Bu acıları daha önce de yaşamadık mı? Hiç mi ders almadık? Daha da vahimi vebal almaktan hiç mi korkup, utanmadık… Tümden mi yitirdik vicdanımızı, insanlığımızı, yaşama olan saygımızı…
6 Şubat’ta Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve ardından da Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde yaşanan iki depreme Türkiye Cumhuriyeti Devletinin müdahalesi, ne yazık ki kapasitesinin çok çok altında kalmıştır. Bu konuyla ilgili yazacak onca cümlem var ama onları bir kenara bırakıyor ve tam 24 yıl önce 1999’da yaşanan Gölcük depreminden sonra dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz’ın 32. Gün Belgeselinde yer alan konuşmasının bir kısmını aktarıyorum: “Sivil savunma hizmetlerimiz aksamıştır, kurtarma işlerimiz yetersiz kalmıştır, müteahhitlerimiz malzemeden çalmıştır, imar düzenimiz laçkadır. Hepsinin gerçeklik payı var…” O tarihten bu yana değişen hiçbir şey olmamış, bilakis işler çok daha kötüye everilmiştir.
10 şehrimizde büyük can ve mal kayıplarına neden olan deprem felaketlerinden dolayı acımız sonsuzdur. Canlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, sevenlerine baş sağlığı, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.
Geliyorum bize;
Türkiye’de dernek, vakıf, birlik, federasyon gibi oluşumlar bizden sorulur. Hiçbir sektörde bizdeki kadar STK olduğunu sanmıyorum. Kanaatimce biz bir araya gelmeyi seviyoruz. Bu esasen sektörümüzün güzel bir yönü de. Zaman zaman eleştirdiğim noktalar olsa da “birlikten kuvvet doğar” sözüne inanırım. Diğer taraftan bence İMEAK Deniz Ticaret Odamız, sektörümüzdeki tüm sivil toplum kuruluşlarının da amiral gemisi. Bu afette, Odamız önderliğinde bir kriz masası kurulmuş olsaydı Türk denizcileri çok daha efektif hareketler yapardı diye düşünüyorum. Elbette denizcilerimiz bu felakete duyarsız kalmamış ve elini taşın altına koymuştur ancak çok daha iyisini yapabilecek kabiliyete ve altyapıya sahip olduğumuz da ortadadır.
Neden Odamız?
Odamızın sekiz şubesi (Aliağa, Antalya, Bodrum, Fethiye, İskenderun, İzmir, Kdz. Ereğli, Kocaeli, Marmaris) olası bir felaket durumda birer kriz koordinasyon şubeleri haline gelebilir. DTO Kriz Masası ve kamu otoritelerinin birlikte aldıkları kararları, DTO Şubeleri vasıtasıyla zaman kaybetmeden uygulayabilir, bütün denizcilik STK’ların DTO çatısı altında birleşip çok daha koordineli ve hızlı davranabiliriz. İnanıyorum ki Odamız, ülkemizin en koordineli örgütüdür, hızlı kabiliyet yeteneği vardır ve vatanımızın yaralarını sarabilecek deneyime, tecrübeye sahiptir.
AVS ve DTO’nun kurduğu Denizcilik Sektörü Afet Lojistik Üssü’nün şu ana kadarki yardımları:
AVS Global Ship Supply ve İMEAK DTO'nun depremzedelerin acil ihtiyaçlarının karşılanması için kurduğu "Denizcilik Sektörü Afet Lojistik Üssü"nden ; 23 TIR yardım malzemesi, 10 adet konteyner, 490 adet seyyar WC, 4.500 adet elektrikli ısıtıcı-soba, 1.500 adet taşınabilir şarj cihazı, 87.140 litre içme suyu, 1.300 adet uyku tulumu, 2.453 adet battaniye-yorgan, 7.832 adet yetişkin giyim, 5.460 adet bebek-çocuk giyim, 412 adet çocuk bezi, 44.755 kg-21.267 koli gıda, 3.368 koli-5.123 kg temizlik-hijyen ürününü depremzedelerle buluşturmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı ve denizcilik sektörünün basın mensubu olarak, Odamıza ve emeği geçen bütün denizcilik STK’larımıza teşekkür ediyorum. Elbette sektörümüzde yer alan pek çok denizcilik şirketi de yaşanan bu felakete kayıtsız kalmamış, elindeki tüm kaynaklarla seferber olmuştur. Buradan kendilerine de teşekkürlerimi iletiyorum.
Son olarak ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün iki sözüne yer vermek istiyorum:
· “Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez”
· “Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.”
Kalın sağlıcakla