Baltık Kuru Yük Endeksi yüzde 10 düştü Baltık Kuru Yük Endeksi yüzde 10 düştü

NAVTEK Deniz Teknolojisi A.Ş. Genel Müdürü Ferhat Acuner, TELE1’de Alp Yanardağ’ın sunduğu “Bilim Teknoloji Evreni” programına konuk oldu.

Ferhat Acuner, yeşil enerjinin fosil yakıt denilen petrol türevlerinden ortaya çıkan emisyonların dumanı olduğunu belirterek 'emisyonlar dünyayı yaşanmaz hale getirdiği için' bütün dünyanın buna karşı tedbir arayışında olduğunu söyledi.

“Denizciliğin de kirliliğe katkısı var”

“Yeşil enerji de doğaya atıfta bulunarak söylenen bir şey. Mümkünse emisyonu olmayan ya da az olan emisyonlarla enerji üretelim. Denizciliği bundan ayırmak mümkün değil” diyen Acuner şöyle konuştu:
“Dünyadaki taşımacılığın yüzde 80’den fazlası deniz üzerinden yapılıyor. Bu da fosil yakıtlarıyla yapılıyor. Denizciliğin de bu kirliliğe katkısı var. Yerine bir şey konması lazım. Bunun en genel tanımı yeşil enerji. Kullanılan fosil yakıtlardan daha az kirleten bir şey bulup taşımacılığı öyle yapacağız. Dünya artık çok net görüyor ki dengeyi bozacak hareketler yapıyoruz. Karbon salınımını çok artırdık. Sera gazı etkisi oluşuyor, atmosferde değişiklikler oluyor.”

Birleşmiş Milletler’in (BM), yeşil enerji ile ilgili bir karara vardığını belirten Acuner, “Enerjiyi nerede kullandığınız, nasıl elde ettiğiniz önemli. Gemilerde pervaneyi çevirmek için fuel oil yakılıyor ucuz olsun diye. Bunun yerine ne yakalım diyorsunuz? Şu anda fazlar geçişi var dünyada. Geçiş dönemi yakıtları üzerinde çalışmalar yapılıyor. Nihai hedef emisyonsuz bir işletme yapmak” dedi.

“Sıfır emisyonda, bir gemi bir yerden bir yere gidecek ve dünyayı kirletmeyecek” diyen Acuner, “Batarya, elektik motoru koyarsınız o işi yaparsınız. Ama o kadar büyük olmak zorunda ki 20 gün bataryayı kullandınız, bitince şarj olmak zorunda. Teoride mümkün ama pratikte mümkün değil. 1200 ton batarya gerekir. 1 kw saati 500 dolar. 500 milyon dolarlık pil koyarsanız gemiye, gemiyi belki götürür. Yapılabilir değil. Okyanusu geçecek bir gemi için uygun değil” şeklinde konuştu.

“Batarya teknolojileri ve hidrojen bu işin geleceği”

Geçiş yakıtlarının çevreyi hiç kirletmeyen enerjiye doğru evrildiğini söyleyen Acuner, “Batarya teknolojileri ve hidrojendir bu işin geleceği. Hidrojeni de yakmayacaksınız. 5-6 sene sonra ‘Egzoztan çıkan sıcak gazın sıcaklığı da bir tehlikedir’ denilecektir. Hidrojeni verip elektrik elde ediyorsunuz. Bunu yaparken de yakıt hücresi ısınıyor ama egzoz yaymıyor. Bu bilinen en temiz enerji. Hidrojeni elde etmek çok pahalı. Bir de tehlikeli bir gaz. Sıkıştırmanız gerekiyor ki iyice tehlikeli hale geliyor. 'Bunları nasıl az tehlikeli, ucuz hale dönüştürürüz' diye AR-GE çalışmaları yapılıyor” diye konuştu.

“Biz 5 yıl önce bu çalışmalara başladığımızda bataryanın birim fiyatı daha pahalıydı. Hem de daha verimsizdi” ifadelerini kullanan Acuner şunları kaydetti:

“2 sene önce hidrojeni kimse bilmiyordu. Biz tamamen hidrojenle çalışan römorkör tasarımı yaptık. Dünyada ilkti bu. Ticarileşmeyen şeyler akademik olarak kalıyor. Dünyaya etkisi olmuyor. Ticarileştiği anda yayılıyor.

Sıvı piller geliyor. Bir depoda yüklü bu. Bir üniteden geçiyor elektrik elde ediyorsunuz. Elektriği boru hatlarıyla bir yerden bir yere taşıyacaksınız. AR-GE firmalarının bu projeleri ne kadar ilerlettiğiyle ilgili.”

“Böyle devam edersek öncü olacağız”

Deniz üstünde yenilenebilir enerji santrallerinin kurulması gerektiğini belirten Acuner şöyle konuştu:

“Yeşil enerjilerin toplamı dünyanın ihtiyacını dikkate alınca yetmiyor. Denizi de bu işe katmak zorundasınız. Açık denizde bunları yapmanın zorlukları var ve pahalı işler. Gemilerin bile gitmediği yerlerde rüzgâr enerji tarlaları yapılıyor. Bunlara yatırım yapmak için yatırımcı şirketler lazım. Bunu petrol şirketleri milyar dolar mertebesinde yapıyor.

Yeşil enerji geçici bir heves değil. Büyük petrol şirketleri yatırım yapıyorsa görüyorlar ki petrol bitiyor. 50 sene sürmeyecek bu, 15 seneye geçişler tamamlanacak. Böyle devam edersek öncü olacağız. Bu tür gemilerin inşa edildiği yer olacağız. Ve ihracat gelirleri elde edecek Türkiye. O altyapımız var. Açık denizde enerji adaları olacak. Akdeniz de 4 ya da 5 tane petrol platformlarına benzeyen yerler olacak. Gemiler yanaşacak, ya hidrojen alacak ya pillerini dolduracaklar. Hidrojeni açık denizde ürettiğinizde lojistik sorunları var. Bunu aşmanın yolu da yine denizcilikten geçecek. Bir enerji adası rüzgârdan elektrik üretiyorsunuz ondan da hidrojen üreteceksiniz. Gemiler hidrojeni karaya taşıyacak. 20 yıl sonra büyük deniz rotalarının hepsinin bu şekilde yeniden şekilleneceğini düşünüyorum.”

7DENİZ