Türkiye’nin önden gelen yat tasarımcılarından biri olan Osman Tanju Kalaycıoğlu MCE Yachts ve TAKA Yat işbirliği ile Bosphorus Boat Show Tekne, Tekne Ekipman ve Aksesuarları Fuarı’nda düzenlenen etkinlikte deneyimlerini paylaştı.
MarinTurk İstanbul City Port’ta düzenlenen fuarda MCE Yachts ofisinde düzenlenen etkinlikte cumhuriyetin 101. yılı da canlı müzik eşliğinde kutlandı.
Müzik dinletisinin ardından düzenlenen ve ilginin yoğun olduğu söyleşide ünlü tasarımcı Osman Tanju Kalaycıoğlu klasik teknelerin öneminden, yapım süreçlerinden bahsetti.
Osman Tanju Kalaycıoğlu
“Klasik ruh tekneleri teknoloji ile harmanladık”
Kalaycıoğlu, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz önderliğinde Klasik Tekneler Platformu kurduklarını belirterek Türkiye’deki tekneleri kayıt altına almak istediklerini söyledi. Kalaycıoğlu, kayıt altına alınan ilk teknenin de cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün son aylarını geçirdiği Savarona olduğunu ifade etti.
Klasik teknelerin rağbet gördüğünü ifade eden Kalaycıoğlu Batı’da klasik teknelerin defalarca el değiştirmesine rağmen ilginin kaybolmadığını kaydetti.
Usta tasarımcı, “Benim neslimin çizdiği klasik ruhta olan tekneler var. 1977 yılından önce yapılmışları safkan klasik olarak kabul ediyoruz” dedi.
Trabzon ve İskenderun’un gemi yapım ve işletim açısından eski ve önemli limanlar olduğunu dile getiren Kalaycıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu işe başladığımda Alaplı ve Cideli ustalar bu işi yapardı. Bu gelenek ustalarımızla bizlere ulaştı. Diğer yerse Ayvansaray’dı. O ustalarla biz tekneler yapmaya başladık. Klasik ruh tekneleri, Türk ahşap tekne yapımcılığını teknoloji ile harmanladık. Ahşap tekne ustalığını Batı’dan öğrendiğimiz tekniklerle birleştirdiğimiz çağdaş bir tekne ortaya çıkarmakta kullandık.
20 yıl önce yaptığımız Leylim teknesinin çok az bir ahşap parçası değişti bugüne kadar ve MCE Yacths'in ihtimamıyla pırıl pırıl halde duruyor. Leylim Boğaz’da gezecek ve ömrü de devam edecek. Bugün ahşap tekneyi bazı brokerler tamiri, bakımı zor diye küçük görüyor. Buna katılmıyorum. Hollanda’nın en gelişmiş, pahalı tersanelerinde altyapısı alüminyum olan tekneleri bitmiş halde denize indiklerinde göreceksiniz, birçoğunun üstü sanki 80 sene önce yapılmış yelkenlilerin üst kısımlarındaki ahşap yapıların aynısı. Leylim’in ahşap yapısı hiçbir bakım istemiyor. Bunu sacta, alüminyumda ya da kompozitte de elde etmeniz imkânsız.”
“Bir tekne küçük de olsa ciddi bir yatırım” diyen ünlü tasarımcı, “Bunun her unsuruyla dengeli olarak doğru yapılması lazım” diye konuştu.
“Doğal gelişimi olan bir sektörümüz var”
Türkiye’nin yat yapımında daha iyi noktalara geleceğini dile getiren Kalaycıoğlu şunları söyledi: “İşe başladığımızda Türkiye’de hiçbir şey yoktu. Sadece Ayvansaray’da yapılan kayıklar vardı. Çocukluğumda her yelkenliye kotra derdik. Geldiğimiz noktada Türkiye 120 metre yat siparişi aldı. Doğal gelişimi olan bir sektörümüz var. Devletimizin diğer büyük sektörlere gösterdiği ihtimam bizde yok, neredeyse engellemeler var. Katma değer olarak çok kıymetli bir sektör. Benim sektörümde her şey var. Ressam, mermer ustası, döşemeci, elektronikçi, halıcı, yazılımcı, çelik kaynakçısı, mobilyacı, marangoz, boyacı var. Enerjimiz çok yüksek.
Yetiştirdiğimiz çocuklarımızı Hollandalılar kaptı. Kaynak bende, yaparız yine. En üst seviyede yetiştirmişiz demek ki. Ustalarımızı artırabilmemiz lazım. Benim hayalim, kadınların biraz daha sahaya inmesi. 1997-1998’de İngiltere’de çalıştım, oradaki kadınlar sekreter, satınalmacıydı. Türkiye’ye geldim, burada proje müdürümüz ustalarla sahada çalışıyordu. Kadınlar niye kaynak, mobilya yapmıyor? Bunun önünü açmamız lazım.”
Etkinlik söyleşinin ardından müzik dinletisi ile devam etti.
MCE Yachts ve TAKA Yat, 3 Kasım’a kadar devam edecek olan Bosphorus Boat Show’da ortak katılımla Larimar ve Leylim teknelerini sergiliyor. Deniz severler fuarda sergilenen tekneleri yakından inceleme fırsatını buluyor.
7DENİZ