Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, toplu balık ölümlerinin ardından bilim insanları ile TUBİTAK Marmara Gemisi'nde Körfez'i inceledi. İncelemenin ardından basın açıklamasında bulunan Bakan Kurum, “İzmir Körfezi'nin, dünyanın göz bebeği olan bir tabiat harikası olduğunu söyledi. Kurum, “Burası birbirinden güzel adalarıyla, tuzlaları, dalyanlarıyla, kuş cenneti ve lagünleriyle, tam bir cennet parçasıdır. Maalesef bugün sıraladığım tüm bu güzellikler tehlike altındadır, adeta can çekişmektedir. İzmir Körfezimiz, karadan gelen kirlilik nedeniyle artık nefes alamamaktadır. Balıklarımız toplu ölümler yaşamaktadır. Bakanlık olarak geçtiğimiz günlerde bu acı durumun sebeplerini incelemek için harekete geçtik. Körfezin farklı noktalarında deniz suyu, numuneleri aldık. Üzülerek söylüyorum, denizdeki, atıksu kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır” diye konuştu.

Baltık Kuru Yük Endeksi yüzde 10 düştü Baltık Kuru Yük Endeksi yüzde 10 düştü

“İzmir körfezindeki oksijen seviyesi, yer yer 0'a kadar düştü”

Bu durumun evsel ve endüstriyel atıkların, suya arıtılmadan karıştırıldığı anlamına geldiğini belirten Bakan Kurum, “Bu da beraberinde koku problemini getirmekte, insan sağlığını tehdit etmektedir. Denizdeki oksijene baktığımızda da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. İzmir Körfezindeki oksijen seviyesi 6 miligram/litre olması gerekirken, bu seviye 1,8'e, yer yer 0'a kadar düşmüştür. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan izleme sonuçlarında da kirlilik parametrelerinin, özellikle 2020 yılından sonra ciddi artış gösterdiği görülmüştür. Şu anda İç Körfez'de, toplam fosfor, klorofil-a ve amonyum azotu gibi zararlı maddeler sınır değerlerinden tam 2 kat daha fazladır. Maalesef iç Körfezimizde denizdeki su hareketliliği ve sirkülasyonu artık durma noktasına gelmiştir. Şu anda Körfezimizin bazı bölgelerinde yaşam kalmamıştır. Balıklarımız oksijensiz kaldıkları için ölmüştür. Körfezimize dökülen 7 derenin durumuna baktığımız da sonucun içler acısı olduğunu görüyoruz. Bugün derelerdeki su, ‘organik kirlilik' açısından tarihin en kötü durumundadır” ifadelerine yer verdi.

“İzmir Büyükşehir Belediyesini defalarca uyardık”

Bakan Kurum, “İzmir Körfezi'ni temizlemek için Büyük Kanal Projesi yapılmıştı. Bu projede yağmur suyu ve kanalizasyon şebekesinin birleştirilmiş olması nedeniyle; tam 5,5 kat daha fazla kirli ve katı madde denize akmaktadır. Bu denizimiz için hakikaten hayati bir sorundur. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin verimli işletilememesi de ayrı bir problemdir. Bakanlık olarak Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi düzgün işletilmediği için İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni defalarca uyardık. Son 5 senede 6 milyon liradan fazla tutarda, 13 ayrı ceza uyguladık. Bu cezaların sebebi, tesisin düzgün çalıştırılmaması, İzmir Körfezi'ni her gün önceki günden daha fazla kirletmesidir” dedi.

Çiğli Atıksu Arıtma Tesisinden 23 Ağustos'ta numune alındığını ifade eden Kurum şunları kaydetti:

“Tesisteki katı madde değeri olması gereken limitin tam 4 katına çıkmıştır. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisinin kurulu kapasitesi, günde yaklaşık 605 bin metreküptür. Ama tesise gelen atıksu miktarı günlük 700 bin metreküpü aşmaktadır. Tesise gelen fazla atıksu tesiste arıtılmıyor; çok yüksek miktarda katı atık; orta körfeze arıtılmadan doğrudan dökülüyor. İzmir Körfezi'mizin dibine birikiyor, dip çamurunu artırıyor, canlı yaşamını derinden etkiliyor.”

Körfez'de yaşanan durumun büyük bir çevre felaketi olduğuna işaret eden Kurum, İzmir Körfezi'nin ekosisteminin artık tamamen çökme noktasına geldiğini ve İzmir Körfezi'nin ölmekte olduğuna değindi.

Körfezdeki kirliliğin sebebinin yerel yönetim olduğunu söyleyen Kurum şunları kaydetti:

“Sorumlular şimdi suçlarını gizlemek için, “bu balıklar bize ait değil, bunlar gemilerle getirildi” diyerek kendini gülünç duruma düşürenlerdir. Bu kirliliğin sorumlusu; yağmur suyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atıksu tesislerini bile çalıştıramayan, derelerini dahi ıslah etmekten aciz olan belediyelerdir.”

“Yönetim zafiyeti söz konusuysa uyaracağız”

Bakanlık olarak, İzmir için sorumluları izleme ve denetim görevini yapmaya kararlılıkla devam edeceklerini vurgulayan Kurum, bilim kurulunun da oluşturulduğunu aktardı. Sözlerini sürdüren Kurum, “İnşallah kurulumuz, bundan böyle, yerel yönetimlere yol gösterecek. Bilim insanlarımız, İzmir'deki yerel yöneticiler için kirlilikle mücadeleye dair yol haritaları çıkaracak, ev ödevleri verecek. Biz de Bakanlık olarak; belediyeler ev ödevlerini yapıyor mu yapmıyor mu, anlık olarak takip edeceğiz. Eksiklikleri varsa söyleyeceğiz. Yönetim zafiyeti söz konusuysa uyaracağız. Atılması gereken adımlar atılmıyorsa harekete geçmeleri için zorlayacağız” açıklamalarında bulundu.

“İzmir Körfezi, bugün yapıldığı gibi, kendi haline terk edilemez, görmezden gelinemez, yok sayılamaz” diyen Kurum, kendilerinin de bu duruma izin vermeyeceklerini ve İzmir Körfezi'nde yapılan çalışmaların takipçisi olacaklarını belirtti.