denizcilik şirketleri de dâhil olmak üzere pek çok gemi sahibi/işletmenin emniyet tedbiri olarak Süveyş Kanalı rotası yerine Ümit Burnu üzerinden Afrika’yı dolaşmayı tercih etmelerine sebep oldu. Bu tercihin kaçınılmaz sonucu olarak işletme maliyetleri etkilenmeye başladı ve uzayan sefer süreleri küresel tedarik zincirinde de önemli değişikliklere ve dalgalanmalara yol açtı.
“Uluslararası iş birliklerini güçlendirmeye çalışıyoruz”
Politik ve coğrafi zorlukların bir başka konu başlığı olan ve artık sürekli devam eden bir sorun olan korsanlıkla ilgili de önemli mesafeler maalesef alınamadı. Alınan tüm önlemlere ve teknolojik gelişmelere rağmen yılın ilk 6 ayı itibarıyla Aden Körfezi/Somali sahasında, Doğu Afrika’daki Gine Körfezi’nde ve Singapur Boğazı’nda, Bangladeş ve Endonezya bölgelerinde rapor edilen hadiselerdeki genel azalma 2023’e göre maalesef yüzde 10’a bile ulaşmadı.
Netice itibarıyla bahsettiğimiz tüm bu gelişmeler özellikle gemi sahiplerinin artan maliyetler ve düşen navlunlar sebebiyle, giderleriyle ilgili önlemler almaya itmekte, talepler çeşitlenmekte ve doğal olarak işletme gider kalemleri içerisinde yer alan sigorta konusunda hem kapsamlı hem de yenilikçi çözümler üreten ve kendilerini emniyette hissedecekleri sigorta şirketleriyle çalışmaya itmektedir.
Bizler de Türk P&I Sigorta olarak Türkiye’nin deniz sigortacılığına yönelik uluslararası iş birliklerini güçlendirmeye ve Türkiye'nin küresel sigortacılık pazarında daha fazla yer almasına yönelik fırsatları değerlendirmek adına stratejiler geliştirmeye ve uluslararası hassasiyetleri göz önünde bulundurmaya çalışıyoruz.”
Rusya/Ukrayna sorunu ve zaten uzun süredir devam eden İran-Venezuela/Kuzey Kore gibi ülkelere uygulanan ambargolara da değinen Değer Pamuk, “Son dönemde bunun üzerine eklenen Doğu Akdeniz`deki yeni siyasi konjonktürle birlikte özellikle Asya-Pasifik ve Afrika bölgelerinde genişleyen deniz ticareti sigorta taleplerinin artmasına sebep olmaktadır. Ambargo konusunda hassas bir coğrafi konumda bulunmamız, sigortalılarımızı risklerle ilgili hem sigortalama öncesinde hem de sonrasında zamanında ve doğru olarak bilgilendirmemiz ve son olarak reasürans anlamında birlikte çalıştığımız uluslararası şirketlere karşı güçlü konumumuzu korumamız adına ambargo kontrolleri konusunda da son derece hassas ve dikkatli olduğumuzu belirtmek isterim” diye konuştu.
“Sigorta şirketleri yüksek primlerle yeni sözleşmeler yapmak zorunda kaldı”
Kaptan Değer Pamuk, 2024 yılı itibarıyla reasürans piyasalarında gözlemlenen sıkışıklıkların, sigorta şirketlerinin risk yönetimi stratejilerini zorlaştırdığını, yıl içindeki yenilemelerde limit sıkıntıları yaşandığını söyledi. Pamuk, artan doğal afetler ve jeopolitik riskler gibi konular nedeniyle reasürans maliyetlerinin yükseldiğini, uluslararası pazarda sigorta şirketlerinin yüksek primlerle yeni sözleşmeler yapmak zorunda kaldığını dile getirdi.
Enis Güngör
Enis Güngör: 2026 sonunda hedef 100 milyon dolar prim üretimi
Kaptan Değer Pamuk’un ardından Türk P&I Sigorta Mali ve İdari İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Enis Güngör de değerlendirmelerde bulundu.
Güngör, 2016 yılından itibaren uluslararası deniz sigortacılığı pazarından alınan pazar payını her yıl artırmayı başardıklarını, bu strateji sayesinde 2024 sonunda 70 milyon dolar prim üretimine yaklaşmayı hedeflediklerini ifade etti. 2024 yılı sonunda kurulduğu ilk günden bugüne kadar toplam prim üretim hacimlerini 300 milyon dolara yaklaştırmış olacaklarını ifade eden Enis Güngör, son yıllardaki stratejilerini gündemlerindeki yeni ürün geliştirme, pazar genişletme ve uluslararası iş birlikleri ile destekleyerek 2026 yılında yıllık 100 milyon dolar prim üretim hacmine ulaşmayı hedeflediklerini belirtti.
İstanbul Finans Merkezi'nde yer alan ilk sigorta şirketi Türk P&I
Genel Müdür Yardımcısı Güngör Türk P&I’ın uluslararası deniz piyasasındaki aktif rolünü tamamlamak için şirketlerinin 2024 yılında yaptıkları yatırım ile İstanbul Finans Merkezi'nde (İFM) yer alan ilk sigorta şirketi olduğunu vurguladı. Güngör, İFM bünyesinde oluşturulan finansal ekosistemi geliştirmek, deniz sigortacılığı alanında Türkiye’yi bir çekim merkezi haline getirme hedefiyle katılımcı belgelerini almalarını takiben yalnızca ilk 6 ayda 10 milyon doları aşan finansal hizmet ihracı gerçekleştirdiklerini, 2025 yılı hedeflerinin ise 25 milyon doları aşmak olduğunu belirtti.
Türk P&I’ın Hizmet İhracatçıları Birliği üyeliği kabul edildi
İFM bünyesinde katılımcı belgesi almalarını takiben Hizmet İhracatçıları Birliği’ne de kabul edildiklerini kaydeden Enis Güngör, bu üyeliklerin Türk P&I’ın uluslararası büyüme hedeflerinin bir göstergesi olduğunu belirtti. Genel Müdür Yardımcısı Güngör, şirketlerinin 2022-2023-2024 yıllarında toplamda 75 milyon doları aşan hizmet ihracatı gerçekleştirmiş olacağını, Türk P&I’ın bu başarısının, yalnızca şirketin değil, aynı zamanda Türkiye’nin deniz sigortacılığı sektöründeki yükselen gücünü de simgelediğini ifade etti.
7DENİZ