ITFST'nin Sahil İzni Anketi'ne yanıt veren 5.879 denizciden elde edilen verileri analiz eden WMU araştırmacıları, denizcilerin dörtte birinden fazlasının hiç sahil izni kullanmadıkları, üçte birinin ise gemide geçirdikleri ortalama 6,6 aylık süreyi temel alarak, tüm sözleşmeleri boyunca yalnızca bir ya da iki kez karaya çıkabildikleri sonucuna vardılar.
ITF Denizciler Vakfı, sahil iznine erişimin giderek zorlaştığı yönündeki endişeleri test etmek amacıyla, 2024 yılının ortalarında Sahil İzni Anketi'ni başlattı. Verileri analiz etmek üzere WMU'daki ekiple birlikte çalışarak ortaya çıkan rapor, denizcilere sunulan mevcut sahil izni düzeylerinin, bu izinlerin ne sıklıkta verildiğinin, ne kadar sürdüğünün ve olası engellerin gerçek bir resmini ortaya koymayı amaçlıyor.
Rapor, sahil iznine ve kıyı tabanlı hizmetlere erişim konusunda kötü bir tablo çiziyor. Zabitlerin sahil izni alma olasılığı en düşükken, açık deniz gemileri ve tankerlerdeki denizcilerin karaya çıkma olasılığı da en düşük seviyede. Ankete katılan tüm denizciler incelendiğinde, denizciler sahil izni alsalar bile %47'sinin karada üç saatten az zaman geçirebildiği ve toplamda %93,5'inin karada altı saatten az zaman geçirdiği tespit edildi.
Veriler sahil izninin önündeki engellerin çok sayıda ve sistemli olduğunu gösteriyor. Bunlar arasında asgari mürettebat ve yüksek iş yükü, artan denetimler, liman güvenliği ve limanda zaman kaybına yol açan operasyonel verimlilik, kıyı tesislerinin eksikliği ve ulaşım maliyetleri yer alıyor.
ITF Denizciler Vakfı Başkanı Katie Higginbottom konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu anket korkularımızı doğruluyor. Denizciler sahil izni kullanamıyorlar, çünkü mürettebatın refahı ve geminin güvenliği için gerekli olan bu izne öncelik verilmiyor. Bu, durumu ortaya koymakla ilgilidir ve tablo oldukça çarpıcıdır. Bulguların, denizcilerin gemiden ayrılmayı hak ettiklerinin tartışılmasını ve kabul edilmesini teşvik edeceğini umuyoruz. Sahil izni imkânını korumak için harekete geçilmelidir.”
Raporun yazarları, bayrak devletlerinden liman devletlerine, acentelerden denizcilik şirketlerine ve denizcilerin kendilerine kadar tüm paydaşları, denizde yaşamın bu hayati bileşeninin korunmasını ve genişletilmesini sağlamak için işbirliği yapmaya çağırıyor.
Vakıf tarafından yapılan açıklamada, “Tüm tarafların, kontrol edilmediği takdirde, mevcut düzenin zaten baskı altında olan işgücü üzerindeki yükü daha da artırarak, sahil izninin uygulanabilir bir kavram olarak yok olma riskini taşıdığını kabul etmeleri gerekmektedir” denildi.
Kaynak: splash247.com