İngiliz Temyiz Mahkemesi, 24 Mart 2021’den Süveyş Kanalı’nda karaya oturan 6 gün boyunca kanalı geçişlere kapatan kazaya ilişkin gemi sahipleri ve deniz kurtarma şirketi arasında dikkat çeken bir karar aldı.

Mahkeme, alt mahkemenin geminin sahipleri ile deniz kurtarma şirketi Smit Salvage arasında bağlayıcı bir kurtarma sözleşmesi yapılmadığı yönündeki kararını onadı. Kararla Smit Salvage, geminin yeniden yüzdürülmesi ve güvenli bir yere getirilmesi sırasında yaptığı kurtarma çalışmaları için talepte bulunma hakkına sahip oldu.

Ne olmuştu?

Ever Given isimli dev konteyner gemisi, kum fırtınası ve kötü hava koşulları nedeniyle görüş mesafesinin düşmesi sonucu 24 Mart 2021’de Süveyş Kanalı'nda kıyıya çarparak karaya oturmuştu. Geminin kanalda sıkışarak geçiş yolunu kapatmasıyla kanalın iki yakasında uzun gemi kuyrukları oluşmuş ve deniz trafiğinin durması nedeniyle pek çok ürün sevkiyatında aksamalar yaşanmıştı.

Süveyş Kanalı, dev geminin 6 gün süren çalışmaların ardından yüzdürülmesiyle trafiğe açılmıştı. Kanalın kapanmasıyla Mısır'ın günlük yaklaşık 12-14 milyon dolar zarara uğradığı, Ever Given'ın küresel ticarete verdiği günlük zararın ise 10 milyar dolar civarında olduğu belirtilmişti.

Temyiz Mahkemesi karar verdi

Balıkçı teknesinde tüp patladı: 1 kişi hayatını kaybetti Balıkçı teknesinde tüp patladı: 1 kişi hayatını kaybetti

Yargıya taşınan olayda İngiliz Temyiz Mahkemesi kararını verdi. Geminin kurtarılması ve kanalın yeniden geçişlere açılması adına kurtarma hizmeti veren şirket ile donatan arasındaki uyuşmazlık karara bağlandı. İngiliz Temyiz Mahkemesi, deniz kurtarma şirketi Smit Salvage ile donatan Luster Maritime S.A arasındaki kurtarma tazminatı hakkındaki anlaşmazlıkla ilgili, taraflar arasında bağlayıcı bir sözleşmenin olmadığına karar verdi.

Ekibi ve kiralanan 2 römorkörle kurtarmaya katılan deniz kurtarma şirketi olan Smit Salvage, geminin başarılı bir şekilde yeniden yüzdürülmesinde katkısı olduğu gerekçesiyle donatanlardan kurtarma tazminatı talep etti. Ancak donatanlar, taraflar arasında önceden akdedilmiş bir sözleşme olduğunu ve bu sözleşme uyarınca Smit'in gemiyi tekrar yüzdürdüğünü beyan ederek Smit Salvage'ın tazminat talebini reddetti.

Taraflar arasında 25 Haziran 2021 tarihinde imzalanan Yargı Yetkisi Anlaşması'na göre, Smit Salvage'ın kurtarma talebi, hizmetlerinin kurtarma niteliğinde olup olmadığı da yalnızca İngiliz mahkemesi tarafından İngiliz hukuku ve uygulamasına göre belirleneceği kabul edildi. Sözleşmede belirtildiği üzere, Smit Salvage kurtarma hakkı veren hizmetler sunduğunu iddia ederken, gemi sahipleri Smit tarafından sunulan hizmetlerin kurtarma hizmetleri olmadığını, ancak önceden var olan bir sözleşmeye dayalı hizmetler olduğunu ileri sürdü.

Deniz Ticaret Mahkemesi, Smit Salvage B.V. tarafından açılan davada, taraflar arasındaki sözleşmenin, kurtarıcıların sağlayacağı hizmetler de dahil olmak üzere kalan şartlar da kabul edilene kadar geçerli olmayacağına ve böyle bir sözleşmenin yapılmadığına kanaat getirdi. Mahkemece, tarafların anlaştığı şeyin, kurtarıcılara sağladıkları herhangi bir hizmet için ödenecek ücret konusunda bir sözleşme oluşturabilecek kapasitede olmasına rağmen, tarafların objektif bir şekilde anlaşmadıklarını ve bu sebeple tarafların arasında bağlayıcı bir kurtarma sözleşmesi düzenlenmediğine karar verdi. Deniz Ticaret Mahkemesi'nin söz konusu karan sonucunda Smit Salvage kararı temyiz etti. Temyiz Mahkemesi, tarafların arasında kurtarma ücretini de içerir şekilde bağlayıcı herhangi bir sözleşme bulunup bulunmadığı hususunu ele aldı.

Temyiz Mahkemesi, tarafların kurtarma süreci boyunca yaptıkları görüşme ve açıklamaları inceledi. Smit Salvage tarafından Luster Maritime S.A.'ya ilk olarak geminin karaya oturma tarihi olan 23 Mart 2021 tarihinde olmak üzere defaatle e-posta yolu üzerinden kurtarmaya ilişkin teklif yapıldığı, Luster Maritıie'in kurtarma operasyonunun Smit Salvage ile yönetilmek istendiğini ancak halihazırda Smit Salvage tarafından sunulan hiçbir teklifin kabul görmediği ile karşı teklif dahi yapılmadığı anlaşıldı.

26 Mart 2021 tarihinde Luster Maritime tarafından yapılan karşı teklifin Smit Salvage tarafından yapılan teklife ilişkin bazı maddeleri dışarıda bırakarak sunulduğu, taraflar arasında gerek telekonferans ve gerekse e-posta yoluyla kurtarma operasyonuna ve sözleşmeye ilişkin görüşmelerin sürdüğü ancak nihai bir anlaşmayı varılamadığı tespit edildi.

Temyiz Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin verdiği karara paralel olarak tarafların arasında bağlayıcı bir sözleşme bulunmadığına hükmetti.

Kararla, yalnızca ücrete yönelik bir yazışmanın bağlayıcı bir sözleşmenin varlığını göstermediği, taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen ve taraflarının mutabık kaldığı diğer temel yükümlülüklere de dikkat çekildi.   

7DENİZ