Sektörden

Çanakkale yerine neden Kanal İstanbul konuşuluyor

İMEAK DTO Şubat ayı Meclis Toplantısında konuşan İMEAK DTO Meclis Üyesi Metin Düzgit, gemi trafiğe çok daha yoğun olan Çanakkale Boğazı’ndan ziyade Kanal İstanbul’un gündem olmasının soru işareti yarattığını kaydetti.

Abone Ol

İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Şubat ayı Meclis Toplantısı’nda söz alan Meclis Üyesi Metin Düzgit, Boğazlardaki gemi trafiğiyle ilgili değerlendirmede bulundu.

 

Türk boğazlarından geçen gemi adedinin azalmasına karşın, yük miktarının da arttığını dile getiren Düzgit, “Çanakkale Boğazı’ndaki artış İstanbul’dakinden çok daha fazla. Hem yük olarak hem de gemi adedi olarak. Bunun da nedeni dış ticaretin Karadeniz ülkeleriyle değil de dünyanın diğer ülkeleriyle yapılması. Dolayısıyla dünyanın diğer ülkeleriyle olan ticaret artışı Çanakkale Boğazı’ndaki yükü de arttırıyor” dedi.

 

Çanakkale Boğazı’ndaki trafiğin üç nedeni var

 

İstanbul Boğazı’ndan çok daha geniş olan Çanakkale Boğazı’nda beklemeyi arttıran çok yoğun olmayan LNG hareketliliği, 300 metreyi aşan konteyner gemilerin geçişi ve Çanakkale Köprüsü inşaatı olduğuna işaret eden Düzgit, “300 metrelik gemiye geçiş üstünlüğü verdiği için diğer gemileri bekletiyor. Yüzlerce gemi 300 metre üzerindeki konteyner gemisi geçecek diye haksız yere ticari kayba uğrayarak bekliyor. Bu konu tartışmaya açılması gereken bir konu” diye konuştu. Çanakkale Boğazı’ndaki trafiğindeki yoğunluk nedeniyle kanal konusunun yeteri kadar gündem olmadığını ifade eden Düzgit, “Hal böyle olunca, gemi trafiği ve bunu yönetmek için insan ister istemez istimlak bedelleri çok daha ucuz ve 15 kilometrede yapılacak bir Saroz ve Şarköy bağlantısı olan kanalın yapılması varken neden önce İstanbul Kanalı ortaya atılıyor diye soruyor” diye sordu.

 

‘26 yıldır ölümlü kazanın olmadığı yerde neden Kanal İstanbul’u konuşuyoruz’

 

Düzgit şöyle devam etti: “Bir diğeri güvenlik konusu. 1994 yılından beri Boğazlarda ölümlü bir kaza olmuyor. 26 yıldır ölümlü bir kazanın olmadığı Boğaz trafiğinde abartıldığı kadar büyük bir riskin olmadığını düşünüyorum. Kendi tecrübelerimden emniyet kural dinamiklerinin nasıl çalıştığını görüyorum. Dünyanın her hangi bir yerinde tanker kazası olduğunda bize bir ay sonra bayrak devletinin Class teşkilatından ve sigorta kulüplerinden o kazanın oluş sebepleri ve olmaması için alınması gereken tedbirlerle ilgili sirküler geliyor. Yıllardır burada gemi çalıştırıyoruz. Ama bugüne kadar boğazlarda olan bir kazayla ilgili detaylı bir raporun önüme geldiği bir sistemi görmedim. Yani Boğazlarda olan her kazanın alt başlığındaki sebeplere bakıp buna istinaden, gemilerin bir nevi denetime tutulması lazım. Bunun karşısında kimsenin duracağını zannetmiyorum. Esas amacımız emniyet. 26 yıldır Boğazlarda kaza yok. Bugün Türkiye’de trafikte günde 20 kişi ölüyor. Trafikle ilgili verilen mücadeleye bakıyorum burada 26 yıldır ölümlü kazanın olmadığı yerde Kanal İstanbul’u konuşuyoruz. Varsa burada devletin gizli bir stratejik şeyi bizler de bilelim sesimizi çıkartmayalım.”

 

7DENİZ –ÖZEL