Avukat Kubilay Falkenberg, ‘‘Piyasalar yükselmeye başladığında sermaye yeterliliği olmayan armatörlerin gemileri kaybetme riski artacak’’ dedi. Gemi fiyatları çok düştüğü için bankaların gemileri satma taraftarı olmadığını ifade eden Avukat Kubilay Falkenberg, ‘‘Piyasalar yükselmeye başladığında sermaye yeterliliği olmayan armatörlerin gemileri kaybetme riski artacak’’ dedi. Türk ve Alman armatörlerin 800 milyon dolarlık borçlarının yeniden yapılandırılması için armatörlere danışmanlık hizmeti veren Avukat Kubilay Falkenberg, Türk armatörlerin artık kurumsallaşma yolunda uzun vadeli stratejiler yapması gerektiğini belirterek “Armatörler ve kreditörler arasında her iki taraf için kazan-kazan durumunu sağlayacak pek çok yol bulunmaktadır” dedi. Dört yıl Alman bankası HSH Nordbank’da gemi finansman alanında kredi analisti olarak çalışan Kubilay Falkenberg, 2011’de Hamburg’da kendi şirketini kurarak armatörlere hukuk, gemi finansmanı ve bankacılık konularında danışmanlık hizmeti vermeye başladı. Bugün Türk ve Alman müşterilerinin bankalarla olan kredi-borç ilişkilerinde danışmanlık yapan Kubilay Falkenberg, müşterilerine ait 800 milyon doların üstündeki kredi ve borçlarının yeniden yapılandırılması için çalışmalar yürütüyor. Kolay kredi 10 yıl daha yok Denizcilik sektöründe 10 yıl daha kolay kredinin mümkün olmayacağını herkesin kabul etmesi gerektiğini söyleyen Falkenberg, “Bütün olarak ele alındığında donatanlar açısından kullanılabilecek pek çok farklı bankacılık yöntemi ve finansal perspektif bulunuyor. Armatörler ve kreditörler arasında her iki taraf için kazan-kazan durumunu sağlayacak pek çok yollar bulunmaktadır” dedi. Sözleşmeler bazen okunmadan imzalandı Falkenberg, zamanında çoğu armatörün kredi sözleşmeleri bazen okumadan imzaladığını belirterek “Şu armatörün sözleşmesi gibi olsun diye talepler geliyordu ve bazen en kritik maddelere önem verilmiyordu” dedi. Gerceği söylemek gerekiyorsa, bankalar da sözleşmeleri ciddi okumadı yada ciddi almadı. Sonradan piyasa, banka yöneticiler yani ‘finansman dünyası’ değiştikten sonra bu maddeler yüzünden cok ciddi nakit-akış zararı armatöre doğdu. Bazı armatörlerin bankalarındaki derecelerini, borçlanma durumlarını ve sermaye yapılarını iyileştirmek amacıyla uzmanlardan destek almasını tavsiye eden Falkenberg, Türk armatörlerin de artık uzun dönem stratejileri yaparak planlamalarını hazırlaması gerektiğini kaydetti. Falkenberg, ‘‘Ancak bu stratejiye ve sözlesmeler birbirine uymasi lazım. Böylece bir armatör ticari modeline bankalardan güvenlik ve kesinlik satın alabiliyor’’ dedi. Piyasalar yükselince bankalar sertleşecek İkinci el gemi fiyatlarının çok düşük olması nedeniyle bankaların kredilendirdikleri gemileri henüz satmayı düşünmediklerini söyleyen Falkenberg, “Gemi fiyatlarının yükselmesiyle beraber borçlu armatörlerin ellerindeki gemileri kaybetme olasılığı artacak. Buna dikkat etmek gerekiyor” diyerek şu açıklamayı yaptı: “Bankaların verdiği kredi tutarı bugün mevcut gemi değerinin çok üstünde. Bu nedenle bankalar bu kadar büyük kaybı zarar olarak yazamıyor. Armatör de bunu bildiği için bankaya ‘ana parayı ödemeyim, faizi ödeyim’ diyor. Bankalar şimdilik bunu kabul ediyor. Fakat piyasalar yükselmeye başladığında sermaye yeterliliği olmayan armatörlerin gemileri kaybetme riski artacak ve bunu öngörmek lazım.” LNG projelerine bankalar yüzde 90 kredi veriyorlar Türk armatörlerin de artık yeni gemi projelerine yatırım yapması gerektiğini dile getiren Falkenberg Hukuk Bürosu kurucusu Kubilay Falkenberg, yılda yaklaşık 50 milyon metreküp doğal gaz ithal eden Türkiye’nin bir LNG filosu kurması gerektiğini kaydetti. Falkenberg, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ LNG tanesi 200 milyon dolar daha pahalı olmasına rağmen, gemiler kriz döneminde dahi hep karlı çalışıyorlar. Kontrat garantisi olmadan bu alanda yatırım yapmak çok zor. Armatörün bu alana yatırım yapması için mutlaka devletin kontrat garantisi vermesi lazım. En fazla uzmanlaşmış şirketler bu şekilde LNG filolarına sahip oldu. Traderlar, güven duyması halinde 10, 20 ve hatta 35 yıllık dahi kontrat yapabiliyor. Bu projeler son derece güven üzerine kuruluyor ve kiracı, banka ve armatör arasında çok detaylı ve çok uzun vadeli tripartite (üç-partili) sözleşmeler yapılyor ve onlara da uymak gerekiyor. Kira kontratı var ise bankalar da bu gemi projelerine yüzde 90 oranında kredi verebiliyor, çünkü gemi riski değil, charterer (kiracı) riski ve sonunda devlet riski olarak bankalardan görülyor. Türkiye’nin devlet puanı yatırım yapılabilir seviyeye yükseldiği için, böylece LNG-finansmanları daha kolay elde edilebilir artık.’’ Kaynak: Dünya Gazetesi 7DENİZ