Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Türkiye-Ukrayna İş Konseyi Başkan Yardımcısı İsmail Ziya Uzel, Türkiye’nin Ukrayna ile olan ticaretinde denizcilik sektörünün yanında olduklarını söylüyor. “DEİK olarak denizcilerimizde farkındalık yaratarak, karşılaştıkları sorunları çözmemiz, elimizden geldiğince çözümler üretmemiz gerekir” diyen Uzel, Türk denizcilik sektörüne geleceğe dair şu mesajı veriyor; “Öncelikli liman işletmecileri ve tersanecilerimize savaş sonrası için söylüyorum. Kendileri de zaten o bölgeyi iyi biliyorlar. Çok büyük atıl durumda, tekrar ayağa kalkması gereken limanlar ve tersaneler var. Bunlar için hazırlıklı olmaları gerekli.”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye Ukrayna İş Konseyi Başkan Yardımcısı İsmail Ziya Uzel, aynı zamanda Vi-Za Star’ın Genel Müdürlük görevini de üstlenmekte. Denizcilik sektörüne, 1990’lı yıllarda Rusya’yla yapılan bavul ticaretine paralel olarak yaptıkları acentelik ile girdiklerini söyleyen Uzel, “İhtiyaç oldukça hem gemiler aldık ve kiraladık hem de hatlar açtık. Böylece yavaş yavaş acentelikten ayrıldık. Daha sonra 2012’lerde bu bavul ticareti yavaş yavaş azalmaya başladıktan sonra dünyanın da en çok bildiği ve destek verdiği tahıl ticaretine yönelik gemilerin tonajlarını değiştirerek armatörlük kısmıyla denizcilikte kendimize yeni bir sayfa açtık. Filomuzda 5 gemi vardı ve toplam DWT’miz 17 bin civarındaydı. Fakat yeni yaptığımız anlaşma ile filomuza, toplam 14 bin DWT’lik kapasitesi olan 4 gemi daha kattık ve kapasitemizi Nisan ayında 31 DWT’ye çıkardık. Karadeniz ve Akdeniz çanağında nehir tipi gemilerle operasyonlarımıza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Gemilerimiz çok eski maalesef
IMO regülasyonlarına uygunluk hakkında konuşan Uzel, “Bizim çalıştığımız gemiler, nehirden çıkan gemilerdir. Bu gemilerin maalesef en yenisi 1996 yapımı. Önceki yıllarda 1960, 1970 yapımı gemileri görüyorduk. Regülasyonlara uyum konusunda nehir tipi gemilerde maalesef yeni inşalar yok. Bizim en çok zorlandığımız konulardan biri de gemilerimizin tamir bakımı oluyor. Biz bu gemilerin bakımlarını en üst seviyede yaparak çalışır vaziyette tutmaya çalışıyoruz. Bizi, asıl yoran konuların başında bu geliyor” dedi.
Tahıl Koridoru Anlaşması önemli
Tahıl Koridoru Anlaşması hususunda DEİK’in konumunu hakkında bilgiler veren Uzel, “DEİK’te bizim tekrar görev almamızın asıl nedeni Tahıl Koridoru Anlaşmasıyla beraber denizcilik ayağının biraz daha öne çıkması, vurgulanması ve temsil edilmesi kanısında olduğumuz içindir. Tahıl Koridoru Anlaşması şunu gösterdi ki, özellikle savaş bölgesine sigortalarının problemlerinden kaynaklı giremeyen armatör tarafında bu işin işleyişinde gecikmeler olabiliyor. Anlaşma olduğu çerçevede armatörlerden özellikle sigorta kısmında ağızları yananlar oldu. Diğer taraftan koridor çalıştığı sürece sirkülasyonun ne kadar önemli olduğu görüldü. Ayrıca ortaya çıktı ki armatörlerin limanlarla olan ilişkilerinde bilgi akışı olmazsa olmaz. Ukrayna tarafında başbakan ve ulaştırma bakanının da çabalarıyla çabukluk sağlanmaya çalışılırken bizde burada bakanlığımızın da yardımıyla bekleme bölgesi olarak seçilen yerlerde gemilerin ivme kazanması ve tahıl akışının hızlı çıkışının yapılması gerçekleştirildi. Bizim buradaki görevimiz, karşılaşılan problemler neticesinde devreye giriyor. Lokal problemler karşı tarafta liman başkanlıkları ve gümrük tarafından çözülürken bizim de navlun, ödeme, mal bedelleriyle ilgili karşılaşılan sıkıntıları biraz daha armatörlerin yolundan kaldırıp çalışır hale getirip hızlandırmak oldu” şeklinde konuştu.
Tamir bakımda sıkıntılar yaşanıyor
DEİK’in denizcilik ayağında da bir görevi olduğunu belirten Uzel, “Bizim tersanelerimiz bölgedeki gemi tadilat ihtiyacına cevap veremez durumda. Artık 6-8 ay sonraya gün veriliyor. Havuz ve kızaklar da yeterli talebi karşılayamıyor. Ukrayna’daki atıl durumda bulunan liman ve tersaneler, ilerleyen süreçte, hatta savaş bitiminde Türk denizciliğinin gücünün etkisiyle daha çabuk ayağa kalkacaktır. Biz, Karadeniz bölgesindeki bu ihtiyaca çabuk cevap verebiliriz. Karadeniz’de komşu olmamız sebebiyle yakınlığımız da söz konusu. Sektörü bu noktalara kanalize etmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’da diğer ülkelere göre öndeyiz
Uzel, “Dernek olarak bu seçimde denizcilik camiasını birlik beraberlik adı altında yanımızda olmaya çağırmak dışında asıl amacımız biraz da DEİK Ukrayna İş Konseyi’nin neler verebileceğini camiaya göstermekti. DEİK olarak diğer ülkelerle yaptığımız ikili görüşmelerde çok daha ağır ve saygı değer bir konumdayız. DEİK olarak karşı tarafa bildirim yaptığımızda çözüm önerileri konusunda neler yapılabileceği bizimle paylaşılır. Bunu sadece taşımacılık için düşünmeyelim, ticaret konusunda da devreye giriyoruz. Savaş öncesi iki ülkenin ekonomisi birbirini tamamlar özelliklerde olduğu için aslında birbirine faydalı ekonomilerdi. Biz, demir minerallerini oradan getirirken buradan da inşaat malzemelerini gönderiyoruz. Bizim ülkemiz un, makarna konusunda Avrupa’nın en büyüğü konumunda. İç piyasayı bırakalım bölgedeki en çok ihracat yapan ülkeyiz. Bunların hepsi beraberinde taşımacılığı getiriyor. Bununla ilgili DEİK olarak denizcilerimizde farkındalık yaratarak, karşılaştıkları sorunları çözmemiz, elimizden geldiğince çözümler üretmemiz gerekir. Onları bölgeden kaçırmak, küstürmek yerine bölgeye daha çok yatırım yapar, buraya çalışır hale gelme inancını taşımamız lazım. Bu inanca getirmemiz için de onların olası sorunlarının çözümünü oluşturmamız önemli. DEİK’in de bu anlamda üstlendiği görev az değil” dedi.
Tedarikte öncelik savunma sanayinde
Savaştaki bir ülkeden bahsediyoruz diyen Uzel, “En başta tedarik zincirinde savunma sanayi alanında her şeye ihtiyaçları var. Savaşın başında yine birçok devlet organımız ve STK’larımızın yardımıyla biz savaşın 4’üncü günü başlayarak 82 adet insani yardım tırı çıkardık. Devam eden süreçte de bazı taşlar yerine otursa da savaşın devam ettiği doğu bölgesinin dışındaki taraflarda ihtiyaçlar bitmiş değil. Karayoluyla ulaşmada yaşanan sıkıntılardan dolayı deniz yolundan sağlanan tedarikler çok büyük önem taşıyor. Türkiye’nin de hem Karadeniz’den dolayı komşu olması itibarıyla hem de stratejik ortak dostluk taşıdığı bir ülke. Türkiye Ukrayna’nın tam bağımsızlığına destek veren bir ülke olarak tedarik zincirinin en üstünde yer almakta. Bundan önce de 8 milyar dolar civarında olan karşılıklı ticaretimiz savaşla beraber bazı önemli dış ticaret maddeleri işlem görmese de 12-13 milyar dolarlara çıktı. Bu da bu ivmenin savaş sonrası ne kadar yukarı gideceğinin bir göstergesi. Bizim denizcilik camiamızın bir bütün olarak bunun farkında olup bu rakamları daha yukarılara çıkarmak için biz onlara her konuda yardımcı olmak istediğimizi bilmelerini isteriz” açıklamasında bulundu.
Tahıl Koridoru devam edecek
Önümüzdeki dönem için Tahıl Koridorunun geleceğini de değerlendiren Uzel, “Tahıl Koridorunda bir değişiklik olmaz. Rusya zaten Tahıl Koridoruna müsaade ederken kendi petrol ürünlerinin çıkışına kolaylık sağlanmasını istemekteydi. Oluşan yaptırımlardan onlara bir kolaylık gelmediği için Tahıl Koridorunun 4’lü anlaşmayla devamı mümkün olmadı. Şu anda Ukrayna devleti Rusya haricinde kendi garantisi altında bu işi götürmeye çalışıyor. 3 ay önce bir panamax gemisi Odessa’da yükleme sırasında yaşam mahallinden vuruldu. Aslında Rusya bu hareketiyle, ‘yaptığınız benden habersiz tahıl koridorundaki yüklemeler benim gözetimim altında gidiyor, ben izin verdiğim sürece yapabilirsiniz. Benim savaş yaptığım bir ülkenin ihracat yapmasına gelir etmesine yardımcı oluyorsunuz’ demek istiyor. Dünyada tahılın %32’si Ukrayna ve Rusya tarafından sağlanmakta. Bu tahılın çıkışı da dünya için bir elzem. Savaşta dahi olsa bunun bilincinde olan birlikler her şeyi göze alarak bazı ekonomik koşulları da göğüsleyerek hala bunun devamını sağlamaya çalışıyorlar” dedi.
Sektörün her zaman yanındayız
Türkiye-Ukrayna İş Konseyi Başkan Yardımcısı olarak denizcilik sektörüne bir mesaj veren Uzel, “Öncelikli liman işletmecileri ve tersanecilerimize savaş sonrası için söylüyorum. Kendileri de zaten o bölgeyi iyi biliyorlar. Çok büyük atıl durumda, tekrar ayağa kalkması gereken limanlar ve tersaneler var. Bunlar için hazırlıklı olmaları gerekli. Kendi sektörümüzün tonaj açıklarını buralardan gidermemiz lazım. Denizcilik sektörü için, artık nehir tipleri dışında 40 binlere kadar gemi tonajları konusunda hazırlık olsunlar. Konum olarak zaten komşuyuz. Denizcilerimiz bizimle iletişime geçme konusunda çekinmesinler. DEİK sorunları çözme konusunda da sorumluluklar üstlenmiş bir kurumdur. Problemleri çözüme ulaştırmak için beraber yürüyebileceğiniz, arkanızda duran bir kurumdur. DEİK’ten uzak kalmasınlar. DEİK’in gelişmelerini takip edin. Pruvanız neta olsun” açıklamasında bulundu.
Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ