Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Biyoloji Topluluğu tarafından düzenlenen 2. Çevre Sorunları ve Ekoloji Sempozyumu’nda Türkiye’deki çevre ve biyo çeşitlilik meseleleri ele alındı. Farklı üniversitelerden sempozyuma konuşmacı olarak katılan akademisyenler, alınması gereken tedbirleri tartıştı.

YATEK ekonomiye 1 milyar dolar katkı sağlayacak YATEK ekonomiye 1 milyar dolar katkı sağlayacak

 

BUÜ Biyoloji Topluluğu tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen 2. Çevre Sorunları ve Ekoloji Sempozyumu’na akademisyenler ve öğrenciler büyük ilgi gösterdi. Sempozyumun koordinatörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Sibel Taş, törende yaptığı açılış konuşmasında, biyolojinin çalışma alanının oldukça geniş olduğuna vurgu yaptı. Biyoloji topluluğu olarak 2020 eğitim-öğretim yılında çevre, çevre sorunları ve ekolojik dengeyle ilgili konuları ele almaya gayret göstereceklerinin altını çizen Prof. Dr. Sibel Taş, “Biliyoruz ki insan olmadan tabiat olmaz. Tabiat olmadan da insan olmaz. Dolayısıyla biz beraberce bir bütünü teşkîl ediyoruz. Bunun için fert olarak üstümüze ne düşecekse yapmaya gayret edeceğiz. Burada çok önemli akademisyen ve uzman konuklarımız var. Sempozyum boyunca bizlere önemli bilgiler vereceklerini biliyoruz. Katılım gösteren konuklarımıza ve tüm izleyicilerimize teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Sempozyumun ilk oturumda konuşmacı olarak yer alan Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Semiz, ‘Küresel Isınma Ölçeğinin Türkiye ve Biyo çeşitlilik Üzerine Etkileri’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. 1900’lü yılların başından itibaren küresel ortalama sıcaklığın giderek arttığını aktaran Prof. Dr. Gürkan Semiz, “Yüz yıllık süreç içerisinde sıcaklıkta ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. Genelde öğrencilerimiz ve meslektaşlarımız 1 derece sıcaklık artınca ne olabilir ki diye soruyor. Biz bu artışı hayatımızın akışı içerisinde çok fazla fark edemeyebiliyoruz. Ancak sadece 1 derecelik bir artış ile yeryüzünden kaybolabilecek çok fazla böcek ve bitki türü var. Deniz seviyesinin de son yirmi yılda 20 santim yükseldiğini biliyoruz. Eğer bu şekilde devam edersek de 2100 yılında bu yükselmenin yaklaşık 60 santim olacağını ve kıyı şehirlerimizden ciddi oranda kayıp olacağını tahmin ediyoruz. Türkiye nüfusunun yüzde 55’i kıyı şehirlerinde yaşıyor. 60 santimlik yükselme demek, ülkemiz için ciddi bir risk demektir. Birçok hayat alanının da tahrip edilmesi anlamına geliyor” diye konuştu.