31 Ekim 2024 tarihinde Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 32708 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Önceki haliyle istisnanın uygulama alanı “deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve araçlar” olarak belirtilmekte iken değişiklik sonrası bu tanım daraltılarak yeni bir tanım ile “yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli deniz taşıma araçları” olarak revize edilmiştir. Böylece istisnanın kapsamı oldukça daraltılmıştır. Bunun yanı sıra “yük taşıma amaçlı olmayan” gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, ilgili mevzuata göre özel tekne ve özel yat kapsamında ve gövde boyu 24 metreye kadar olan deniz araçları da imal ve inşası ile ilgili mal ve hizmet alımlarında istisna kapsamı dışında tutulmuştur.
Tebliğe göre, yük taşıma amaçlı olmayan, gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, ilgili mevzuata göre özel tekne ve özel yat kapsamında ve gövde boyu 24 metreye kadar olan deniz araçları ve deniz motosikletleri, paraşüt çekme tekneleri, sürat motorları, yelkenli tekneler, şişme bot gibi çeşitli deniz araçları istisna kapsamı dışında kalmış, ayrıca tarak gemisi, yangın söndürme gemisi, kılavuz botu, palamar botu, petrol toplama gemisi gibi deniz hizmet araçları istisna kapsamına girmemektedir.24 metre altı grupta yer alan tüm bu deniz araçları için yalnızca tersanelerdeki inşa süreçleri değil, sonrasında limanlarda verilen hizmetler de maalesef aynı şekilde KDV Kanununun 13/b maddesinde düzenlenen istisnadan yararlanamayacaklardır.
İnşaat süreci devam eden deniz araçlarına etkisi nasıl olacak?
Kısaca bu yeni tebliği ne anlama geliyor dersek deniz aracınız 24 metreden daha uzunsa KDV muafiyeti alabiliyorsunuz, yok küçükse, yani boyu 24 metreden kısa ise artık KDV muafiyeti alamayacaksınız.
Başka bir deyişle 24 metre altı birçok deniz aracına 31/10/2024 tarihi itibarıyla artık önemli bir yük geldi. Şişme bot, deniz motosikleti, paraşüt çekme tekneleri gibi günlük denizcilik hayatında çok da yer almayan keyif araçlarının yanı sıra, diğer 24 m altı yelkenliler, motor yatlar, amatör balıkçı tekneleri, römorkörler bir anda KDV istisnası haklarından oldular. Bir yelkenli veya motor yatın inşaatı kolay bir süreç değildir ve ortalama 2 yıl kadar sürer. Bu durumda tersane sahibinin tekne teslim sürecinde bir anda hiç düşünmemiş olduğu ciddi bir KDV yükünün altına girdiğini görmekteyiz. Kontratında yeni vergilerle ilgili özel bir madde veya sözleşme tutarında yeterli kâr marjı yoksa birçok küçük ölçekli tersanenin zor günler yaşayacağını söylemek yanlış olmaz.
Etkilenen sektörün büyüklüğü ve Türk denizciliğine olası etkileri
24 metre altı dediğimizde yüzlerce küçük ölçekli tersane, bunlara hizmet veren binlerce yan sanayi, bu işletmelerde çalışan on binlerce çalışanı birlikte düşünmek gerekir. Doğal olarak ciddi bir sektör bu karardan olumsuz olarak etkileneceklerdir.
Gemi ve Yat İhracatçıları Birliğinin ihracat raporlarına baktığımız zaman dile kolay yılda 2 milyar dolara yakın bir ihracat değeri görüyoruz ve bu değer yıllar içinde artarak devam etmekte. Ülkemizin ihracat verilerine bu kadar önemli katkılar sağlayan denizcilik sektörümüzün daha da geliştirilmesi, çeşitli ama doğru teşviklerle gelişmesinin sağlanması gerekmektedir.
Batı Akdeniz bölgesinde 24 m altı tekne sahibi olmanın avantajları her geçen artıyor. Yani gerek yelkenlilerde gerek ahşap-fiber-kompozit motor yatlarda ciddi bir 24 m altı tekne pazarı var. Ama devlet bana sanki sen 24 m altında tekne yapma diyor. 24 metre üstü yatlarda, diğer adıyla mega yatlarda Türkiye olarak oldukça iddialıyız. Büyük düşünmek güzel elbette, mega yatlar yapalım ama 24 metre altı için her geçen gün gelişen, büyüyen kocaman hiç de azımsanmayacak bir pazar var, neden bu pazarı kaybedelim ki? Tam tersine yıllardır tüm zorluklara rağmen ayakta kalmış, tırnaklarıyla didine didine bir yere gelmiş küçük imalatçılarımızı desteklemek, doğru şekilde teşvik etmek, yönlendirmek, arkalarında durmak lazım. Küçük imalatçılar yan sanayi üzerinde sanılandan çok daha geniş bir zincir etkiye sahip olup, yan sanayinin de etkisiyle binlerce aileye çeşitli iş imkanları, istihdam fırsatları sağlamaktadır.
Bir teknenin imalatının en az iki sene civarında olduğunu var sayarsak yeni çıkan KDV yükünü yat tersaneleri taşımakta ciddi şekilde zorlanacaklardır. Kaldı ki çok yakın zamanda işçilik-maliyet fiyatlarımız birçok Avrupa ülkesi ile ve hatta marka değerleri yüzünden pahalı olduğu bilinen İtalya ile muhtemelen aynı hale gelmiştir. Belki de maliyetlerimiz yakın zamanda daha da pahalı olacaktır. Tabii ki bu durumda rekabet şansımız oldukça azalabilir, belki de hiç kalmayabilir. 24 metre altı deniz aracı talebinin arttığı bir dönemde rekabet gücümüzü azaltan, sektörün maliyetlerini arttıran bu kararın tekrar değerlendirilmesinde önemli faydalar olacağını düşünüyorum
Denizciliğimiz nasıl gelişir, neler yapmalıyız?
Bu konuda söylenecek çok şey, çok fikir var. Hepsini yazmaya kalksak sayfalar yetmez muhtemelen. Denizcilikle ilgili kanun, yönetmelik, tebliğ gibi önemli kararlar alınmadan önce şüphesiz sivil toplum kuruluşları ve yetkili diğer otoritelerle fikir ve görüş alışverişi yapılıyordur diye düşünüyorum. Ama yapılıyorsa bile ortaya çıkan durumdan bu görüş alışverişlerinin ya yeterli olmadığı ya da denizcilik sektörünün sorunlarının yeterince dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. 3 tarafı denizlerle çevrili, adaları hariç 8592 km kıyı şeridine sahip muhteşem bir ülkedeyiz. Daha da önemlisi dünyada başka hiçbir ülkede olmayan, kıyılarının tamamının bize ait olduğu bir iç denize, Marmara Denizine sahibiz. Bu kıyıları yeterince kullanabiliyor muyuz, güzelliklerini koruyup, denizciliğimizin gelişmesini sağlayabiliyor muyuz? Denizcilikte hak ettiğimiz seviyede olmadığımız bir gerçek. Denizcilik Sektörünün sorunlarının doğru şekilde ele alınıp, doğru ve akılcı hamlelerle ileri götürülebilmesi için en kısa zamanda eskiden var olan Denizcilik Müsteşarlığımızın boşluğunu dolduracak yetkili ve güçlü bir “Denizcilik Sanayi Başkanlığı” veya daha iyisi bir “Denizcilik Bakanlığı” kurulmalıdır. Bu şekilde çeşitli bakanlıklara dağılmış olan denizcilik aktiviteleri tek bir elde doğru şekilde toplanıp, daha verimli yönetilebilecektir.
Yüreğinden deniz geçen tüm meslektaşlarıma selam olsun.
Saygı ve sevgilerimle,
Cem Melikoğlu
Türk Loydu Vakfı 2015-2023 Dönemi Başkanı
Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ