Su altı görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan ve ekibi, Çanakkale Boğazı’nda yaptığı dalışta, 1915’te İttifak Devletleri ile İtilaf Devletleri arasındaki savaşta batırılan gemilerin batıklarının bulunduğu Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’nı kamerasıyla kaydetti.
Birinci Dünya Savaşı’nın en şiddetli deniz muhaberelerinden birinin yaşandığı bölgede 14 batıktan 10’unu görüntüleyen Ceylan ve ekibi gemilerin çevrelerindeki deniz canlılarını da kayda aldı.
Suvla dalış noktasında 27 metre derinlikte görüntülenen 188 ton ağırlığındaki İngiliz mayın tarama gemisi Lundy, Çanakkale Deniz Savaşı’ndan önce balıkçı gemisi olarak kullanıldı.
Büyük Kemikli Burnu’ndaki İngiliz muhribi HMS Louis, Çanakkale Savaşları sırasında bir römorkörle çarpışarak hasar almasının ardından sürüklenerek kuma oturdu. Büyük bölümü kuma batmış durumdaki gemi 10-12 metre derinlikte her düzeyden dalışseverlere hizmet veriyor.
Anzak Koyu’ndaki SS Milo, 1865’te buharlı bir gemi olarak inşa edildi. Birinci Dünya Savaşı’nda yük taşımada kullanılan ve büyük bölümü kuma batmış olan, etrafı deniz çayırlarıyla kaplı gemi 5-7 metre derinlikte yer alıyor.
Yük ve asker taşımacılığında kullanılan İngilizlere ve Avustralyalılara ait birer gemi, 25 metre derinlikte adeta doğal bir resifi andırıyor.
Seddülbahir açıklarında Alman denizaltısı tarafından torpillenerek batırılan 18 metre derinlikteki İngiliz zırhlısı HMS Majestic, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’ndaki en ünlü batıklardan biri olarak biliniyor.
İngiliz zırhlısı HMS Triumph, Midilli (SS Breslau), Fransız denizaltısı Saphir, İngiliz denizaltısı HMS E14 ve Osmanlı Ordusuna ait Mesudiye Zırhlısı da Ceylan ve ekibince görüntülenen batıklar arasında bulunuyor.
Tahsin Ceylan, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108’inci yılında Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’ndaki batıkları görüntülediklerini söyledi. Bu batıkların 100 yılı aşkın süre dalışa yasak olduğunu belirten Ceylan, Tarihi Alan Başkanlığının çalışmalarıyla deniz turizmine kazandırıldığını ifade etti.
Akdeniz’de 17 bin olan denizel tür sayısının Türkiye kıyılarında 6 bin civarında olduğunu belirten Ceylan, “Dolayısıyla Türkiye kıyıları su altı faunası açısından zayıf ancak batık envanteri belki de dünyada ilk sıradadır” dedi.
Türkiye’deki batıkların büyük bölümünün Çanakkale’de Birinci Dünya Savaşı’ndan kalanlar olduğunu dile getiren Ceylan, bu gemilerin her birini birer abide olarak gördüklerini anlattı.
Batıkların deniz turizmine açılmasının sevindirici olduğunu vurgulayan Ceylan şöyle konuştu: “Ben bu batıklara daldığımda özellikle son yıllarda, 100 yılı aşkın geçmişte artık batıkların birçoğunun metal özelliği de kalmamış, dokunduğunuz zaman jilet gibi kesiliyor ya da kırılıyor. İşgal kuvvetleri olarak geldiler ama gemilerini burada bırakıp gittiler. Her birinin ayrı bir hikayesi, trajedisi var. Ben onlara ‘derinlerdeki sessiz tanıklar’ diyorum. Bu batıkların bugün elimizdeki görüntüleri bile önemli. Belki 20 yıl sonra bu batıklar daha da kırılacak dökülecek, hiçbir şey kalmayacak. Çanakkale ruhunu da batıklarda görüyorum.”
7DENİZ