Ülkemizin, denizlerde eşine az rastlanır bir sondaj filosuna sahip olduğunu söyleyen Omni Sigorta Brokeri Berk Ilgaz, “Bütün dünyada Offshore aktivitelerinin neredeyse durduğu bir dönemde ülke olarak gerçekten benzerine az rastlanır bir ivmede MODU (Mobile Offshore Drilling Unit) filosu kurduk. Bu tartışmasız çok büyük bir başarı ve vizyondur. Bu vizyonun ortaya konmasında rol oynamış insanların risklerini yönetmekte bizim için bir onur verici bir görevdir. Bu kısım başka bir söyleşinin konusu. Üçüncü şahıs partiler bu başarımızı sandalyelerinde çok yakın bir şekilde takip ettiler ve parçası olmak için çaba gösterdiler. Sigorta ve sigortacılar da bu kalemlerden biri” dedi.

Offshore sigortalarının deniz sigortalarına nispeten daha grift yapıda olduğunu belirten Ilgaz, sözlerine şöyle devam etti: “Burada en önemli kısım, bir offshore proje yöneticisinin, projeyi hayata geçirmeden önce sigorta kapasitesini hazırda bulundurması gerekliliğidir. Sigorta her ne kadar denizcilik/offshore sektörünün denetleyici bir organı olmasa da Liman Devleti Konrolü (PSC) veya Klas mümesilleri (Classification Society) ya da Deniz Sigorta Eksperleri (Marine Warranty Surveyor) gibi, ticari olarak armatörün rizikolarını teminat altına alınmasında en önemli rolü oynaması sebebiyle yönlendirici bir organ olarak görev almaktadır. Gerek sorumluluk gerekse de emtia sigortacıları offshore projelerine taraf sigortalıları ve onların yüklenicileri ile arasında akdedilmiş sözleşmeleri baz alarak ısmarlama (bespoke) bir teminat sunmaktadır. Bu teminatın içeriği ilgili kontrata vabeste taraflara özgü olmaktadır ve primlendirme kontrat aşamasında yapılmış ‘sorumluluk’, ‘tazminat’ ve ‘sigorta’ ürünlerinin paylaşımı dikkate alınarak yapılmaktadır. Bizim filomuz özelinde ise TPAO elektronik posta üzerinden ihale yolu ile sigorta alımlarını gerçekleştirmektedir. Riskin gerçekleşmesi durumunda süreç taşımacılık endüstrisindeki hasar elleçlemesine benzer şekilde ilerlemekte. Alanında uzman eksperlerce oluşan hasarın boyutları incelenip sigortacı ile tazminat aşamasına geçiliyor. Ancak tabiidir ki, genellikle hasarlar çok boyutlu ve oldukça karmaşık yapıda olabiliyor.”

Sondaj gemilerinde statü farklı

Firmalarının sondaj gemileri sigortalarken sahip olduğu avantajları değerlendiren Ilgaz, “MODU’lar da diğer ticari filolar gibi uluslararası regülasyon ve konvansiyonlar tarafından regüle edilmiş durumda ancak operasyon itibariyle sondaj gemilerinin sondaj ve transit esnasında gemi statüleri farklılık göstermektedir. Sondaj esnasında sondaj yapılan Münhasır Ekonomik Bölgenin hukukuna vabeste operasyonunu gerçekleştirir ve gemi olarak nitelendirilemez. Transit esnasında ise konvansiyonel bir ticari gemi olarak nitelendirilebilmektedir. MODU’ların sigortası diğer offshore ekipmanları arasında da daha özellikli olmakta ve gerekli Tekne ve Makine, Harp ve Grev sigortaları yalnızca enerji ilintili deniz sigortaları piyasasında plase edilebilmektedir. Bu ünitelerin koruma ve tazmin sigortaları ise grup kulüpleri arasından yalnızca Skuld, Gard ve The Standard – şimdilerde NorthStandard olarak anılıyor- grup kulüp sigortacıları tarafından yapılabilmektedir. Filo olarak birçok avantajımız bulunmaktadır. Bunlardan ilki artan gemi sayısı, genişleyen sondaj kuyu sahası ve en önemlisi münhasır ekonomik bölgemizin rezerv potansiyelinin filomuzun genişlemesine yol açacağı öngörüsü. Diğer yandan TPAO personelinin günden güne artan tecrübesi (Know-How) gibi elementler rizikoyu daha çok homojenleştirip sigortacıların amiyane tabiriyle iştahını kabartmaktadır” ifadesinde bulundu.

MODU sigortalarının yapısı

IBRD'den Türkiye'ye deniz üstü RES için 7,9 milyon avro kaynak sağlayacak IBRD'den Türkiye'ye deniz üstü RES için 7,9 milyon avro kaynak sağlayacak

Sigortacılıkta brokerlik faaliyetlerinin önemini anlatan Ilgaz, “Biz broker olarak herhangi bir riski direkt olarak üstlenmiyor, riskin genellikle yüzde 100 olarak ilgili sigorta marketlerinde plase edilmesine aracılık ediyoruz. Enerji ilintili denizcilik sigortası marketi, denizcilik sigorta marketinden farklı olup genellikle toplam yüzde 100 değerin azami yüzde 5’i kadar hisseler alarak plasmana dahil edilir bu sebeple her bir tekne plasmanı panelinde en az 10-15 tane sigortacının olduğunu söyleyebiliriz. Yapı itibariyle dünyanın tüm kaynaklarının kullanıldığı bir sigorta kapasitesi oluşturulmakta. Bu hususun daha iyi anlaşılması için şu örnek verilebilir; taşımacılık yapan bir gemiyi yalnızca Türk marketinden veyahut İskandinav (Nordic) marketinden yüzde 100 olarak sigortalama ihtimaliniz söz konusudur. Ancak offshore sigortaları özelinde neredeyse tüm dünya kapasitesini hazır hale getirmeniz gerekir” dedi.

Offshore MODU’lar ile hızlandı

Orta ve uzun vadede Türkiye'de offshore ve onshore sektörünün gelişimini değerlendiren Ilgaz, “Türkiye’de Offshore faaliyetleri her ne kadar TPAO tarafından uzunca yıllardır yapılıyor olsa da aktif olarak MODU’ların gelişi ile geniş bir yankı bulmuş ve hızlanmış durumdadır. Biz ülke olarak enerjide dışa bağımlı bir ülke olmamız sebebiyle bu sektörde yaşanacak her türlü gelişme dünyanın ve enerji piyasalarının içinde bulunduğu durumdan bağımsız olarak bize pozitif olarak yansıyacaktır. TPAO’nun tecrübe ve profesyonelliğine ilave olarak ona destek veren Türk denizcilik sektörünün de başarı ve tecrübesini göz önünde bulundurduğumuz zaman bu sektörde ulus olarak başarımızın katlanarak artacağından şüphe duymamaktayım” açıklamasını yaptı.

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ

Editör: Haber Merkezi